Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/799 E. 2021/310 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/799
KARAR NO : 2021/310

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, DURDURULMASI, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … alan adlı ve URL uzantılı internet sitesinde gerek site adresi kısmında gerekse de internet sitesi içeriğinde ve … alan adlı ve UFL uzantılı adreste yer alan … ibareli kullanımların marka hakkına tecavüz olduğunun tespitini, tüm bu tecavüz fiillerinin durdurulmasını, nihayetinde kaldırılmasını, ilgili internet sitelerine erişimin tamamen engellenmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliğine kararın bir suretinin gönderilmesini, 6769 sayılı SMK’nun 151/2-b maddesi çerçevesinde davalının elde ettiği net kazançtan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın ve davalının müvekkilinin marka hakkına haksız tecavüzü nedeniyle müvekkilinin itibarının zedelenmesi ile diğer nedenlerle 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde, kararın kesinleşmiş bir suretinin masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayın yapan günlük bir gazetede veya benzeri vasıtalarla ilanını, dava konusu tecavüzün tedbiren durdurulmasını ve ivedilikle tedbiren … alan adlı ve URL uzantılı internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesini ve…alan adlı ve UFL uzantılı internet sitesinin tamamına erişim engellenmesini, kararın icrası için de Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilmesini. yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …’nin klima, kombi servis hizmeti sağlamakta olduğunu, iddia edildiği gibi herhangi bir markanın ana bayiliği ve/veya yetkili servisi olmadığını, bu doğrultuda herhangi bir beyanı veya izleniminin de bulunmadığını, davacının marka hakkına tecavüz edildiği iddialarını kabul etmemekle birlikte, dava dilekçesinde müvekkili şirket ile görüşülerek marka hakkına tecavüz edildiği ve bu nedenle yayından kaldırılması talebinde bulunulduğu ancak bir gelişme olmadığının iddia edildiğini,bu iddianın gerçeği yansıtmadığını zira müvekkili şirketin davacı tarafın talebi üzerine eylemin tecavüz teşkil etmemesine rağmen internet sitesini kapattığını, 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere internet sitesinin aktif olmadığını ve markaya ilişkin herhangi bir içeriğin bulunmadığını, davacı tarafın, … sadece ama sadece … markasına ilişkin ifadelerin olduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin … markası ve dava dışı diğer markalarda yalnızca kombi ve klima servis hizmeti verdiğini, ürünleri sattığını veya garanti verdiğini değil yalnızca kendi sunduğu hizmete garanti verdiğini, tecavüz olarak nitelendirilecek şekilde ilgili markayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek, tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte kullanmadığını, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak sureti ile markayı taklit etmediğini, tecavüz yolu ile kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmadığını, dağıtmadığını veya başka bir şekilde ticaret alanı dışına çıkarmadığını, 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da müvekkili şirketin tecavüz teşkil eden herhangi bir eyleminin bulunmadığının belirtildiğini, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın 5.000,00 TL maddi, 10.000.00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğunu, marka hakkına tecavüze ilişkin Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında, markanın ilgili ürüne ekonomik bakımdan önemli bir katkısının olduğunun kabulü ile ilgili ürüne olan talebin oluşmasında markanın belirleyici etken olduğunun anlaşılmış olması gerektiğinin belirtildiğini ancak söz konusu davada markanın müvekkili şirkete ekonomik bir katkısı veya talep oluşmasında belirleyici bir etken rolünün olmadığını, marka tecavüz fiilinin özünde haksız fiil sorumluluğu bulunduğu için, hukuka aykırılık unsurunun yanında, kusur, zarar, illiyet bağının da bulunması gerektiği ve zarar görenin zararını ve zarar vereninin kusurunu ispat yükü altında olduğunu ancak davacı tarafın dava dilekçesinde söz konusu olaydan dolayı herhangi bir zararı veya yoksun kaldığı kazancı bulunmamakta olduğunu, aksinin dava dilekçesinde de ispatlanamadığını, bu nedenle talebin reddinin gerektiğini, manevi tazminat yönünde ise TBK 58’deki şartlar göz önüne alındığında kişilik hakkının zedelenmesi kıstasının olduğunu ancak davacı tarafın, kişilik hakkının zedelendiğini gösteren herhangi bir somut veri sunamadığını, ilgili içeriklerin davacının itibarını zedeleyen, kişilik haklarına saldırı teşkil eden herhangi bir durumunun olmadığını, ayrıca davacı tarafın talebi üzerine müvekkili şirketin, ilgili içeriklerin marka hakkına tecavüz etmemesine rağmen, söz konusu internet sayfasını erişime kapattığını, davacı tarafın talebinin yerine getirilmesine rağmen müvekkili şirketin İnternet Ortamında Yapılan Yayımların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği ihlal ettiğinin beyan edilmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
22/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: … internet sitesinin “…” adına tescilli olduğu ancak sitenin bir yer ve erişim sağlayıcısının bulunmadığı, internet sitesinin halihazırda aktif olmadığı, sitenin geçmiş arşiv kayıtlarının saklanmamış olduğu, site ve arşiv kayıtlarında herhangi bir içerik bulunamadığından başka bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, … adresinde bulunan “… Ltd Şti.” isimli Facebook sosyal paylaşım platformu hesabı incelendiğinde, hesabın … adresinde bulunan ve … numaralı iletişim numarasını kullanan “… Ltd Şti.” tarafından kullanıldığı, şirketin Kombi servisi, Motorsiklet kiralama. Tatil turları, gayrimenkul, emlak, klima servisi alanında faaliyet gösterdiğinin belirtildiği, hesap üzerinden yapılan paylaşımlar incelendiğinde; Kombi Servisi ibaresi bulunan resim üzerinde davacıya … markasının dava dışı diğer markaların yanında bulunduğu, hesap üzerinde bunun dışında bir paylaşımın bulunmadığı, sosyal medya hesoplannın arşiv kayıtlan tutulmaması nedeniyle arşiv incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
30/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: “…” İnternet sitesi alan adı kaydının 22.05.2016 tarihinde 2 yıl süre ile “…” firması adına yapılmış olduğu, ilgili alan adının bitiş tarihi olan 22.05.2018 tarihinden itibaren alan yenilenmemiş olduğu ve mevcut durumda internet sitesinin yayında olmadığı, internet sitesi alan adı kayıt bilgilerinde … telefon numarası ve … e-posta iletişim bilgileri girişlerinin yapılmış olduğu, ….com internet sitesinin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu sorgulama sayfası üzerinden yapılan sorgulamasında internet sitesinin mevcut durumda yayında olmadığı, alan adının 24/12/2017 tarihinde … A.Ş firması üzerinden 2 yıl süre ile 24/12/2019 tarihine kadar geçerli olacak şekilde satın alındığı, “…” internet sitesine ait arşiv kayıtları üzerinden yapılan incelemede, internet sitesinin şikayet tarihinde yayında olduğu, müşteki firmaya ait “…” markasının kullanılarak … makineleri için teknik servis hizmeti sunulduğu, iletişim bilgileri için… telefon numarasının internet sitesi içerisinde verilmiş olduğu, internet sitesi içerisinde “…” markasının … internet sitesi içerisinde belirgin olarak kullanılmış olduğu, … internet sitesi arşiv kayıtlarına yönelik yapılan incelemede, internet sitesinin 12/02/2018 tarihinde yayında olduğu, internet sitesi içerisinde … Kombi- Klima- Kazan Servisi ürünleri için teknik servis hizmet bilgilerinin yer aldığı ve teknik servis hizmeti için … telefon numarasının paylaşılmış olduğu, Ana Sayfa içerisinde ayrıca müşteki firmaya ait Logolu ürün görselinin paylaşılmış olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında müşteki firma “…” logosu ve “…” markasının … internet sitesi içerisinde belirgin olarak kullanılmış olduğu, davacı ve davalının aynı sınıfta hizmet verdiği yanı sıra davacı markasının tanınmışlığı da göz önüne alındığında davalı kullanımlarının, internet üzerinden hizmet satın almak için arayışa giren tüketici de yanılgı ve karıştırılma ihtimali yaratabileceği, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davacının “…” markasının, davalı tarafından internet sitesi alan adında ve internet sitesi içerisinde kullanılmış olmasından dolayı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151-2/b) maddesi “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” hükmü uyarınca talep edebileceği maddi tazminat miktarının 8.976,64 TL (talep 5.000,00 TL) olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
21/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda yer alan görüş ve kanaati değişterecek bir belge ve beyan bulunmadığından; Davacı ve davalının aynı sınıfta hizmet verdiği yanı sıra davacı markasının tanınmışlığı da göz önüne alındığında davalı kullanımlarının, internet üzerinden hizmet satın almak için arayışa giren tüketici de yanılgı ve karıştırılma ihtimali yaratabileceği, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı şirketin defter kayıtları ile satış faturalarında ” …” markasının belirtilmemiş olması ve aynı zamanda davaya konu internet sitesi üzerinden yapılan satışların kaydının bulunmaması nedeniyle Şubat/2016 ayında kurulmuş ve Mayıs/2016 ayından itibaren satış faturası düzenlemeye başlamış olan davalı şirketin hesap dönemlerine ilişkin ciroları, satışların tamamının sadece dava konusu marka kullanımından kaynaklanmaması, markayı kullanım süresi ve “…” markasının tanınmışlığı ve bilirliği göz önünde bulundurulmak suretiyle, zorunlu olarak varsayıma dayalı öngörüden ibaret olan markanın ciroya etkisine ilişkin oranların, kök raporda Mahkemenin takdirinde olduğunun belirtilmiş olduğu, dolayısıyla itiraz konusu yapılan oranların ve artırma veya eksiltme yapılıp yapılmayacağına dair takdirin Mahkemeye ait olduğu, ayrıca davacının “…” markasının, davalı tarafından internet sitesi alan adında ve internet sitesi içerisinde kullanılmış olmasından dolayı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151-2/b) maddesi “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” hükmü uyarınca talep edebileceği maddi tazminat miktarının 8.976,64 TL (talep 5.000,00 TL) olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının “…” ibareli tescilli markasının olduğu, davalının izinsiz … alan adı ve uzantılı internet sitesinde davacının markası ve ticaret ünvanını kullanarak marka tescillinden doğan hakkına tecavüz ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, internet sitesine erişiminin engellenmesi, 6769 sayılı SMK’nun 151/2-b maddesine göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsili ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 22/02/2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini ıslah etmiş; 8.976,64 TL maddi tazminat talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktır.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kök-ek raporları ve bütün dosya kapsamından: Davacı şirket adına tescilli “…” ibareli çok sayıda marka bulunduğu, “…” internet sitesi alan adı kaydının 22.05.2016 tarihinde 2 yıl süre ile davalı …adına yapıldığı, alan adının bitiş tarihi olan 22.05.2018 tarihinden itibaren yenilenmediği ve mevcut durumda internet sitesinin yayında olmadığının tespit edildiği, bilirkişilerce “…” internet sitesine ait arşiv kayıtları üzerinde yapılan incelemede, internet sitesinin şikayet tarihinde yayında olduğu, davacı şirkete ait “…” markasının kullanılarak … makineleri için teknik servis hizmeti sunulduğu, “…” markasının … internet sitesi içerisinde belirgin olarak kullanıldığının tespit edildiği, bilirkişilerce “…” internet sitesi arşiv kayıtlarına yönelik yapılan incelemede, internet sitesinin 12.02.2018 tarihinde yayında olduğu, internet sitesi içerisinde … Servisi ürünleri için teknik servis hizmet bilgilerinin yer aldığı, ana sayfa içerisinde ayrıca davacı şirkete ait logolu ürün görselinin paylaşılmış olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin “…” logosu ve “…” markasının … internet sitesi içerisinde belirgin olarak kullanıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bir markanın tanınmışlığı zamana göre farklılık gösterebilecek bir durum olup davacı markası ile aynı ticaret unvanına sahip olan … şirketinin, Türkiye’de 1950 yılında kurulduğu ve köklü bir geçmişi olan, kurulduğu tarihten bu yana ısıtma, klima ve soğutma alanında ve zamanla başkaca alanlarda da faaliyet gösterdiği, ısıtma ve soğutma alanları dışında zamanla geniş bir iş ağı kurduğu ve halen geniş iş ağında faaliyetlerine devam eden ve ülke içinde bilinirliğe sahip büyük projelerde yer alan bir şirketler grubu olduğu, ürün ve hizmetlerinde de genel olarak “…” markasının kullanıldığı, günümüzde geniş bir iş ağında ve farklı sınıflarda faaliyet gösteren … markasının, Türkiye genelinde yüksek oranda bilinirliğe sahip, marka tanıtımı için kuvvetli reklam ağı kurduğu, yüksek ekonomik değere sahip bir marka olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu, davalı tarafça kullanılan internet sitesi alan adlarının … ve … olup davalı tarafça alan adlarında “…” ibaresinin kullanıldığı, “…” ibaresinin kelime olarak bir anlam taşımayan davacı şirket tarafından “alım, araştırma, komple tesis kurma ifadelerinin ilk harflerinin birleşmesinden” oluşturulmuş bir marka ve ticaret unvanı olduğu, “…” ibaresinin davacı şirket tarafından 1950 yılından bu yana kullanılmakta olan marka ve şirket unvanı olduğu, davalının bu ibareyi içeren alan adını tercih etmesinde markanın bilinirliğinden faydalanarak internet ortamında daha çok müşteri çekebilmeyi amaçladığı ve markayı ticari etki yaratacak şekilde alan adı olarak kullandığı anlaşılmıştır.
22.01.2018 tarihli bilirkişi raporundaki görsellerden, davalı tarafça internet sitesinde “…” markasının tıpa tıp aynısının kullanıldığı görülmüştür.
Davacı adına tescilli “…” markasının, davacı şirketçe bir çok ticari alanda kullanılan bir marka olduğu ve … tescil numaralı “…+şekil “markasının 06.- 07. – 09.- 11.- 37.- 39.- 40.- 41.-42. ve 43. sınıflarda tescilli olduğu, kombi ve klima servis hizmeti sunan davalı şirket ile davacı şirketin hizmetlerinin 37. sınıfta “Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri”nde uyuştuğu, davalı şirketin internet sitesi alan adında davacıya ait marka ibaresini kullandığı ve site içerisinde de davacıya ait marka şekil görsellerine yer verdiği, davacı ve davalının aynı sınıfta hizmet verdiği ayrıca davacı markasının tanınmışlığı da göz önüne alındığında davalı kullanımlarının internet üzerinden hizmet satın almak için arayışa giren tüketicide yanılgı ve karıştırılma ihtimali yaratabileceği kanaatine varıldığından davalının eyleminin, davacının tescilli markasından kaynaklı haklara tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tazminat seçim yöntemini SMK 151/2-b kapsamında talep etmiştir, yani sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancı talep etmiştir.
30/10/2019 tarihli kök ve 21/12/2020 tarihli ek bilirkişi kurulu raporlarında: Davacı tarafin hak edebileceği maddi tazminat tutarının 8.976,64-TL olduğu bildirildiğinden, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Marka hakkı tecavüze uğrayan tescil sahibinin manevi tazminat talep edebileceği bilinmektedir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Davalı basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markanın benzerini bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, somut olayın özelliği ile hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının tescilli markasından kaynaklı haklara tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına,
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne, 8.976,64-TL nin dava tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont / avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00-TL nin dava tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont / avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Mahkememizin 21/02/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-957,74 TL ilam harcından peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile eksik 701,57- TL harcın davalıdan tahsiline,
7-Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen Manevi tazminat yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacının yaptığı 31,40 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 67,92 TL ıslah harcı, 810,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.042,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.207,49- TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oran dikkate alınarak takdiren 3.071,50 -TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12- Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır