Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/466 E. 2019/263 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/466 Esas
KARAR NO : 2019/263

DAVA : Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, Maddi-Manevi tazminat talepli
DAVA TARİHİ : 19/01/2017
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, Maddi-Manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının tahsildaroğlu ibaresini nakliye alanında her türlü ticari faaliyetinde, internet dahil basılı evrak vs. Ticari olarak kullanılması nedeni ile davalı kullanımının davacının marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, tahsildaroğlu ibaresinin davacının tanınmış markası olması nedeni ile davalının ticaret unvanında tahsildaroğlu ibaresinin çıkarılması, …, …, …, …, … alan adlarından ve içeriğinden tahsildaroğlu ibaresinin çıkarılmasına, ihtiyati tedbir yolu ile sitelere erişimin engellenmesine şimdilik fazlaya dair hakları sakli tutulmak üzere 5000 TL maddi, 50000 TL Manevi tazminatın tahsili ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı beyan dilekçesinde; aynı sektörde faaliyet göstermediklerini, davacı markasının tanınmış olmadığını, reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; davalının tahsildaroğlu ibaresini nakliye alanında her türlü ticari faaliyetinde, internet dahil basılı evrak vs. Ticari olarak kullanılması nedeni ile davalı kullanımının davacının marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, tahsildaroğlu ibaresinin davacının tanınmış markası olması nedeni ile davalının ticaret unvanında tahsildaroğlu ibaresinin çıkarılması, …, …, …, …, … alan adlarından ve içeriğinden tahsildaroğlu ibaresinin çıkarılmasına, ve ihtiyati tedbir yolu ile sitelere erişimin engellenmesi, şimdilik fazlaya dair hakları sakli tutulmak üzere 5000 TL maddi, 50000 TL Manevi tazminatın tahsili ve hükmün ilanına ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 26.6.2018 tarihli raporlarında; davacının … tescilli ‘…’ markasının ve … markasının kapsadığı mal ve hizmetler açısından, davalının … markasını birebir aynı alanda kullandığını,davacının ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu,davalı tarafından, ticari faaliyetinin olmadığı gerekçesiyle ticari defter ve belgelerinin bulunmadığının beyan edildiğinden davalının mali kayıtlarının incelenemediğini, Davacı tarafın, gıda malzemeleri toptan ve perakande ticareti faaliyetinde bulunduğu, davalı tarafın ise dava dosyasındaki bilgilere göre yük ve eşya taşımacılığı faaliyetinde bulunduğu, tarafların faaliyet konularının birbirinden farklı olduğu, davacı tarafından dava doyasına sunulan Lisans Sözleşmesinin gıda malzemeleri satışına yönelik düzenlenmiş bir sözleşme olduğu, sözleşmede marka kullanımına yönelik yıllık bir bedel ve/veya royalty bedelinin bulunmadığı, bu nedenle söz konusu sözleşme kapsamında lisans bedeli hesap edilmesinin mümkün olmadığını,davacı taraf, gıda malzemelerinin lojistik faaliyetinde nakliye araçlarını kullanırken, davalı tarafın yük ve eşya taşımacılığı faaliyetinde nakliye aracı kullandığı, davacı tarafından İnceleme günü sunulan Taşıt Kiralama Sözleşmesin de, nakliye aracı aylık kiralama bedelinin 1.250,00 TL.’ sı olarak belirlendiği, davalı tarafın dava konusu markayı kullanarak ne kadar süre ile ticari faaliyette bulunduğunun tespit edilmesi gerektiği, faaliyet süresi tespit edilebilirse, aylık kira bedeli olan 1.250,00 TL,’ sı üzerinden, bu süreler dikkate alınarak hesaplama yapılabileceğini ancak davalının ticari faaliyette bulunmadığını beyan etmesi nedeniyle bilirkişi heyetine ticari defter ve belge sunmadığından davacının maddi tazminat talebinin, mahkeme tarafından Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Davacıya ait mali kayıtlar vergi dairesinden celp edilmiş ayrıca e defter olarak mali belgelerin taşıt kira sözleşmesi ekinde sunulduğu görülmüş, davacı maddi tazminat istemini 6.3.2018 tarihli oturumda lisans seçeneğine göre talep ettiğinden sunduğu taşıt kira sözleşmesi incelenmiş, sunulu tüm deliller bilirkişi raporu ile birlikte incelendiğinde;
TTK’nun 20 ve 40 ncı maddeleri uyarınca her tacir, bütün ticari işlemlerini bir ticaret unvanı altında yapmaya, imzaladığı evrakı bu unvanı kullanarak imzalamaya mecburdur. Tacirin ticaret unvanı kullanma ve tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. İşletme adı,işletmeyi benzeri işletmelerden ayırmaya yarayan ve işletmeyi tanıtma amacı güden bir isimdir.İşletme adının kullanılma zorunluluğu yoktur.Ancak,işletme adı kullanılıyor ise,tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır.Hizmet markası ise,bir işletmenin hizmetini diğer bir işletmenin hizmetlerinden ayıran işarettir.
Ticaret unvanı, işletme adı ile hizmet markası, tacirin maddi olmayan mal varlıklarıdır. Seçilmeleri, tescilleri, korunmaları, kullanılmaları ve kullanım amaçları farklıdır. Birbirleri ile karışıklığa neden olacak şekilde kullanılmaları halinde sahibinin bu durumu önleme hakkı bulunmaktadır. Karışıklığa neden olan kullanım şayet tescile dayalı bir kullanım ise, bu halde unvanın, işletme adının veya markanın sicilden terkini veya hükümsüzlüğü istenmeden doğrudan doğruya haksız rekabetin tespiti, önlenmesi gibi taleplerde bulunulması mümkün değildir. Ancak, tescilsiz kullanım veya tescil edildiği şekilden farklı kullanım söz konusu ise, bu taleplerin ileri sürülmesi söz konusudur.
Davalı ise … ibaresini tescilsiz olarak ticari faaliyetlerinde kullandığını ikrar etmiş ancak yapılan araştırmada davalı adına her hangi bir ticari kayıt bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının marka tescil belgesi celp edildiğinde… nolu markanın 39 .sınıf için tescilli olduğu ve bu sınıf içinde taşıt kiralama hizmetlerinin de yer aldığı davalının ise izinsiz olarak aynı alanda birebir bu markayı kullandığı anlaşılmıştır. Davacının tanınmışlığı her ne kadar gıda alanında olsada markasını aynı zamanda taşıt kiralama işlerinde de kullanıldığı sunduğu deliller kapsamından anlaşıldığından davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6102 sayılı TTK’ nın 56. maddesi ile 556 sayılı KHK’ nın 9, 61 ve 62/1-b ve 6769 sayılı SMK’nun 29, 149.maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmüştür.
Davacı yan lisans seçeneğini talep etmiştir. Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir..Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada satılan yürütülen hizmetten hareket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden yani gıda alanında tanınmış markanın piyasadaki yarattığı güvenden kaynakı olarak taşıma sektöründe aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirlenmelidir. . Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır niteliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan bu miktar tazminat hakkaniyete göre lisans bedeli olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın belirlenmesinde taşıma sektörünün genelindeki parametreler, davacının tanınmış markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine,dosyaya sunulan delillere göre ve kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı (lisansı) tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Davacı markasının gıda alanında (özellikle peynir emtiası yönünden) bilinen bir marka olması, gıda alanında markasının belirli bir marka değerinin bulunması, uzun yıllardır piyasada bulunması , ticari sicil kaydınında oluşturulma tarihinin çok önceki tarih olması, markaların halen ülkemizde geçerli olması, taşıt kiralama sözleşmesinde aylık 1250 TL kira bedelinin 2014 yılı için öngörülmüş olması, uygulamada ticaret odasından sorulan emsal lisans oranlarında cironun %15 i oranında sabit görüş bildirdikleri, davalının ne kadar süre ile taşıma işi yaptığı belli olmadığından günün ekonomik koşullarına göre somut olayda ancak BK hükümlerine göre emsal bir lisansın belirlenebileceği, tarafların somut dava dosyasına yansıyan ekonomik durumlarına göre 5.000 TL lik maddi tazminat somut olaya ve BK hükümlerine uygun bir maddi tazminat ( lisans bedeli) olarak belirlenmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden hükmün ilanı talebi de yerinde görülmüştür.
Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1- Davalının davacıya ait marka hakkına tecavüzün ve haksiz rekebetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davalının … adı altında her türlü ticari faaliyetinin önlenmesine,
Marka hakkını ihlal nedeniyle BK hükümlerine göre 5000 TL maddi tazminatın, 5.000 TL manevi tazminatın, davalıdan tahsiline
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
-HMK 389 vd mad göre mahkememizce verilen 3.4.2018 tarihli ihtiyatı tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına,
-Davalının tescilli bir ticari unvanı bulunmadığından unvan terkini talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-683,10 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 651,70 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 31,40 TL ilam harcı 31,40 peşin harç 237 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.799,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 28/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır