Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/669 E. 2019/202 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/669 Esas
KARAR NO : 2019/202

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 02/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı adına tescilli … tescil nolu şekil markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde;, müvekkilin markasının 18.sınıfta tescilli olduğunu, davacı ise tanınmışlık iddiasını 25.sınıf kapsamında iddia ettiğini,, ayrıca markalar görsel olarak incelendiğinde davacının tescilli markasının at üzerinde … oyunu oynayan elinde sopa olan bir insan figürü olduğunu, müvekkilinin markasında ise at ve insan figürü bulunduğu at figürünün ve insan figürünün tekel olarak kimsenin inhisarına bırakılamayacağını bu kapsamda 18.sınıftaki tescili yönünden herhangi bir karışıklığa yol açmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı adına tescilli … tescil nolu şekil markasının hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir.
Türk Patent ve Marka Kurumundan marka ait tescil belgesi celp edilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 17.10.2018 tarihli ve raporlarında; hükümsüzlük koşullarının bulunduğunu beyan etmiştir. İlk bilirkişi raporunu sunan bilirkişilerin salt at figüründen haraket ile ayrıca kötüniyet olgusunu değerlendirerek hükümsüzlük koşullarının bulunduğunu bildirmişlerse de; kötüniyet incelemesi hukuki bir inceleme gerektirdiği halde kötüniyetin varlığı yönünde gerekçesiz beyanda bulunmaları mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Bilirkişi Doç Dr. … ise; davacının … tescil numaralı markasının tanınmış marka olduğunu,kök raporda varılan kanaatten farklı olarak, söz konusu markanın davalının … tescil numaralı markası ile işaretsel olarak benzer olmadığını, dolayısıyla SMK m, 6/5 ve 6/1 hükmünde anılan “markaların aynı veya benzer olması” şartının taraf markaları bakımından gerçekleşmediğini, takiben davalının markasının SMK m. 6/5 ve m, 6/1 anlamında hükümsüz kılınması şartlarının varit olmadığını bildirmiştir. … tarafından düzelenen ayrık rapor marka hukuku ilkelerine ve yüksek mahkeme içtihatlarına uygun olarak düzenlendiğinden denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Dava 29.9.2017 tarihinde açılmış olup, 6769 sayılı SMK hükümleri çerçevesinde Markanın hükümsüzlüğü talebi incelenmiştir.
SMK m, 6/5 hükmü;
“Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği,markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. ” hükmü düzenlenmektidir.
SMK m. 6/5 hükmüne göre bir markanın hükümsüz kılınabilmesi için Türkiye’de tanınmış bir marka ile aynı veya benzer olması, tanınmış markadan haksız bir yarar sağlanması, markanın itibarının zarar görmesi veya ayırt edici karakterinin zedelenmesi söz konusu ise marka hükümsüz kılınabilecektir.
Davalı yanın hükümsüzlüğü talep edilen markası … tescil numaralı, 18, sınıfta tescillidir. Markalar arasında benzerlik incelemesi yapılırken, markanın bütün olarak bıraktığı izlenim esas alınmalıdır. Bir markayı oluşturan unsur, o markanın başka markalardan ayırt edilmesini sağlayan kelime, harf, sayı vs. ‘den oluşan şekil olup, marka birden ziyade unsuru ihtiva ediyorsa asıl unsuru markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüş ve ayırıalığını vurgulayan imajda aranmlıdır. Bununla birlikte markalar arasında ay niyetin/benzerliğin bulunup bulunmadığının tespitinde markalar arasında yazılış, okunuş, görsel ve fonetik yönden benzerlik bulunup bulunmadığına bakılmalıdır. Bu bakımdan yazılışları farklı; kulakta kalan ses aynı/bcnzer olan işaretler arasında da  ayniyetin değil; fakat benzerliğin bulunduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
Davacının … tescil numaralı şekil markası ile davalının dava konusu markası bir bütün itibarıyla karşılaştırıldığında;; Davacının markası bir şekil markası olması itibarıyla herhangi bir ek/kelime barındırmamaktadır, Davalının dava konusu markası ise“…, ŞTİ. + şekil şeklindedir. Görüldüğü üzere davalı yanın markasında davalının ticaret unvanı da yer almaktadır. Dava dilekçesi incelendiğinde, markanın hükümsüzlük iddiasına yol açan benzerliğin davalının markasında yer alan şekil unsurunun olduğu anlaşılmaktadır. Zaten muhtemel benzerlik de bu noktada olabilir. Dolayısıyla davalının markasındaki şekil unsuru ile davacının yalnızca şekilden oluşan … numaralı şeki  markasında yer alan figür karşılaştırılmalıdır;
Bu figürler karşılaştırıldığında ise ilk bakışta, at ve atın üzerindeki insandan oluşmakta olduğu görülmektedir. Bu görünüm ile akla ilk gelen, … oyunudur. … oyunu, at üzerinde iki takım oyuncularının ellerindeki özel oyun sopalarıyla 10 cm çapındaki bir topa vurmalarıyla oynanan bir oyundur. Bu anlamda davacının markasındaki şekil esasında elinde tuttuğu … sopası itibarıyla … oyununu temsil etmektedir, Zaten davacının diğer dayanak markaları incelendiğinde de … kelime unsurunun yer aldığı görülmektedir. Oysa davalının markasına bakıldığında, yine at üzerinde bir insan silüeti görülmekle birlikte İnsan figürünün elinde herhangi bir … sopası bulunmamaktadır, Bu husus, davacının markasının … olarak bilinmesi dikkate alındığında, davalının davacı markası İle olan benzerliğini engelleyecek ölçüde önemlidir, Ancak elbette benzerliğin önündeki tek engel bu husus değildir. Davalının markasında at ve insan figürleri arasındaki ayrım tam net değildir. Şekil tamamen beyaz renk ile oluşturulmuş herhangi bir detay için farklı renk kullanılmamıştır. Davacının markasında ise şekil siyah renk İle oluşturulmuş ve davalıdan farklı olarak elinde … sopası tutan … oyuncusunu görselleştirmiş.yine davacının markasında atın dizginleri varken davalının markasında böyle bir detay bulunmadığı, Öte yandan her iki yana ait şekillerde atın kuyruk kısmı da farklı olduğu, Davacının markasında atın kuyruk kısmı kısa ve az belirginken, davalının markasında yer alan at figüründe kuyruk belirgin ve uzun olduğu gözlenmiş, at figürlerinin her ikisi de hareket edermiş gibi bir izlenim verse de atların ayaklarının konumlandırılma şekillerinin de farklı olduğu, davalının markasında davalının ticaret unvanının dikkat çekici bir büyüklükte yer aldığı, markada ayırt ediciliği sağladığı zira davacının ticaret unvanının … olması nedeniyle bu hususun dahi markalar arasında karıştımaya engel nitelikte bulunduğu hususu anlaşılmaktadır. Davalı markasında ticari unvan at figürünün hemen üzerinde büyük harflerle ve iki satır halinde dikkat çekici markada baskın unsur olarak yer almaktadır. Dolayısıyla markaya bakan bir tüketici, şekil unsurundan çok unvan şeklinde olan kelime unsuruna yoğunlaşacaktır. Ayrık rapor sunun bilirkişinin de isabat ile belirttiği gibi marka hukukunda bütünsel inceleme yapılmalıdır. Salt at figürden yola çıkarak benzerlik değerlendirmesi yapmak yanlış sonuçlara yol açacaktır. Ayrıca, her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde, ayrı olarak incelenmesi gerekliliği marka hukukunun temel prensiplerinden birisidir. Bu genel ilke çerçevesinde, davacı açısından daha önce verilmiş lehe kararların işbu başvuru için emsal karar teşkil etmesi de mümkün değildir. Somut olayda davalının markasında açıkça davalının ticaret unvanı ilk bakışta markada asli unsur olarak yer aldığı salt at üstünde bir insan figürünün yeşil beyaz ile kombin edilmesi halinde ortalama tüketicinin ilk etapta oldukça büyük yazılan ticaret unvanına yoğunlaşacağı ve karıştırma ihmalinin bulunmadığı, davacının tanınmış marka olmasının da bu durum üzerinde bir etkisinin bulunmayacağı hususu dikkate alınarak davacı yanca ileri sürülen hükümsüzlük şartlarının somut olay yönünden gerçekleşmediği subut bulmakla davanını reddine karar verilerek yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-DAVANIN REDDİNE,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 13 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır