Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/69 E. 2018/242 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/69 Esas
KARAR NO : 2018/242

DAVA : Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

Taraflar arasında görülen marka hakkına,Telif hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti , durdurulması, önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil adına tescilli … markaları üzerindeki tescilsiz, izinsiz ve hukuka avkırı kullanımı İle yarattığı marka hakkına tecavüz, telif hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref i talepleri ile 556 sayılı KHK m. 76, ve HMK m, 389 gereğince söz konusu fiillerin ivedilikle tespiti ve durdurulmasını, müvekkilleri olan Volvo markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, davalının … alan adlı web sitesiyle “… ” isimli Facebook sayfasında davaca markasını izinsiz kullandığını, … ve … isimli Facebook sayfasına erişimin engellenmesine, … markası bulunan ambalaj, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela vs. diğer unsurların basılı evrak, fatura ve benzeri her tür ticari evraka el konulmasını ve imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunduklarını, davalıya ait facebook sayfasında … markasına ait ibare ve logolar ile yapılan hiçbir ticari tanıtım, bilgilendirme, ilan vs. yer almadığını, 2. El araç satışlarının satıcının kendi sosyal medya hesapları olan facebook, instagram v.s üzerinden tanıdık ve bildiklerine satışı oldukça yaygın bir uygulama olduğundan davalının ikinci el araç satışı yaparken davacının tanınmışlığından yararlanamaya çalıştığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı işyerinin özel servis olarak hizmet verdiğini, yalnızca … marka araçların bakım, onarım ve diğer servis hizmetlerinin yapılmadığını,bu nedenle sadece … markasının özel olarak kastedilmesi durumu söz konusu olmadığından başında … ibaresi bulunan bir çok özel servis de bulunduğundan bir ihlalin varlığından söz edilemeceğini,6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 7/V fıkrasında “Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez.” hükmü yer aldığından ve bu hüküm AET’in 89/104/AET sayılı yönergesinden aynen alınarak hukukumuza girmiş olduğundan davalı kullanımının dürüst kullanım olduğunu, amacın Volvo marka araçların da bu serviste tamir edildiğini göstermek üzere bir dönem Volvo ibaresi ve logosu kullanılmışsa da bunların … 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş esaslı kararının tebliğinden sonra gönüllü biçimde kaldırıldığını, davanın reddi gerektiği beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava davacının tescilli ve tanınmış … markasına tecavüzün,telif haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti , durdurulması, önlenmesi istemlerine ilişkindir.
HMK 266. madde gereğince dava hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Değişik iş dosyasında alınan rapor kapsamı yeterli görülmüştür.
TPMK’dan davacıya ait tescilli marka tescil belgeleri celp edilmiştir. …” ibaresini Türk Patent Enstitüsü nezdinde ilk kez 5.7.1955 tarih 120139 sayı ile 01, 02, 03, 05, 06, 07, 08, 09, 11, 12, 16, 18, 20, 21, 22, 24, 25 ve 27. sınıflarda tescil edilmiştir. Huzurdaki yarglamaya konu davalı kullanımı da bu marka ve logoya ilişkindir.
“…” markasının … sayı ile TANINMIŞ MARKA olarak TPE nezdinde özel olarak da korunduğu davacı markasının tanınmış marka olduğu sunulu deliller kapsamından anlaşılmıştır.
… 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin … diş sayılı dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde bilirkişi … tarafından davalıya ait web ve sosyal medya hesaplarında yapılan incelemede web sayfalarında “…” ve şekil markalarının kullanıldığı ve davalının kendisini Volvo’nun özel servisi olarak tanıttığını tespit ettiği sunulu rapor kapsamından anlaşılmıştır.
Marka hakkı bakımından karıştırılma / iltibas markanın kendisinin ve/veya esaslı unsurunun üçüncü kişinin web sitesinde alan adı olarak yada site içinde markanın kullanılması ile de ortaya çıkabilmektedir. “Markanın tescil edilmesiyle marka sahibi, bunu mal ve hizmetinin tanıtılmasında kullanmak konusunda mutlak ve tekelci bir hakka sahip olur. Marka sahibi, üçüncü kişilerin bu hakkı kullanmasını yasaklayabilir.”.556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nin 9. maddesinde “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı” sayılmıştır. Bu çerçevede;“Bir işletmeye ait markanın aynısının üçüncü kişi tarafından internette alan adı olarak kullanılması, markanın reklamlarda kullanılması olarak değerlendirilebilecektir. Zira burada reklam kavramına yer verilmiş, ancak md. f. 2’deki reklamın vasıtaları (şekli, mahiyeti) konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle bir alan adı altındaki web sitesi aynı zamanda reklam yollarından birisini oluşturduğu için, alan adı yoluyla marka hakkına yönelik eylemler md. 9 f. 2 (d) bendi kapsamında değerlendirilecek, böylece markanın bir başkasınca kötü niyetli olarak alan adı olarak tescili önlenebilecektir.”. Alan adı kullanımı nedeniyle web sayfasında iltibasın varlığı açısından aynı/benzer mal ve hizmetlere yer verilmesi yani web sayfası içeriğinin markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlere karşılık gelmesi gibi bir zorunluluk olmadığı belirtilmektedir.“Alman LG Dusseldorf Mahkemesi … “ karıştırılmaya uygun mal veya hizmet alan adı ile ulaşılan sitenin kendisi olup, onun içeriği değildir.” (Mahkeme, bu sonuca varırken karşı karşıya bulunulan durumu, adları aynı olan iki ayrı derginin karıştırılmasına benzetmiştir. Nitekim, aynı ada sahip dergiler arasında karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde, onları içerikleri rol oynamaz.)
Somut olayda ise; davacıya ait tescilli logo ve marka davalının web sayfasında aynen kullanılmakta, ayrıca volvo ibaresinin belirleyici unsuru olan vol ibaresi sitede nur ekenmesi suretiyle sanki asıl marka sahibinin izni ve onayı ile oluşturulmuş bir site görüntüsü altında davalının tabela kullanımlarının da yer aldığı, mavi beyaz tabeleda … ibaresinin hemen yanında volvo markasının ve logusunun yer aldığı yine fecabook sayfasında da logo ve markanın yer aldığı, ulaşım bilgilerinin yer aldığı, … servisi ve yedekparça ibarelerinin de … logosunun hemen altında yer aldığı dolayısıyla Davalının bu eylemi tüketicileri yanıltmakta ve tüketiciler nezdinde karışıklığa da yol açmaktadır. Davalı şirketin bu eylemleri nedeniyle davacının tüketiciler nezdinde itibarı ve güvenilirliği zedelenmekte, markası sulandırılmaktadır. Öte yandan somut olayda davalının gerek web sitesi, gerek kart vizit ve gerekse tabela kullanımı marka hakkını ihlal ve haksız rekabet ile telif hakkını ihlal yarattığından davacının talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de davacı yanca sunulan delillerle kartvizitte açıkca davalının adı ve işyeri adresinin yazması ve aynı kartvizitte davacı marka ve logusunun kullanılması nedeniyle husumet itirazı kabule şayan görülmemiştir.
Bu durum ayrıca davacının … markasının etkisini de zayıflatmakta ve bu da davacının markasına ve itibarına kaçınılmaz olarak zarar vermektedir. Haksız olarak davalının yarattığı bu benzerlik, tüketiciler ve internet kullanıcıları tarafından bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ve bu malları üreten işletmeler arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalarına da neden olacaktır. Davalı eyleminin gerek 6769 sayılı SMK kapsamında marka hakkını ihlal oluşturduğu gerekse ,TTK 54 vd. maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil ettiği tüm dosya kapsamı ile subuta ermiştir.Dolayısıyla marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemleri sabit görüldüğünden buna dayalı tespit, ref, önleme, sonuçlarının ortadan kaldırılması taleplerinin kabulü gerekmiştir.
Davalı kullanımlarının dürüst olduğunu ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 7/V fıkrasında “Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez.” hükmü yer aldığını eleri sürmüş ise de; “Dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adresini, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak, üretim veya sunuluş zamanı veya diğer niteliklere ilişkin açıklamaları kullanmaları marka sahibi tarafından engellenemeyeceğini belirtmektedir. Ancak somut deliller ve davalı kullanımı açıkça markasal kullanım olduğundan davalının bu savunması dinlenemez bir savunma olarak kabul edilmiştir.
Davalı tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalının tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
556 sayılı KHK ve 6769 SAYILI SMK uyarınca davacı adına tescil edilmiş ve tanınmış olan markanın esas unsuru … ve … şekil ibaresidir.
Davacının tescilli … markası ile davalının ticari faaliyet alınındaki tanıtımlarında ve internet sitesinde davacının tanınmış markası ile karıştırılacak şekilde yani markasal olarak kullanması nedeniyle orta dikkatli tüketicinin markaların orijinini karıştırma ihtimali bulunduğundan 6769 sayılı SMK ‘nun 29. maddesi gereğince marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturur. Haksız rekebetin söz konusu olması için hizmet verilen alanların aynı olmasına da gerek yoktur. Zira Türk Ticaret Kanununda “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” kenar başlıklı 55. maddesinde haksız rekabet hâllerinin “başlıcalarını” (6) bent halinde (12) adet davranış biçimi olmak üzere “haksız rekabet örnekleri” olarak saymıştır. Belirtilen maddenin a, b ve c bentlerinde sayılan davranış şekillerinden önce “özellikle” terimine vurgu yapılması, sayılan davranışların sınırlı olmayıp, başkaca biçimlerle de dürüstlük kuralına aykırı davranışların gerçekleştirilebileceğine vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla yalnızca 55. maddede örnek olarak sayılan hallarde sınırlı olmadan, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı diğer hallerdeki davranışlar ve ticari uygulamaların da TTK’nın 54 ve 55. maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturacağı belirtilmektedir.
Haksız rekabetin varlığı için, davranışı gerçekleştiren kişinin kusurunun bulunması aranmamaktadır.
Dosyada toplanan deliller, davacı markasının tescil tarihi,TPMK dan celp edilen belgeler , davacı markasının tanınmış marka olması, davalının davacı ile aynı alanda faaliyet göstermesi, Davalının web sayfası, sosyal medya kullanımı, tabela kart vizit gibi ticari kullanım şeklinin markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davacının tescilli logosu ayrıca davacı araçlarına ait tasarımıda ihtiva eden fotoğrafların davalı tarafından web sayfasında yayınlanması ayrıca fotoğrafların FSEK hükümlerine görede 84.maddenin haksız rekabete ilişki atfı nedeniyle haksız rekabet hukuku ve telif hukuku kapsamında da koruma altında olduğundan ve davalının kullanımı da ticari olduğunan bu yöndeki talebinin de kabulü gerekmiş, HMK 389 ve 390.maddeleri, 6769 sayılı SMK 159. maddesi hükümlerine göre 10.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektuba karşılığında, tedbire de hükmedilmiş,yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşğıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanağı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1- Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına,telif hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2- 6769 sayılı SMK’nun 159 ve HMK 389 vd. .maddelerine 10.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektuba karşılığında, Davalının “…” ve “…” markalarını kullanımının tedbiren engellenmesine, … uzantılı web sitesindeki ve https://www.facebook.com/… uzantılı facebook hesabındaki … ibareli fotoğraf, reklam filmi, gibi markasal kullanıma esas tüm içeriklerinin kaldırılmasına, kaldırılması mümkün değilse sitelere erişimin tedbiren bu sitelerle sınırlı olarak erişimin engellenmesine )
3-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 4,50 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 123,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 185,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.24/05/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır