Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/751 E. 2021/6 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/751
KARAR NO : 2021/6

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 17/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillinin dahil olduğu … şirketler grubunun bugün dünya devi olarak nitelendirilen sayılı şirket grupları arasında olduğunu, müvekkilinin 180 yıldır, tıbbi ve sıhhi ürünler de dahil olmak üzere güzellik ve kişisel bakım ürünleri, temizlik ürünleri, tüketim malzemeleri, kumaş, ev bakımı ve temizliği, bebek bakımı, havlular, kağıt mendiller, yiyecek ve içecekler gibi pek çok sahada faaliyet gösterdiğini, sağlık ve kişisel bakım ürünlerinin ana urun yelpazesine dahil olduğu müvekkilinin pek çok meşhur markasından birisinin de … olduğunu, Bu bağlamda müvekkilinin çok tanınmış … markalı ürünlerini uzun yıllardır dünya çapında ürettiği ve pazarladığını, müvekkilinin tesciller ile de korunan …markaları ve … ürününe ait ticari takdim şeklinin, davalı dahil pek çok firma tarafından taklit edildiğini, müvekkilinin … ürününü yeşil bir kapak ve mavi bir şişeden oluşan özgün iç ambalaj ile birlikte piyasaya sunduğunu, ambalajın müvekkilinin … sayılı tescili ile de korunmakta olduğunu, tüketici nezdinde de sıkı sıkıya müvekkili ile bağdaştırıldığını, görüldüğünde doğrudan … ile ilişkilendirildiğini, müvekkilinin … ve … markalarının dilekçeleri ekinde sunulan tescil belgelerinden de anlaşılacağı üzere dünya çapında ve TPMK nezdinde tescillerle korunduğu gibi müvekkilinin söz konusu markaları yaratan, ilk kez ihdas ve istimal eden ve piyasada meşhur hale getiren sıfatıyla, … markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, davalının etiketsiz olarak üretip satışa sunduğu mentollü merhem ambalajı ile müvekkilinin … ibareli markalarını ve bu ürünlerin piyasaya sunuluş şekli, ambalaj tasarımı, şişe ve kapak şekli ile renk kombinasyonu ve dizayn özellikleri itibarıyla … ürününe ait ticari takdim şeklini taklit ederek üretmekte/ürettirmekte ve satmakta olduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin … markaları ve … ürününe ait ticari takdim şeklini taklit etmek suretiyle üretip/ürettirip satarak müvekkilinin faaliyetleri ve iş mahsulleri ile iltibas yarattığı, bu surette haksız rekabette ve markaya tecavüzde bulunduğunu, söz konusu şişe şeklinin ilk defa müvekkili tarafından yaratılarak uzun yıllardır kullanıldığını ve piyasada yüksek ayırt ediciliğe erişerek tüketici tarafından görüldüğünde doğrudan müvekkilinin ve onun … ürünü ile ilişkilendirildiğini, davalı tarafın taklit ürünü, tüm dizayn özellikleri, şişe şekli ve rengi, kapak şekli ve rengi, renk kombinasyonu dahil iç ambalaj tasarımı bir bütün itibariyle göz önüne alındığında, müvekkilinin markaları ve ticari takdim şekli ile iltibas yarattığını ve dolayısıyla tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin açık olduğunu, davalının bu fiillerinin müvekkilinin … markaları ve ürünlerinin yoğun tanıtım, promosyon faaliyetleri, yoğun emek ve masraf neticesinde elde edilen haklı ününden haksız kazanç sağlamasına, tüketicide iltibasa ve aldanmaya yol açtığı, müvekkilinin markalarına ve ürünlerinin itibarına zarar verdiğini, davalının müvekkilinin iş mahsulleri, faaliyetleri ve işleri ile iltibaslar yaratmak suretiyle haksız rekabette bulunduğu, davalının fiillerinin aynı zamanda müvekkilinin markalarına tecavüz teşkil etmekte olduğunu, davalının mütecaviz fiillerinin hali hazırda www.azizplastik.com.tr şirket resmi web sitesinde sürmekte olduğunu, davalının bu web sitelerinde dava konusu ürünün reklam ve satışını yaptığı aynı şekilde davalının sosyal medya hesaplarında da mütecaviz kullanım gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davalıya … 54. Noterliği vasıtası ile… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini ancak davalı tarafın haksız kullanımına devam ettiğini beyan ve dava ettiğini, davalının eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i ve 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının “…” ve “…” ambalaj ile birlikte sözcük markalarına dayanmakta olduğunu, davacının ambalaj markası olarak ürünün tüketiciye sunum şekli olan karton kutuyu değil bu karton kutunun içindeki ürünün saklandığı plastik kutu tasarımım dava konusu ettiğini ancak davacının bu kutuya ilişkin ne bir (üç boyutlu) kutu markası ne de bir tasarım tescil belgesi bulunmadığını, müvekkilinin plastik kutu imalatçısı olup bir yan sanayi üreticisi olduğunu, müvekkilinin çeşitli plastik kutular üretmekte ve müşterisinin talebi üzerine krem, şampuan vs. üreten şirketlere sattığını, davacıya ait http://… internet sitesinde müvekkilinin ürün gamı, ürün çeşitleri ve ürünlerinde kendisine ait bir marka olup olmadığının net bir şekilde görüldüğünü, müvekkilinin “…” ve “..” markalarını kullanmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin taklit ettiği iddia olunan kutunun ayırt edici olmadığını bilindiği üzere ürün kutularının 3 boyutlu marka olarak tescil edilebildiğini zira ürün ambalajının tüketici tarafından görüldüğü takdirde ilgili markanın akla geldiğini, davacının da bu konuda bir çok 3 boyutlu marka başvurusu bulunduğunu, 900 civarında marka sahibi uluslararası bir şirket olan ve 3 boyutlu marka tescilinden haberi olan davacının neden dava konusu kutuyu 3 boyutlu marka olarak tescil ettirmediğini, davacının kutu şeklinin ayırt edici hiçbir özelliği olmayıp normal bir kutu olduğu sadece renklerin davacıya inhisarı hak tanımadığını, davacının karton kutunun içinde yer alan tüketici tarafından alırken görülmeyen ve sadece eczanelerde satılan bîr ürün ile ilgili olarak tüketicinin, tüketiciye ürün dahi sunmayan müvekkili yerine davacıyı algılamasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde, dava konusu markaya ilişkin sunulan örnek kararların tümünde ilgili kutuda davacının “…” ve “…” markalan da kullanıldığını, oysa müvekkilinde bu durumun söz konusu olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
(Kapatılan) … 4. FSHHM’nin … D.İş dosyası, TPMK kayıtları istenmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
07/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: “…Sözlüklerde ambalaj, “Eşyayı sararak, paket yaparak ya da kutuya yerleştirerek, taşınabilir bir duruma koyma işi” olarak tanımlanmaktadır. Meslek Liselerinde Grafik ve Fotoğraf Alanında ders materyali olarak kullanılan T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Programlar ve Öğretim Materyalleri Grafik ve Fotoğraf Ambalaj Üzeri Düzenleme Modülünün (Ankara, 2012) 7. sayfasında ambalaj üzeri grafik tasarımın önemi şöyle tarif edilmektedir. Ambalaj üzeri grafik tasarım, kolaylıkla algılanabilmeleri için ürünün markası, illüstrasyonu, barkodu, uyan İşaretleri, tanımı ve çeşidi gibi bilgiler tasarımın görsel kısmını oluşturur. Burada Önemli olan nokta ürünün hedeflenen tüketiciler açısından çekici kılınması ve satışının sağlanmasıdır. Doğru kararlar ve etkili bir grafik tasarım, ürünün bu hedeflere ulaşmasında etkili bir rol oynamaktadır. Ambalaj tasarımı formu, şekli, rengi, logosu, markası, grafik tasarımı vs. ile bir bütündür. Dolayısıyla ambalajın “ham hali” tüketicilere, eczane gibi aracılara satış için tek başına yetmemekte üzerindeki marka ismi ve ilgi çekici ambalaj üzeri grafik tasarım (etiket) tüketicinin ayırt etmesinde ve satın alma kararında etkili olmaktadır. Davacı ambalajı, özellikle marka ismi, ambalaj üzeri etiket tasarımı ve yoğun reklam faaliyetleri ile tanınmış bir ürün olup son tüketiciye ulaşmaktadır. Buna karşın davalı içi boş olarak, etiketsiz, çeşitli renk kombinasyonları ve ebatlarda çeşitli sektörlere plastik kavanoz ambalajları üreten bir firmadır. Dava konusu olan plastik kavanozların içeriğine ne konulacağının, üzerlerine nasıl bir grafik tasarım (etiket tasarımı) yapılacağının davalı gibi ham ambalajlar üreten firmalar tarafından bilinmesi mümkün değildir. Yeşil kapaklı ve mavi renkli bu plastik kavanozların içine krem dışında sakız, şeker, çikolata vb. gibi gıda ürünleri de konulabilir ve ambalaj üzeri grafik tasarımı (etiket) yapılıp tüketiciye satışa sunulabilir. Davacının iç ve dış ambalajı ve davalı ambalajı ortalama tüketici tarafından ayırt edilebilir olup, marka ihlali ve haksız rekabet şartları bize göre oluşmamaktadır. Piyasada benzeri çok sayıda olan bu ambalaj tipinde iki adet düz rengin sadece davacı markasını çağrıştırdığı söylenemez. Yeşil-mavi kombinasyonu tüm sektörlerde kullanılmaktadır, örneğin gıda sektöründe mentollü naneli sakızlarda bu etken maddeleri çağrıştırmak için yeşil-mavi renk ağırlıklı ambalaj, grafik tasarım (etiket) kullanılmaktadır. Davacı ürününü almak isteyen ortalama tüketici davacı ve davalı ambalajı yan yana konulduğunda üzerinde marka, logo ve grafik tasarım (etiket) bulunan davacının ambalajını ayırt edebilir. Ayrıca davacının ambalajının dikdörtgen formundaki karton dış ambalajın içinde piyasaya sunuluyor olması ayırt ediciliği daha da artırmaktadır. Tüm bunlardan dolayı somut olayda taraf ürünlerinin ticari takdim şekli ve tescilli marka belgeleri kapsamında ürün ambalajları yolu ile marka ihlali ve/veya haksız rekabetin oluşmayacağı…” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
03/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacıya ait … numaralı marka bakımından, davalı yana ait plastik kavanozun marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, zira her ne kadar anılan markada dava konusu ürün ambalajı görseline yer verilmişse de bu görselin ayrıntılı olmadığı ve markada yer alan başkaca unsurların esas unsur olduğu, bu itibarla herhangi bir kelime/şekil markası ihtiva etmeyen davalı yana ait plastik kavanozun davacı yanın markasına tecavüz teşkil etmesinin söz konusu olmadığı, davalı yanca üretilen ürünün, gerek ürün gövdesi gerek kapağın dışı gerek de içi yönünden davacı yana ait ürünle benzer olduğu, yine davalı yana ait ürün gövdesinde kullanılan rengin de davacı yana ait ürün gövdesinde kullanılan renk ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve bu bakımdan taraf iş ürünleri arasında iltibasın ve takiben haksız rekabetin mevcut olduğu, davacı yan ürününün, iltibas teşkil eden plastik kavanoz haricinde aynca karton kutunun içerisinde ve eczanede ayrı bir stantta satışa arz edilmesinin bu haksız rekabet hâlinî ortadan kaldırmadığı, bu bakımdan davacı yanın haksız rekabete dayalı taleplerinin kabul edilmesi gerektiği, ancak davacı yanın haksız rekabete dayalı olarak tazminat talep edilebilmesi için davalı yanın ayrıca kusurunu da ispat etmesi gerektiği, davacı yanın tazminat talebinin manevi tazminattan ibaret olduğu, bu bakımdan TTK 56.madde hükmünün atfıyla TBK 58.madde hükmü gereğince kişilik haklarının zarara uğradığını ispat etmesi gerektiği, dosya kapsamında bu durumun sabit olmadığı, bu nedenle davacı yanın manevi tazminat talebinin reddi gerektiği, Mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde TBK 51.madde hükmü uyarınca manevi tazminat miktarında indirim yapılmasının isabetli olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
31/01/2020 ibraz tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı tarafa ait 13.02.2017 başvuru tarihli … numaralı şekil markası ve markaya ait ticari olarak kullanıcıya sunulan ürünün dış karton ambalajı (kutusu) içinde yer alan kavanoz ile davalı tarafa ait kavanoz ürünü arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, 03/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacı adına tescilli “…” markasının piyasada yüksek tanınırlığa sahip olduğu, yeşil kapak ve mavi şişeden oluşan ticari takdim şeklinin marka ile özdeşleştiği, davalının eyleminin markaya tecavüz – haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, meni, refi, 100.000 TL manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
SMK, TTK, B.K hükümleri, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen 03/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davacı adına tescilli 121691 numaralı marka bakımından, davalı yana ait plastik kavanozun marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, her ne kadar anılan markada dava konusu ürün ambalajı görseline yer verilmişse de bu görselin ayrıntılı olmadığı ve markada yer alan başkaca unsurların esas unsur olduğu, bu itibarla herhangi bir kelime/şekil markası ihtiva etmeyen davalı yana ait plastik kavanozun davacı yanın markasına tecavüz teşkil etmesinin söz konusu olmadığı, davalı yanca üretilen ürünün, gerek ürün gövdesi gerek kapağın dışı gerekse içi yönünden davacı yana ait ürünle benzer olduğu, davalı yana ait ürün gövdesinde kullanılan rengin de davacı yana ait ürün gövdesinde kullanılan renk ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve bu bakımdan tarafların ürünleri arasında iltibasın ve haksız rekabetin mevcut olduğu kanaatine varıldığından davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davacı ürününün, iltibas teşkil eden plastik kavanoz haricinde aynca karton kutunun içerisinde ve eczanede ayrı bir stantta satışa arz edilmesinin haksız rekabet hâlinî ortadan kaldırmadığı, bu nedenle davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne ancak davacının haksız rekabete dayalı olarak tazminat talep edebilmesi için davalının kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının tazminat talebinin manevi tazminattan ibaret olduğu, bu bakımdan TTK 56.madde hükmünün atfıyla TBK 58.madde hükmü gereğince kişilik haklarının zarara uğradığını ispat etmesi gerektiği, bütün dosya kapsamından bu durumun sabit olmadığı, bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkına tecavüz şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine,
3-Manevi tazminat talebinin reddine,
4-Dosya kapsamı itibarı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-59,30 TL ilam harcının, 1.707,75-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla 1.648,45 TL harcın davacıya iadesine,
7-Haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen marka hakkına tecavüzün tespiti yönünden yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yaptığı 31,40 TL başvuru harcı 1.707,75 peşin harç, 423 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 7.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.662,15- TL yargılama giderinden takdiren 3.220,71-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır