Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/465 E. 2020/275 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/465
KARAR NO : 2020/275

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dâhil olduğu … Grubunun, … markası başta olmak üzere farklı alt firmalar adına tescilli birçok tanınmış markanın hak sahibi olduğunu, müvekkilinin 27-28 Kasım 2014 tarihlerinde İsviçre’de yapılmış olan başvurulara dayanılarak TPMK nezdinde rüçhanlı olarak başvurusu yapılmış markaların (“…”, “…”) sahibi olduğunu, tescilli “…” markalarının çıkış gerekçesinin Türk tüketicisi zihninde 1970’lerin meşhur dizisi … (…) ile yerleşmiş olan, gösterimi 1970 yılına dayanan ve … (…) ile özdeşleşen ifadesine dayandığını, müvekkili tarafından “….” ibareli ilk marka başvurularının müvekkili firmanın ikamet ettiği İsviçre’de, İsviçre Patent Ofisi nezdinde 27-28 Kasım 2014 tarihlerinde art arda dosyalandığını, sunulan “…” veri tabanı kayıtları ve tercümeleri ile bu markaların 27/02/2015 ve 05/03/2015 tarihleri itibariyle 09. ve 14. sınıflarda tescilli olduğunu, 22/05/2015 tarihinde … ve … markaları için WIPO aracılığıyla da başvuru yaptığını, TPMK nezdinde müvekkiline ait markaların bu uluslararası başvuruların uzantıları olduğunu, 2014 Kasım ayı itibariyle TPMK nezdinde “…” ibaresini içeren diğer tek markanın … sayı ile dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından yapılmış olan “…” markası olduğunu, davalı … tarafından … adına tescilli olan …sayılı markanın ilanına karşı 12/05/2015 tarihinde itiraz edildiğini, bu itirazın … sayı ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak kayıtlı olan elma+şekil markasının başvuruda kullanılmış olmasına dayandığını, … sayılı “…” ibareli marka başvurusuna karşı davalı tarafından dosyalanan itirazda hiçbir şekilde … markası/ibaresi üzerindeki kullanımdan bahsedilmediğini, davalının sadece … no’lu başvuruyu dosyalamak ile kalmadığı, davacı adına TPMK nezdinde kayıtlı … ve … marka başvurularına karşı …’den devir yoluyla iktisap ettiği … sayılı “…” markasına dayanarak haksız yere itiraz ettiğini, davaya konu …sayılı markanın 27/01/2016 tarihinde dosyalandığını ve müvekkiline ait markalardan sonraki tarihli olduğunu, davalının … sayılı markasının … sayılı “…” markası üzerinde herhangi bir müktesep hak sağlamayacağının açık olduğunu ve Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davalıya ait … sayı ile tescilli “…” markasının müvekkiline ait … no’lu “…” ve … no’lu “… ” markaları ile birebir aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalıya ait… sayı ile tescilli markanın 9. sınıfını kapsayan ürünler ile müvekkilinin …ve … markaları kapsayan ürünlerin aynı olduğunu, aynı ve benzer ürünler içeren markanın 6769 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında iltibas ihtimali sebebiyle tescilinin hükümsüz kılınması gerektiğini, davalı … adına … sayı ile 09., 35. ve 41. sınıflarda tescilli “…” markasının “09. sınıf bakımından” hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “…” sloganının başta ..’ın eş kurucusu … tarafından çok uzun süre kullanıldığını, ölümünden sonra ise …’ın şu anki CEO’su … tarafından kullanılmaya devam edildiğini, ..’un ilk kez bu sloganı tüm dünyada çığır açan … markalı akıllı saatlerin lansmanın yapıldığı 2014 yılında gerçekleştirilen … Konferansında kullandığını, müvekkilinin TPMK nezdinde 09. ve 35. sınıflarda yer alan mal ve hizmetleri kapsayan 08/07/2014 tarih ve … sayılı “…” markası bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının tescilli ve gerçek hak sahibi olduğunu, bu markanın bir yenisi niteliğindeki … sayılı “…” markasının tescilli olduğu 09. ve 35. sınıflar ile 41. sınıfla yer alan mal ve hizmetler üzerinde tescili için 27/01/2016 tarih ve … sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, söz konusu marka başvurusuna karşı süresi içerisinde üçüncü şahıs ve/veya şirket tarafından itiraz edilmemesi sonucunda markanın 07/12/2016 tarihinde 09., 35. ve 41. sınıflarda yer alan mal ve hizmetler için müvekkili adına tescil edildiğini, davacı yanın müvekkilinin “…” markasına ilişkin kullanımlarından daha önceye giden herhangi bir kullanımının bulunmadığı gibi müvekkilin 08/07/2014 başvuru tarihli ve … sayılı “…” markasından önce tarihli herhangi bir marka tescili/başvurusu veya rüçhan hakkı da bulunmadığını, davacının iddialarının aksine müvekkilinin “…” markasının tescilli ve gerçek hak sahibi olup davacının bu marka üzerinde herhangi bir öncelikli/üstün hakkı bulunmadığını, müvekkilinin … sayı ile tescilli markasının başvuru tarihinin aynı zamanda davacı yanın dilekçesinde bahsedilen ve ön plana çıkartılan İsviçre’de yapılan marka başvurularının 27-28/11/2014 başvuru tarihlerinden de önce olduğunu, dolayısıyla davacının davaya konu “…” markası üzerinde herhangi bir önceki tarihli tescilli markası ve/veya başvuru bulunmadığı gibi müvekkilinin “….” markasının kullanımlarından eskiye giden herhangi bir markasal kullanımı da bulunmadığını, davacının bu davaya gerekçe gösterdiği 09. ve 14. sınıflarda tescil edilmek üzere yapılmış olan … sayılı “… ” marka başvurusunun müvekkilinin … sayı ile tescilli markasına dayanarak yapılan itiraz neticesinde TPMK tarafından tümden reddedildiğini ve markanın halihazırda müddet olduğunu, TPMK-YİDK tarafından “…” markasının uzun yıllardır müvekkili tarafından kullanıldığı ve bu markanın 14. sınıfta yer alan mallar bakımından da tanınmış olduğu, başvurunun tescil edilmesi halinde 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK 8/4 maddesinde sayılan koşulların oluşacağı kabul edildiğini, yine davacının gerekçe gösterdiği … sayılı “…” marka başvurusunun TürkPatent tarafından yapılan re’sen inceleme sonucunda müvekkilinin … sayılı markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan 9. sınıfta yer alan mallar bakımından kısmen reddedildiği, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında yetkili satıcısı tarafından yapılmış olan “…” marka başvurusunu devraldığında marka hukuku prensipleri gereği bu marka üzerindeki tüm hakların başvuru tarihi olan 08/07/2014 tarihinden itibaren müvekkiline ait olduğunu, kaldı ki davacının “…” ve “… ” marka başvurularına ilişkin olarak müvekkili … tarafından yapılan itirazın incelenmesi neticesinde 19/10/2017 tarihinde Birleşik Krallık Fikri Mülkiyet Ofisi tarafından verilen kararda da davacının bu davada gerekçe olarak gösterilen … uluslararası başvuru numaralı “…” ve … uluslararası başvuru numaralı “… ” ibareli marka başvurularını kötü niyetli olarak tescil ettirmeye çalıştığı gerekçesiyle müvekkilinin itirazının kabul edildiğini ve davacının marka başvurusunun reddine karar verildiğinin görüldüğünü, davacının müvekkilinin tanınmış markalarına benzer markalar için tescil başvurularını sadece Türkiye’de yapmadığını, dünyada çeşitli ülkelerde bu başvuruları yaptığını ve müvekkilinin de bu başvurulara karşı gereken tüm aksiyonları aldığını, davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
31/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu sunulmuştur.
31/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı yana ait … no’lu marka ile davalı yana ait …no’lu markanın benzer mal veya hizmetlere yönelmiş işaretsel açıdan ayırt edilemeyecek kadar benzer markalar olduğu, bu doğrultuda ortalama tüketici nezdinde iltibas oluşturacağı, bu bağlamda davalı tarafa ait markanın hükümsüz kılınmasının mümkün olduğu, ilk tescil ile ülkesellik ilkesi bağlamında gerçek/önceki hak sahipliğinin davacı tarafta olduğu, davalının devren iktisap ettiği … sayılı markanın esas unsurlarının “…” ile “…” olduğu, bu sebeple anılan markanın sadece “….” ibaresine yönelik koruma sağlayamayacağı, “…” ibaresinin bir slogan olduğu, bu sloganın marka olarak tescil edilebilmesi için ayırt edicilik kazanması gerektiği, ancak bu ibarenin/sloganın, davalı yan açısından bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, markanın bir slogan olarak yaygın kullanımından ve davacı tarafın marka kullanımına engel olunduğu ispat edilemediğinden, ayrıca hayatın olağan akışının da kötü niyetin varlığını ortaya koymaması karşısında davalı tarafın kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 3. FSHHM’nin…E. …K. ve 17/04/2018 tarihli kararı incelenmiş; Davacının …, davalıların … (… ) (… LTD) – ve TPMK, davanın TPMK YİDK marka kararı iptali ve hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup 17/04/2018 tarihinde davanın kabulüne; TPMK YİDK’nın …sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği görülmüştür.
Anılan karara karşı davalılar tarafından İSTİNAF yasa yoluna müracaat edilmiştir.
… BAM 20. H.D’nin … E. …K. ve 05/07/2019 tarihli kararı incelenmiş; Davalı şirketin başvurusu kapsamındaki 14/02. sınıftaki malların ve hizmetlerin itiraza mesnet markanın kapsamındaki 09/02.sınıftaki mal ve hizmetler ile benzer olduğu, ” …” ibaresinden oluşan başvuru ile “…” ibarelerinden oluşan mesnet davacı markası arasında bütünsel olarak çok yüksek oranda benzerlik bulunduğu, tarafların birbirlerinin ticari faaliyetlerini yakından takip etmeleri nedeniyle davalının tesadüfü biçimde “…” ibaresini tescil için başvurmuş olmasının hayatın normal akışına uygun bulunmadığı ve bu nedenle de başvurunun kötü niyetle yapıldığı anlaşılmakla davalılar vekilinin İSTİNAF başvurularının esas yönünden reddine karar verildiği görülmüştür.
BAM kararını, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11.H.D.’nin 2019/4044 E. 2020/2213 K. ve 02/03/2020 tarihli ilamı incelenmiş; İlk derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan İSTİNAF başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi uyarınca BAM’nin esastan reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddine ve BAM kararının onanmasına karar verildiği görülmüştür.
… 4. FSHHM’nin … E. …K. ve 30/05/2018 tarihli kararı incelenmiş; Davacının … AG (… SA) (… LTD) – davalıların … ve TPMK, davanın TPMK YİDK’nın … ve …sayılı kararlarının iptali istemine ilişkin olup 30/05/2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne; TPMK YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, … sayılı YİDK kararı yönünden açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Anılan karara karşı davacı ile davalılar tarafından İSTİNAF yasa yoluna müracaat edilmiştir.
Ankara BAM 20. H.D’nin 2018/1783 E. 2019/1337 K. ve 20/01/2020 tarihli kararı incelenmiş; Davacı vekilinin İSTİNAF başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin İSTİNAF başvurularının kabulü ile … 4. FSHHM’nin …E. …K. ve 30/05/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Anılan karar, taraflarca temyiz edilmediğinden 18/02/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Davalı … adına … numaralı 9-35-41. sınıflar da tescilli “…” markasının 9. sınıf bakımından karıştırılma ve kötü niyetli tescili nedeniyle hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Yukarıda anılan yerel mahkeme, BAM ve Yargıtay ilamları birlikte değerlendirildiğinde: Davacının, davaya dayanak gösterdiği … numaralı “…” marka başvurusunun TPMK tarafından yapılan inceleme sonucunda, davalının … numara ile tescilli “… Şekil” markası gerekçe gösterilerek 9. sınıf mallar bakımından reddedilmiştir.
Davacı bu karara karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz etmiş ve itirazı reddedilmiş, davacının karara karşı dava açmaması nedeniyle karar 9. sınıf bakımından kesinleşmiştir.
Davalı taraf bu marka kapsamında kalan 14. sınıf mallar için başvuruya itiraz etmiş, itirazın reddedilmiş olması nedeniyle, … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde …E. sayılı dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda 17.04.2018 tarihinde davanın kabulüne; TPMK YİDK’nın … sayılı kararının iptaline,…sayılı “…” markasının 14.sınıf bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği görülmüştür.
Davacı bu karara karşı İSTİNAF YASA yoluna başvurmuş ve davacının İSTİNAF talebi reddedilmiştir.
Davacı BAM kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02.03.2020 tarihli, 2019/4044 E. ve 2020/2213 K. sayılı kararı ile davacının temyiz talebini reddetmiş ve … sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin karar ONANMIŞTIR.
Davanın dayanağı … numaralı “… ” ve … numaralı “…” markalardır. Ancak her iki marka da taraflar arasında devam eden davalar sonucunda hükümsüz kılınmış ve söz konusu kararlar kesinleşmiştir. Dolayısıyla bu davanın dayanağı kalmamıştır.
Davacının, …’ın “…” ibaresi üzerinde herhangi bir öncelik hakkı olmadığı, davalının … numara ile tescilli “…” markasının sahibi olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-54,40-TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,00-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.15/10/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır