Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/786 E. 2020/98 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/786 Esas
KARAR NO : 2020/98

DAVA : Marka hakkına tecavüzün tespiti&maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüzün tespiti&maddi ve manevi tazminatdavasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır süren özverili çalışmaları neticesinde lojistik sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin seçkin firmalarından olduğunu, “…” ibaresinin TPE nezdinde tanınmış ve tescilli marka olduğunu, davalı şirket logosunun yurtlojistik olduğunu ve davacı müvekkili şirketin logosunu çağrıştırması nedeniyle ilanı gören müşterilerin doğrudan müvekkili şirketi aradığını ve nitekim müvekilinin de marka kullanımından bu şekilde haberdar olduğunu, davalıya ait … adlı internet sitesinin alan adında ve site içeriğindeki hizmetlerin tanıtımında … ifadelerinin kullanılarak müvekkili markasına benzerlik oluşturduğunu iddia ederek davalı yana ait … adlı internet sitesi alan adı kullanımının durdurulması ve siteye erişimin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını ve kaldırılmasını, “…” ibaresinin her türlü görseli yazılı mecralarda, sosyal medya hesaplarında, internet ortamında kullanımının durdurulmasını, tecavüzün giderilmesi amacıyla “…” ibaresinin herhangi bir şekilde kullanıldığı tüm ilan, afiş, broşür, basılı evrak vs. eşyanın masrafları davalıdan alınmak suretiyle toplatılmasını ve imhasını veya üzerinde bulunan markaların silinmesini, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve 4.000 TL manevi tazminatın fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, mahkeme kararının masrafıdavalıdan alınmak üzere ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı 18.10.2019 tarihli harç tahsil makbuzu ekindeki ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 122.474.13 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak açılan davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuşlar,sözlü yargılama aşamasında ise davalı vekili olduğunu beyan eden vekil davanın reddi gerektiğini, davalının ihlal kasdı bulunmadığını, tazminat şartlarının oluşmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının TPE nezdinde tescilli “…” ibareli marka hakkına davalı yanca tecavüz edildiği iddiasıyla davalıya ait … adlı internet sitesinin alan adında ve site içeriğindeki hizmetlerin tanıtımında … ifadelerinin kullanımının tedbiren önlenmesini, siteye erişimin engellenmesini, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını ve kaldırılmasını, “…” ibaresinin her türlü görseli yazılı mecralarda, sosyal medya hesaplarında, internet ortamında kullanımının durdurulması, tecavüzün giderilmesi amacıyla “…” ibaresinin herhangi bir şekilde kullanıldığı tüm ilan, afiş, broşür, basılı evrak vs. eşyanın masrafları davalıdan alınmak suretiyle toplatılmasını ve imhası veya üzerinde bulunan markaların silinmesi, şimdilik SMK 151/2/c kapsamında 1.000 TL maddi tazminat (Davacı 18.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 122.474.13 TL olarak ıslah etmiştir) ve 4.000 TL manevi tazminatın fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili, mahkeme kararının masrafı davalıdan alınmak üzere ilanını taleplerine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacının … nolu … şekil markasının 39.sınıf için 6.2.2014 tarihinde davacı adına tascilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalının savunmasında geçen … nolu … ibareli markanın ise dava dışı … adına 39.sınıf için 18.6.2019 tarininde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacının ticari sicile 26.12.2003 yılında kayıtlandığı, davalının ise 20.4.2017 tarihinde ticari sicile kayıt edildiği, alan adının ise 25.12.2016 tarihinde oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptarılmıştır.
Bilirkişi bilişim uzmanı … 20/02/2018 tarihli raporunda; davacının “…” ibareli 2 adet kayıtlı ve tescilli bir markası olduğunu, davalının ise “…” İbareli kayıtlı ve tescilli bir markası olmadığını, davalının 1 adet “…” ibareli marka tescil başvurusu bulunduğunu, bu başvuru hali hazırda çekişmeli halde olduğunu, Davacının çok uzun süredir “…” markası altında ticari işlerini yürüttüğünü ve internet sitesi başta olmak üzere birçok kurumsal tanıtımında markasının tescil, kurulum, işletim ve kullanım haklarını aktif olarak kullandığını, davalının ise bu konudaki herhangi bir geçmişinin olmadığını, Davalının 25.11.2016 tarihinden itibaren “…” alan adı tescili ile internet üzerinden yayın yaptığını, Davacı şirketin “…” markası ile davalı şirketin “…” ibareli markası şekil ve resim özellikleri, yerleşim istifi ve sürati gibi parametreler kıyaslandığında kullanılan kelimeler renk ve işaretin doğrudan davacı şirketin markasını çağrıştırdığı ve davalı ile davacı arasında tüketici üzerinde hizmetlerin kaynağının aynı işletme olduğu yahut hizmetini sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğu intihasın uyandıracak nitelikte olduğunu, davacı şirketin alan adı “…” İle davalı şirketin alan adının “…” tipolojik olarak karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, bu e-posta iletişiminde veyahut sosyal medyada veya ticari olarak arama motoru reklamcılığında taraflar arasında temel bir uyuşmazlık noktaları oluşturduğunu, Davalı şirketin davacı şirketin sahip olduğu marka, logo, internet sitesi, slogan ve sair birçok yapıyı (araç giydirme, ilan vb.) taklit ettiği, ticari olarak kullandığı ve marka hakkına tecavüz fiilini işlediğini bildirmiştir.
Bilirkişiler marka vekili … ve mali bilirkişi … 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…” ibareli yurtiçilojistik fark yaratır+Şekil görselini içerir… tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 39. Sınıfında davacı adına tescilli olduğunu, “…” ibareli “…” görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 39. Sınıfında davacı adına tescilli olduğunu,“…” ibareli yurtlojistik+Şekil görselini içerir … numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 39. Sınıfında davalı adına tescil müracaatına konu edildiğini ancak davacı itirazları ile reddedildiğini, Davalı yanın … şeklindeki markasal kullanımlarını ticari faaliyetleri sırasında ve … uzantılı alan adı üzerinden kullandığını,davacı yan markasının, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceğini, davalı yanın yapmakta olduğu kullanımların davacı yan markası ile benzer olduğunu, davalı yan kullanımlarının, davacı yan adına tescilli “…” markalarına tecavüz teşkil eder nitelikte olduğunu, davalı yanın faaliyetlerin davacı yanm markalarının tescilli olduğu emtialar üzerinde olması nedeniyle, yüksek iltibas riskinin bulunduğunu, davalı yan tarafından kullanıldığı tespit edilen … uzantılı alan adı üzerinden de davacı yana ait markalara tecavüzü havi kullanımların gerçekleştirildiği ve dahi bizatihi alan adının bu şekilde tescilinin dahi davacı yana ait markalara tecavüz teşkil ettiği, bu sebeple alan adına erişimin engellenmesinin koşullarının oluştuğunu, davacının tercih ettiği tazminat şekli olan SMK Md. 151 / 2f-c bendinde belirtilen “Sınai Mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli” hükmü uyarınca davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının 122.474.13 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Taraflara ait mali kayıtlar vergi dairesinden celp edilmiş , davacı maddi tazminat istemini lisans seçeneğine göre, sunulu son rapor kapsamı ile birlikte deliller incelenmiş, maddi tazkinat yönünden son raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından ıslah edilen talebe göre maddi tazminat kabul edilmiştir.
TTK’nun 20 ve 40 ncı maddeleri uyarınca her tacir, bütün ticari işlemlerini bir ticaret unvanı altında yapmaya, imzaladığı evrakı bu unvanı kullanarak imzalamaya mecburdur. Tacirin ticaret unvanı kullanma ve tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. İşletme adı,işletmeyi benzeri işletmelerden ayırmaya yarayan ve işletmeyi tanıtma amacı güden bir isimdir.İşletme adının kullanılma zorunluluğu yoktur.Ancak,işletme adı kullanılıyor ise,tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır.Hizmet markası ise,bir işletmenin hizmetini diğer bir işletmenin hizmetlerinden ayıran işarettir.
Ticaret unvanı, işletme adı ile hizmet markası, tacirin maddi olmayan mal varlıklarıdır. Seçilmeleri, tescilleri, korunmaları, kullanılmaları ve kullanım amaçları farklıdır. Birbirleri ile karışıklığa neden olacak şekilde kullanılmaları halinde sahibinin bu durumu önleme hakkı bulunmaktadır. Karışıklığa neden olan kullanım varsa tecavüzün önlenmesi gibi taleplerde bulunulması mümkün bulunduğu gibi , tescilsiz kullanım veya tescil edildiği şekilden farklı kullanım söz konusu ise yine hak sahibinin tecavüzün önlenmesini, zarar görmüş ise bunun tazminini talep etme hakkı mevcuttur.
Davalının ticari unvanının ana unsuru … olup, yapılan araştırmada davalı adına tescilli bir markanın bulunmadığı, bir an için … nolu dava dışı şahsa ait markanın 39.sınıfta tescili mevcut ise de, davalının kullanımı tescilli markanın kullanımı şeklinde olmayıp, bizatihi davacı markasına yanaşmak onun belirli bilinirliğinden faydalanmak amacına göre kullanıldığından davalı kullanımının hukuka aykırı olduğu sabittir.
Davacının marka tescil belgesi celp edildiğinde … nolu … şekil markasının 39.sınıf için 6.2.2014 tarihinde davacı adına tescilli olduğu , davalının ise izinsiz olarak aynı alanda davacının kullandığı şekil karakterine uygun , renk kombinleri de dahil olmak tüketiciyi aydatacak şekilde davacının markası ile iltibas yaratacak bu markanın devamı gibi algınacakşekilde kullanımda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalının marka başvurusunun reddine ilişkin Türk Patent ve marka kurumunun 16.3.2018 tarihli belgeleri ekinde gönderdiği kayıtlarda dahi davalının kullanımının turuncu ve mavi renklerle görsel ve biçimsel olarak aynı algıyı yanatacak şekilde marka kullanımında bulunduğu sunduğu faturalar üzerinde de bu kullanımın aynen uygulandığı, gerek alan adında gerekse fatura ve ticari evrak kullanımları, personel kıyafetleri, persolelin kullunduğu kask vb bir çok ticari mataryalde de bu kullanımı yoğun olarak kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği dosyada mübrez görseller kapsamından da anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6769 sayılı SMK’nun 29, 149, 151.maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmüştür.
Davacı yan lisans seçeneğini talep etmiştir. Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir..Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada satılan yürütülen hizmetten hareket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden yani lojistik alanında davacının piyasada belirli bir bilinirliğini yani markanın piyasadaki yarattığı güvenden kaynaklı olarak lojistik sektöründe aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirlenmelidir. . Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır niteliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminatda hakkaniyete uygun olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın belirlenmesinde hakim bilirkişi raporundaki verileri aynı zamanda Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine görede tetkik etmelidir. Bilirkişiler ise somut olayın özelliklerine,markanın tescilli olduğu tarihe, davalının yoğun kullanımlarına göre yani sunulu mali delillere( ito nun %15 lik bildirdiği emsal lisans bedeli hesaplama yöntemine göre yani davalının brüt satışlarının diğer gelirler,net satış oranı ile faaliyet zararı düştükten sonra kalan net satış tutarı üzerinden %15 lik bedeli belirlemiş olduklarından) ve kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı tespit etmiş ve belirlenen 122.474.13 TL lık bedel hakkaniyete uygun bulunmuş ve mahkememizce de kabul edilmiştir.
Davacı markasının lojistik alanında 39.sınıf yönünden çok tanınmış olmasa dahi belirli bir bilinirlik düzeyinde bulunması, uzun yıllardır piyasada bulunması , ticari sicil kaydınında oluşturulma tarihinin 2003 yılına dayanması, markaların halen ülkemizde geçerli olması, davalının ise ticari sicile 20.4.2017 tarihinde kayıt edilmiş olup, İTO yazısına göre cironun %15 inin emsal lisans olarak belirlenebileceğini bildirmesi, mahmememizce tedbir kararının 27.11.2018 tarihinde verilmiş olması, davacı ve davalının mali kayıtlara yansıyan gelir ve gider durumları, ticari faaliyet alanının aynı alana ilişkin olması hususu gözetildiğinde 122.474.13 TL lisans bedelinin maddi tazminat olarak kabulü gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 4.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde markasal olarak kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğundan tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz olarak kabul edildiğinden karar kesinleştiğinde www.yurtlojistik.com ibareli alan adına erişimin nihai olarak engellenmesine, karar kesinleştiğinde bilgi iletişim kurumu başkanlığına yazı yazılmasına keza hükmün ilanı talebinde hukuki yararı bulunduğundan ilan isteminin kabulüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalı eyleminin davacıya ait tescilli markahakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-İhlal nedeniyle 122.474.13 -TL tazminatın alan adının oluşturulduğu haksız fiil tarihi olan 25.11.2016 tarihinden itibaren işlayecekticarifaiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Manevi tazminat istemininkabulü ile 4000TL nin tazminatın alan adının oluşturulduğu haksız fiil tarihi olan 25.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde … ibareli alan adına erişiminnihai olarak engellenmesine, karar kesinleştiğinde bilgi iletişim kurumu başkanlığına yazı yazılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-8.639,44 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 6.533,54 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
7-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 15.585 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 600TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Markaya tecavüzün tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 2.074,50 TL ıslah harcı, 2.650 TL bilirkişi ücreti ve 201,00 TL tebligat müzekkere masrafı olmak üzere toplam 4.988,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 25/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır