Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/551 E. 2018/273 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/551 Esas
KARAR NO : 2018/273

DAVA : Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve durdurulması-unvan terkini istemli.
DAVA TARİHİ : 09/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Taraflar arasında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni ve durdurulması-unvan terkini istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2007/111 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/551 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 26/04/2013 yılında kurulan ve İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri verilmesi alanında İştigal etmekte olduğunu, reklam, promosyon vb. yatırımlar yaparak kısa bir süre içinde sektörde İsmini markalaştrrma yönünde maliyetli bir yol İzlediğini, markasının da “…” olarak tanınırlığı artırdığını,TPE nezdinde “…” markasının daha sonrada “…”, “…”, “…”, “…”, “…” markalarını da Türk Patent Enstitüsü’ ne başvuruda bulunarak adına tesciliri sağladığını,davalı şirketin “www…com.tr” ve “www….com” ve “www…com.tr” alan adlarını da kendi adına aldığını tespit ettiğini, ticari unvanının da “mühendislik, danışmanlık ve eğitim” ibareleri hariç olmak üzere kendi ticari unvanı ile neredeyse birebir aynı olduğunu tespit ettiklerini,davalı eyleminin haksız rekabet olarak kabulü gerekitğini, davacı Şirket adına tescilli markaların internet alan adı olarak kullanılmasının 556 sayılı KHK’nın 9. Maddesinin “e” bendi uyarınca bir “İltibas” da teşkil ettiğini, Internet sitelerine erişim ile İlgili olarak İHTİYATİ TEDBİR karan verilmesini, davacı markasına tecavüzün tespiti, meni ve durdurulmasına, Davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni ve durdurulmasına,Davalının ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine ve kararın 556 sayılı KHK’nın 72. maddesi uyannca gazetede İlanına, Davalı tarafından alan adlan alınan erişimin engellenerek tecavüz teşkil eden içeriğin yayından çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;yetki itirazı ve zamanaşımı itirazlarının incelenmesini, esas yönünden ise Davacı firmanın Kocaeli ilinde faaliyet gösterdiğini, Davalının ise İstanbul’da ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalının kendi firmasından sadece 6-7 ay önce kurulan bir firmayı bilmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının ticari unvanı kullanım hakkını kullanarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, ayrıca davalının iyi niyetinin bir göstergesi olarak ticari unvanını değiştirme yoluna gittiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlığın; davacının 2013 yılında iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri verilmesi alanında faaliyet göstermek üzere kurulduğunu ve markalaştığını tpe nezlinde “…” , “…” , “…” , “…” , “…” , “…” markaları ile tescilli olduğu davalının ise 7 ay sonra kurularak davacının tescilli markalarının alan adı olarak kullandığını bu kapsamda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni ve durdurulması ile davalının ticaret ünvanını terkini davalıya ait www….com.tr, www….com, www….com.tr alan adlarına erişimin engellenmesi , tecavüz teşkil eden içerin yayından kaldırılması istimlerine yönelik olarak açılmış bir dava olduğu anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince uyuşmazlık konusu hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi ile sitelere ait who’s kayıtları celp edilmiştir.
Ticaret sicil kayıtlarına göre davacının … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ olarak26/04/2013 tarihinde kurulduğu, davalının ise : … TİC.LİMİTED ŞTİ.olarak 20.9.2013 yılında kurulduğu, her iki ticari şirketin faaliyet alanının iş güvenliği konularına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi incelendiğinde davacının markalaşma sürecinin ilk kez 29.4.2014 tarihinde başarı OSGB markası ile 2014/35866 nolu marka ile 44,45. sınıflar yönünden gerçekleştiği. Daha sonra seri markaların tescil edildiği anlaşılmıştır.
WHO’s kayıtları celp edilmiş ve davalıya ait sitelerin 26.haziran 2016 tarihinde başvuru kaydının bulunduğu anlaşılmıştır.
icaret sicil müdürlüğünden alınan kayıt kapsamına göre yargılamanın devamı sırasında davalının ticaret unvanını değiştirdiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili davasını ticaret unvanından kaynaklanan üstün hakka ve marka hakkına dayalı olarak açmış olup, tescilsiz bir markanın işaretin, ticaret unvanının eskiye dayalı kullanım yoluyla bu marka, işaret, unvan üzerinde hak sahibi olan kimsenin bu ticari unvanı tescil ettirenin tescil başvurusunu engelleme veya tescil gerçekleşmiş ise unvan terkinini için talepte bulunma yetkisi mevcuttur.
Bir markayı ihdas ve istismar eden kimse o markanın gerçek sahibidir ve açıklayıcı etkiye sahip tescile karşı üstün ve öncelikli hak sahibidir
Davacı … ibaresini ticaret unvanında ve markasında ASLİ unsur olarak kullanmaktadır.Bu husus ticaret sicil kaydı ve marka tescil belgesinden anlaşılmaktadır.
Yargılamanın devamı sırasında davalı ticari unvanını değiştirdiğinden davacının bu yöndeki talebi konusuz kalmıştır.
Davacı 28.6.2018 tarihli sözlü yargılama oturumundaki beyanında; davalının internet kullanımı yolu ile halen tecavüzün devam ettiğini, davalı adına www.basariosgb.com.tr ibareli siteye girildiğinde davalının bilgilerinin ve ilgili şirkete ait olduğuna dair kayıtların halen güncel olduğunu, her ne kadar davalı akademik başarı olarak ticaret unvanını değiştirmiş ise de …com tıklandığında akademikbasari diye bir internet sitesi çıktığını,….com.tr ise ulaşamadığını, özellikle ….com.tr ve www…..com.tr ibareli sitelere erişimin engellenmesini talep ettiğini, tüm ticari ilişkiler ve aramalar internet üzerinden gerçekleştiğinden özellikle internet siteleri üzerinde erişimin engellenmesini talep ettiğini, davalı ticaret unvanını değiştirdiğinden bu yöndeki taleplerinin konusuz kaldığını, bu talepleri yönünden esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İddia, savunma, toplanan deliller,ticari sicil kayıtları, TPE belgeler kapsamınada göre davalının gerek ticari ünvanının gerekse alan adının davacının hem ticaret unvanı hemde markasının asli unsuru olması, davacının marka tescilinin 2014 yılına ait olması, davacının ticaret unvanının da davalıdan önceki tarihe ilişkin bulunması, internet sitesindeki alan adının kullanımınının gerek görsel,gerek fonetik ve gerekse bir bütün olarak gözde bıraktığı izlenim açısından değerlendirildiğinde, ortalama tüketiciler nezdinde BİREBİR AYNI olan kullanımın karıştırmaya neden olacağı, davacının İstanbul da bir şube açmış gibi algı yaratabileceği, tarafların aynı iş kolunda(iş güvenliği) faaliyet gösterdiği, anlaşılmıştır.
TTK m.52 vd. maddelerinde “Ticaret unvanı’ ve “İşletme adı’nın korunması sistemi getirilmiştir. Davacı, davalı şirket ticaret unvanında yer alan BAŞARI ibaresinin terkinini talep etmiştir.Haksız kullanılan bir ticaret unvanı tescil edilmişse, ilgili kişi tarafından, haksız kullanıma son verilmesi talep edilebilir.
Ticaret hukukunda tacirin ve şirket ortağının ad/soyadı kullanımı, sınırsız sorumlu gerçek kişi tacirler ve ikinci dereceden sınırsız sorumlu şahıs şirketleri için getirilmiş bir zorunluluktur ve ad/soyadın birlikte kullanılması gerekir (TTK m41, 42). Şahıs şirketlerinde unvan ve ortakların (en azından birinin) ad/soyadı ile birlikte kullanılır. İsimlerde herhangi bir kısaltma yapılmaz.
Davalı şirket bir tüzel kişi tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket elme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketler genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı da bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı davacının tescilli markası ile başladığı gibi dava tarihi itibariyle aynı ticaret unvanını kullanmaktadır..
Yargılama sırasında davalı unvanını değiştirdiğinden dava konusuz kaldığından davacının bu talebi yönünden esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
556 sayılı KHK çerçevesince davacı adına tescil edilmiş olan markanın esas unsuru da … ibaresidir.
Davalının kullandığı alan adlarında başarı ibaresi kullanıldığından ve bu durum markasal kullanıma ve haksız rekabete sebebiyet verdiğinden davacının marka hakkına tecavüz edildiği ve haksız rekabete sebebiyet verildiği iddiasının yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Zira davalının bir marka tescil belgesi bulunmadığı halde markasal bir kullanımı söz konusudur.
Marka hakkı bakımından karıştırılma / iltibas markanın kendisinin ve/veya esaslı unsurunun üçüncü kişinin web sitesinde alan adı olarak kullanılması ile de ortaya çıkabilmektedir. “Markanın tescil edilmesiyle marka sahibi, bunu mal ve hizmetinin tanıtılmasında kullanmak konusunda mutlak ve tekelci bir hakka sahip olur. Marka sahibi, üçüncü kişilerin bu hakkı kullanmasını yasaklayabilir.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nin 9. maddesinde “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı” sayılmıştır. Bu çerçevede;“Bir işletmeye ait markanın aynısının üçüncü kişi tarafından internette alan adı olarak kullanılması, markanın reklamlarda kullanılması olarak değerlendirilebilecektir. Zira burada reklam kavramına yer verilmiş, ancak md. f. 2’deki reklamın vasıtaları (şekli, mahiyeti) konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle bir alan adı altındaki web sitesi aynı zamanda reklam yollarından birisini oluşturduğu için, alan adı yoluyla marka hakkına yönelik eylemler md. 9 f. 2 (d) bendi kapsamında değerlendirilecek, böylece markanın bir başkasınca kötü niyetli olarak alan adı olarak tescili önlenebilecektir.”
Alan adı kullanımı nedeniyle web sayfasında iltibasın varlığı açısından aynı/benzer mal ve hizmetlere yer verilmesi yani web sayfası içeriğinin markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlere karşılık gelmesi gibi bir zorunluluk olmadığı belirtilmektedir.“… Mahkemesi … “ karıştırılmaya uygun mal veya hizmet alan adı ile ulaşılan sitenin kendisi olup, onun içeriği değildir.” (Mahkeme, bu sonuca varırken karşı karşıya bulunulan durumu, adları aynı olan iki ayrı derginin karıştırılmasına benzetmiştir. Nitekim, aynı ada sahip dergiler arasında karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde, onları içerikleri rol oynamaz.”) Somut olayda ise davacıya ait marka davalının web sayfasında da da aynen kullanılmaktadır. Davalının bu eylemi tüketicileri yanıltmakta ve tüketiciler nezdinde karışıklığa da yol açmaktadır. Davalı şirketin bu eylemleri nedeniyle davacının tüketiciler nezdinde itibarı ve güvenilirliği zedelenmekte, markası sulandırılmaktadır.
Dosyada toplanan deliller, tescilde öncelik ilkesi, davacı markasının tescil tarihi, davacının ticaret unvanının tescil tarihi, ,Tpe belgeleri, alan adı kaydı, ticaret sicil kayıtları dikkata alınarak; Davalının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni ve durdurulmasına,unvan terkini ile ilgili talep hakkında dava konusuz kaldığından esas ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına, Davanın etkinliğini temin etmek amacıyla takdiren 5.000 TL nakdi teminat yada bu miktarda teminat mektubu sunulduğunda HMK 389 VE 6769 SAYILI SMK 149,159/1 Maddeler gereğince ihtiyadi tedbir isteminin kabulüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1- Davalının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni ve durdurulmasına,
2-Yargılama sırasında davalının ticaret unvanı değiştiğinden sözlü yargılama oturumunda davacı vekilinin zapta geçen beyanı da dikkate alınarak unvan terkini yönündeki talebi konusuz kaldığından konusuz kalan talep yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davanın etkinliğini temin etmek amacıyla takdiren 5.000 TL nakdi teminet yada bu miktarda teminat mektubu sunulduğunda HMK 389 VE 6769 SAYILI SMK 149,159/1 Maddeler gereğince ihtiyadi tedbir isteminin kabulüne, HMK 389 VD maddelerine göre davalı yanca kullanılan www….com.tr, www.basariisg.com.tr alan adlarına erişimin engellenmesine, tecavüz teşkil eden içeriklerin yayından kaldırılmasına,
4-35.90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Kabul edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i durdurulması talepleri yönüneden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Ünvan terkini yönündeki talep konusuz kaldığından, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (Avukatlık asgari ücret tarifesinin 6.maddesi( anlaşmazlık, davanın konusuz kalması nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.) Yargıtay 11.HD’nin 12.12.2016 tarih ve 2016/748 esas, 2016/9479 saylılı ilamları ile vekalet ücretine ilişkin HMK hükümleri dikkate alındığında( 6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince hakim, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.) davanın konusuz kalması halinde mahkemenin dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip o taraf aleyhine vekalat ücreti takdir etmesi gerektiği belirtilmektedir. )
7-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 31,40 TL başvuru harcı 31,40 peşin harç 103 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 165,80 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 28/06/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır