Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/565 E. 2020/401 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/565
KARAR NO : 2020/401

DAVA :FSEK – ALACAK
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ :17/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: … televizyonunda 9 (dokuz) bölüm olarak yayınlanan “…” adlı dizinin yapımcısı olan davalının, müvekkillerinin dizide kullanılmak üzere beste yapmalarını istemiş ve gönderdiği sözleşme ile gerekli muvafakatnamenin imzalanması ve teslim edilmesi karşılığında bölüm başına ilk 13 bölüm için 7.500 TL+KDV, 14-38 bölümler için bölüm başına 8.000 TL+KDV ve bestelerin kaydı için enstrümanları çalacak müzisyenlere verilmek üzere 15.000 TL+KDV ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkillerinin kendilerine gönderilen sözleşme ve muvafakat nameyi imzalayarak kendilerinden istenen müzikleri besteleyip kaydederek davalıya teslim ettiklerini, müvekkillerinin kendi edimlerini yerine getirdiklerini ancak davalının sözleşmeyi imzalamadığını buna rağmen müvekkileri tarafından bestelenen müzikleri dizide kullandığnı, dizinin 9 bölüm yayınlandıktan sonra yayından kaldırıldığını, müvekkellerinin tüm sözlü ve elektronik posta yoluyla yaptıkları yazılı başvurularına rağmen davalının sözleşmeyi imzalamaması ve taahhüt ettiği ödemeleri yapmaması üzerine … 15. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek davalıya kendileri tarafından imzalanan sözleşmenin davalı tarafından da imzalanarak kendileri tarafından imzalanan sözleşmenin gönderilmesini, sözleşmede yazılı bedellerin ödenmesini, kendilerine teslim edilen bestelerin kayıtlarına ait altyapıların üçüncü kişilerle paylaşılmamasını ve aksi halde muvafakatnameyi iptal edeceklerini ihtar ettiklerini, 10/05/2017 tarihinde ihtarnameyi tebellüğ eden davalının tavrında bir değişiklik olmayınca müvekkillerinin … 15. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile imzaladıkları muvafakatnameyi iptal ettiklerini, davalının, müvekkilleri tarafından bestelenerek kendisine gönderilen müzikleri dizide kullandığını, müvekkillerinin adlarnın dizi jeneriğinde yazıldığını ancak bazı bölümlerde müvekkillerinin isimlerinin dizinin başında değil sonunda kullanıldığını ve müvekkilerinin isimlerinin görünmesinin zorlaştırıldığını, müzisyen olan müvekkillerinin, dizinin müziklerinin kendileri tarafından bestelendiğini geniş halk kesimleri tarafından bilinmesini isteme hakkına sahip olduklarını zira bu sayede daha fazla üne kavuşmak ve başka dizilere de müzik yapmak imkanına kavuşacaklarını, davalının bu olumsuz tavrı emeklerinin karşılığını alamayan müvekkilerinin manen daha da üzdüğünü, davalının, müvekkilerine dizide kullanılacak besteleri karşılığında ilk 13 bölüm için bölüm başına 7.500 TL+KDV ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilerinin besteleri dizide kullanıldığnı, 9 bölüm yayında kalan dizide kullanılan besteler için davalının müvekkillerine toplam 67.500 TL+KDV ödemesi gerektiğini ayrıca davalının bestelerin kaydı için enstrüman çalacak müzisyenlere ödenmek üzere 15.000 TL+KDV ödemeyi de taahhüt ettiğini, böylece davalının ödemesi gereken toplam miktarın 82.500 TL+KDV olduğunu, müvekkillerinin uğradıkları manevi üzüntünün de bir nebze olsun giderilmesini isteme hakkına sahip olduklarından her bir müvekkili için 5.000.-TL olmak üzere toplam 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacılar tarafından mali haklarına tecavüz iddiasıyla müvekkili şirket aleyhine açılan davanın tamamen haksız ve dayanaksız olduğunu, taraflar arasında geçerli bir sözleşme akdedilmediğini, taraflar arasında mevcut bir yazılı sözleşme bulunmadığını her ne kadar dava dilekçesinde böyle bir iddiaya dayanılmış ise de dilekçe ekinde herhangi bir sözleşme ibraz edilmediğini, bilindiği üzere fikri mülkiyete ilişkin mali haklara dair sözleşmelerin yazılı olarak yapılmasının geçerlilik şartı olduğunu, mali haklara ilişkin sözleşmelerin yazılı yapılmamaları durumunda hükümsüz olduğunu, diğer taraftan HMK 200. maddesi uyarınca “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.” hükmünün yer aldığı, eldeki davada davacıların talebinin bu miktarı aştığını ancak davacıların bu taleplerine dayanak teşkil edecek herhangi bir belge sunmadıklarını, davacıların sadece sözleşmeyi değil, delil listesinde göstermiş oldukları hiçbir belgeyi sunmadıklarını ve taraflarına tebliğ etmediklerini, HMK’nun 121-(1) maddesinde “Dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek, mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur.” hükmünün yer aldığı, diğer taraftan davacıların müvekkili şirkete vermiş oldukları “mali hak devir belgesiyle” eser sahibi sıfatıyla sahip oldukları tüm haklarını müvekkiline devrettiğini, söz konusu belgede müvekkili şirkete devredilen hakların tek tek gösterildiğini, söz konusu belge FSEK 52. madde göre geçerli bir belge olduğunu, bu nedenle davacılara ait fikri hakların müvekkili tarafından kullanılmasında gerek FSEK gerek diğer ilgili mevzuatlar açısından herhangi bir sakınca bulunmadığını, davacıların manevi tazminat talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacıların tahsil edemediğini iddia ettiği ücretleri nedeniyle manevi zarara uğradıklarını söylemelerinin abesle iştigal olduğunu, bu taleplerinin zaten alacak talebinin konusu olduğunu, burada manevi tazminatın temel şartı olan kişilik haklarının zarar görmesinin hiçbir şekilde söz konusu olmadığını, bununla birlikte, davacıların, esas itibariyle hakkı olmayan bir kazancı elde etme gayesinde olduklarını ortaya koyduğunu, davacıların manevi tazminat talebine konu olabilecek bir manevi zararlarının söz konusu olmadığını, davacıların zorlama yorumlarla, manevi zarar iddiasında bulunduklarını, davacıların salt alacak talebine dayanan bu olayda manevi bir zarara uğraması söz konusu olmadığını, davacıların bu talebinin gerekçelerini açıklarken anlamsız ifadeler kullanıldıklarını, davacıların, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı herhangi bir alacağı bulunmamakla beraber bir an için aksi düşünüldüğünde dahi müvekkili şirketin borca batık olması nedeniyle … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davası nezdinde iflas başvurusunda bulunulduğunu, reyting sisteminin hakim olduğu yayıncılık ve yapımcılık sektöründe, müvekkilinin gelirinin yapımcılığını üstlendiği projelerin izlenme oranlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu, izlenme oranlarının istenen seviyede olmaması halinde müvekkilinin yapımlarını yayınlayan televizyon kanallarının bekledikleri reklam gelirini alamadıkları gerekçesiyle yapımları ivedilikte yayından kaldırmakta olduğunu, izleyici taleplerine göre yön alan bu sektördeki her yapım, yapımcı açısından yüksek risk alınması anlamına geldiğini, ülkemizde yaşanan ve halen devam eden siyasi ve ekonomik gelişmeler nedeniyle, dizi yapımcılığı sektöründe hissedilir bir daralma meydana geldiğini, müvekkilinin son dönem gerçekleştirmiş olduğu dizi projelerinin beklenen reytingi alamaması nedeniyle ilgili televizyon kanalları tarafından sona erdirildiğini, erken sona erdirilen bu projeler için yapılan yüksek yatırımlardan beklenen gelirin elde edilemediğini diğer yandan reklam sektöründe reklam verenlerin yatırımlarının da azalması söz konusu olduğunu, dolayısıyla, televizyonların reklam gelirlerinde büyük düşüşler olduğunu, bu durumun müvekkilinin yapımlarını yayınlayan televizyonların müvekkilinine olan borçlarının ödenmesinde gecikmelere ve nakit akışı sıkıntılarına sebep olduğunu, müvekkilinin gerek hizmet ve mal aldığı kişilere gerekse bankalara önemli derecede borçlandığını, müvekkilinin halihazırda yapımı devam eden herhangi bir projesinin bulunmadığını, mevcut durum itibariyle müvekkilinin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediğini, bu nedenle müvekkilinin, … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı davası nezdinde iflas başvurusunda bulunduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
… 13. ATM’nin… E. sayılı dava dosyası istenmiş, incelendiğinde: Davacının …, davanın Borca Batıklık Sebebiyle İflas (İflasın Açılması), dava tarihinin 04/07/2017 olduğu, 09/01/2020 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın İSTİNAF edildiği ve kesinleşmediği anlaşılmıştır.
HMK 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
13/12/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ibraz edilmiştir.
13/12/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu bestenin FSEK 3.maddesi anlamında musiki eseri olduğu, davacıların FSEK 11. maddedeki karine çerçevesinde davaya konu bestenin FSEK 10.madde çerçevesinde iştirak halinde eser sahibi sayılabileceği, dosyadaki CD’lerden ve taraf beyanlarından dizinin 9 bölüm yayında kaldığı ve dizide davacıların bestesinin kullanıldığı, davacılara 9 bölümde kullanılan müzikler için ödenen herhangi bir bedele dosya kapsamında rastlanmadığı, 27.03.2017 tarih s.13.12 de … adresinden davacılara gönderilen mailde bölüm başına 7.500 TL telif bedeli ile canlılar için 15.000 TL bedelin ödeneceğinin kabul edildiği, bu mail dikkate alındığında davacıların 9 bölüm kullanılan müzik için bölüm başına 7.500 TL ve enstrüman çalınması hizmeti için 15.000 TL olmak üzere 9 X 7.500 TL = 67.500 TL ve 15.000 TL = 82.500 TL yi talep hakkının olabileceği, dosyada mübrez CD’ler incelendiğinde davacıların dizinin müziklerini yapan kişiler olarak belirtildikleri, bazı bölümlerde sadece davacıların değil dizinin tüm künyesine dizi biterken yer verildiği bu durumun herhangi bir manevi hak ihlali yaratmayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalı şirket tarafından prodüksiyonu gerçekleştiren, … de yayınlanan “…” adlı TV dizisinde kullanılan ve davacılar tarafından bestelenen müzik eserleri için 67.500 TL + KDV, eserlerin kaydı için 15.000 TL + KDV olmak üzere toplam 82.500 TL+KDV maddi tazminat ve her bir davacı için 5.000 TL ‘den toplam 15.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 10/05/2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline istemine ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davaya konu bestenin FSEK 3.maddesi anlamında musiki eseri olduğu, davacıların davaya konu bestenin iştirak halinde eser sahibi sayıldıkları, dizinin 9 bölüm yayında kaldığı ve dizide davacıların bestesinin kullanıldığı, davacılara 9 bölümde kullanılan müzikler için ödeme yapıldığına ilişkin delil sunulmadığı, davacılara gönderilen mailde bölüm başına 7.500 TL telif bedeli ile canlılar için 15.000 TL bedelin ödeneceğinin kabul edildiği, bu mail dikkate alındığında davacıların 9 bölüm kullanılan müzik için bölüm başına 7.500 TL ve enstrüman çalınması hizmeti için 15.000 TL olmak üzere 9 x 7.500 TL = 67.500 TL ve 15.000 TL = 82.500 TL yi talep edecekleri kanaatine varıldığından maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
FSEK 15.maddeye göre eseri, sahibinin adı veya müstear adı île yahut adsız olarak umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir. FSEK 15. maddesi eser sahibine, hem eseri adıyla veya adsız (anonim) olarak umuma arz etme hakkı hem de eser sahibi, eseri adıyla umuma arz edecekse bunun, şekline karar verme hakkı tanımaktadır. Dolayısıyla eser sahibi eserde gerçek adını, bunun kısaltılmış halini veya lakabını kullanabilir. Bu durumda eser sahibinin tercihine saygı gösterilmeli ve eser sahibinin adı kendi istediği şekliyle belirtilmelidir. Aksi halde adın belirtilmesi hakkı ihlal edilmiş olur.
Davacılar, dizinin sonraki bölümlerinde isimlerine dizi başlarken değil dizi sona erdiğinde yer verilmesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuş iseler de, davacıların dizinin müziklerini yapan kişiler olarak belirtildikleri, bazı bölümlerde sadece davacıların değil dizinin tüm künyesine dizi biterken yer verildiği bu durumun herhangi bir manevi hak ihlali yaratmayacağı vebu nedenle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-82.500,00 TL maddi tazminatın temerrüd tarihi olan 10/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin reddine,
3-5.635,57 TL ilam harcından 1.673,60 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 3.961,97 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 11.525,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 1.673,60 TL peşin harç, 252,60 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.957,60 TL yargılama giderinden taktiren 2.638,40 TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır