Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/500 E. 2022/137 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/500 Esas
KARAR NO : 2022/137

DAVA : Endüstriyel Tasarıma tecavüz &tazminat
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Taraflar arasında Endüstriyel Tasarıma tecavüz,tazminat ve tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2017/47 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/500 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Tesettür moda giyiminde ticari faaliyet gösteren davacının kendi faaliyet alanında ülke çapında nam yaptığını, kendine özgü tasarımlarını marka çevresinde, yurtdışında aranır hale geldiğin, instagram adlı sosyal medya hesabında kendi markalaştırdığı kıyafetleri “…” ve “…” adlı hesaplarda paylaştığını, binlerce takipçisi olduğunu, … tescil no ile “…” ibaresini …,… ve … nice sınıflarında tescil ettirdiğini, davacının tasarımların davalılar tarafından taklit edilip, satışa sunulduğunu, davacı tasarımlarından … evrak nolu tasarımı kamuya bildirdiğini ve tesettür modasında tutulur hale geldiğini, modellerin … markası ile …A.Ş.’ce taklit edilerek piyasaya sunulduğunu, dava dilekçesine ek olarak sunacakları davacıya ait tasarımları ve davalıya ait piyasadan alınan … marka abiyelerin karşılaştırıması halinde davalının söz konusu Abiyelerinin son derece benzer olduğunu, bu benzerliğin karıştırımaya mahal vereceğini,, bu nedenle tasarıma yönelik tecavüzün önlenmesi, refi, şimdilik 1000 TL maddi, 50000TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı yanın … tescil müracaat tarihinin 28/02/2017, dava tarihinin 14/03/2017, tescilin ilan tarihinin ise 24/04/2017 olduğunu, davacının tescil başvurusunun henüz TPE bülteninde yayınlanmadan dava açıldığını, davacı tarafın yalnızca tescil başvurusunda bulunduğunu, dava tarihi itibarıyla ilan koşulu gerçekleşmediğinden tescilden haberdar olmayan kişilere karşı dava açma hakkının bulunmadığını, davacı tarafın haksız menfaat elde etmeye yönelik olduğunu, müvekkilinin hiçbir. firmanın nam veya tanınmışlığını kullanmaya ihtiyacı olmadığını, karşı yanın … no ile tescil başvurusunda bulunduğunu iddia ettiği ürünler ile davalı firmadan alındığı iddia olunan ürünlerin birbirlerinden farklı olduğunu, raporu kabul etmediklerini, giyim sektörünün hayatın içinde olduğu göz önüne alındığında sıradan kullanıcının dahi farklılıkları ilk bakışta görebileceğini, yakası ve kol uçları tüylerle detaylandırılmış tasarımların 2015 yılında dünya çapında piyasaya sunulmuş olduğunu, ekte sunulan görsellerin 2015 yılı faal winter döneminde piyasaya sunulan görseller olduğunu, davaya konu tasarımı davalının ürettiğine dair herhangi bir kanıt sunulmadığını, piyasadan alındığı söylenen ürünün davalıdan alınmadığını, delil niteliğinde olmadığını, davacının (karşı davalı) talep ettiği tazminatların hiçbir dayanağının olmadığını,asıl davanın reddine karar verilmesini, Karşı dava yönünden; dava konusu ürünlerin piyasada uzun süredir kullanılanı, yenilik ve ayırt edicilik yönü olmayan harcı alem ürünler olduğunu, dava konusu ürün ve benzerlerinin davacı tarafın tescil tarihinden önce sosyal medya üzerinden (…, …, …, …, …, … gibi intagramı sitelerinde) gerekse ülke çapında mağazalarda mevcut olduğunu, davacı (karşı davalı) tasarımına çok benzer tasarımların … yılı koleksiyonunda sergilediğini, … nulu tasarımın 9 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık;Asıl davada uyuşmazlığın davacı vekilinin dilekçesi kapsamına göre; davacının … tescil nolu marka tescili ile ve … nolu tasarımı (… nolu tescil belgesine bağlanan ) ile tesettür modasın da maruf hale geldiğini, davalının ise aynı tasarımı … markası ile piyasaya sunduğunu, bu nedenle tasarıma yönelik tecavüzün önlenmesi, refi, şimdilik SMK 151/2-b kapsamında 1000 TL maddi, 50000TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemi ile açıldığı, Karşı dava konusunun; asıl davaya dayanak teşkil eden … nolu E.T.B nin hükümsüzlüğü istemine ilişkin bir davadır.
Davacı vekili 2.6.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 12.000 TL olarak talep etmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalının cevap dilekçeleri ve karşı dava dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … 23/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davacıya alt 28/02/2017 tarihinde tescil müracat: yapılmış olan … no olarak beyan edilen elbise tasarımlarının TPE bültende yayınlanmadığı için incelenemediği, rapor için dosyaya sunulan tasarımların ve elbiselerin esas alındığı, Dosyaya sunulan ve … ünvanlı işyerinden fiş karşılığı alınmış olduğu anlaşıtan … markalı bordo renkli elbişe üzerinde; davacıya ait tescil müracatı yapılmış ve … no olarak beyan edilen 9 sıra nolu elbise tasarımının ayniyat derecesinden benzerinin kullanıldığı, Dosyaya sunulan ve … ünvanlı işyerinden fiş karşılığı alınmış olduğu anlaşılan … markalı kavuniçi renkli elbise üzerinde; davacıya ait tescil müracatı yapılmış ve … no olarak beyan edilen … sıra nolu elbise tasarımının iltibas yaratacak derecede benzerinin kullanıldığı hususunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 5/11/2018 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı /karşı davalı tarafa ait … numaralı endüstriyel tasarım ile, davalı/karşı davacıya ait; … renk ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar taşıdığı ve bu sebep ile benzer nitelikte olmadığı, … renk ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar taşımadığı ve bu sebep ile ayniyet derecesinde benzer nitelikte olduğu, Söz konusu üründen ortalama 100 adet üretilerek piyasaya sürülmüş olabileceği, bu ürünlerin satışından 2017 yılında 12.000 TL net kazanç elde etmiş olabileceği, karşı davada; Davacı / karşı davalı tarafa ait … numaralı endüstriyel tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 28.02.2017 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarına sahip olduğu, bu nedenle hükümsüzlük talebinin yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 22/01/2020 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı (Karşı Davalı) tarafa ait .. Nolu Tescilli Tasarım No:9 ürün görseli ile Davalı (Karşı Davacı) tarafa ait … ürün karşılaştırıldığında; tasarım alanındaki tasarım seçenek özgürlüğü de düşünülerek tasarımların birbirine benzetilmek istendiği, bilgilenmiş kullanıcı gözünde bu modellerin birbirinin varyantı olarak algılanabileceği, Davacı (Karşı Davalı) tarafa ait … Nolu Tescilli Tasarım No:… ürün görseli ile Davalı (Karşı Davacı) tarafa ait … ürün karşılaştırıldığında; tasarımın uygulandığı ürün grubunun aynı olması, Tasarımcının – tasarımını geliştirmede seçenek özgürlüğü de göz önüne alındığında, genel izlenimde belirgin bir farklılık olmadığı, modele benzetilmek istendiği, ayırt edici özelliklerden aksesuar uygulamasının ve karakteristiğinin ön kısmında aynıya yakın benzerliğe neden olabilecek ağırlıkta algılanması bilgilenmiş kullanıcı gözünde bu moadellerin birbirinin varyantı olarak algılanabileceği, Davacı (Karşı Davalı) tarafa ait … Nolu Tescilli Tasarım No:9 ürünün davacı (karşı davalı) firmaya ait “…” isimli instagram hesabında ilk yayınlanma tarihinin 24.11.2016 olduğunu, Davalı (Karşı Davacının) … ürünün davalı (Karşı Davacı)’ya ait “…” isimli İnstagram hesabında ilk yayınlanma tarihinin 15.02.2017 olduğu, dolayısıyla davacı (karşı davalının) iş bu dava konusu modeli davalı (karşı davacıdan) daha önce piyasaya sunduğu, Dosyaya sunulan diğer görsellerde yer alan elbiselerin dava konusu model ile kalıp ve aksesuar özelliği bakımından birbirine benzemediği, Rapor içerisinde detaylarına yer verilen nedenlerle, davalı karşı davacı yanın 31.12.2016 ve 31.12.2017 tarihleri itibarıyla, detay mizanlarını, bu mizanlarda yer alan “stoklar” hesap grubu toplamları ve bakiyeleri ile uyumlu 01.01.2016-31.12.2016 ve 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasındaki hareketli stok/envanter raporunu, tüm ürünlerin alış imalat, satış adet ve tutarlarını ihtiva eder şekilde ibraz etmesi halinde, davalı-karşı davacı yanın davaya konu Ürünlerin imalat/alış/satışını gerçekleştirip gerçekleştirmediği, gerçekleştirmiş ise bu satışlardarı elde ettiği net karın tespit edilebileceği görüş ve kanaatine varıldığı mali yönden ise raporun 21. Sayfasında Davacı yanın, huzurdaki davada talep ettiği maddi zararının, 5769 sayılı kanunun 151/2-b maddesi çerçevesinde hesaplanmasını talep ettiğini, davaya konu ürünlerin davalı şirket kayıtlarında ayırıcı nitelikteki ürün kodlarının belirlenmesi ve var ise 2017 yılı stok envanterinde söz konusu ürünlerin alış/imalat/satış adet ve tutarlarının tespit edilmesi gerektiğini, sonrasında davalı şirketin mali tabloları dikkate alınarak, giderlerden sonraki ortalama karlılık oranının tespit edilmek sureti ile davalı şirketin davaya konu ürünlerin satışından elde ettiği net karın hesaplanmasının mümkün olabileceğini, Dava dosyasına sunulu 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı-karşı davacı şirketin ticari defterlerinde dava konusu tasarım ürünlerine ilişkin satış bilgisine ulaşılamadığı, muhasebe kayıtlarının ayrıntılı ürün bazında olmadığı, firmanın üretimine ilişkin model bazında maliyet, üretim ve satış adet takibin yapılmadığı, defterlerde 2017 yılında düzenlenen satış faturalarının “elbise” tanımı altında geçtiği ve tasarıma ilişkin ayırıcı kod bulunmadığı yönünde tespitler yapıldığını ve Davacı yanın bu rapora itiraz ettiğini oysa davacının mahrum kaldığı kazancın tespit edilen miktarın üzerinde olduğunu, buna ilişkin ayrıntılı hesaplamalar yapılıp celse öncesi mahkemeye sunulacağını beyan ettiği görülmekte ise de, davacı yanın dava dosyasına bu yönde bir hesaplama sunmadığını, ayrıca davacı yanın salt farklı renklerde de ürün satıldığı yönündeki beyanlarına dayalı olarak, bilirkişi hesaplarıan tutar üzerinden ilave bir zarar hesaplaması yapılmasının da mümkün olmadığını, tahmini veriler üzerinden bir zarar hesaplaması yapılmasının da bilimsel ve somut yaklaşımlarla izah edilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … 23/07/2020 tarihli bilirkişi raporlarında; Davalı/karşı davacı tarafından sunulan linklerden, …, …, … ve … sayfalarında yayınlanan elbise tasarımlarının yayın tarihinin tescilli tasarımın kamuya arz tarihinden sonra olduğu için değerlendirilmesine gerek görülmediği, …ve … sayfalarında yayınlanan elbise tasarımlarının yayın tarihinin tescilli tasarımın kamuya arz tarihinden daha önce olduğu, fakat rapordaki değerlendirmelerde ifade edildiği gibi, bu elbiselerin tescilli elbise tasarımından farklı elbiseler olduğu, Dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında, davacı/karşı davalıya ait … çoklu … sıra nolu elbise tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özellikleri devam ettiği, hükümsüzlüğünü gerektirecek şartların oluşmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 20/01/2021 tarihli raporlarında; Asıl Davada; Davacı / Karşı Davalı tarafa ait 28.02.2017 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile Davalı / Karşı Davacı tarafa ait pudra renkli ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davacı / Karşı Davalı tarafa ait 28.02.2017 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile Davalı / Karşı Davacı tarafa ait bordo renkli ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları, Karşı Davada: Davacı / Karşı Davalı tarafa ait 28.02.2017 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile Hükümsüzlüğe dayanak olarak gösterilen “…” 05 Şubat 2017 tarihli görsel arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davacı / Karşı Davalı tarafın, dava konusu… numaralı tasarımı ilk olarak 25.11.2016 tarihinde kamuya arz edildiği, bu değerlendirmenin hukuki bir değerlendirme olup heyetlerinin uzmanlık alanı dışında olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …., …, … 31/01/2022 tarihli EK raporlarında; kök rapordaki tespitlerini muhafaza etmişlerdir.
Toplanan deliller, değişik iş dosyası, tasarım tescil belgeleri , sunulan kataloğ içerikleri, bilirkişi raporları, mali kayıtlar bir bütün olarak incelendiğinde, asıl davada davacının 28.02.2017 başvuru tarihli … nolu tasarımının 28.2.2017 tarihinde başvurusunun yapıldığı, bültende ise 24.4.2017 tarihinde yayınlandığı ve tescilinin de 28.2.2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 56/(4). maddesi Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 81/(4) maddesine göre Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 149.maddesi; “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Gerek değişik iş dosyasında alınmış bilirkişi raporları gerekse mahkememizce HMK 266. madde kapsamında alınmış teknik raporlar kapsamına göre; 28.02.2017 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile Davalı / Karşı Davacı tarafa ait pudra renkli ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları tüm alınan rapor içerikleri ile sabit olduğundan davacının tasarımına tecavüzün gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Karşı davada ise davacı karşı yanın tasarımının daha önce kamuya sunulmuş olduğunu ileri sürmüş ise de bu yönde delil bulunmadığından hükümsüzlük isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tazminat seçim yöntemini 6769 sayılı SMK 151/2-b kapsamında talep etmiştir .
Dava dosyasında davalının somut olarak bu tasarımdan ne kadar kar elde ettiği ispat edilmeden davacı yan davasını islah etmişse de , somut dava dosyasında tazminatın BK hükümlerine göre takdir edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Zira asıl davada davacı yan değişik iş dosyasında … nolu tasarım için hem … hem … elbiselerde tasarımın aynısının kullanıldığını iddia etmiş, esas dava dosyasında ise alınan birçok rapor içeriğinde ise ihlal teşkil eden elbisenin sadece … renkli elbise olduğu ve davacının … nolu ETB nin … nolu formuna tecavüz edildiği anlaşılmıştır. Ancak değişik iş dosyasında davalının işyerinde üretici niteliğinde bir ürün ele geçmemiş, sadece davacı yanın sunduğu ve fatura karşılığı alındığını iddia ettiği ürün ve davacının tasarımı bilirkişi … tarafından incelenmiştir.
Davalının üretim ve satış kapasitesinin bilinmediği, Muhasebe kayıt ve belgeleri ile tespit edilemeyen bir işleme ilişkin Tazminat hesaplaması yapabilmesinin yani davacının farazi iddiasına dayalı olarak bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı 20.1.2020 tarihli raporda ayrıntısı ile gerekçelendirilmiştir.
Dolayısıyla davacının maddi tazminat istemlerinin BK hükümlerine göre mahkemece takdir edilmesi gereklidir.
Tespit ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan ve dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunudur.
SMK’nun 150. maddesi uyarınca, sınai mülkiyet hakkına tecavüz sağlayan fiilleri işleyen kişilerin, hak sahibinin zararını tazmin etmeleri gerektiği, 6769 sayılı SMK’nun 151. maddesinde ise hak sahibinin uğradığı zararın, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsadığı hüküm altına alındığı, davacının SMK Kanun’un 151/2-B maddesi uyarınca hesaplama yapılmasını talep ettiği, davalıların tecavüze konu ürünlerden kaç adet sattıklarının ve bu ürünlerin satışından ne miktarda kar elde edildiğinin tespitinin de dosya kapsamı ile tespitinin yapılamadığı, Davacının tespit talep talep tarihi 14.3.2017 olup, tasarımın bültende ilan tarihi ise 26.4.2017 tarihidir. 6769 sayılı SMK’nun 55/4. Maddesi gereği ilan edilmemiş olan tasarım başvurularının tescilsiz tasarım olarak da korunacağı yasanın amir hükmüdür. Dolayısıyla davacının tescil başvurusuna konu elbise modelinin daha sonra da tescile bağlanmış olması, tasarımcısının davacı olduğunun yargılama sırasında anlaşılması, ilk kez davacının sosyal medya hesabı aracılığıyla yaklaşık 724.000 takipçiye duyurulması, başvuru tarihi, davacı yanca kamuya sunulma tarihi ile davalı işyerinden alınan ürün, tescilsiz tasarımın kullanıldığı süre, tasarımın niteliği, ihlalin boyutu gözetilerek TBK’nın 50. maddesi uyarınca, bir tazminata hükmedilmesi gereklidir.
Yine BK 50.maddesine göre uğranılan maddi zararın miktarı zarara uğrayan tarafından tam olarak ispat edilemediğinden, hakimin, somut olayın olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlemesi gerekmektedir.
Davacı yan ıslah dilekçesini 5.11.2018 tarihli bilirkişi raporundaki sektör bilirkişinin farazi görüşüne göre ıslah etmişse de, farazi ihtimallere göre bir tazminat hesabı yapılması mümkün değildir. Zira 5.11.2018 tarihli raporda Davalı- karşı davacının ticari defterlerinde dava konusu … nolu tasarım ürüne ilişkin satış bilgisine ulaşılamadığı açık şekilde tespit edildiği halde hiçbir gerekçe olmadan davalı-karşı davacı tarafın ticaret hacmi ve sektörde kapladığı yer temel alınarak gibi genel ve soyut bir ifade kullanıldığı ve Firmanın konumu satış yaptığı yerler, internet ortamından yapılan satışlar gibi genel ifadeler ile minimum 10 ila 20 seri arasında üretildiği her bir elbiseden 50-100 arası üretim yapılarak piyasaya sürülebileceği şeklinde genel ve denetlenemeyen bir görüş ileri sürüldüğü, raporun kendi içinde çeliştiği zira Davalı … firmasının muhasebe kayıtlarının T.D.H. Planına uygun ayrıntılı ürün bazında olmadığı, firmanın üretimine ilişkin model bazında maliyet, üretim ve satış adet takibinin yapılmadığı açıkça belirtildiği halde farazi olarak 12.000 TL net kazanç elde edildiği yönündeki bilirkişiler …, …, … 5/11/2018 tarihli bilirkişi raporu mahkememizce denetime uygun bulunmadığından ve bilimsellikten uzak olduğundan hükme esas alınmamıştır.
Bilirkişiler …, …, … 22/01/2020 tarihli bilirkişi raporları, Bilirkişiler …, …, … 23/07/2020 tarihli raporları ile bilirkişiler …, …, … 20/01/2021 tarihli raporları tasarımların karşılaştırılması, karşı davada yenilik unsurunun karşılaştırılması yönünden teknik olarak HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Mahkememizin ihtisas mahkemesi olması dolayısıyla her yıl /dönem tekstil sektörünün yani sezon itibarıyla rağbet gören ve satışı yapılan ürün modellerinin farklılık gösterdiği, hatta iklimin dahi ürünler üzerinde satışa doğrudan etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Dolayısıyla bir önceki dönem daha çok satılabilen tescilli yada tescilsiz bir tasarım ürününün diğer dönem de aynı hızla ve sayıda satılması her sezonun (yılın) modası, rengi ve trendi farklılık gösterdiğinden, tüketicinin içinde bulunduğu ekonomik ortam dahi satış rakamları değişmektedir. Gerek davacı gerek davalı satışlarında ürünlerin bizatihi satış kodu vb hiçbir kayıt içermediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu ürüne ait dava dosyasında yer alan 10.03.2017 tarihli satış fişinde … açıklamalı fişte satış fiyatının KDV dahil 450 TL olduğu anlaşılmaktadır.. Ancak davalının ticari kapasitesi, işçilik, kumaş, vb kar marjı düştükten sonra ne kadar kar elde ettiği ve kaç adet ürün sattığı tespit edilemediğinden BK hükümlerine göre tazminat mahkememizce takdir edilmiştir.
100 adet üretim ve farklı beden ancak ve ancak üretici tarafından iş garantisi verilen çok rağbet gören büyük firmalar tarafından gerçekleştirilebilen bir üretim adedidir. Ne davacı nede davalı tanınmış firma olmadıkları , bilakis vergi kayıtlarına göre davalının küçük çaplı işletme niteliğinde olduğu , dolayısıyla hükmedilecek tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak, ihlal edeni de mükafatlandırmayacak nitelikte olmalıdır.
Ele geçen ürün sayısı,davalının instagram üzerinden satmış olabileceği ürün sayısı, ürün için yapılan masraf ve işçilik giderleri, davacının ürünün çok tutulan bir tasarım olduğu yönünde bir delil olmadığı, davacının ve davalının takipçi sayılarının diğer piyasadaki tasarımcı firmalara göre düşük düzeyde olduğu, tescile bağlanan ürünün abiye tarzında bir ürün olup, günlük kullanıma uygun olmadığı, belirli tüketici grubuna hitap ettiği, piyasada bu tarz ürünlerin tesettür firmalarınca benzer birçok alternatiflerinin bulunması, Davalı … Tic. A.Ş. firmasının muhasebe kayıtlarının T.D.H. Planına uygun ayrıntılı ürün bazında olmadığı, firmanın üretimine ilişkin model bazında maliyet üretim ve satış adet takibinin mali bilirkişilerce tespit edilmediği, davalının salt bu ürünü üreterek ticari varlığını devam ettiren bir firma olmadığı, her iki tarafa ait 2016-2017 yılı ciro bilgileri ile gelirkurumlar vergi beyanınameleri celp edilmiş ise de, söz konusu verilerin tek başlarına bir anlam ifade etmediği, genel ispat kuralları, bir tür haksız eylem niteliği taşıyan davalının eyleminin tasarıma tecavüzü sonucu, Davalının satışını gerçekleştirdiği abiye elbise ürünlerinin, davacının … nolu … sayılı tasarım konusu ürünün görünümünden belirgin biçimde farklı olmadığı ve genel izlenimde yeterince ayırt edicilik sağlamadığı bu nedenle davalının kusurlu olduğu gözetilerek
BK hükümlerine göre hakkaniyet ilkesine göre 6000 – TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekmiş , manevi tazminat miktarında ise tarafların ekonomik durumu, ihlal olunan hakkın mahiyeti, tecavüzün ulaştığı kitle ve ibraz olunan belgelerin kapsamına, eylemin niteliğine ve hakkaniyete göre 5000 TL manevi tazminat istemi günün ekonomik koşullarına göre manevi tatmin duygusu yönünden somut olayda davalının ekonomik verilerine ve eylemlerine göre uygun bir miktar olarak kabul edilmiş, fazlaya ilişkin tazminat istemlerin reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
ASIL DAVADA;
1-Somut olayın özellikleri , TTK ve BK hükümlerine takdiren 6000- TL maddi , 5.000- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, ıslah ila talep edilen fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Dava tarihinde tescilli olmayan tasarımın yargılama sırasında tescile bağlandığı , dolayısıyla SMK 81/2, 65 ve 57. Maddeler bir arada değerlendirildiğinde, dava tarihinde davacının tescilsiz tasarıma dayalı olarak dava açma hakkı olduğu keza dilekçesinde haksız rekabete dayalı olarak da talepde bulunduğu gözetilerek davalı eyleminin davacının dava tarihi itibarıyla tescilsiz tasarımına yönelik eyleminin haksız rekabete neden olduğu gözetilerek ; tecavüzün tespiti ve önlenmesine, bu kapsamda davalının yargılama sırasında davacının tescile bağlanan dava konusu tasarımı kullanmasının önlenmesine, karar kesinleştiğinde davalının elinde bulunan davaya konu tasarımın toplatılmasına, muhafaza altına alınmasına,
3-Asıl davada 751,41 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan tahsili ile artan 319,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
4-Asıl davada kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 6.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl davada, kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl davada, reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 6.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Asıl davada, reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Asıl davada kabul edilen tecavüzün tespiti ve önlemesi talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı-karşı davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 31,40 TL başvuru harcı 870,96 TL peşin harç , 200 TL ıslah harcı, 2.285 TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.387,36 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
10-Davalı-karşı davacının yargılama giderlerinden olan 7.760,20 TL tebligat ve bilirkişi ücretinin taktiren 1/3 inin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine,
II-KARŞI DAVADA:
1-Karşı DAVANIN REDDİNE,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 49,30 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsiline,
3-Karşı davanın reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacından alınarak davalıya verilmesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 27/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır