Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/671 E. 2020/371 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/671
KARAR NO : 2020/371

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … ile davalı …Ş. (…) arasında imzalanan 21.01.2011 tarihli “Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmenin “MALİ ŞARTLAR” başlıklı 5.1 maddesinde “5846 sayılı FSEK ve 3984 sayılı yasa gereği sadece bu sözleşme süresince geçerli kalmak kayıt ve şartıyla 01.01.2010 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde …’ın yayın kuruluşlarına vermiş olduğu yayın izni karşılığında yayın kuruluşları, sözleşmeden doğan mali hak bedelini “…”a ödeyecektir.” hükmünün yer aldığını, sözleşmenin 5.2 maddesinde ise “Yayın Kuruluşlarının 01.01.2010 – 31.12.2010 dönemine ilişkin ödenmesi gereken mali hak bedeli 11.430,51 TL + KDV’dir” hükmünün düzenlendiğini ve aynı maddede yer alan tabloda davalı şirketin ödemesi gereken 2010 yılı mali hak bedeli 3.434,10+KDV ve internet yayım için 343,41 TL+KDV olarak belirlendiğini, ayrıca “‘Sözleşmenin Süresi” başlıklı 12. maddesine göre “iş bu sözleşme 01.01.2010 – 31.12.2010 dönemi için imzalanmıştır. Taraflardan biri, sözleşmenin sona erme tarihi olan 31.12.2010 tarihinden en geç bir (1) ay öncesinde sözleşmeyi sona erdirmek istediğini ifade eden bildirimi yazılı olarak yapmadığı takdirde sözleşme ÜFE+TÜFE/2 artış ile yıldan yıla yenilerek devam eder” hükmünün düzenlendiğini, davalı şirket tarafından usulüne uygun herhangi bir fesih bildirimi yapılmadığını, sözleşmenin “Mali şartlar” başlıklı 5.6 maddesinde ise “Bu sözleşmenin 12. maddesine göre sözleşme yıldan yıla yenilenerek devam ettiği sürece devam eden yıllarda ödeme tarihleri her yıl 01. Haziran 01. Eylül ve 0l.Aralık tarihlerinde olmak üzere üç eşit taksit halinde hesaba havale yolu ile nakden belirtilen hesap numaralarına ödenecektir” hükmünün yer aldığını, yine “Mali şartlar ” başlıklı 5.4 maddesi “Ödemelerin gecikmesi halinde Türk Lirası için aylık %2 .03 temerrüt faiz ödeyeceğini beyan ve taahhüt eder” hükmünün yer aldığını, müvekkilinin dava konusu olan faturaları davalı şirkete gönderdiğini, borçlunun …’a herhangi bir ödeme yapmadığını bunun üzerine …bul 4.İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile açılan takibe konu olan 35.689,50 TL borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ,itirazın iptalini ve takibin devamını takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra takibine konu alacağın davacı tarafından temerrüt hasıl olmadan faiz talebinde bulunduğunu, alacaklar yönünden temerrüt oluşturulacak bir işlem yapılmadığını, yıllar sonra fatura tanzim edilip gönderilmesi ile temerrüt oluşamayacağını ve aylık %2.3 faiz oranının kabul edilmesinin mümkün olmayacağını, 2013 dönemi için 30.12.2016 tarihinde faturayı tanzim ettiğini bu faturanın V.U.K. aykırı olduğunu, icra inkar tazminat talebinin şartlarının oluşmadığını, ilk sözleşmeden sonra yeni bir sözleşme imzalanmadığı ve artış oranlarının tek taraflı olarak düzenlendiğini, fazladan faiz talebinde bulunulduğunu bu sebeplerden dolayı alacak miktarının belirlenebilmesi için yargılamanın gerektiğini, borcun likit olamayacağını itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için diğer koşullarının yanında alacağında likit olması zorunluluğunun bulunduğunu, bu sebeple icra inkar tazminatının ve davacının açmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali davasının reddini, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
… 4. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası istenmiş, tarafların ticari defter, fatura ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
11/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı hakkında … 4. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibin, davalının itirazın iptali ve icra İnkar tazminatı talebine ilişkin olduğu, davacı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerini zamanında yaptırdığı, muhasebe tekniği açısından ilgili hesapların birbirini doğruladığı ve defterlerin sahibi lehine delil niteliğini taşıdığı, davacı meslek birliği …’ın ticari defter kayıtlarında 30.212,31 TL alacaklı gözüktüğü, 25.217,56 TL için icra takibi başlattığı, davacı …’ın … 4.İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takip tarihi itibari ile 24.677,57 TL asıl alacak dava tarihi olan 06.12.2017 ile 11.011,93 TL gecikme faizi ile birlikte 35.689,50 TL alacak hesap edildiği, takipte 251,02 Tl fazla talepte bulunulduğu, talep edilen icra inkar tazminatının Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
15/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
15/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı …Ş.’nin, … (…) anılan sözleşmelerden kaynaklı düzenlenmiş faturalardan dolayı, toplam borcunun 25.217,56-TL olduğu, icra takip tarihi itibariyle davacının ayrıca sözleşme gereği alacaklı olduğu faiz tutarının yukarıda detaylı olarak hesaplandığı üzere toplam 10.221,03-TL olduğu, toplamda ise (anapara+faiz) 25.217,56 TL + 10.221,03 TL = 35.438,59-TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
BÜTÜN DELİLLER BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE:
Dava:Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, davalının ödemekle yükümlü olduğu fatura bedellerini ödememesinden dolayı, … 4. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulması nedeni ile itirazın iptali, takibin devamı ve %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulan ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, bilirkişi incelemesine göre davacı Meslek Birliğinin ticari defter, kayıt ve dayanağı belgelerin birbirini teyit etmesi nedeni ile T.T.K. 85. maddesi gereğince delil niteliğine haiz olduğu anlaşılmıştır.
11/06/2018 tarihli raporu düzenleyen mali bilirkişi tarafından davacı Meslek Birliğinin ticari defter ve kayıtları incelenmiştir.
15/02/2019 tarihli raporu düzenleyen mali bilirkişi tarafından davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiştir.
Davacı … ile davalı …Ş. (…) arasında 21.01.2011 tarihli “Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi” düzenlenmiştir. Sözleşmenin “MALİ ŞARTLAR” başlıklı 5.1 maddesinde “5846 sayılı FSEK ve 3984 sayılı yasa gereği sadece bu sözleşme süresince geçerli kalmak kayıt ve şartıyla 01.01.2010 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde …’ın yayın kuruluşlarına vermiş olduğu yayın izni karşılığında yayın kuruluşları, sözleşmeden doğan mali hak bedelini …’a ödeyecektir”, 5.2 maddesinde “Yayın Kuruluşlarının 01.01.2010 – 31.12.2010 dönemine ilişkin ödenmesi gereken mali hak bedeli 11.430,51 TL + KDV’dir. YAYIN KURULUŞLARI sözleşme bedelini …’ın … şubesi hesabına 6 eşit taksitle ödeyeceğini gayri kabili rücu beyan ve taahhüt etmektedir”, 5.6 maddesinde “Bu sözleşmenin 12. maddesine göre sözleşme yıldan yıla yenilenerek devam ettiği sürece devam eden yıllarda ödeme tarihleri her yıl 01. Haziran 01. Eylül ve 0l.Aralık tarihlerinde olmak üzere üç eşit taksit halinde hesaba havale yolu ile nakden belirtilen hesap numaralarına ödenecektir”, 5.4 maddesinde “Ödemelerin gecikmesi halinde LİSANS ALAN, Türk Lirası için aylık %2 .03 gecikme faizini …’a ödeyeceğini açıkça kabul, beyan ve taahhüt eder”, “SÖZLEŞMENİN SÜRESİ” başlıklı 12. maddesinde ise “İş bu sözleşme 01.01.2010 – 31.12.2010 dönemi için imzalanmıştır. Taraflardan biri, sözleşmenin sona erme tarihi olan 31.12.2010 tarihinden en geç bir (1) ay öncesinde sözleşmeyi sona erdirmek istediğini ifade eden bildirimi yazılı olarak yapmadığı takdirde sözleşme ÜFE+TÜFE/2 artış ile yıldan yıla yenilerek devam eder” hükmünün düzenlendiği görülmüştür.
Faiz, temel hukuki kavramlardan olup faize ilişkin genel ve özel kurallar pek çok yasada farklı, kapsamlı ve dağınık bir şekilde yer almaktadır. Değişik kanunlarda düzenlenen faiz hükümleri esas itibariyle faiz istenebilmesinin şartlarını ve oranını düzenleyen hükümler şeklindedir. Faiz kavramının hukuki olarak değerlendirilebilmesi, adi faiz ve ticari faiz kavramlarının belirlenebilmesi konusunun ancak faizi düzenleyen genel nitelikteki hükümlerle birlikte ele alınması halinde mümkün olabilecektir. Davaya konu olan faizi düzenleyen genel nitelikteki hükümler ise Türk Borçlar Kanununda yer almaktadır.
Belirli bir para alacağının, alacaklısına sağladığı medeni semere olarak tanımlanan faiz, Türk Borçlar Kanunu 88. maddesinde “Borçların İfası” bölümünde düzenlenmiştir. Anapara faizi ile ilgili olarak, uygulanacak yıllık faiz oranının sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenebileceği, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranının birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %50 fazlasını aşamayacağı kabul edilmiştir.
Davada, asıl alacak sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davacı …, … 4. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı …Ş. aleyhine 15.02.2017 tarihinde ilamsız takip başlatmıştır. 21.01.2011 tarihinde imzalanan sözleşmenin “Mali Şartlar” başlığı altında 5.4 maddesinde vadeye uyulmadığı takdirde aylık %2.03 temerrüt faizi talep edileceği imza altına alınmıştır. Bu nedenle asıl alacak tutarına, ödeme tarihine kadar faiz işlemesinin uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 41. maddesinde: “Girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mahaller; Eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanım ve/veya iletimine ilişkin FSEK 52 nci maddeye uygun sözleşme yaparak hak sahiplerinden veya üyesi oldukları meslek birliklerinden izin alır ve sözleşmelerde yazılı malî hak ödemelerini bu madde hükümlerine göre yaparlar.
Eser, icra, fonogram, yapım ve yayınları kullanan ve/veya ileten umuma açık mahaller; Mahallin bulunduğu bölgenin özelliği, mahallin nitelik ve niceliği, fikrî mülkiyete konu eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların mahalde sunulan ürün veya hizmetin ayrılmaz bir parçası ve ürün veya hizmete katkısı olup olmadığı ve benzeri hususlar dikkate alınmak suretiyle sınıflandırılır veya sınıflandırma dışı bırakılır.
Faaliyet gösterdikleri sektörlerde, eser sahipleri ve/veya bağlantılı hak sahipleri meslek birlikleri, yapılan sınıflandırmaya bağlı olarak eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanımından ve/veya iletiminden kaynaklanan ödemelere ilişkin tarifeleri tespit ederler. Meslek birlikleri ile umuma açık mahaller arasındaki sözleşmeler, bu tarife bedelleri veya taraflarca yapılabilecek müzakereler sonucu belirlenecek bedeller üzerinden yapılır.”
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 43. Maddesinde: “Radyo-televizyon kuruluşları, uydu ve kablolu yayın kuruluşları ile mevcut veya ileride bulunacak teknik imkânlardan yararlanarak yayın ve/veya iletim yapacak kuruluşlar, yayınlarında yararlanacakları opera, bale, tiyatro ve benzeri sahneye konmuş eserlerle ilgili olarak hak sahiplerinden önceden izin almak zorundadırlar.
Bu kuruluşlar sahneye konmuş eserler dışında kalan eser, icra, fonogram ve yapımlar için ilgili alan meslek birlikleri ile FSEK 52 nci maddeye uygun sözleşme yaparak izin almak, söz konusu yayın ve/veya iletimlere ilişkin ödemeleri bu birliklere yapmak ve kullandıkları eser, icra, fonogram ve yapımlara ilişkin listeleri bu birliklere bildirmek zorundadırlar.3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun çerçevesinde faaliyet gösteren radyo-televizyon kuruluşları Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından, anılan kanun dışında kalan ve yayın ve/veya iletim yapan diğer kuruluşlar ise Bakanlık tarafından sınıflandırılır. ” şeklinde icra takibine konu olan sözleşme ile ilgili hükümler mevcuttur.
İcra inkâr tazminatı kavramı, İcra ve İflâs Kanunu’nda açıkça kullanılan bir kavram değildir. Ancak Kanunda üç yerde “İnkâr tazminatı” kavramı kullanılmıştır. İcra ve İflâs Kanunu’nun 169/a maddesinin beşinci fıkrasında iki defa, 170. maddenin üçüncü fıkrasında bir defa inkâr tazminatı kavramı kullanılmıştır.
İcra inkâr tazminatı, yapılan icra takibini daha etkili kılmak için, yani borçlunun haksız yere borcunu inkâr etmesine engel olmak için, getirilmiş olan bir yaptırım veya cezadır.
Mevzuat ve dosyadaki bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde: Davacının tutulması zorunlu ticari defterlerinin, TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalıya kesilmiş olan faturaların ve borç dekontlarının, davacının defter kayıt ve beyannamelerinde mevcut olduğu, 21.01.2011 tarihinde taraflar arasında imzalanan MÜZİK ESERLERİ YAYIN İZİN SÖZLEŞMESİ’ne istinaden davacının icra takibinde haklı olduğu, asıl alacak yönünden davalıdan alacaklı olduğu ve faiz talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından 15/02/2019 tarihli bilirkişi raporundaki rakamlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, dava konusu alacak belli (likit) olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-… 4.İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline,
2-25.217,56-TL asıl alacak, 10.221,03-TL faiz olmak üzere toplam 35.438,59-TL üzerinden takibin devamına,
3-Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-2.420,00- TL ilam harcında 431,00-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik 1.989,77- TL harcın davalıdan tahsiline,
5- Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 250,91 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı 431,04-TL peşin harç 248 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.060,44 TL yargılama giderinden davanın kabulü ve red oranına göre taktiren 2.000-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır