Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/488 E. 2018/278 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/488 Esas
KARAR NO : 2018/278

DAVA : Marka hakkını ihlal haksız rakebetin tespiti önlenmesi
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Taraflar arasında marka hakkını ihlal haksız rakebetin tespiti önlenmesi istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2017/32 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/488 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ülkemizde ve dünya çapında tanınmış “…” markalarının haklarına sahip bir şirket olduğunu,davalının ise davacıya ait ambalaj tasarımlarında “…” markalı ürünlerinde kullanılan renk kompozisyonu ve diğer markasal unsurlar ile benzerlik teşkil edecek şekilde ürünlerini piyasada kullandığını, “…” markaları ve ürünleri aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil edebilecek nitelikteki her türlü faaliyete derhal son verilmesi ve karıştırılma ihtimali yaratacak her türlü işlemden kaçınılması hususunun davalıya defalarca ihtar edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafın davacının .. ve … MARKALARI ve bu markaları taşıyan ürünleri aleyhine yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden tüm faaliyetlerini devam ettirdiğini, bu nedenle Davalının “…”, “…” ve “…” ibareli ürünleri ile müvekkilleri aleyhine yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, müvekkilinin markalarına iltibas derecesinde benzer olan … sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi,Müvekkilleri aleyhine yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabet durumu dikkate alınarak,davava konu ürünlerin üretiminin, satışının, ithalinin, ihracının ve sair kanallarla dağıtımının önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini talep ettiği, 22.03.2018 tarihli ISLAH dilekçesi ile de dava açıldıktan sonra da … ibareli yeni ürün ambalajlarında da marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespit edildiğini bu kapsamda yeni ürün amblajlarının da marka tecavüzü ve haksız rekabet taleplerine dahil edilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, davacı şirket tarafından, müvekkiline gönderilen … 34. Noterliği’ nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi sonrasında taraflar arasında sulh görüşmeleri yapıldığını, davalı şirket tarafından o günden bu yana ürün ambalajlarının tamamının değiştirilmiş olduğunu ve www…com.tr isimli sitenin düzenleme aşamasında olduğunu, haksız rekabete ve marka tecavüzüne mahal verilmediğini, davacı iddiasının aksine, davacı şirketlerin “…” ve “…” markalı aleyhine, müvekkili şirket tarafından marka tecavüzünde bulunulması durumunun söz konusu olmadığını, davacının kullanmış olduğu renk kompozisyonlarının kırmızı ve beyaz renkler olup, iş bu renklerde bir çok ürünlerde kullanılmakta olduğunu, ürünler karşılaştırıldığında, her iki ürünün birbirine karıştırılma ihtimali dahi bulunmadığının da anlaşılacağını davanın reddi gerektiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu Davalının “…”, “…” ve “…” ibareli ürünleri ile davacı aleyhine yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması,,davacı markalarına iltibas derecesinde benzer olan … sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi, tedbir istemlerine yönelik olarak açılmış bir davadır.
Türk Patent ve marka kurumundan taraflara ait marka tescil belgeleri celp edilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Düzenlenen raporların davacı ve davalı ürünlerinin fotoğraflamalarının/karşılaştırmalarının yapılması suretiyle düzenlendiği anlaşıldığından denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ancak hukuki nitelendirme mahkememizce sunulu delillere göre incelenmiştir ve gerekçelendirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … tarihli raporlarında; özetle davacının kinder ve kinder şekil markaları üzerinde davalının ise … markaları üzerinde hak sahibi olduğu, davalının kullanımının marka hakkını ihlal ve haksız rekabet yarattığı, ancak davalıya ait markanın hükümsüzlüğünü gerektirecek koşulların oluşmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Rapora itiraz edilmesi üzerine 2. bir heyet oluşturulmuş ve 2.heyetin …, … ve … tarafından düzenlediği ve 4.4.2018 tarihli raporları kapsamına göre; Davacı tarafın … sayı İle tescilli “…”Şekil, … sayı ile tescilli “…”Şekil, … sayı ile tescilli “…”Şekil, … sayı île tescilli “…”Şekil , … sayı ile tescilli kinder şekil , … sayı ile tescilli “…”, … sayı ile tescilli “…” markaları üzerinde hak sahibi olduğunu, davalı tarafın, … sayı ile tescilli “…” Şekil markası üzerinde hak sahibi olduğunu, marka hakkından doğan uyuşmazlıkların SMK 6769 hükümleri gereğince çözüme kavuşturulması gerektiği, bu bağlamda ambalajlarda yapılan incelemenin davalı taraf kullanımlarının marka tecavüzü yaratacak nitelikte olduğunu,Davalı tarafın, davacı ile aynı ürün ailesinin bir parçası olarak algılanıp, tüketicide intiba ile kanştırma ihtimali yüksek algı yaratacağı kanaatine varıldığını, Davalı tarafa ait … nolu tescilli “…” markasının, davacı markalarından kelime ve kulakta bıraktığı iz bakımından farklı olduğu, fakat ambalaj tasarımlar yönünden haksız rekabet yaratacağını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan ayrıca TPMK’dan celp edilen marka tescil belgelerine göre; … sayı ile tescilli “…’Şekil Markası (Uluslararası tescil No. …), … sayı ile tescilli “…” Şekil Markası (Uluslararası tescil No. …), … sayı İle tescilli “… Markası”,… sayr ile tescilli “…”Şekil “Markası, … sayı ile tescilli “…”Şekil Markası (Uluslararası tescil No. ….), … sayı ile tescilli “… “ Şekil Markası, … sayı İle tescilli “…” Şekil Markalarının sahibi oldukları anlaşılmıştır.
Davalının ise … sayı ile tescilli … Şekil markasının sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı markalarının ambalajlarının incelenmesi, ticari takdim şeklinin markasal olup olmadığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rakebet iddiaları ile hükümsüzlük iddialarının incelenmesi gereklidir.
Her iki bilirkişi raporundaki görseller, ürünlerle ilgili sunulan materyaller incelendiğinde; Davacıya ait Tescilli Tasarımda Ambalaj Tasarımında, beyaz zemin üzerine kırmızı alan birleşim sınırı “…” şekli olup. Çocuk figürü ve çikolata diliminden oluşan kompozisyon bu zemin üzerine kurgulanmış, Davalı … Ürün Ambalajında Davacıya ait Tescilli … ve …. nolu Şekillerden esinlendiği, davalının ambalaj tasarımının Ürün Ailesinin bir parçası olarak algılanma ihtimali nedeniyle Tüketicii nezdinde karıştırma ihtimalinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır.
Bir başka ürün ambalajı yönünden yapılan incelemede ise; davacıya ait Tescilli Tasarımda Ambalaj Tasarımında, beyaz zemin üzerine kırmızı olan birleşim sınırının “‘…” şekli olup, Çocuk figürü ve çikolata dilimi kompozisyonun bu zemin üzerine kurgulandığı, Davalı … Tek Part, 4 Part ve Kutu Ürün Ambalajlarında Davacıya ait Tescilli … ve … nolu Şekillerden zemin alarak esinlendiği, Aynı Zemin, alt ve üst bandda siyah beyaz renk kombinasyonu kullandığı, Davacının “…” ibareli yazının baş harfi “…” siyah ve “…“ise kırmızı benzerliğini “…” siyah ve “… olarak kullandığı, Ürün Ailesinin bir parçası olarak algılanma ihtimali nedeniyle Tüketicici nezdinde karıştırma ihtimalinin yüksek olduğunu bildirdikleri anlaşılmaktadır.
“…” ibaresinin bilirkişi heyetince de ittifak ettiği gibi kelime olarak davacı markalarından kulakta bıraktığı iz bakımından farklı ve ayırt edicici olduğunu bildirdikleri, işaretinin dar açalı tasarlanmasının davacı markalarındaki siyah renkli “…” harfine benzerliği Davacıya ait Tescilli Tasarımda Ambaiaj Tasarımında beyaz zemin üzerine kırmızı alan birleşim sınırının “…” şekli olup, … ve … diilimi kompozisyon bu zemin üzerine kurgulanmış olması,Davalı “…” Ürün Ambalajlarında Davacıya alt Tescilli … ve … nolu Şekillerden ve renklerden zemin olarak esinlendiğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Her iki üründe kullanılan marka farklıdır. Ancak ürünün ambalaj yolu ile ticari takdim şekli dikkate alındığında ortalama tüketici üzerinde karıştırmaya yol açabileceği ve bu durumun haksız rekabete yol açacağı sabittir.
Davalının ambaljalarında yer alan renk kullanımları ile görsel unsurların yerleşimi, kompozisyonu bakımından davacının ürünleri ile yaratılan iltibas sonucunda davalının eyleminin TTK 54 vd. maddeleri anlamında haksız rekabet ve marka hakkını ihlal teşkil ettiğinden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemleri sabit görülmüş ve buna dayalı taleplerinde kabülüne karar verilmesi gerekmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ;markalar arasındaki kelime farklılığına rağmen ambalajın geneli ve tüketiciye sunulan ürün bütün halinde değerlendirildiğinde davacı markaları ile aynı aileden olduğu zanlıyla ürünlerin tercih edilebileceği ve haksız rekabet tehlikesini ortaya koyacağı anlaşıldığından davalının ürün ambalajı yolu ile davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet yarattığı, ancak marka hükümsüzlük şartlarının markanın sicilde tescilli olduğu hali ile somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Zira davalının TPMK nezdinde tescilli markası … şekil markası olup, marka tescil edildiği şekilde kullanılmayıp tescilde yer almayan dalga şekli ile davacı ürününe benzetilerek tüketiciye sunulmaktadır. Davacı ve davalı markaları gerek işitsel gerekse anlamsal olarak farklı olmakla hükümsüzlük şartları gerçekleşmemiş olsada davalının ürün ambalajı yolu ile davacı markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabet iddilarının sabit olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Zira davalının ürün ambalajı yolu ile ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan ve daha önce tescil edilerek davacı yanca tanınmış marka statüsü kazanan ve gıda alanında ticaret mevkiine konulan ürünlerin tüketici üzerinde yarattığı genel izlenim dikkate alındığında aynı işletmeden geldiği izlenimi yaratacağı ve tüketicinin aldanmasına yol açacağı, davalının ambalaj yönünden geniş seçenek özgürlüğü varken davacının tanınmış dalga şeklini ürünlerde kullanış ve ambalaja yerleştirme şeklinin ,ticari takdim şekli nazara alındığında marka hakkıni ihlal ve haksız rekabet yarattığı sabit görülmüş, davacı ıslah dilekçesinde ürünün yeni görselini sunmuş ancak davalı yanca ticari takdim şeklinde ambalaj yönünden konumlandırma ,ürünün yerleştirme biçimi keza önceki kullanım ile aynı ticari takdim şekli ile tükiticiye sunulduğu anlaşıldığından , davanın etkinliğinin temini yönünden ihtiyati tedbir istemlerinin de HMK 389 vd maddelerine göre kabulüne karar verilmiş ancak markanın hükümsüzlüğü yönündeki istemin açıklanan gerekçe ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1- Davalının dava konusu …, …, … ibareli ürünlerinin ticari takdim şeklinin davacının tescilli markaları ile iltibas yaratacak ve ürünün tanınmışlığından faydalanacak şekilde ürünlerini üretmek, satış, ve dağıtımını yapmak, reklam ve tanıtımını yapmak şeklindeki eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün men’ine, tecavüzün önlenmesine , sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2- Davalı tarafından üretilip satışa sunulan dava konusu ürünlerin ticari takdim şekli ile ayırtedilemeyecek kadar benzer ve iltibas yaratan …, …, … ürünlerinin ve benzerlerinin üretim, satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatla elde bulundurmasının önlenmesine, bu kapsamda HMK 389 VE 6769 SAYILI SMK 149,159/1 Maddeler gereğince ihtiyati tedbir isteminin kabulüne,
a-Davalının dava konusu …, …, … ibareli ürünlerinin ticari takdim şeklinin davacının tescilli markaları ile iltibas yaratacak şekilde kullanıldığı alınan her iki bilirkişi raporu ile de belirlenmiş olması, bu kapsamda davanın etkinliğinin temin edilmesi kapsamında takdiren 30.000,00 TL nakit teminat yada bu miktarda teminat mektubu sunulduğunda HMK 389 ve 6769 Sayılı SMK 149,159/1 Maddeler gereğince ihtiyati tedbir isteminin kabulüne,
b- Davalı tarafından üretilip satışa sunulan dava konusu ürünlerin ticari takdim şekli ile ayırtedilemeyecek kadar benzer ve iltibas yaratan …, …, … ürünlerinin ve benzerlerinin üretim, satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatla elde bulundurmasının önlenmesine, bu kapsamda HMK 389 VE 6769 SAYILI SMK 149,159/1 Maddeler gereğince ihtiyati tedbir isteminin kabulüne,
c- http://www….com.tr adresindeki tüm tanıtım ve kullanımlarının önlenmesine,
dd- dava konusu ürünlere ait etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyerinden ve ticari amaçla bulundukları her yerden( ithal,ihraç ve 3.kişilerin elindeki sair satış şekilleri dahi) HMK 389 VE 6769 SAYILI SMK 149,159/1 Maddeler gereğince EL KONULMASINA, dava sonunda imha hususunda karar oluşturulmasına, bu aşamada el korulan ürünlerin yediemine teslimine,
3- Davalıya ait … nolu markanın hükümsüzlüğüne ilişkin istemin reddine,
4- Mahkeme Kararının Kesinleşmesinden sonra, masrafı Davalıdan alınarak karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez İLANINA,
5-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 4,50 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davanın kısmen reddi nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4.500 TL bilirkişi ücreti ve 576,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 5.138,80 TL’nin 2/3’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekillerinin yüzlerine karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.28/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır