Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/80 E. 2018/466 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/80 Esas
KARAR NO : 2018/466

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 04/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli … sayı ile koruma altındaki “…”,… (WiPO …) sayı ile koruma altındaki “…”, … (Wipo …) sayı ile koruma alandaki “… şekil” markalarına ilişkin aleyhine tespi istenen tarafından gerçekleştirilen markalara tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin tespiti, tecavüzün önlenmesi, tecavüz fillerinin durdurulması, tecavüzün kaldırılması, tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gihi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulması, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özel olarak ilan edilmesi, davalıya ait Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … sayılı … markasının 3. Kişilere devrinin ünlenmesi, davalı yanca 500.000,00 TL teminat verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde, Davacı adına kayıtlı bulunan …, … ve … tescil numaralı “…” markalarının 34.Sınıf kapsamında davalının … tescil numarasıyla “…” markasının 2014 yılında 34. Sınıf kapsamında tescil edildiğini, markaların tertip tarzlarının birbirinden farklı olduğunu, Müvekkilinin markası düz beyaz zemin üzerine siyah büyük harfler ile “…” “…” ve “…” harflerinin birleşiminden oluşmaktayken, davacı markaları ise, “…” ve “…” harflerinden ibaret olup, gri zemin üzerine beyaz renk ve şekiller kullanılarak tertip edildiğini, Markaların birbirlerinden farklı olduğunu, her iki markanın yazım karakterlerinin de farklı olduğunu, farklı puntolarda yazıldıklarını, markaların renklerinin farklı olduğunu, müvekkiline ait markanın yazı karakteri dışında bir logosu olmamasına rağmen, davacının ayrıt edici bir logosunun mevcut olduğunu, benzerlik incelemesi yapılırken, iki işaret arasında görsel, işitsel, kavramsal açıdan benzer olup olmadıkları değerlendirmesi yapıldığında markaların farklı olduğunu, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına da uğradığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık; Davacı adına tescilli … sayı ile koruma altındaki “…”, … (WiPO …) sayı ile koruma altındaki “…”, …(Wipo …) sayı ile koruma alandaki “…” markalarına ilişkin davalı yanca tarafından gerçekleştirilen markalara tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin tespiti, tecavüzün önlenmesi, tecavüz fillerinin durdurulması, tedbir ve ilan taleplerine ilişkindir.
Bilirkişiler … ve … 26.3.2018 tarihli raporlarında; Davacı tarafın … nolu “…” Markası, … sayı ile tescilli “…” Şekil Markası, … sayı ile tescilli “…” Şekil Markaları üzerinde hak sahibi olduğunu, davalı tarafın, … nolu ve “…” ibareli tescilli markası üzerinde hak sahibi olduğunu, Davacı taraf markalarının Türk Patent Kurumu nezdinde ve Türkiye’de tanınmış marka statüsünde olmadığını, Davacı tarafın Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunca “MM” markası için bu güne kadar ithalat izni veya üretim izni bulunmadığını, Sektörel açıdan yapılan değerlendirmede ticarî takdim şeklinin kısa vadede ambalaj kurgusunun benzemesinden dolayı, tüketicide ürün tercihinde bir yanılma ihtimali ortaya koysa da uzun vadede tiryakinin tüketim tercihi açısından etkisinin olmayacağını, kaldı ki bu görüş aynı piyasayı paylaşan ürünler için söz konusuyken dava konusu ürünlerin bu gün itibariyle aynı piyasayı paylaşmasının yasal olarak mümkün olmadığını, Davalı tarafa ait … nolu tescilli “…” markasının, davacı markalarından kelime ve kulakta bıraktığı iz bakımından farklı olduğu fakat ambalaj tasarımları yönünden haksız rekabet yaratacağı kanaatine ulaştıklarını bildirmişlerdir.
Mahkememizin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle marka hakkını ihlal ve haksız rekabet iddiaları sunulu delillere göre mahkememizce takdir edilmelidir. Bu kapsamda bilirkişiler ürünün ambalaj tasarımı yolu ile haksız rekabat yarattığını bildirmişlerse de eylem aynı zamanda marka hakkı ihlali de oluşturmaktadır.
Zira davacı yanca sunulan deliller incelendiğinde, davalı markasını tescilli olduğu hali ile değil, davacı markasına yakınlaşmak suretiyle kullanmaktadır. Nitekim davacı yanca davalıya ait ürünün görseli ambalajı incelendiğinde, MMC markasının yanısıra paketin kapağında davacıya ait tescilli … nolu markada yer alan MM ibaresinin karakteristik logosunun da birebir davalı ürünü üzerinde yer aldığı, yine davacı markasında yani … nolu markada … harflari arasında kare şeklinde bir nokta işaretine benzer işaretin bulunuduğu, davalı markasında harfler arasında böyle bir işaret olmamasına rağmen davalının bu karekteri de aynen sigara paketi üzerinde kullandığı dolayısıyla davacının marka hakkının ihlal edildiği ve eylemin haksız rekabete de neden olduğu sabittir.
Bilindiği üzere markanın asıl işlevi 6769 sayılı SMK’nun 4. maddesinde de belirtildiği üzere; Bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin, diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlamasıdır. Bu özelliği nedeniyle tüketiciler bir ürün yada hizmeti alırken yada ürün ve hizmet konusunda araştırmalar yaparken kısaca tüketici tercih hakkını kullanırken markanın hitap ettiği piyasadaki ayırt ediciliği dikkate alarak tercihlerini kulanmaktadır. Bu açıdan Markaların markalar siciline TESCİL EDİLDİĞİ şekli ile kullanılması esastır. Davalı ise davacı markasının logo ve grafik özelliklerini birebir kullanmıştır,artık bu arada bilinçli bir kesim olan tüketici kesiminin aldanmayacağından haraketle marka ihlalinin bulunmadığı gibi bir sonuca ulaşılamaz, bilakis bilinçli tüketici iki paketi yan yana gördüğünde davacı markasının da artık seri bir üretime geçtiğini düşünerek, davacı markasının kalitesini biliyor ise davalı ürününü de denemek isteyecektir, dolayısıyla davalının kullanımlarının markasal olduğu, davacının marka hakkının ihlal edileceği keza haksız rekabetin oluşacağı konusunda şüphe bulunmadığı sabittir.
Türk Ticaret Kanununda “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” kenar başlıklı 55. maddesinde haksız rekabet hâllerinin “başlıcalarını” (6) bent halinde (12) adet davranış biçimi olmak üzere “haksız rekabet örnekleri” olarak saymıştır. Belirtilen maddenin a, b ve c bentlerinde sayılan davranış şekillerinden önce “özellikle” terimine vurgu yapılması, sayılan davranışların sınırlı olmayıp, başkaca biçimlerle de dürüstlük kuralına aykırı davranışların gerçekleştirilebileceğine vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla yalnızca 55. maddede örnek olarak sayılan hallarde sınırlı olmadan, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı diğer hallerdeki davranışlar ve ticari uygulamaların da TTK’nın 54 ve 55. maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturacağı belirtilmektedir.
Haksız rekabetin varlığı için, davranışı gerçekleştiren kişinin kusurunun bulunması aranmamaktadır. TTK’nın 54 ve 55. maddelerinde haksız fiilin bir unsuru olarak kusurdan söz edilmemiştir.
Davacı ve davalının marka tescil belgeleri ile davalının ambalaj tasarımı yolu ile kullanımları bir arada incelendiğinde, davalı ürününü gören tüketicinin davacının seri bir marka yarattığı hissine kapılmasının kaçınılmaz olduğu, davalı eyleminin davacıya ait tescilli marka haklarına, tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, karar kesinleştiğinde ihlal teşkil eden ambalaj tasarımlarıni içeren etiket ve ambalajlar ile sınırlı olarak üretilen ürünlere, gümrükler da dahil olmak üzere el korulmasına, cihaz Makine gibi üretime yarayan aletlere el konulması yönündeki istemin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki menfaati bulunduğundan ilan isteminin kabulüne, karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının tescilli markasını tescilli olduğu şekilde kullanmayıp davacı markasına yaklaşmak suretiyle kullandığından marka hakkına tecevüz ve haksız rekabetin tespitini, dururulmasına, önlenmesine,
2-Karar kesinleştiğinde ihlal teşkil eden ambalaj tasarımlarıni içeren etiket ve ambalajlar ile sınırlı olarak üretilen ürünlere, gümrükler da dahil olmak üzere el korulmasına, cihaz Makine gibi üretime yarayan aletlere el konulması yönündeki istemin reddine,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin günlük traji yüksek 3 gazeteden birinde masrafı davalıdan alınarak ilanına,
4-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 4,50 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 184,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.746,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı. 04/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır