Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/754 E. 2020/258 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/754 Esas
KARAR NO:2020/258

DAVA:Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/11/2017
KARAR TARİHİ:06/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait “…” ibareli şiirin bestelenerek davalı yanca konserlerde, sosyal medyada izinsiz olarak kullanıldığı iddiası ile FSEK kapsamında 10.000TL maddi tazminatın 68.madde uyarınca 3 misli olacak şekilde 30.000TL, manevi hakların ihlali kapsamında 10.000TL manevi tazmnatın davalıdan tahsiline, davacıya ait şiirin FSEK den kaynaklanan maddi ve manevi hakların ihlal edildiğinin tespitine ve menine, hüküm özetinin ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; eser işletme belgesinde davacı adının yazılı olduğunu, … yılında tek baskı yapıldığını, 23 yıl sonra dava açıldığından zaman aşımı defi nedeni ile öncelikli olarak davanın zaman aşımından reddine, cevap dilekçesinde bildirilen diğer beyanlar dikkate alınarak esas yönünden de davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacıya ait “…” ibareli şiirin bestelenerek davalı yanca konserlerde, sosyal medyada izinsiz olarak kullanıldığı iddiası ile FSEK kapsamında 10000TL maddi tazminatın 68.madde uyarınca 3 misli olacak şekilde 30000TL, manevi hakların ihlali kapsamında 10000TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, davacıya ait şiirin FSEK den kaynaklanan maddi ve manevi hakların ihlal edildiğinin tespitini ve meni, hüküm özetinin ilanı istemine ilişkindir.
Davacı adli yardım isteminde bulunmuştur. Ancak HMK 337. madde kapsamında bu talebin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Zira davacı fakirlik belgesi sunmamış, geliri için her hangi bir belge ibraz etmemiştir. Emniyet araştırmasında da davacının fakir yada muhtaç olduğuna ilişkin bir saptama yapılmamıştır. Bu durumda HMK 337. maddesinin aradığı manada adli yardım isteminin yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.Zira , 6100 sayılı Yasa’nın 335 vd. maddeleri uyarınca, adli yardım talebinde bulunan kimsenin, kendisiyle ailesini geçindirmek bakımından önemli bir zarurete düşürmeksizin davanın gerektirdiği giderleri ödemekten kısmen veya tamamen acz içinde bulunduğunu (fakirlik şartı) ve davasında veya savunmasında haklı olduğunu (haklı olma şartı) ispat etmesi gerekir. Aynı Yasa’nın 336/2. maddesine göre de talepte bulunan kişi, iddiasını dayandırdığı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Davacının fakir olduğu yönünde delil sunmadığı anlaşıldığından adli yardım isteminden faydalandırılmasının yasal şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve …’ın 21/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının davaya konu eser bakımından söz yazan olarak eser sahibi olduğu, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun (FSEK) 52. Maddesine göre, mali hakların devri için sözleşmenin yazılı yapılması ve hakların ayn ayrı gösterilmesinin sıhhat şartı olduğunun kabul edilmesi halinde, Davalının yazılı muvafakatname sunmamış olması nedeniyle, davacının manevi haklardan FSEK mad. 14 ve 16 İle mali haklardan FSEK mad. 22,23,24 ve 25’in ıhlal) edildiği, Davacının talebi haklı görülürse, ilgili eserin umuma arz edilmesi kapsamında tüm Dijital Mecra/Radyo/Tv ve temsil hakkı kapsamında doğan Konser, Umuma Açık Mahaller vb Davalıya tahakkuk eden telif gelirlerinin ne kadar olduğu bilgisinin …’dan talep edilmesi, Davacının talebi haklı görülürse, işleme, yayma ve çoğaltma haklan kapsamında albüm gelirlerinin tespiti gerektiği, FSEK mad. 68 mali haklara tecavüz halinde rayiç bedelin en çok üç katının istenebileceği düşünüldüğünde rayiç bedel 3.500 TL olarak hesaplandığından, 3 katı bedelin 10.500 TL olduğu, Kayıt Tescil Belgesinde 5.sırada yer alan … adlı eserin söz yazarının … … olduğu ve Eser İşletme Belgesi’nde de kasetin 3. Sırasında … adlı eserin adının açık şekilde görülmekte olduğunu,bu durumda heyette oluşan kanaate göre Davalı, Davacının eserini kasetine koyarken Davacıyı ve Eserini herhangi bir şekilde refuze etmekten imtina etmekte olduğunu, Davacıyı ve Eserini Telif Haklan Genel Müdürlüğü nezdinde kayıt altına aldığını,bu sebeple … yayma hakkına ilişkin izin şartının … tarihi itibariyle devreye girmesi sebebiyle … bir belge bulunmadığını,Davacı ve Davalı arasında yazılı bir belgenin olmadığını, tanıkların beyanı ve albümün … yılında yayınlanmış olmasından 23 yıl sonra davanın açılıyor oluşunun mahkemece dikkate alınması gerektiği, Mali hakların yazılı devrinin ispat şartı olduğu kabul edilmesi halinde, dahi davalının 23 yıl itiraz etmemesinin zımni muvafakat anlamına geldiğinin kabulü gerektiğini, ancak nihai kanaatin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
… FSHHM … Talimat sayılı dosyası ile dinlenilen Tanık …: beyanında ; ” Davalı … benim eşim olur. Davacı ile … yılından beri tanışırız. Kendisi bir şiir kitabı yazmış. Aslında ev hanımıdır. Kitabını … yılında bize gösterdi. Eşimden şiirlerden birini bestelemesini istedi, karşılığında herhangi bir maddi talep konuşulmadı. Eşimden herhangi bir maddi talepte bulunmaksızın beste yapmasını istedi. Eşimde kabul etti ve bir şiiri besteledi. Ancak bunu yaparken davacının şiir kitabında yer almayan bir dörtlük eklemesi yaptı. Şiirin bu eklenmiş halini davacı çok beğendiğini ifade etti. Çok memnun olduğunu, gurur duyduğunu söyledi. Daha sonra eşimin bu besteyi kaset yapmasına da izin verdi. Bir kez kaset yapıldı. Ancak bu kasede ne klip çekildi ne de konserler de okundu. Benim bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
TANIK. …, beyanında: ” ben tarafları tanırım, … yılında bir seyahat esnasında İstanbul da gelmiştim ve … in evinde kaldım, ben her İstanbul a gelişimde … in evinde kalıyordum, davacı … ile … in evindeki yemekte karşılaştım, … in beste yaptığını bu durumdan çok memnun oludğunu, herhangi bir maddi ve manevi bir talebi olmadığını bildirdi, … hanımın bir kitabı vardı, ben şiiri dörtlük olarak o kitapta görmüştüm, dava konusu olayda o dörtlüktür, benim bilgim … hanımın bilgisi dahilinde kullanıldığıdır, dedi.
Davalı vekili; huzurdaki tanıktan beyanında geçen … yılındaki yemekte o tarihte dava konusu dörtlüğünde içinde olduğu bir kez basılan kasetten … hanıma ve huzurkdaki tanığa kasetten verilmiş midir, diye sorulsun dedi. Tanık; … hocanın icralarının ve betesinin bulunduğu kasetten bana da verilmişti, … hanıma da arkadaşlarına dağıtması için 4-5 adet kaset verilmişti, dedi “ şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK. … beyanında;” ben … yıllarında arkadaşım … ile birlikte …’in …’de bulunan evlerine gittim, … yıllarında … kaset çıkarmıştı, miks olarak tabir edilen eserleri biz de dinledik, buarada evde bir bayan vardı, …’e teşekkür ediyordu, sonradan ben bu bayanın adının … olduğunu öğrendim dedi.
Davalı talebiyle soruldu; bayan herhangi bir ücret talep etmiş mi böyle bir konuşmaya şahit olmuş mu sorulsun dediler. Tanık; benim yanımda böyle bir konuşma geçmedi, ben böyle bir konuşmaya şahit olmadım dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… birliğine yazı yazılmış, eserin sözlerinin … …, müziğinin … adına kayıtlı olduğu, … linkinde yer alan videonun amatör bir kullanıcı tarafından kişisel hesaba yüklenmiş şekilde resimden oluştuğu bildirilmiştir.
… Genel Müdürlüğünün eser işletme belgesi, … yazısı, dinlenen tanık beyanları, taraf iddia ve savunmaları, eserin alenileşme tarihi, bilirkişi raporuyla birlikte incelendiğinde davanın zamanışımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacının eserinin ilk kez alenileştirdiği tarih Kasım 2008 tarihindeki bir şiir kitabı ile gerçekleşmiştir. Bu durumda davalının o tarihten 14 yıl önce davacı tarafından hiçbir yerde ve mecrada, kitapta yayınlanmamış eserini bulması, okuması ve besteleyerek albüme koyabilmesinin tek yolu bizzat davacı tarafından anılan esere izin vermesi ile mümkün olabilir. Bunun aksi aradan geçen zamana göre hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacının bunun aksine yönelik delil sunmadığı da açıktır.
Öte yandan davacı … yılından sonrada davalıya ne bir ihtar göndermiş, ne de bir dava açmıştır. Yazılı delil başlangıcı olacak nitelikte dahi delil sunmadığı anlaşılmaktadır. Keza söz konusu eserin, davacı tarafa ait olmadığı yönünde bir iddia da bulunmamaktadır. Söz konusu eserin sözlerinin eser işletme belgelerinde ve … birliği kayıtlarında da davacı adına kayıtlı olduğu dolayısıyla davacı tarafından izin alınmadan oluşturulması hayatın olağan akışına aykırı olup, dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında aradan geçen 23 yıl sonra huzurdaki davanın açılması nedeniyle davalı yanın ileri sürdüğü zamanaşımı def’i mahkemimizce yerinde bulunmuştur.Davaya konu eylem bir haksız fiil oluşturmaktaysa haksız fiillere ilişkin TBK’nın 72.ci maddesindeki zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı ancak ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zaman aşımının uygulanacağı düzenlenmiştir.
TBK ‘da ayrıca 153.üncü madde zaman aşımının durması gereken halleri 7. bent halinde saymış 154.cü maddesinde de zaman aşımının kesilme sebepleri belirtilmiştir. Somut olayda zaman aşımını kesen ve durduran herhangi bir sebep bulunmamaktadır .Olayda haksız fillere ilişkin 2 ve 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gibi eylemin suç oluşturması halinde dahi uzamış ceza zaman aşımı süresinin dahi dolduğu, aradan 23 yıl geçtikten sonra davacı yanca maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıs sada; taraflar arasında sözleşme bulunmayan eser bakımında zımni rızanın varlığına kanaat getirildiğinden, eserin piyasaya çıktığı tarihten itibaren davalı yanca başkaca bir albüm yapıldığı yönünde de bir delil sunulmadığı gibi davalı zamanaşımı def’i ileri sürdüğünden davanın gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Dava ilk açıldığında harç yatırılmadığından 54,40 TL peşin 54,40 TL başvuru harcının davacıdan tahsiline,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu 150 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair verilen karar davacıve davalı vekilinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır