Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/95 E. 2019/78 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/95 Esas
KARAR NO : 2019/78

DAVA : markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, tazminat ve unvan terkini talepli
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve unvan terkini talepli tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilin ticaret unvanı ve markasıyla ile karıştırılmaya yol açan Davalı taraf ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine davalı eyleminin müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, müvekkilin davalının haksız eylemleri neticesinde uğradığı sıkıntılar karşılığında maddi tazminat hakkı saklı kalmak üzere 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, manevi tazminata en yüksek ticari reeskont faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı açılan davaya cevap vermemiş, delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının ticaret unvanı ve markasıyla(… ibareli) ile karıştırılmaya yol açan Davalı taraf ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 10.000 TL manevi tazminatın davaladın tahsili taleplerine ilişkindir.
HMK.nın 226 maddesine göre mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Dava gerçek hak sahipligi, ticaret unvanının terkini gibi hukuki uyuşmazlık konularına ilişkin olduğundan hakimin hukuku bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunması gezetildiğinde bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
Davacının TPE nezdindeki tescilli markasının esas unsurunun … ibaresi olduğu ve ticaret unvanının ise … A.Ş .olduğu davalının ticaret unvanının ise … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davasını ticaret unvanından kaynaklanan üstün hakka ve marka hakkına dayalı olarak açmış olup, tescilsiz bir markanın işaretin, ticaret unvanının eskiye dayalı kullanım yoluyla bu marka, işaret, unvan üzerinde hak sahibi olan kimsenin bu markayı kullananı engelleme yetkisi mevcuttur.
Davacı … ibaresini ticaret unvanında ve markasında ASLİ unsur olarak kullanmaktadır.Bu husus ticaret sicil kaydı ve marka tescil belgesinden anlaşılmaktadır.
Davacının markasının Türk Patent ve marka kurumundan gelen belgeler kapsamına göre birçok alanda tescil ettirdiği, markasının esas unsurunun … ibaresi olduğu anlaşılmıştır.
Ticaret sicil kayıtları incelendiğinde ise;
Davacının … A.Ş firmasını 3.3.2006 tarihinde tescil ettirdiği, faaliyet alanının ileri teknolojilerin kullanım hazırlanması ve dağılımında satışında danışmanlık ve marka oluşturmak,şirket işleri ile ilgili faaliyetler bulunmak olarak kayıt edildiği,
davalının ise … olarak ticari sicile 12.10.2015 tarihinde kayıt olduğu ve faaliyet alanının işletme destek hizmetleri olarak tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı yanca sunulan deliller de davalının … ibaresini ne şekilde markasal kullandığı ve haksız rekabete neden olduğu yönünde delil sunmadığı anlaşılmış, dosyadaki sunulu deliller, İddia,ticari sicil kayıtları, TPE belgeleri kapsamınada göre somut uyuşmazlık incelenmiştir. Davacının davalının gerek ticari ünvanının gerekse markasının asli unsurunun … olması, davacının seri marka olarak marka tescillerinin yıllara yayılan bir şekilde süre gelmiş olması, davalının ise ticari sicile kayıt tarihinin 12.102015 tarihinde olduğu, davacının ise çok önceden beri yani 2006 yılından beri ticaret unvanını kullandığı ve markalaşma sürecinde bulunduğu,davalının ise … Unvanı ile tanınmış olduğuna, yada eskiye dayalı kullanımı olduğuna dair hiçbir delil sunmadığı, davacının ticaret unvanının ana unsurunun da … ibaresi olması, gerek görsel,gerek fonetik ve gerekse bir bütün olarak gözde bıraktığı izlenim açısından değerlendirildiğinde, ortalama tüketiciler nezdinde BİREBİR AYNI olan kullanımın karıştırmaya neden olacağı,tarafların ticari sicil kaydına göre aynı iş kolunda çakışan alanlarla faaliyet gösterdikleri, davacının marka ve Ticari unvanının kullanımının ve unvan tescilinin daha eskiye dayandığı, davacının bu ibare üzerinde üstün hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
TTK m.52 vd. maddelerinde “Ticaret unvanı’ ve “İşletme adı’nın korunması sistemi getirilmiştir. Davacı, davalı şirket ticaret unvanında yer alan ibarenin terkinini talep etmiştir.Haksız kullanılan bir ticaret unvanı tescil edilmişse, ilgili kişi tarafından, haksız kullanıma son verilmesi talep edilebilir.
Ticaret hukukunda tacirin ve şirket ortağının ad/soyadı kullanımı, sınırsız sorumlu gerçek kişi tacirler ve ikinci dereceden sınırsız sorumlu şahıs şirketleri için getirilmiş bir zorunluluktur ve ad/soyadın birlikte kullanılması gerekir (TTK m41, 42). Şahıs şirketlerinde unvan ve ortakların (en azından birinin) ad/soyadı ile birlikte kullanılır. İsimlerde herhangi bir kısaltma yapılmaz.
Davalı Şirket niteliği itibariyle bir LİMİTED şirkettir. Dolayısıyla tüzel kişi tacirdir.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketler genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı da bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı davacının tescilli markası ile başladığı gibi aynı ticaret unvanını kullanmaktadır..Tescilde öncelik ilkesi gereğince davacının, davalı unvanının terkini talebi yerinde olduğu anlaşıldığından unvan terkini talebi yerinde görülmüştür.
Ancak davalı usulen tescil ve ilan edilmiş ticaret unvanını kullanması nedeniyle marka hakkını ihlal ve haksız rekabet iddiları ancak ticaret unvanını markasal olarak kullandığı durumlarda dinlenebilir. Davacı ise davalının markasal kullanımını dair delil sunmamıştır. Ticaret unvanı terkin edilmediği sürece sahibine kullanım imkanı sağladığından davacının haksız rekabet ve marka hakkının ihlal iddilarının subut bulmadığı anlaşılmış, somut olayda davacının ne şekilde manevi olarak zarar gördüğü de ispat edilemediğinden manevi tazminat isteminin de reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının ticaret unvanı terkin edilmediği sürece koruma sağladığından , marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti istemlerinin reddire,
-Manevi tazminat isteminin reddine,
-Davacının tescilde öncelik ilkesi gereği davalının unvan terkini yerinde görülmekle ; Davalı unvanından … ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari sicile gönderilmesine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 13,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Kabul edilen davalı unvanından terkini talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 19/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır