Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/676 E. 2018/365 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/676 Esas
KARAR NO : 2018/365

DAVA : Markanın kullanmama nedeni ile iptali.
DAVA TARİHİ : 05/10/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın kullanmama nedeni ile iptali talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafın son 5 yıl içinde dava konusu marka ile üretim, satış ve pazarlama ile ilgili Türkiye’de hiçbir faaliyette bulunmadığını, Türk Patent nezdinde davalı adına 8. ve 20. Sınıfta tescilli … sayılı “…” markasının “Tıraş bıçağı, makineli fraş aletleri, oynar ve sahil başlı tıraş bıçağı kartuşları ve makineleri, elektrikli tıraş makineleri, ustura, makas, çakı, tırnak tuvaleti edevatı ve plastik kutular,” emtiaları için tescilli olduğunu, davalının dava konusu tescilinin kapsadığı malların tümünün, müvekkilinin yıllardır faaliyette bulunduğu, ticari menfaatinin bulunduğu tıraş bıçağı sektörü ile ilgili olduğunu, müvekkilinin hukuki menfaatinin yanı sıra sicili gereksiz yere meşgul eden tescillerin iptalinde kamu yararının da bulunduğunu belirterek, dava konusu … sayı ile tescilli markanın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davalıya ait … sayılı “…” tescilinin 8. ve 20. Sınıfta kapsadığı tüm mallar için iptaline ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep edilmiştir.
SAVUNMA; Davalı beyan dilekçesinde;davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini,davalının kurum nezdinde … sayılı “…” ibareli markayı 08. ve 20. Sınıflarda 21.12.1998 tarihinde tescil ettirdiğini ve tescil tarihinden itibaren de üretmeye ve satmaya devam ettiğini, bu durumun …com adresli web sitesinde de görüldüğünü, davacının ileri sürdüğü … markası altında son 5 yılda içinde Türkiye’de hiçbir faaliyette bulunulmadığı ,iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Kabul Tarihi:22/12/2016 olup, 10 Ocak 2017 tarihinde Resmî Gazetede (Sayı: 29944) yayınlandığını ve yasanın 192. Maddesinin1/a düzenlemesine göre,26 ncı maddesi yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonra yürürlüğe gireceği yönünde düzenleme bulunduğunu,davanın hukuki dayanağının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, Davalı adına … sayılı “…” ibareli markanın tescil kapsamında yer alan 8. ve 20. Sınıfta kapsadığı tüm mallar için iptaline ve markalar sicilinden terkinine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan hükümsüz kılınması istenen marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Markanın 8 ve 20.sınıflar için ticaret markası olarak tescilinin 28.10.1990 tarihinde sicile kayıt edildiği, 21.12.2008 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilendiği, markanın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır..
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişi Ayla Sarsılmaz 15.8.2018 tarihli raporunda; davalı tarafa ait ticari defter ve begeler üzerinde yaptığı incelemed; dava tarihi olan 05.10.2017 tarihinden geriye 5 yıl içerisinde 30.06.2017 tarihinde toplam 250,- TL. + KDV tutarında 1.000 adet dava konusu “… ” satışı yapıldığı, söz konusu satışın ciddi kullanım olarak değerlendirilemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı her ne kadar davacının yurtdışında ikamet etmesi nedeniyle yabancılık teminatı göstermesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; 1883 tarihli Paris Sözleşmesinin 2.maddesi,Anayasanın 90.maddesi ve Yargıtay 11.HD nin 2007-6321 E-2008-8591 karar ve 26.6.2008 tarihli ilamları ile eşit işlem ilkesi nazara alındığında davacının teminat yatırmasına yer olmadığı anlaşılmıştır.
Bir markayı adına tescil ettiren kimse, aynı zamanda bu markayı kullanma yükümlülüğüne tabi tutulmuştur. Tescilli marka, beş yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaz veya kullanıma beş yıllık bir ara verilirse bu durum iptal nedeni sayılacaktır, Markayı kullanma külfeti, kullanılmayan markalar yüzünden üçüncü kişilere kapatılan bazı işaretlerin anlamsız bir yığın oluşturmasını engellemek için getirilmiş bir düzenlemedir.
Markanın kullanılmaması halinde iptal davası açılabilir. Bu halde markanın usulü dairesinde kullanıldığını ispat yükü marka sahibinin (somut olayda davalının) üzerindedir. Markanın iptalinin talep edilebilmesi için markanın ya beş yıl hiç
kullanılmaması ya da kullanımına kesintisiz olarak beş yıl ara verilmesi gerekir. Beş yıllık süre ise başvuru tarihinden değil sicile tescil tarihinden başlar. Kullanıma haklı bir nedenle ara verilmiş ise bu durumda marka yine iptal edilemez. Haklı sebep ile marka sahibine isnat edilemeyen ve markanın kullanımını engelleyen sebeplerdir. Ancak bu sebeplerden kendisinden beklenen özen ve dikkati gösterse idi kaçınabilecek idiyse bunların haklı neden olarak kabulü mümkün değildir. Aynı şekilde bir ticaret şirketinin sona ermesi halinde tasfiye aşamasına kadar marka kullanılabilecektir. Bu durumdaki bir şirketin bu nedenle markayı kullanmaması haklı neden oluşturmaz ve bu durum markanın iptaline neden olabilir.
Marka sahibinin markayı kullanmaması için haklı nedenlerin olması halinde hükümsüzlük nedeni oluşmaz. Ancak marka sahibinin dava açılacağını düşünerek markasını kullanmaya da başlayabilir. Bu durumda mahkeme davanın açılmasından önceki üç ay içerisinde gerçekleşen kullanmayı dikkate almayacaktır.Mülga 556 sayılı KHK ‘da bazı haller markayı kullanmak olarak kabul edilmiştir. Bunlar, tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması, markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarında kullanılması, Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması, ve markayı taşıyan malın ithalatı olarak sayılmıştır.Aynı yasal düzenlemeler 6769 sayılı yasanın 9/1 maddesinde de düzenlenmiştir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bu maddede sayılan hallere tahdidi değildir. Markanın lisans ya da franchising sözleşmeleri ile kullanılması da ciddi kullanım sayılır. Ancak davalının ticari defter ve belgeleri kapsamına göre 30.06.2017 tarihinde toplam 250,- TL. + KDV tutarında 1.000 adet dava konusu “…” satışı yapıldığı,sunulan diğer faturaların dava tarihinden sonraya ilişkin olması, davalının ciddi kullanıma ilişkin faaliyetini ispat edemediği anlaşılmıştır.
Davalı ayrıca 6769 saayılı yasanın 192. Maddesinin1/a düzenlemesine göre,26 ncı maddesi yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonra yürürlüğe gireceği yönünde düzenleme bulunduğunu da ileri sürmüştür.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın Geçici 4. Maddesi uyarınca, SMK’nın 26. maddesi yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılacağı hususunda açık yasal düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu yasal düzenleme ile markanın iptali yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir, Bu nedenle davalının SMK’nın 26. maddesinin yürürlüğe girmediğinden bahisle davanın hukuki dayanağının bulunmadığını ileri sürmesi yasanın diğer hükümleri gözetildiğinde hukuki değerlendirmeden uzak bulunmuştur.
İspat yükü kullanmamaya dayalı iptal istemlerinde davalıda olduğundan ; alınan bilirkişi raporu kapsamına göre; dava konusu marka davalı tarafından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. Maddesi uyarınca kullanma olarak kabul edilen şekilde tescil kapsamındaki mallar için kullanılmadığından, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. Maddesi ve Geçici 4. Maddesi uyarınca … sayılı … tescilin 08. ve 20. Sınıflarda kapsadığı tüm mallar için iptaline karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur..
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalı adına TPMK nezdinde tescilli … Sayı ile 08 ve 20.sınıflarda tescilli … markasının kullanılmadığı yapılan yargılama sonucunda anlaşıldığından 6769 Sayılı SMK hükümleri dikkate alınarak markanın iptaline, karar kesinleştiğinde sicilden terkini için TPMK’ya müzekkere yazılmasına,
3-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 31,40 TL başvuru harcı 31,40 peşin harç 133 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 750 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 945,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır