Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/654 E. 2023/13 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/432 Esas
KARAR NO : 2023/4

DAVA: MARKA HAKKINA TEC. ÖNLENMESİ&TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlü ve marka hakkına tecavüzün önlemesi ve tazminat İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … no’lu “…” ibaresini …. ve… sınıflarda tescil ettirerek kullanmaya başladığını, 1998 yılında yapılan tescil başvurusu ile ibarenin 2000 yılında tescil edildiğini, Müvekkilinin “…” ibaresini hem ticaret unvanında hem de ticari faaliyetlerinde kullandığını, Müvekkili şirketin paket tur şeklinde sunulan hizmetler kapsamında yurt dışından gelen yolcuların Türkiye’de karşılanması, ulaşımı, seyahati gibi alanlarda hizmet vermekte olduğunu, bunun yanında müvekkili firmanın araç hizmetleri de verdiğini, davalı tarafla müvekkilinin aynı alanda faaliyet gösterdiğini, ancak müvekkili bu hizmeti kendi tescilli markası altında vermekte iken davalının “…” ibareli markayı kullanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davalının kullanımları araç ve filo kiralama hizmetleri alanında olmasına rağmen bu sınıfta tescilli bir markasının bulunmadığını, araç kiralama hizmetlerinin … sınıfta tescilli olduğunu, müvekkiline ait markanın da bu sınıfta tescilli olarak korunduğunu, müvekkilinin turizm sektöründe ve paket tur satışı alanında kesintisiz olarak araç kiralama hizmeti verdiğini, Tüm bu sebeplerle davalı kullanımlarının, müvekkiline ait tescilli … numaralı markaya tecavüz teşkil ettiğini, Davalının “…” ibareli markasını ise …. sınıfta tescil ettirdiğini, ayrıca davalının “…” uzantılı alan adı altında araç kiralama hizmeti vermekte olduğunu, Davalının, müvekkilinin tescilli markasını haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığını, ayrıca davalının tescilli … no’lu markasını tescil edildiği … sınıfta kullanmadığını, ileri sürerek müvekkilinin … no’lu tescilli markasına vaki tecavüzün tespitini, önlenmesini, ref’ini ve davalı adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi ve 1000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacı/karşı davalı A sınıfı yetkili acente belgesi olduğunu ileri sürmekte ise de A sınıfı yetkili acente belgesi ile davacının otel işletme veya araç kiralama işi yapamayacağını, Davacı/karşı davalı yanın hiçbir tarihte hava-kara-deniz yolcu taşıma faaliyetinde bulunmadığını, bu konuda kesinleşmiş … 1. FSHHM … E. …K sayılı mahkeme kararının bulunduğunu, Davacı/karşı davalı markasının deniz taşımacılığı ve hava kargo hizmetleri faaliyetleri bakımından kısmen iptal edildiğini, Davacı karşı davalı yanın mahkeme kararıyla da tespit edildiği üzere hiçbir tarihte otel işletmediğini veya oto kiralama işi yapmadığını, davacı karşı davalının sadece paket tur satış yaptığını, Müvekkili şirketin …” uzantılı alan adını 2005 yılında aldığını, müvekkilinin 1994 yılından beri aktif olarak araç kiralama işi yaptığını, buna karşılık davacı/karşı davalı yanın kullandığı “…” uzantılı alan adının ise 2016 yılında alındığını, Davacı karşı davalı yanın delil olarak dayandığı kendi internet sitesinde dahi … nolu tescilli markadan farklı bir marka kullanıldığını, Davacı karşı davalının kullanımlarının … no’lu markadan tamamen farklı olduğunu Müvekkili şirketin kuruluşundan beri araç kiralama faaliyetlerinde “…” ibaresini kullandığını ve “…” ibaresini TTSG’de 08.06.1995 tarihinde tescil ve ilan ettirdiğini, bu ibarenin müvekkilinin işletme adı olduğunu, Davacı/karşı davalının markasına tecavüzün söz konusu olmadığını, taraf markaları arasında iltibas riskinin bulunmadığını, Davaya konu markaların farklı mal ve hizmet sınıflarında tescilli olduğunu, Davacı karşı davalının tazminat taleplerinin haksız olduğunu, tüm tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını ve zamanaşımı definin ileri sürüldüğünü, Müvekkilinin 1994 yılından beri havalimanları dahil olmak üzere 9 ayrı şubesinin, 895 adet aracının olduğunu, Türkiye’nin 106 ayrı noktasında araç teslim hizmeti verdiğini, Müvekkilinin “… ” tescilsiz markası üzerinde üstün hak sahibi olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü, davacı/karşı davalının … nolu … markasının “…” yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık: Asıl davada ; davacıya ait “…” markasına davalı yanca gerçekleştirilen marka hakkını ihlalin tespiti, durdurulması, önlenmesi, davalının … tescil nolu “…” markasının hükümsüzlüğü, şimdilik 1.000 TL maddi, ( davacı 24.11.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 303,552.89 TL olarak talep etmiştir) ve 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemiyle açıldığı, Karşı dava konusunun; … nolu markanın …sınıf için kullanmama nedeniyle kısmi olarak iptali istemiyle açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap ve karşı dava dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Bilirkişiler …, … … 06/02/2020 havale tarihli bilirkişi raporlarında; ASIL DAVA AÇISINDAN, Davacı-karşı davalı adına … no ile … şekil tescilli markası ile davalı karşı davacı adına … no ile tescilli … şekil markasının asli unsurlarının … ibaresi olduğu, markaların ve kullanımların birebir aynı olmadığı, görsel farklılıkların bulunduğu, ama bu farklılıkların markaları birbirinden uzaklaştırmaya yetmediği, görsel ve fonetik açıdan markaların benzer olduğu, Markaların tescilleri kapsamında yer alan hizmetler karşılaştırıldığında Davalı-Karşı Davacının … nolu markasının …sınıfta yer alan yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri Geçici konaklama hizmetleri, Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetler” için tescil edilmiş olduğu, Davacı-Karşı Davalı adına tescilli markası kapsamında yer alan “seyahat düzenleme hizmetleri, tur düzenleme, turistlik amaçlı geziler, seyahat edenlere refakat, seyahat rezervasyonları , yolcu taşımacılığı” hizmetleri ile davalı-karşı davacı ya ait … markası kapsamında yer alan ile “geçici konaklama hizmetleri’nin benzer hizmetleri olduğu, birbiri ile ilgili olduğu, bu nedenle söz konusu hizmetler açısından bu hizmetlerin orta halli tüketiciye hitap ettiği, orta düzeydeki tüketicinin dikkat seviyesi göz önüne alındığında İltibasa düşme ihtimalinin olduğu dolayısıyla, markasının …sınıfta yer alan “ Geçici konaklama hizmetleri” açısından hükümsüzlük koşullarının oluştuğu , Davalı karşı davacı adına… no ile tescilli markasının tescil kapsamı içinde araç kiralama hizmetleri bulunmadığı, buna rağmen davalı-karşı davacının … isimli web sitesinde … ibaresini markasal olarak marka tescil kapsamının dışında dava davacı-karşı davalının tescilli markası kapsamında kullandığı, söz konusu hizmetlerin orta halli tüketiciye hitap ettiği, orta düzeydeki tüketicinin dikkat seviyesinin göz önüne alındığından iltibasa düşme ihtimalinin olduğu bu kullanımın marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, Davacı-Karşı davalının maddi ve manevi tazminat talep etme koşullarının oluştuğu, KARŞI DAVA AÇISINDAN; Davacı-karşı davalının … ibaresini .., Sınıfta yer alan “Kara, hava taşımacılığı; seyahat düzenleme hizmetleri: Araba taşımacılığı, tur düzenleme, turistlik amaçlı geziler, yolcu taşımacılığı, tramvay taşımacılığı, zırhlı araba taşımacılığı, seyahat edenlere refakat, seyahat rezervasyonları, kılavuzluk hizmetleri araba kiralama, at kiralama, yolcu kiralama, tekne barındırma hizmetleri , şöförlük hizmetleri” için ilk ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren ve gerçek hak sahibi olduğu, Davacı-karşı davalı adına … no ile tescil edilmiş olan … markası 27/09/2000 tarihinde tescil edilmiş olup dava tarihi 10/10/2018 itibariyle tescil tarihinden 5 yıllık süre içinde davacı karşı davvalının … markasını söz konusu hizmetlerde ve özellikle ARAÇ KİRALAMA HİZMETLERİNDE ciddi olarak kullandığının tespit edilmiş olduğu, SMK.nun 9 ,maddesi uyarınca bu hizmetler açısından iptal koşullarının oluşmamış olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … 25/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Karşı dava bakımından, davacı/karşı davalının … no’lu, markasının iptali şartlarının oluşmadığı, asıl dava bakımından davacı/karşı davalının hükümsüzlüğü talep edilen … no’lu markasının hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, Davalı/karşı davacının…şeklindeki kullanımlarının, araç kiralama hizmetleri kapsamında kullanılmasının hukuka uygun olduğu, Davalı/karşı davacının tescilli olmayan … şeklindeki kullanımlarının, “…” esas unburu değişmeden gerçekleştirilen, tescilli … no’lu markasının kullanımı niteliğinde olduğu, Dolayısıyla somut olayda hem karşı davanın hem de esas davanın reddinin gerektiği, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, maddi tazminatın 180.361,65 TL olabileceğini, ancak, dava konusu markanın araç kiralama faaliyetinde kullanımının hesap edilen kara etkisini tespit edilmesinin mümkün olmadığını, Davacı/karşı davalının uğradığı manevi zararı gösteren bir emare dosyada mevcut olmadığından manevi tazimat bakımından değerlendirme yapma keyfiyetinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, …, 23/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı/karşı davalının … nolu …+şekil markasının başvuru tarihi 24.09.1998 olduğu aynı yıl içerisinde marka ilan bülteninde yayınlandığı ve 27.09.2000 tarihinde tescil edildiği, davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalı birbiri ile ilişkili sektörlerde iştirak ediyor olması ve basiretli bir tacir hareket etme yükümlülüğü bağlamında da … nolu …+şekil markasından haberdar olmaması mümkün olmadığı ve karşı dava tarihinin 21.11.2018 olduğu görüldüğünden başvurudan 10 yıl ve tescilden ise 8 yıl sonra dava açıldığı bu geçen süre açısından SMK mad.25/5 hükmündeki 5 yıl süre ve TMK mad.2 bakımından davalı/karşı davacının sessiz kalma nedeniyle gerçek hak sahipliği yönünde hükümsüzlük talebinde bulunamayacağı, sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde,davalı-karşı davacının …” markasını … tarih … sayılı ilanı ile tescil ve ilanıyla davacı/karşı davalıya ait “… numaralı, …” ibareli markadan önce kullanılmış olması tek başına gerçek hak sahipliğine yönelik yeterli olmayacağı, dosyada ayrıca davalı-karşı davacının yapılan yatırımlar ile tüketici nezdinde “…” ibaresine araba kiralama alanında belli bir ayırt edicilik kazandırdığı ve gerçek hak sahipliğine yönelik başka delil olmadığı, Davacı/Karşı Davalı … Şti.’ nin … şekil nolu marka tescilinde olduğu gibi faturalar üzerinde de bu şekil ibareli markasını kullandığı, yapılan mali incelemede dosyadaki 2013-2014-2015-2016-2017-2018 dönemlerine ait fatura fotokopileri incelemelerinde 3 adet faturada “…” veya “araç kiralama” ibareli açıklama bulunduğunu, diğer faturalarda görülen “…”, “…” gibi yapılan faaliyetlerin ise kara taşımacılığına ilişkin olduğu ve bu hizmetin araba kiralama +şoför hizmetini de kendi içerisinde kapsıyor oluşu noktasında benzer olduğu ve bu kullanımların ciddi kullanım oluşturması bakımından iptaline yer olmadığını, Davacı/karşı davalının … başvuru nolu …+ markasının … sınıfta tescilli olduğu kara, hava taşımacılığı; seyahat düzenleme hizmetleri tur düzenleme, turistlik amaçlı geziler” hizmetlerinin davalı/karşı davacının … başvuru nolu … markasının …. Sınıfta tescili olduğu geçici konaklama hizmetleri ile sektörel bazda ilintili olduğu ve bu benzerlik nedeniyle uzmanlık/ihtisas sahibi bir tüketici grubu olmayan ortalama tüketici nezdinde bütünsel açıdan esaslı-dikkat çekici unsurları olan … ibaresinin aynı olması nedeniyle yalnızca yan unsur ile şekilsel farklılığın yeterli olmayacağı ve iki markanın da aynı işletme veya ekonomik/hukuki bir ilişki içinde olan işletmelerin hizmetleri olduğunu düşünebileceklerinden karıştırılma ihtimali olduğu, Davalı/karşı davacının … başvuru nolu markasının …. Sınıfta tescilli olduğu “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” açısından ise böyle bir benzerlik bulunmadığın karıştırılma ihtimali olası olmadığı, Davalı-karşı davacının internet üzerindeki kullanımları ile dacanın dosyaya sunduğu diğer kullanımlar, davacı/karşı davalının … nolu …+ markası karşılaştırıldığında esaslı unsurların hepsinde “…” ibaresi olduğu ve fakat farklı şekil ve yan unsurlarla kullandıkları, hitap edilen ortalama tüketici nezdinde aynı araba kiralama sektörüne yönelik hizmetleri kapsamaları nedeniyle yalnızca şekilsel ve yan unsurlardaki farklılığın yeterli olmayacağı ve karıştırılma ihtimali olduğu Davacı/Karşı Davalı … Ltd. Şti.’nin dava dosyadaki 2013-22014-2015-2016-2017-2018 dönemlerine ait fatura fotokopileri incelemelerinde toplam 3.987,29-TL değerinde sadece 3 adet faturada “…” veya “araç kiralama” ibareli açıklama bulunduğu, “…”, “…”, “…”, “…” gibi yapılan faaliyetlerin araç kiralamayı içerip içermediği durumunun mali incelemelerin konusu dışında bulunduğu, takdirin Sayın Mahkeme’nin nezdinde olduğu, maddi tazminat hesaplanması doğrultusunda bir kanaatinin hasıl olması halinde buna göre de hesaplama yapıldığını, Dava konusu olayda, davacı/karşı davalı tarafından ticari itibarının zedelendiğini gösterir herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılmadığından manevi tazminat talebinin mümkün görünmediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, …, 24/02/2022 havale tarihli 1. Ek ve 17/08/2022 havale tarihli ve sektör bilirkişi … eklenerek alınan 2. Ek bilirkişi raporlarında; kök ve ek rapordaki kanaati değiştiren bir durum olmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller ,marka tescil belgesi, bilirkişi raporları, mali kayıtları bir bütün olarak incelendiğinde;
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN İNCELEME. (MARKANIN KULLANMAMA NEDENİYLE İPTALİ İSTEMİ YÖNÜNDEN)
Karşı davanın konusu; … nolu markanın 39.sınıf için kullanmama nedeniyle kısmi olarak hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
6769 Sayılı Yasa’nın 9. Maddesinde; “- (1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6769 Sayılı Kanun’un 26. Maddesinde, madde de sayılan hallerde Kurum tarafından markanın iptaline karar verileceği düzenlenmiş, SMK 9/1-a maddesinde “9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olmasının” iptal sebebi olarak Kurum tarafından dikkate alınacağı düzenlenmiştir.
6769 Sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinde;” (1) 26 ncı madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır.
(2) 26 ncı maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır.
(3) Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir.”
Kullanılmayan markaların iptal edilerek Marka Sicili’nden silinmesi ve ticaret hayatına tekrar dahil edilmesinde, markayı tescil ettirmek isteyen kişi yada şirketlerin yararı olduğu gibi kamu yararı da bulunmaktadır.
Markanın kullanıldığını ispat yükü davalıda olup, davalı tarafça markanın tescil edildiği, sınıf/alt sınıflar için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla, temel işlevine uygun olarak, anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde ve ciddi biçimde kullanıldığının ispatı gerekir.
Markaların ciddi olarak kullanılıp kullanılmadığı yönünde bilirkişi heyetlerinden rapor alınmış, mali kayıtlar üzerinde inceleme yapılmıştır. İncelemeler kapsamına 2013-2018 arasındaki tarihli faturalar mali bilirkişi tarafından incelenmiş ve alınan 3 kök rapor , 2 ek raporda da markanın ciddi olarak kullanıldığı tespit edilmiş olup, bilirkişilerce kullanmamaya dayalı iptal talebinin yerinde olmadığı tüm rapor içeriklerinde tespit edilmiş keza satış faturaları içerisinde araç kiralama (taşıma hizmeti) fa tularının bulunduğu “…” markasının ciddi düzeyde kullanıldığı SMK m. 9/1 hükmünde aranan koşulların oluşmadığı anlaşıldığından karşı davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
ASIL DAVA YÖNÜNDEN İNCELEME: (karıştırma, hükümsüzlük iddiları yönünden)
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda karıştırma ihtimali daha güçlüdür. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Her koşulda dikkat edilmesi gereken nokta; İlgili mal ve hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmedikleri, benzer ihtiyaçları gidermede kullanılıp kullanılmadıkları, birbirlerini tamamlayıcı ya da birbirleri ile rekabet eder nitelikte olup olmadıklarıdır.
Zira farklı sınıflarda tescilli mal ve hizmetler bakımından benzerlik değerlendirmesi yapılırken,’piyasanın anlayışı, benzer alıcı kitlesine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, birbirleri yerine İkame edilebilme ve rekabet etme olanaklarının olup olmadığı, dağıtım kanalları kullanım yöntemleri ve amaçları ile hedeflenen halk kesimi gibi kriterler her somut olayın özelliklerine uygun şekilde değerlendirilmelidir. Uluslararası Nice Sınıflandırması’na göre 45 adet marka sınıfı mevcuttur. Bu sınıflar 1’den en 35’e kadar mal sınıfları , 35’ten 45. sınıfa kadar da hizmet sınıfları olarak belirlenmiştir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgeleri celp edilmiştir. Marka tescil belgeleri incelendiğinde; Davacı/karşı davalının … no’lu tescilli markası … ve ….sınıflarda ilk kez 24.9.1998 tarihinde tescil edilmiş olup, markanın beyaz zemin üzerinde koordinat haritası benzeri dairesel bir şekil yer alan, onun üzerinde çerçevesi lacivert turuncu renkte bir yıldız ve onun önünde ise lacivert renkte çapraz şekilde … kelimesi ile oluşturulmuş bir şekil markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı/karşı davacının hükümsüzlüğü talep edilen …no’lu markanın ise …. Sınıf için 16.1.2015 tarihinde tescil edildiği ve markanın beyaz zemin üzerinde, merkezinde lacivert renkte “…” ibaresi yazılı, “…” harfi kırmızı renkte, C harfinin ortasında küçük punto ile “…” kelimesi yazılı ve … ibaresinin sağ alt köşesinde küçük puntolu “…” ifadesi yer alan kompozisyon ile oluşturulduğu ve bir şekil .. olduğu anlaşılmıştır.
Her iki marka bütünsel olarak görsel olarak incelemeye alındığında, tarafların davaya konu markalarının asli ve öne çıkan kelime unsuru “…” ibaresi olup bu ibare her iki markada ortaktır. Davalı/ karşı davacı markasında daha küçük punto ile yazılmış olan “…” ve “…”ibareleri ise Markalar arasındaki ittibas riskini ortadan kaldırmayan, tali unsurlardır. davacı/karşı davalı markasında “…” ibaresinin arkasında konumlanan yıldız şekli de kelime unsuruna nazaran geri planda kalmaktadır. Markalar arasında görsel yönden yapılan inceleme benzerlik bulunmaktadır.
Ancak Tescilli oldukları emtia sınıfı yönünden Sınıfsal benzerlik bakımından yapılan incelemede; ise somut olayda davacı/karşı davalının … nolu markası, …. ve… sınıflarda (deniz sigortası acenteliği ile kara ve hava taşıma hizmetlerinde ) tescilli iken; davalı/karşı davacının hükümsüzlüğü talep edilen … no’lu markası … sınıfta (yiyecek ve içecek hizmetlerinin sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri kapsamında) tescillidir. Sınıfsal yönden tescil belgesindeki emtia ve hizmet sınıfı gözetildiğinde sınıflar arasında karıştırmaya dayalı ayniyet/benzerliğin bulunmadığı, bu emtia sınıflarının birbiri yerine ikame imkanın bulunmadığı, bu nedenle taraf markaları arasında çifte benzerlik kaidesinin mevcut olmadığı dolayısıyla bu yöndeki hükümsüzlük isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
TECAVÜZ İDDİASININ İNCELENMESİ
Somut olayda davacı/karşı davalı yan dilekçesinde, tescilli … no’lu markasına dayanarak dayalı/karşı davacının markasına tecavüz gerçekleştirdiği iddiasında bulunmuştur.
Hükme dayanak yapılan HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli; marka hukuk ilkelerine göre hazırlanan ve dosyadaki deliller ile uyumlu Bilirkişiler …, …, .. 25/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında da isabet ile belirtildiği üzere davalı/karşı davacının … ve … şeklindeki alan adı kullanımları, araç kiralama hizmetlerine ilişkin ve tescilli işletme adına uygun kullarım niteliğinde bulunduğundan bu kullanımları gerçek hak sahipliğine uygun kullanımlardan olduğu, dolayısıyla davalı/karşı davacı, “…” ibresi Üüzerinde araç kiralama hizmetlerindeki kullanımları bakımından davacı/karşı davalı karşısında üstün hak sahibi konumunda bulunması nedeniyle marka hakkını ihlal iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Türk Marka Hukukunda “tescilde öncelik ve teklik ilkesi” geçerlidir. Yasa koyucu bu yolla piyasada aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır. Öte yandan Türk Marka Hukukunda “gerçek hak sahipliği ilkesi” de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Sunulu delillere göre davalı/karşı davacı “23.12.1994” yılında …Ltd. Şti. ticaret unvanıyla kurulmuştur. Davalı/karşı davacı tarafından sunulan ticari sicil gazetesi ve uyaptan alınan ticari sicil kayıtlarına göre “17.05.1995” tarihinde ise “… ” “işletme adını” Türkiye Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan ettirmiştir. 29.12.1994 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği üzere “Her türlü Kara Hava ve deniz NAKİL VASITALARINI KİRAYA ALMAK VE VERMEK RENT A CAR (OTO KİRALAMA) faaliyetlerinde bulunmak, otel motel pansiyon restaurant açarak faaliyetlerde bulunmak üzere kurulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı-karşı davalı ise 9.1.1995 tarihinde … ŞTİ. Unvanıyla yolcu taşımacılığı ve seyahat acenteliği meslek grubunda odaya kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Asıl davada hükümsüzlük ve tecavüz yönünden heyetler arasında farklı görüşler mevcut ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas/tecavüz ve sınıflar yönünden iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla marka hukuk ilkelerine göre hazırlanan ve dosyadaki deliller ile uyumlu Bilirkişiler .., …, … tarafından düzenlenen 25/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporları kapsamının mahkememizin gerekçesi ile uyumlu olarak hazırlandığı dolayısıyla marka hukuku ilkelerine göre mahkememizce bu rapora dayalı olarak hüküm tesis edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Toplanan deliller, marka tescil belgeleri, marke devir belgesi, ticari sicil kayıtları, kullanmamaya dayalı iptal davası kapsamında sunulan fatura ve irsaliyeler, Hükme dayanak yapılan HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli; marka hukuk ilkelerine göre hazırlanan ve dosyadaki deliller ile uyumlu Bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen 25/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporları kapsamı gözetildiğinde sübut bulmayan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
I-ASIL DAVANIN REDDİNE
1-Asıl davada 179,90 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile artan 4.959,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 45.497.28 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
3-Reddedilen Hükümsüzlük talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
4- -Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1000- TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
5-Davacı-karşı davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
II-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
1-Karşı davada, 179,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 144 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsiline,
2-Karşı davanın reddi nedeni ile Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
3-Davalı-karşı davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar TARAF vekillerinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İstanbul bölge adliye mahkemesi nezdinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 24/01/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır