Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/749 E. 2020/348 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/749
KARAR NO : 2020/348

DAVA : FSEK -Haksız Rekabetin Tespiti, Meni, Refi, Maddi – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK -Haksız Rekabetin Tespiti, Meni Refi, Maddi – Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca … eserinin jenerik kısmında müvekkilinin adının devir sözleşmesinde yazıldığı gibi “Yapımcı” yazılmaması, müvekkilinden onay alınmadan … filminin çekilmesi ve … filmi ve … dizisine ilişkin hazırlıklara başlanması sebebiyle müvekkilinin sinema filmi eserine ilişkin FSEK kapsamındaki bağlantılı haklarına tecavüzün tespiti, refi ve meni, sözleşmelere aykırılıklar ve zedelenen kişilik hakları neticesinde müvekkilin uğradığı zararlar uyarınca maddi ve manevi tazminat ve davalılardan …’ın filmin yapımında baş yapımcı olacak nitelikte hiç bir katkısı olmamasına rağmen adının “başyapımcı yazılması sebebiyle … isimli sinema eserine ilişkin olarak hem TBK, hem FSEK hem de TTK. uyarınca sözleşmeye aykırılıkların tespitini,… isimli eserde davalılardan …’ın adının eserin jenerik kısmında “Baş Yapımcı’ yazılması suretiyle gerçekleştirilen bağlantılı haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, … filmine ilişkin yurt içi ve yurt dışı, internet, televizyon vb. tüm mecralarda dağıtım, yayım ve gösterimin durdurularak tecavüz ve haksız rekabetin menini, davalılardan …’ın adının …’ın adının baş kategorisinden çıkarılarak, müvekkilinin içinde bulunduğu yapımcılar birliğinin yapımcı olarak gösterilebilmesi için … filminin yurt içi, yurt dışında gösterimini sağlayan master kopyası da dahil olmak üzere tüm çoğaltılan nüshaların toplatılması suretiyle tecavüz haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını sözleşmeye aykırılık, FSEK ve haksız rekabet kapsamında … isimli yapıma ilişkin müvekkilinin uğramış olduğu zararın TBK 51. maddesi uyarınca hesaplanarak vizyon tarihinden itibaren işletilecek 1 yıllık mevduata uygulanan reeskont avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, Davalılardan …’ın … isimli eserde kendisini gerçeğe aykırı ve yanıltıcı bir şekilde Baş Yapımcı olarak lanse ettiği sonraki “…, …,…” vb. projelerde Yapımcı olarak yer almaya hak kazanmasına vesile olduğu için FSEK 70/3. maddesi uyarınca temin ettiği karın karşılığının TBK 51. maddesi uyarınca mahkemece hesaplanarak müvekkiline ödenmesini, … sinema eserine ilişkin olarak, sözleşmeye aykırılıkların tespitini, FSEK 68. maddesi uyarınca sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlası maddi tazminatın vizyon tarihinden itibaren isleyecek olan 1 yıllık mevduata uygulanan reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, bağlantılı haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, Yurt içi ve yurt dışı, internet, televizyon vb. tüm mecralarda dağıtım, yayım ve gösterimin durdurularak tecavüz ve haksız rekabetin menini, … filminin yurt içi, yurt dışında gösterimini sağlayan master kopyası da dahil olmak üzere tüm çoğaltılan nüshaların toplatılması suretiyle tecavüz ve haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, müvekkilinin hem … isimli yapımda isminin “Yardımcı Yapımcı” kategorisinde yer verilmesi hem de Dağ-2 filminde onayının alınmamış olması nedeniyle uğramış olduğu manevi zararlar için TBK 58. maddesi uyarınca veya TTK 56/e maddesi uyarınca davalının elde ettiği menfaatin karşılığından az olmamak üzere davalıların aleyhine 50.000 – TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin tıpkı davacı gibi “…” filmine dair tüm telif haklarını davalı mars sinema turizm ve spor tesisleri işletmeleri anonim şirketi’ ne devrettiğini, hak sahibi olmadığı için hak ihlalinde bulunmasının söz konusu olamayacağını, tıpkı davacının da kendisi gibi aynı sözleşme uyarınca bedeli karşılığında tüm telif haklarını devretmiş olduğundan, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, davacının hangi talebini hangi davalıya yöneltmiş olduğunun belli olmadığını, zira “…” filmi ile müvekkili şirketin hiçbir ilişiğinin kalmadığını, “…” ve “…” eserlerinin ise müstakil orijinal eserler olup, dava ile hiçbir ilgilerinin bulunmadığını, davacının “…” ve “…” üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceğini çünkü bu eserlerin yaratılmasında ve yapımında hiçbir katkısı olmadığı gibi yasal hiçbir hakkının da bulunmadığını, FSEK 80. maddesinde düzenlenen komşu hak ve filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren film yapımcılarının sahip oldukları bağlantılı hakların tümünü, işbu sözleşmede belirlenen diğer hakları süre, yer, sayı ve muhteva itibariyle süresiz olarak münhasıran üçüncü kişilere devir yetkisini de kapsar şekilde şirkete devretmiş olduğunu davacının taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının haklarını müvekkiline devrettiğini ortada maddi ve manevi zarar gerektiren bir durum olmadığını davacının taleplerinin haksız olduğunu davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dava konusu sözleşmelerde taraf olmadığını, sözleşmenin … A.Ş, ve …arasında yapıldığını, Yapımcılar Birliği olarak dava dosyasına girmiş grubun, yönetmen …’a destek olmak için bir araya gelmiş arkadaş grubu olduğunu ve cüz’i miktarda maddi destek ile filine katkıda bulunduklarını, toplanan paranın, filmi gerçekleştirmek için yetersiz kalması üzerine, davalı …’ın da o tarihte hissedarı ve genel müdürü olduğu, diğer davalı … Sinemayla anlaşarak devir sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşme ile tüm hakların … Sinema’ya geçtiğini, davanın, sözleşmelere bizatihi taraf olmayan … yönünden reddedilmesi gerektiğini, BK 72. maddesi ve TTK 60. maddesi uyarınca, davaya konu taleplerin zamanaşımı süreleri geçtiği için reddedilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin, belirsiz alacak davası olarak ileri sürülemeyeceğini, dava dilekçesinde birden fazla konuda, birden fazla kişiye, birden fazla talebin yöneltildiğini oysa davanın, konu ve taleplerinin birbirinden farklı olduğu için usulen reddedilmesi gerektiğini, davacı …’ın filme destek olan arkadaş grubunda yer aldığı ve en cüz’i yatırımı yaptığını buna karşın yatırımının neredeyse 6 katını alarak haklarını devrettiğini, davacının … ile imzaladığı sözleşme çerçevesinde devrin hiçbir kısıtlama ve istisnaya tabi olmadığını, davacının üçüncü kişilere nakli de dahil olmak üzere film üzerindeki tüm haklarını devrettiğini, dava dilekçesindeki taleplerin sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanıldığını, müvekkilinin sinema sektöründe yıllardır faal olduğunu, davacının, “…” filminde, davalı …’ın adına yapımcı olarak yer verilmesi ile başka filmlerde yapımcılık yapmaya hak kazandığı yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, devir sözleşmesinin 4.2.18. hükmü çerçevesinde yapımcılar birliğinin adının, jenerikte yer almasının, filmin mali haklarına ilişkin bir tasarruf yetkisi vermeyeceğini, sözleşmenin işbu açık hükmüne karşın davanın ikame edilmesinin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle de davacının haksız rekabet yarattığını, davalı …’ın “…”, “…” ve “…” isimli yapımlarla bir bağlantısının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilin “…” filminin haklarını devretmesi dolayısıyla davacının taleplerine konu ilişkiye taraf olmadığını, husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, “…” ve “…” eserlerinin müstakil, orijinal eserler olduğunu, dava ile ilişkili olmadığını, eserlerin yapımında davacının katkısının bulunmadığını, bu eserlere yönelik ihtiyati tedbir talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminatın belirsiz alacak davasına konu olamayacağını, davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının dava dosyasına aktardığı sözleşme maddesinde tahrifat yaptığını, ifadeleri bozduğunu, davacının. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen Yapımcı Belgesinin haiz olmadığını, “…” filmini “…” olarak adlandırarak yönlendirme yaptığını, davacının da imzası ile tarafı olduğu film yapım ortaklığı sözleşmesine uygun davranıldığını, filmin jeneriğinde, isimlerin sözleşmede ifade edildiği gibi yazıldığını, filmin çekimlerine katkıda bulunmuş on kişinin onore edilmesi ve motivasyonu maksadıyla, bir tür jest olarak jenerikte “Yapımcılar” sıfatı ile anılmalarının kararlaştırıldığını, filmin tüm haklarının …’ne devrini takiben işbu şirketin doğal olarak baş yapımcı olduğunu, davacının sinema alanında daha önce yapımcı olarak herhangi bir deneyiminin ya da tanınmışlığının bulunmadığını, davacının adının “Yardımcı Yapımcı” olarak yazılmasında nasıl bir kaybı olduğunun anlaşılamadığını, “…” filminin 2012 yılında gösterime girdiğini, 5 yıl boyunca “Yardımcı Yapımcı” olmaya sesini çıkarmadığını ama “…” filminin gişedeki büyük başarısı ve “…” filminin büyük ilgi çekmesi üzerine aniden maddi manevi zarara uğradığını fark etmesinin manidar olduğunu, devir sözleşmesini imzalayan davacının haklarının tamamını, süre, yer ve muhteva sınırı olmaksızın …’a devrettiğini, “…” filminde ve hatta “…” filminde bile iddia edeceği herhangi bir hakkı olmadığını, müvekkilin ve diğer davalı … Şti’nin, “…” filmleri ve “…” serisi için davacının onay ve iznine muhtaç olmadığını davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
17/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu “…” ve “…” filmleri ile “…” isimli dizi filmin FSEK 5. maddesi anlamında hususiyet arz eden sinema eseri özelliklerinin bulunduğu, “…” filminin senaristi yönetmeni diyalog yazarı ve kurgucusunun davalılardan … olduğu ve …’ın … isimli sinema filminin eser sahiplerinden olduğu, davacının ise davaya konu “…” filminin FSEK 80. maddesi çerçevesinde yapımcılarından birisi olduğu, davalılardan, davacının FSEK 80. maddesi çerçevesinde film yapımcılığından kaynaklanan bağlantılı haklarını süresiz olarak bedel karşılığında davalı …’a devretmesi, sözleşmede filmin işlenmesi hakkı da devredildiğinden “…” veya “…” veya “…” filminden işlenerek oluşturulan “…” dizisinin yapılması için eser sahipleri ile davacı yapımcı ve/veya diğer yapımcılardan ayrıca izin almaya gerek bulunmadığı, sözleşmelere göre kurgu sahibi davalı … olduğundan davacıdan kurgu için izin alınmasına gerek bulunmadığı, davacının “…” isimli filme ilişkin yapımcılıktan kaynaklı bağlantılı haklarını davalı …’a devretmesi nedeniyle davaya konu olayda mali hak ihlalinin söz konusu olmadığı, “…” isimli Filmin künyesinde davacının isminin “yapımcı” ya da “ortak yapımcı” olarak değil “yardımcı yapımcı” olarak belirtilmiş olmasının adın belirtilmesi yükümlülüğünün kifayetsiz olarak yapıldığı anlamına geleceği bu hususun manevi tazminat gerektireceği, bu çerçevede Mahkemece manevi tazminata hükmedilecekse manevi tazminatın türü ve miktarını takdirinin Mahkemeye ait olacağı, davacının ismine yapımcı olarak yer verilmesinin sadece “…” filmi için öngörüldüğü, devir sözleşmesi ile bu film üzerindeki bağlantılı haklar devredildikten sonra yapımcının isminin ikinci üçüncü filmde ya da işleme mahiyetindeki … dizisinde yer verilmesi yükümlülüğünün söz konusu olamayacağı, zira davacının yapımcı olduğu film “…” filmi olup davacının diğer filmlerde yapımcı olmadığı, bu yükümlülüğün eser üzerindeki mali hakkını bu arada işleme hakkını devreden eser sahipleri için söz konusu olabileceği, davacının eser sahibi olmayıp yapımcı olduğundan böyle bir hakkının bulunmayacağı, sinema sektörü bağlamında “yardımcı yapımcı” yerine “ yapımcı” olarak bir belirleme olması halinde bunun davacıya yeni iş olanakları ve tanınırlığı arttırma yönünde az da olsa yarar sağlayacağı (zira belirleme yapılmıştır ancak kifayetsiz yapılmıştır), mahkemece maddi tazminata hükmedilecekse davacının maddi tazminat talebinin TBK 50. ve 51. maddesi hükümleri çerçevesinde takdir edilebileceği, dosyadaki bilgi belgeler çerçevesinde ihlalin şekli, mecrası da dikkate alındığında ortalama 5.000 TL maddi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olmak kaydıyla uygun olabileceği bildirilmiştir.
24/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu “…”, “…” filmleri ile “…” dizisinin FSEK anlamında sinema eseri olduğu, buna karşılık “…” filminin çekimlerine başlandığı belirtilmişse de filmin tamamlanıp tamamlanmadığı ya da sahibinin hususiyetini taşıyacak ölçüde şekillenip şekillenmediği, buna bağlı olarak eser statüsünü haiz olup olmadığının tespit edilemediği, davalılardan …’ın senarist, diyalog yazarı, kurgucu ve yönetmen sıfatlarını haiz olması hasebiyle eser sahiplerinden birisi olduğu, buna karşın davacının eser sahibi olarak nitelendirilemeyeceği, davacı …’ın, “…” filminin yapımcılarından birisi olduğu ve yapımcı sıfatıyla bağlantılı hak sahibi olduğu, yönetmenin ve Birliğin, bağlantılı haklar da dahil olmak üzere sahip oldukları tüm mali hak ve yetkileri belirli bir ücret karşılığında …e devrettiği, davacı …’ın. “…” filminin yapımcılarından olması hasebiyle eser üzerinde manevi hakkının bulunmadığı, bu nedenle adının yardımcı yapımcı olarak yazılmasının manevi hak ihlali olarak nitelendirilemeyeceği, FSEK kapsamında manevi haklara dayalı bir talebe sahip olamayacağı, davacı …’ın isminin, devir sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak “Yardımcı Yapımcı” olarak yazılmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, sözleşmeye aykırılığın …ne karşı ileri sürülebileceği ancak sözleşmenin tarafı olmayan davalı …’a karşı ileri sürülemeyeceği, zararın tazminin 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilebileceği, zamanaşımının dolmadığı, TBK kapsamında, haksız fiil sonucu uğranılan zarar neticesi manevi tazminat talebine sahip olduğu ancak bu talep hakkının zamanaşımına uğradığı, film ile hiçbir ilişkisi bulunmayan …’ın isminin “Baş Yapımcı” olarak yazılmasının TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği ancak haksız rekabet hükümleri çerçevesinde talepte bulunulabilmesi için öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolduğu, devir sözleşmesi ile “hakların devri” kapsamında, ortaklık sözleşmesinde belirtilen “onay” şartının da …e geçtiği, çekilmiş ve çekilecek devam filmleri için Birlik’ten onay alınması şartının artık söz konusu olmadığı, bu kapsamda ihlalin bulunmadığı, TMK kapsamında davacı …’ın “…” isimli eserin jenerik bahsinde isminin “Yardımcı Yapımcı” olarak yer almasının kişilik haklarını İhlal ettiği ve bunun sonucu bir manevi zararın doğduğu ancak söz konusu zararın tazmini talebi için TBK’nun ilgili 72. maddesi hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 24/07/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca “…” filminin, jenerik kısmında davacının adının devir sözleşmesinde yazıldığı gibi “Yapımcı” yazılmaması, davacıdan onay alınmadan “…” filminin çekilmesi ve “…” filmi ve “…” dizisine ilişkin hazırlıklara başlanması sebebiyle davacının, sinema filmi eserine ilişkin FSEK kapsamındaki bağlantılı haklarına tecavüzün tespiti, refi, meni, sözleşmelere aykırılıklar ve zedelenen kişilik hakları neticesinde davacının uğradığı zararlar uyarınca maddi ve manevi tazminat ve davalılardan …’ın filmin yapımında baş yapımcı olacak nitelikte hiç bir katkısı olmamasına rağmen adının “Baş Yapımcı” yazılması sebebiyle TTK uyarınca haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’ine ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen 24/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davaya konu “…”, “…” filmleri ile “…” dizisinin FSEK anlamında sinema eseri olduğu, buna karşılık “…” filminin çekimlerine başlandığı belirtilmişse de filmin tamamlanıp tamamlanmadığı ya da sahibinin hususiyetini taşıyacak ölçüde şekillenip şekillenmediği, buna bağlı olarak eser statüsünü haiz olup olmadığının tespit edilemediği, davalılardan …’ın senarist, diyalog yazarı, kurgucu ve yönetmen sıfatlarını haiz olması hasebiyle eser sahiplerinden birisi olduğu, buna karşın davacı …’ın eser sahibi olarak nitelendirilemeyeceği, davacının “…” filminin yapımcılarından birisi olduğu ve yapımcı sıfatıyla bağlantılı hak sahibi olduğu, yönetmenin ve Birliğin, bağlantılı haklar da dahil olmak üzere sahip oldukları tüm mali hak ve yetkileri belirli bir ücret karşılığında …e devrettiği, davacı …’ın “…” filminin yapımcılarından olması nedeniyle eser üzerinde manevi hakkının bulunmadığı, bu nedenle adının yardımcı yapımcı olarak yazılmasının manevi hak ihlali olarak nitelendirilemeyeceği, FSEK kapsamında manevi haklara dayalı bir talebe sahip olamayacağı, davacının isminin, devir sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak “Yardımcı Yapımcı” yazılmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, sözleşmeye aykırılığın …ne karşı ileri sürülebileceği zararın tazmininin 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilebileceği ve zamanaşımının dolmadığı bu nedenle olayın özelliği ve Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde takdiren 5000 TL maddi tazminata hükmedilmiş ancak davacının isminin, devir sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak “Yardımcı Yapımcı” yazılmasının sözleşmenin tarafı olmayan davalı …’a karşı ileri sürülemeyeceği, davacının B.K. kapsamında, haksız fiil sonucu uğranılan zarar neticesi manevi tazminat talep edebileceği ancak bu hakkının zamanaşımına uğradığı, film ile hiçbir ilişkisi bulunmayan …’ın isminin “Baş Yapımcı” olarak yazılmasının TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği ancak haksız rekabet hükümleri çerçevesinde talepte bulunulabilmesi için öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolduğu, devir sözleşmesi ile “hakların devri” kapsamında, ortaklık sözleşmesinde belirtilen “onay” şartının da …e geçtiği, çekilmiş ve çekilecek devam filmleri için Birlik’ten onay alınması şartının artık söz konusu olmadığından bu kapsamda ihlalin bulunmadığı, TMK kapsamında davacı …’ın “…” isimli eserin jeneriğinde isminin “Yardımcı Yapımcı” olarak yer almasının kişilik haklarını ihlal ettiği ve bunun sonucu manevi zararın doğduğu ancak zararın tazmini için TBK’nun 72. maddesi hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVALI … A.Ş ALEYHİNE AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
a)5.000-00TL Maddi Tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Diğer taleplerin reddine,
2-DAVALILAR …, … ŞTİ VE … ALEYHİNE AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
3-341,55 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 683,10 TL harcın davacıya iadesine,
4-Kabul edilen Maddi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen Maddi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ŞTİ VE …’a verilmesine,
6-Reddedilen Manevi Tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … LTD ŞTİ, … ve … A.Ş’ne verilmesine,
7-Davacı tarafın yaptığı 1024,65 TL peşin harç, 31,40 başvuru harcı, 697,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.753,55 TL yargılama giderinden taktiren 2.584,51-TL nin davalı … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan 13,00-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı … tarafından yapılan 17,30-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır