Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/523 E. 2019/228 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/523 Esas
KARAR NO : 2019/228

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunanMarka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkili tarafından ‘…’ unvanı ve markasının kullanımı için yurt içinde veya yurt dışında herhangi başka gerçek ya da tüzel kişilere kullanım hakkı, lisans veya kanunda sayılmış olan diğer kullanma hakları verilmediğini, … markası ve unvanı üzerinde münhasır hak sahibi olan Müvekkilinin davacı … ya ait olduğunu, ‘… ’ adının Müvekkillerinden tamamen bağımsız İtalyan asıllı başkaca bir firmanın ticari unvanı olduğunu, anılan şirket ile Müvekkili arasında hiçbir ticari ve/veya hukuki bağ bulunmadığını Davalının faaliyette olduğu işyerinde … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturma yapıldığını, davalıya ait iş yerinde yapılan arama sonucunda 1158 adet ürünün mevcut olduğunun tespit edildiğini, ürünlere el konulduğunu, ‘…’ markasının Davalı tarafından tamamen haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılmakta olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 151. Maddesi çerçevesinde Müvekkilinin, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden Davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli de ayrıca dikkate alınarak, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7. ve 149. Maddeleri çerçevesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat talepleri yönünden şimdilik 10.000,00- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7. ve 149. Maddeleri çerçevesinde manevi tazminat talebi yönünden şimdilik 40.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 150. Maddesi çerçevesinde Davalının eylemleri kötü ve uygun olmayan bir şekilde kullanım niteliğinde olduğundan şimdilik 40.000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİNE,, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. Maddesi d bendi hükmü çerçevesinde Davalı nezdinde mevcut olan Müvekkili ‘…’ markasını içeren her türlü tabela, levha, afiş, ilan, kartela ve ürün ile bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara masrafları Davalıya ait olmak üzere öncelikle TEDBİREN EL KONULMASINA ve el konulacak ürünlerin yargılama süresince muhafaza edilmek üzere YEDDİEMİNE TESLİMİNE,tedbiren el konulan tüm ürün ve diğer materyallerin masrafları Davalıya ait olmak üzere imhasına, hükmün, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. Maddesi f bendi hükmü çerçevesinde tirajı en yüksek 3 gazeteden biri ile marka tecavüzünün ulusal yayın yapan yazılı basında Türkiye genelinde ilanına,Davalıya ait tüm sosyal medya hesaplarında marka tecavüzünün duyurulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin Davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; davalının hiçbir zaman davacı tarafın markasını ihlal edici eyleminin bunulmadığını, Dava konusu “… ” markalı ürünlerin Müvekkili firmanın ürettiği ürünler olmadığını, ürünleri …. Firmasından satın aldıklarını, davalı Firma üzerine yüklenecek her hangi bir sorumluluk bulunmadığını, Marka hukukuna dayalı bir ihlal varsa bu ihlal Modasima firması tarafından yapıldığından bu firmaya davanın ihbar edilmesine karar verilmesini ve davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
İhbar olunan feri müdahele talep etmiş, davanın reddi gerektiğini, ayrıca kendilerinin de davanın ihbarını ve davanın … ”firmasına da ihbarını talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, Davacıya ait tescilli ‘…’ markasının Davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılmakta olduğununun , bu suretle marka hakkını ihlal ve tecavüzün durdurulması, önlenmesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 151. Maddesi çerçevesinde Müvekkilinin, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden Davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli dikkate alınarak, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7. ve 149. Maddeleri çerçevesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat talepleri yönünden şimdilik 10.000,00- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİ , 40.000- TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİ, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 150. Maddesi çerçevesinde Davalının eylemleri kötü ve uygun olmayan bir şekilde kullanım niteliğinde olduğu iddiasıyla şimdilik 40.000.- TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile TAHSİLİ, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 149. Maddesi d bendi hükmü çerçevesinde Davalı nezdinde mevcut olan Müvekkili ‘…’ markasını içeren her türlü tabela, levha, afiş, ilan, kartela ve ürün ile bu ürünleri üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara masrafları Davalıya ait olmak üzere öncelikle TEDBİREN EL KONULMASINA ve el konulacak ürünlerin yargılama süresince muhafaza edilmek üzere YEDDİEMİNE TESLİMİNE,tedbiren el konulan tüm ürün ve diğer materyallerin masrafları Davalıya ait olmak üzere imhasına, hükmün ilanına ilişkindir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen rapor marka hukuku ilkelerine göre hazırlandığından iltibas incelemesi yönünden denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur. Ancak son nihai karar toplanan delillere göre mahkememizce takdir edilmiştir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgeleri ile davalıya ait mali kayıtlar, cirolar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 27.8.2018 tarihli raporlarında ; Dosyaya sunulan belgelerden, TPMK nezdinde … tescil no.lu şekil markasının 29.4..2014 tarihinden itibaren davalı farmanın ürünlerini satın aldığını iddia ettiği, … Tic, A.Ş, firması ile 2018 ocak ayında son bulan lisans sözleşmesi ulunan … adına 09, 18, 25 sınıflarında tescil edilidğini, … tescil nolu şekil markasının 03.03.2017 tarihinden itibaren davalı firmanın ürünlerini satın aldığını iddia ettiği, … Tic, A.Ş, firması ile 2018 ocak ayında son bulan lisans sözleşmesi bulunan … adına 18, 25 sınıflarında tescil edildiğini, … markasının .ise davacı adına 06,04.2005 tarihinden itibaren 20, 21, 24, 25, 26, 27 sınıflarında 2005/12459 no ile tescilli olduğunu, ayrıca … başvuru ile 17.07.2017 tarihinden itibaren davacı … markasının tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğunu, incelenen ürünlerin tamamınında … ve … nolu şekil markasının ve … unvanının da kullanıldığını, ancak sıradan tüketici nezdinde bu durumun iltibas oluşturur nitelikte bulunduğunu ayrıca ticari unvan olarak da dahi kullanılmasının davacının marka hakkını ihlal eder nitelikte markasal kullanım niteliğinde bulunduğunu, el konulan ürünler kumaş ve malzeme kalitesi, gerekse işçilik bakımından ürünlerin kalitesinin iyi durumda olduğunu, davacının itibar tazminatı talep edemeyeceğini, dava dosyasına sunulan emsal lisans, tarafından dava dosyasına sunulan Finansal Tablolar, İTO nun genel kabul görmüş görüşü dikkate alınarak lisans bedelinin, 62.387.810.250,00 Euro olarak hesap edildiğini ancak Davalının mali tabloları incelendiğinde, bedeli ödeme gücünün bulunmadığını, bu durumda tarafların ekonomik durumuna göre tazminatın Borçlar Kanununu hükümlerine göre Mahkemece takdir edilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Davalı savunmasında ihbar olunan şirketin dava dışı … isimli şirketle olan lisans sözleşmesi imzaladığını ve ürünler üzerinde ticaret ünvanı kullandığını beyan etmişse de; el koulan ürünler üzerindeki kullanım ticaret ünvanının kullanımı şeklinde olmayıp markasal kullanım niteliğindedir, bu husus bilirkişi raporu ile de sabit görülmüştür.
Bilindiği üzere; Marka bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini rakiplerinkinden ayırt etmeye yararayan ayırt edici bir işaret iken ticaret ünvanı ise mal ve hizmetleri değil tacirin ticari işletmesini diğer ticari işletmelerden ayırmaya yarayan ayırt edici işarettir.
Her ikisi de ayırt edici işaret olsa da işlevleri farklıdır. TTK da ticari ünvanın nerede ve nasıl kullanılacağı hususlarına açıklık getirilmiştir.
TTK nunu39. Maddesine göre “her tacir ticari işletmesine ilişkin işlemleri ticaret ünvanıyla yapmak,ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu ünvan altında imzalamak zorundadır. Tescil edilen ticaret ünvanı ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılır.” Bu hükme göre ticaret ünvanının ürünlerin veya hizmetin tanıtımında değil tacirin bir işlem yaparken ticari iş ve evrakında örneğin faturada, yaptığı sözleşmelerde kullanmasıdır. yine ticari işletmesinin cephesinde eksiksiz yazması ticaret ünvanı şeklindeki kullanımdır. Ancak ticaret ünvanının ürün tanıtımındaki kullanımı ticari ünvan şeklindeki kullanım olmayıp markasaldır. Davalıda ibareyi ürünlerin üzerine koymuş ve ticari olarak satışa sunmuştur.
Mahkememizce 17.4.2018 tarihli ara karar ile davalı kullanımı markasal kullanım niteliğinde bulunduğundan taminat ile HKM 389 ve SMK 159. Madde hükümleri gözetilerek ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Bilindigi gibi marka hukukundaki tazminat davalarında davacının uğradığı zarar/karşı tarafın elde ettiği kazanç, yada sunulan emsal lisans sözleşmeleri kapsamına göre davacının talep edilebileleceği emsal lisans yapılan yargılamada tam olarak tespit edilemiyorsa mahkeme tarafından dosyaya sunulu deliller kapsamına göre borçlar kanunu hükümlerine göre de mahkemece res’en değerlendirme yapabilmektedir.
Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir..Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada sattığı ürün sayısından hareket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirlenmektedir.. Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır niteliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan bu miktar tazminat hakkaniyete lisans bedeli olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın belirlenmesinde sektörünün genelindeki parametreler, davacının tanınmış markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı (lisansı) tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Davacı markasının dünya çapında tanınmış bir marka olması, … markasının belirli bir marka değerinin bulunması, uzun yıllardır piyasada bulunması ve markaların halen ülkemizde geçerli olması,belirli bir marka değeri bulanan firmaların verdiği lisansların günün ekonomik koşullarına göre belirli bir meblajın altında olamayacağı ticari gerçekliği, uygulamada ticaret odasından sorulan emsal lisans oranlarında cironun %15 i oranında sabit görüş bildirdikleri , davalının üretici konumunda bulunmadığı, dolayısıyla tüm bu veriler bir arada değerlendirildiğinde davacı markasının gerek ülkemizde ve gerek dünyada bilinen ekonomik önem ve değeri, sunulan emsal lisans , davacının sunduğu emsal lisans ücretinin daha önceki yıllara ait olması, dolayısıyla ilerleyen yıllarda belirleyeceği emsal lisansın daha yüksek olabileceği, ancak davalınında incelenen mali kayıt ve belgelerine göre ticari kapasitesi dikkate alındığında somut olayda ancak BK hükümlerine göre emsal bir lisansın belirlenebileceği, tarafların somut dava dosyasına yansıyan ekonomik durumları, ele geçen ürünlerin 21.3.2017 tarihli tutanak kapsamına göre çeşit ve sayı olarak fazla oluşu, dolayısıyla paranın alım gücüne uygun olarak davacının talep ettiği 10.000 TL lik maddi tazminat somut olaya ve BK hükümlerine uygun bir maddi tazminat olarak belirlenmiştir.
Davacı vekili 556 sayılı yasa kapsamında itibar tazminatı da talep etmiştir. 556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekle kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir diyerek itibar tazminatının tanımını yapmıştır. Görüldüğü gibi madde metninde itibar tazminatının oluşabilmesi için markanın kötü veya uygun olmayan bire şekilde kullanılması şartını aramıştır. Söz konusu ürünler davalı işyerinde arama sonucu ele geçmiştir. Söz konusu mallar orijinal lisanslı ürünler değildir, dikiş kalitesinin iyi olması bu tazminatın talep edilmesine engel değildir. Bu yönden bilirkişi raporunu düzenleyenler arasında hukukçu bulunmadığından itibar tazminatı sunulu delillere göre mahkememizce takdir ve tayin edilmiştir. Keza İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, Davalının kusurlu eylemi,Marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve Davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu ı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde, davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağı, kaçınılmaz olduğundan somut olayda davacının 5000 TL itibar tazminatına da hak kazandığı anlaşılmıştır. Zira İtibar tazminatı tüzel kişi işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir. Bu nedenle bilirkişilerin bu yöndeki farklı değerlendirilmesine mahkememizce iştirak edilmemiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,fazla istemin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağından fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden hükmün ilanı talebi de yerinde görülmüştür.
Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri , tarafların mali kapatisitesi, davacının tazminat seçim yöntemi ile (lisans seçeneği ) ve BK göre hesaplanan 10.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline,
4-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline,
5- KHK 68. maddeye göre talep edilen isteminin kısmen kabulü ile 5000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline,
6 -Tazminat istemlerinde fazlaya dair taleplerin Reddine,
7-Karar kesinleştiğinde el konulan ürünlerin imhasına, ücretin davalı yanca karşılanmasına,
8-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline, yayın isteminde sair taleplerin reddine,
9-1.707,75 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 170,77 TL harcın davalıdan tahsiline,
9-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Kabul edilen İtibar tazminatı talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Reddedilen itibar tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 31.40 TL başvuru harcı 1.536,98 TL peşin harç 303 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.121,38 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 16/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır