Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/670 E. 2018/129 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/670 Esas
KARAR NO : 2018/129

DAVA : İsim Üzerinde Hak Sahipliğinin Tespiti-Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

İstanbul 20.Asliye Hukuk mahkemesinin 2014/166 Esas, 2017/129 karar nolu görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dava dosyası mahkememize tevzii edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tanınmıştık düzeyine ulaşmış bir sanatçı olduğunu, davacının … ismini tanınmış ve bir nevi marka haline getirdiğini, davalılara ait internet sitesi üzerinden “…” ismi kullanılarak ticari kazanç elde edildiğini, “…” markası ile birçok renk ve modelde bot ve ayakkabılarının, davalı site üzerinden satılmış ve durumun ispat edilebilmesi adına bahsi geçen ürünlerden bir tanesi için sipariş verildiğini, E-mail içeriğinde, siparişin kargoya verildiği, siparişin 38 numara olduğu, ürün adının “… marka kadın Çizme” olduğu, alıcının isim ve adres bilgilerinin yer aldığını ve ürün bedelinin 39,99 TL ve kargo bedelinin 5,99 TL olmak suretiyle toplam 45,98 TL’nin ödendiğinin sunulu deliller ile ispat edildiğini, Yine biri siyah diğeri gri olmak üzere iki renk ve modelde siparişi verilmiş … marka kadın çizmelere ait irsaliyeli fatura suretlerinin de sunulduğunu, … Başvuru numaralı, 06.01.2014 koruma tarihli marka başvurularının bulunduğunu, “…” ismi üzerindeki hak sahipliğinin davacı adına tespitine, müvekkiline ait isim ve markanın yer aldığı ayakkabı çizme ve benzeri her türlü ürün ve emtianın satışının önlenmesine, mevcutların toplatılması ve toplatılan emtialaın imha edilmesi konusunda ihtiyati tedbir karan verilmesine, şimdilik 3.000 “TL maddi tazminatın ve yapılacak inceleme sırasında davalı yanca, isim hakkını kullanarak elde edilen gelirin; talep edilen maddi tazminattan fazla olması halinde bu miktar üzerinden tazminata hükmedilmesine ayrıca 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve her iki talep yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Yasa ile koruma altına alınmış isim ve markaya dair izinsiz kullanım devam etmekte ise, yapılan vaki tecavüzün menine,karann bir örneğinin Türkiye genelinde yayın yapan 3 büyük gazetede birer gün arayla yayınlanmasına,karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben açılmıştır. İstanbul 20.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/166 Esas, 2017/129 karar nolu görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dava dosyası mahkememize tevzii edilmiştir.
Görevsizlik kararı veren mahkemece uyuşmazlık; 556 sayılı kanun hükmünde kararnameye dayanılarak açılan isim üzerindeki hak sahipliğinin davacıya ait olduğunun tespiti, davacıya ait isim ve markaların kulllanıldığı ürünlerin satışının önlenmesi ve müdahale nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi tazminat tahsili istemine ilişkin olduğundan, davada dayanılan uyuşmazlığın 556 sayılı kanun hükmünde kararname kapsamına incelenmesi gerekeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Görevsizlik kararı veren mahkemede görevsizlik kararı öncesinde bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
21.07.2015 tarihli bilirkişi raporu kapsamına göre; mail içerisinde adreslerle mesajlaşmalarının mevcut olduğu, … sitesi tarafından davacıya kesin olarak … isimli cizme satışının gerekleştiği kanısına varılmadığı, ve davalı … sitesinin … isimli ürün sattığını ispatlayıcı site görseli veya satışı gerçekleştiren çizmeye ait görselin de bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’ın 09.02.2016 tarihli raporuna görede; davalının dava konusu eyleminin davacının Türk Medeni Kanunu 26. Maddesinde düzenlenen haklarını ihlal ettiği, manevi tazminat değerlendirilmesinin mahkemenin kanaatinde olduğunu, davacının maddi tazminat olarak yoksun kaldığı kazancı talep edebileceği ancak bu miktarın hesabında istenilen açıklamaların bildirilmesi durumunda hesabın yapılmasının teknik uzmanık gerektirdiğinden dosyanın bir hesap bilirkişisine tevdii ile rapor alınması gerektiğini bildirmiştir.
Bilirkişi … 22.06.2016 tarihli raporunda; … tescil nolu … markasının 27.11.2014 tarihinde tescil edildiğini ve KHK çerçevesinde davacı lehine hukuken korunduğunu, davalı şirketin ürünlerinde yer alan markayı tescilsiz olarak kullandığı 556 sayılı MarkKHK m.61 vd.uyarınca marka tescilinden doğan haklara tecavüz koşullarının mevcut olduğu, marka hakkında tecavüz nedeniyle talep olunan maddi ve manevi tazminat açısından kusur şartının gerçekleştiğini, davacının maddi tazminatın marka hakkında tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre hesaplanmasını talep etmiş olmasından dolayı, davacının yoksun kaldığı kazanç para yada satışa göre saptanan lisans bedeli üzerinden hesaplanmış ve ürün başına 6.TL lisans bedeli talep edebileği, ancak davacının yoksun kaldığı toplam kazancın hesaplanabilmesi için marka tescil tarihi olan 06.01.2014 tarihinden itibaren davalı tarafından yapılan satış miktarının bilinmesi gerektiğini, bunun ise mali defterlerin incelenmesi sonucu anlaşılabileceği ve hesabın yapılması teknik uzmanlık gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Türk petent ve marka kurumundan davacıya ait marka tescil belgesi celp edilmiş ve … nolu ticaret ve hizmet markasının … ibareli marka olduğu, sahibinin davacı olduğu, 3,16,25,43,sınıflarda 6.1.2014 tarihinden itibaren tescil edildiği , markanın halen geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili maddi tazminat istemini 556. Sayılı KHK’nın 66.maddesinin c) bendinde belirtilen “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre talep etmiştir.
Davalı firmaya ait ticari sicil kayıtları ile davalıya ait vergi kaydı celp edilmiştir.
İTO’dan emsal lisans bedeli sorulmuş ve davaya konu markanın cirosunun %15 inin emsal lisans bedeli olabileceği bildirilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 7.12.2017 tarihli dilekçe ile davalının ticari defterlerine ulaşma imkansızlığı nedeniyle, aynı konuda istanbul 3.FSHHM’nin 2015/65 esas- 2017/144 karar sayılı dosyasını emsal olarak gösterdiklerini, davacının talep ettiği 3.000 TL nin lisans bedeli olarak son derece makul olduğunu, bu bedelden daha aşağı bir bedelin söz konusu olamayacağını, davacının öznel koşullarının da mahkemece tazminat hesabında değerlendirilmesini talep etmiştir.
Ancak davacının gösterdiği kararda yer alan şahıs davacı değil … olup, tarafları farklı olan ve taraflarca hazırlama ilkesine göre hazırlanan davalarda tarafları aynı olmayan aynı alanda faaliyet göstermeyen şahıslar yönünden verilen kararların mahkemece emsal alınamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı ayrıca görevsizlik kararı veren mahkemeye 3.FSHHM’nin 2014/190 esas- 2016/203 esas sayılı dosyasını emsal olarak göstermiş, bildirilen dosyada davacı taraf olduğundan ilgili dosyanın uyap kayıtları alınarak dosyamız arasına celbi sağlanmış, kararın istinaf edilmesi üzerine hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Dava 2.4.2014 tarihinde açılmış olup, davacının marka tescil için müracaat tarihi 6.1.2014 tarihi olup, markanın sicile kayıt tarihi ise 27/11/2014 tarihidir.
Ancak bilindiği üzere marka koruması başvuru tarihi ile başlamakta ise de; davacının marka başvuru tarihinden önce de markayı 2004-2009 yılları arasında solisttik yaparak, birçok reklam müziği seslendirerek , film ve dizi projelerine de kendi eserleriyle veya yine solist olarak katılarak , Nihayet 2009 yılında söz ve besteleri kendine ait eserlerinden oluşan “…” isimli albümü çıkararak ve müzik camiasına ses getiren bu çalışması ile çok daha geniş kitlelere ulaşarak, profesyonel müzik yaşantısı kapsamında markalaşma sürecini bildirmiş bu kapsamda marka tescilsiz de korunacağından ve davacının yargılama sırasında da markası tescile bağlanmış olup, davacıda tazminat istemini KHK 66/c kapsamında talep ettiğinden maddi tazminat istemi KHK 66/c maddesine göre değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde davacının resminin ve uyan isimli albüm kapağıın görseli sunulmuş ve kapakta … ibaresinin yer aldığı keza davacı yanca çıkarılan Hayat ve Sarı isimli albümlere ilişkin görselde sunulmuş bu albümlerden …’nnı albüm kapağında da davacının marka olarak tescil ettirdiği … isminin yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı açılan davaya cevap vermediğden ancak inkar kapsamında delil sunabilir. Ancak davacı yanca sunulan mail, satış fişine rağmen davalının markayı izin ile kullandığı yönünde bir delil sunmadığı, mailde açıkça … kadın çizme 38 numara ibarelerinin yer aldığı sabittir.
Davacı vekili görevsizlik kararı veren mahkemece bilirkişi incemelerin yapıldığını, 22.2.2018 tarihli celsede bilirkişi incelemesi taleplerinin bulunmadığını, ihtisas mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığın hakim tarafından çözülmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı sahne adı olan … ismi üzerinde hak sahibi olduğunun da tespitini istemiştir.
Davacı yanca nüfus cüzdanı renkli fotokopisinde davacının adının … olup, soyadının … olduğu, evlenmeden önceki soyadının ise … olduğu ve sunulan görsellerde davacıya ait resimlerle birlikte … şeklinde isim yazdığı ayrıca davacıya ait 3 adet albümde de … isminin kullanıldığı anlaşılmıştır.
Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir.
Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işliyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir. Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür (FSEK m. 16).
FSEK’te eser sahibine tanınan mali haklar; işleme hakkı (FSEK m.21), çoğaltma hakkı (FSEK m.22), yayma hakkı (FSEK m.23), temsil hakkı (FSEK m.24), umuma iletim hakkı (FSEK m.25) ve pay alma hakkı (FSEK m.45) olarak düzenlenmiştir.
Buna göre; bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir (FSEK m.21). Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. (FSEK m.22).
Eserini umuma arz ederken yahut yayımlarken onu kendi adıyla yahut müstear adıyla yahut adsız olarak kamuya sunabilecek; eserinde kendisi değişiklikler yapabilecek ve başkalarının gerçekleştirdiği hak kapsamındaki bu eylemleri engelleyebilecektir.
Davacı da sunduğu albümler ve nufus kayıt örneği ile sahne adının … olduğunu bu isimle 3 adet albüm çıkardığını ispat etmiş, dolayısıyla belirlenen isim sıradan ve çok rastlanan isim ve soy isimden oluşmadığından ve davacının adının … olduğu, … ibaresi ile birlikte sahne adı olarak kullandığı dolayısıyla alenileşmiş eserleri üzerinde de bu ibarenin yer aldığı ve FSEK 11. madde kapsamındaki karine dahi dikkate alındığında isim üzerinde sahne adı olarak keza tescilli marka hakkından doğan ismi sıfatıyla hak sahib olduğunun tespite yönelik dava yönünden de hukuki menfaati gözetilerek talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tescilli marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkememizce vergi kayıtları, İTO’dan emsal lisans için rayiç bedel araştırması yapılmıştır.
Davacı yanca sunulan fatura da markanın … olarak kısaltılarak koyu yazıldığı, mail içeriğinde ise açıkça davacının markasının yani … ibaresinin markasal olarak yazıldığı, celp edilen marka tescil belgelesinde ayak giysileri grubundaki ürün sınıfı için davacının markasının tescilli olduğu, markanın esas unsurunun aynen kullanılması nedeniyle ortalama tüketici nezdinde markanın karıştırılacağı, davacının lisans ve izni ile kullanıldığı izlenimi yaratacağı, dolayısıyla karıştırılma ihtimali sebebiyle davacının marka hakkına tecavüz edildiği, tercih edilen 66/c maddesi kapsamında bilirkişilerce bir inceleme yapılamadığı, ancak yargıtay uygulamalarında davacının varsa verdiği lisanslar, taraf cirolarının ve markanın ürüne satış katkısının de emsal lisansın belirlenmesinde rol oynadığı belirtildiğinden vergi dairesinden davalıya ait kayıt celp edilmiş, davalının 2013-2014 yılını zarar ile kapattığı, 2015-2016 yıllarına ait bilonço ve ayrıntılı gelir tablosunun gönderildiği, bu durumda emsal lisansın ancak borçlar kanunu hükümlerine göre mahkemece değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalının alınan ticari sicil kaydı kapsamına göre; ticari faaliyet alanının internet ve pazarlama faaliyeti olması, sermayesinin 500.000 TL olması, internet yoluyla yapılan satışların geniş mecralara ulaşması, alanında 3 albüm çıkarmış ve markaya belirli orjinalite katan davacının marka adının kendisini tarafından oluşturulduğu ve izinsiz kullanıldığı, bu kapsamda günün ekonomik koşulları dikkate alınıdığından 3000 TL maddi tazminatın lisans seçeneği için makul bir bedel olduğu, aksi durumun izinsiz markayı kullanan tecavüzkar davranışların mahkeme eliyle desteklenmesi sonucunu doğuracağı, hakkaniyet kuralları, davacının sahne alanında belirli bir bilinirlik sağladığı, sanatçı sıfatıyla 3 albüm çalışması yapmış olması, davacının adını ve tescile bağlanan ürün emtia sınıfında ticari amaçla sunulacak mal ve hizmetin davacı ile bağlantı kurulacak olması, keza ürünün kalitesi ile ilgili sorun yaşandığında davacının markadan kaynaklı haklarının zedeleneceği keza davacının isminin de sanatçı sıfatıyla koruduğu bu kapsamda davacıdan izin alınmadan davacının adının ticari bir ürün üzerinde satış ve pazarlanmasının yapıldığı , bu nedenle davacının uğradığı ellem ve üzüntü dikkate alındığında manevi tazminat isteme şartlarının oluştuğu da anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, marka tescil belgesi, ticari sicil kayıtları, ito yazısı,mail içeriği, sunulan fatura kapsamı,davacıya ait nüfus kaydı birlikte değerlendirildiğinde, Davacının sahne adı olan ve marka olarakda tescilli bulunan … ismi üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine, Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle borçlar kanunu hükümlerine göre 3000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, Manevi tazminat isteminin kabulü ile 10000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, Karar kesinleştiği takdirde halen davalının ticarete konu ettiği ayak giysileri üzerinde davacının tescilli markası olan ürün var ise satışının önlenmesine,mevcutların toplanmasına, ürünler üzerindeki markaların sökülmesine, sökülme imkanı olmayanların imhasına, hükmün ilanında davacının menfaati bulunduğundan Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan alınmasına karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davacının sahne adı olan ve marka olarakda tescilli bulunan … ismi üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine,
2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine,
marka hakkını ihlal nedeniyle 3000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
3-Manevi tazminat isteminin kabulü ile 10000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
4-Karar kesinleştiği takdirde halen davalının ticarete konu ettiği ayak giysileri üzerinde davacının tescilli markası olan ürün var ise satışının önlenmesine,mevcutların toplanmasına, ürünler üzerindeki markaların sökülmesine, sökülme imkanı olmayanların imhasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan alınmasına,
6-888,03 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 665,98 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
7-Marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı, 222,05 TL peşin harç, 65 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 312 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı. 29/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır