Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/446 E. 2019/42 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/446 Esas
KARAR NO : 2019/42

DAVA : Markaya tecavüzün tespiti, Men’i, maddi ve manevi tazminat talepli
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekteMarkaya tecavüzün tespiti, Men’i, maddi ve manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Taraflar arasında marka hakkına tecavüz ve tazminat istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/244 Esas numarasına tevzii edilmiş bu Mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3. ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibariyle faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesi’ne devrine karar verilmiş ve dava dosyası Uyap tevzii bürosunca Mahkememizin 2017/446 Esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin uzun yıllardır hazır giyim ve konfeksiyon alanında faaliyet göstermekte olduğunu ve “…” ibareli markanın … sayılı tescil belgesi ile TPE nezdinde 25/35 grubunda yer alan sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin söz konusu markayı işyerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında uzun yıllardan bu yana fiilen kullandığını ve tanıttığını, haklı bir üne kavuşturduğunu, bilinen ve aranan bir marka haline getirdiğini, müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren davalının, internet sayfasından da görüleceği üzere, Suits ibaresini sattığı tekstil ürünlerinde kullandığını, davalının müvekkilinin … ibareli tescilli markasının ayırt edilemecek kadar benzeri olan Suits ibareli markayı kullanmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, 556 Sayılı KHK’nın 9 ve 61. maddeleri uyarınca, markanın bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanılmış olması halinde ödenmesi gereken lisans bedeline göre yoksun kalınan kazancın hesaplanmasını, marka hakkına tecavüzün tespitini ve men’ini, davalının müvekkiline ait tescilli markanın kullanım şeklinin engellenmesini, katalog, broşür, fatura, irsaliye, ambalaj, reklam, tanıtım vasıtalarının ve ürünlerin toplatılmasını, hükmün kesinleşmesini müteakip imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 20.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının Türkiye genelinde mağazalar zincirinin bulunması, tanınmış olması ve satışlarının yüksek seviyede olması sebebiyle 556 Sayılı KHK’nın 67 maddesi uyarınca yoksun kalınan kazancın arttırılmasına karar verilmesini ve hükmün ilanını talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde;davaya konu “…” markasının müvekkili adına TPE nezdinde … sayı ile 35. sınıfta tescilli olduğunu, ayrıca … sayı ile 18 ve 25. sınıflar yönünden de tescil işlemleri ve süreci halen devam etmekte olduğunu, bu nedenle söz konusu kullanımların bir hakka dayalı olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen iltibas ve tecavüzün hiçbir şekilde söz konusu olmadığını, markaların okunuş, yazılış ve anlam olarak tamamen farklı olduklarını, hukuksuz iddia ve talepler yönünden zaman aşımı ve sessiz kalma yoluyla hak kaybı def’i itirazlarında bulunduklarını savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının … ibareli tescilli markasına davalı yanın Suits ibaresini tescilli olmayan 25.sınıfta markasal kullanmak sureti ile tecavüzde bulunduğunun tespiti ile men ve refi, oluşan maddi durumun giderilmesi, 556 sayılı KHK nın 66/c maddesi gereğince şimdilik 20.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın tahsili ve verilecek kararın ilanı talepli olduğu anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacı adına tescilli … nolu … markasının 5 ve 35.sınıf yönünden 13.5.2011 tarihinde tescil edildiği, davalı adına … nolu … ibareli markanın 35. sınıf için davalı adına 12.9.2012 tarihinden itibaren tescil edildiği anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişiler 4.9.2018 tarihli raporlarında; Davalıya ait … tescil numaralı “…” markası ite davacıya ait “…” markasına dair bütünsel anlamda yapılan incelemede markasal anlamda bir benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketici algısında karıştırılma veya markalar arası bağlantı ihtimali doğurma olasılığı yaratacak derecede görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşımadığı, davalı kullanımlarının davacı markasına tecavüz oluşturmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı yanca rapora itiraz edilmiş ise de, itiraz sebepleri marka hukukuna ilişkin olduğundan hukuki yöndeki itirazlar ihtisas mahkemesi sıfatıyla mahkekemizce değerlendirilmiştir.
Her iki markada beyaz zemin üzerine yazılmış olup davacıya ait marka beyaz zemin üzerine küçük siyah harfler ile davalı markası ise beyaz zemin üzerine büyük siyah harfler ile yazılmıştır. Her iki markanın harflerinin font ve yazı karakterleri farklılık göstermektedir. iki markada yalnızca tek bir kelimeden oluşmakta olup iki markanın da ilk dört harfi … kısmı benzerlik göstermektedir. Her iki marka görselinin de beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış olması ve İlk dört harfinin aynı olması markalar arasında ilk bakışta zayıf bir benzeri ik oluşturmaktaysa da; bütünsel olarak bakıldığında iki markanın farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı markasının Türkçede kavramsal olarak karşılığı bulunmamaktadır. Davalı markası ise İngilizce de takım elbise anlamına gelen … kelimesinin çoğul hale getirilmiş hali olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla Markalar, kavramsal olarak benzerlik göstermemektedir.
Markalar arası benzerlik araştırması yapılır iken görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik olup olmadığı yanı sıra markaların hitap ettiği tüketici kitlesi tıezdinde karıştırma ihtimalinin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmalıdır, Davacı tarafça “…” markasının kullanımına dair mağazaya ait tabelaya görseli fotoğraf olarak dosyaya sunulmuş, ancak davacının markasının yurt içinde hangi yoğunlukta satıldığına dair bilgi verilmediği anlaşılmaktadır. Davacı yan davalının internet sitesindeki satışlarına ait görseli sunmuş ancak davacıya ait internet ortamında satışda bulunduklarına dair bilgi sunulmamıştır. Yine davacı yanca davacının markasının bilinirlik durumu, varsa bayi ağı ,ürünün nerede satıldığı bildirilmemiştir. Davalıya ait “…” markasına ait görsellere dair Örnekler dava dosyasına sunulmuş olup bu markanın hem İnternet üzerinden hem de yurt içinde … Mağazalarında satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Aynı sektörde faaliyet gösteren her İki marka için dikkate alınacak algı kriterinin “ortalama tüketici/kullanıci” olması gelmektedir. “Ortalama tüketici/kullanicı” tabiri ile, ne uzman ne de bilinçsiz düzeydeki kişiler değil ancak marka algısı olup tükettiği ürünlerde marka olduğu bilincine sahip, markanın köken ve kalite gösterme işlevi olduğunu bilen, markalı ürünlerin yöneldiği hedef kitleye mensup, makul derecede bilgilendirilmiş, makul derecede dikkatli ve makul derecede ihtiyatlı kullanıcılar kast edilmektedir.
Davacı … davalı markası karşılaştırıldığında her iki markanın da tek kelime olması ve beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış olmaları sebebi ile ilk bakışta bir benzerlik algısı yaratmakta ise de her iki marka bütünsel olarak değerlendirildiğinde markalar arası görsel, İşitsel ve kavramsal olarak karıştırılma ihtimali olmadığı, kaldi ki davalı yanca sunulan dava dışı firmalara ait marka tescil belgelerinde …, …., …, …, …, …,…., …, ..ibareli içinde … kök kelimesinden türetilmiş içinde 25.sınıfında bulunduğu marka tescil belgelerinin bulunduğu da anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere davalı markası ise İngilizce de takım elbise anlamına gelen … kelimesinin çoğul hale getirilmiş yani sonuna … getirilmiş hali olup, … yerine I kullanılmış olup, davacı markasında da … ibaresine … eklenmiş ve … ibaresi oluşturulmuş olup, davacı markası 25.sınıf için ancak zayıf marka olarak korumadan yararlanabilir, davacının bitişik olarak ingilizcede erkek takım elbiseleri için genel bir ibare olan kelimeyi … yani yine genel bir ibare olan … kısaltması olarak kullanması halinde 25.sınıf icin oluşturduğu ibare zayıf bir marka olup, markasının şekil logo benzeri ayırt ediciliği bulunmadığı gibi, markayı karakteristik hale getiren bir eklede oluşturulmadığı sabittir, aynı şekilde davalı markası da zayıf bir marka olup, 25.sınıf yada 18.sınıf için tesil alsa dahi ancak zayıf marka olarak korumadan faydalabilecektir.
Bir markanın ayırt edici unsuru, o markayı karakterize eden, o markanın algılanışına hakim olan yazılı ve/veya görsel unsurdur. Ayırt edici unsurun tespiti bakımından; hem yazılı hem görsel unsurlardan oluşan (sözcük + şekil) markalarda, okunabildiği ve telâffuz edilebildiği için markanın algılanışını belirleyen sözcük unsuruna ağırlık verilir; ancak, şekil unsuru markanın algılanışında ön plana çıkıyorsa değerlendirme buna göre yapılır; bîrden fazla sözcükten oluşan markalarda ise, bu sözcüklerden hangilerinin markayı karakterize ettiği ve hangilerinin herkes taralından kullanılabilecek, jenerik, tali ibareler olduğuna bakılır.
Taraf markaları bütünsel olarak değerlendirildiğinde karıştırmaya yol açacak derecede benzerlik taşınmamaktadırlar.
Yine davacı … davalı markaları 25.sınıf için zayıf bir ibaredir. Bir işaretin ayırt edici gücü, işaretin temsil ettiği kavramın adından veya tanımından uzaklaştığı, kavramdan bağımsızlaşarak anlamsızlaştığı ve kavramı çağrıştırmadığı ölçüde artmaktadır. Kullanılan işaretin ayırt edici gücünün zayıf ya da kuvvetli olması o işaretin bir alanda sıkça kullanılıp kullanılmadığına, orijinal olup olmadığına, kullanıldığı mal veya hizmeti tanımlayıp tanımlamadığına bağlı olabilmektedir, Davacının tescil ettirdiği … kelimesi kök olarak … ibaresinden gelmekte olup, ingilizcede telafuz olarak erkek takım elbise anlamında kullanılmaktadır.
Dolayısıyla oluşturulmuş markalar Orjinal değildir.Uygulamada bilindiği üzere; tekel altına alınmasına izin verilmeyen tasviri ve vasıf bildirici sözcüklerden esinlenilerek oluşturulan markalar baştan itibaren zayıf marka konumundadırlar. Bu tür markalar arasındaki iltibas tehlikesi, yapılacak küçük bir değişiklik ile bertaraf edilebilir. Bu tür işaretleri marka olarak seçenlerin, önceden alınmış olan markalardan küçük bir takım değişiklikler yapmak suretiyle aynı vasıf bildirici sözcüklerden türetilen başkalarına ait yeni isimlere/markalara engel olabilme olanağı daha baştan itibaren ortadan kalkmakta veya zayıflamaktadır.Ayırt edici gücü zayıf işaretler kimi durumda tescil edilebilirlik eşiğini geçebilse de, bunlar için sağlanacak koruma kapsamı ayırt edici gücü yüksek işaretlere sağlanan koruma kadar yüksek olamaz. Her ikisi de tescilli markalar olsa da, ayırt edici gücü zayıf bir markanın yararlanacağı koruma düzeyi, hiçbir şekilde ayırt edici gücü yüksek bir markanın yararlanacağı koruma düzeyiyle eşit olmayacaktır. TPE kayıtlarına göre; Örneğin dava dışı fimalar …,…,… ibareli markalar oluştururken … ibaresinin zayıf marka olduğu gerçeğinden hareket ile markalarına ayırt edici nitelik katmak için … ,… gibi ibareler eklemişlerdir.
Gerek davacı gerekse davalı markası 25. ve 18. sınıf için zayıf marka olup, yeterli orjinaliteyi sağlamadığından ancak zayıf marka korumasından faydalanabilir, markalar arasında bütünsel anlamda karıştırma ihtimali bulunmadığı hususu da bilirkişi raporunda belirlenmiştir.
Toplanan deliler, marka hukukuna ilişkin genel hukuki kurallar, markala tescil belgeri, tescilli oldukları sınıf ve faaliyet alanlarına göre somut olayda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin oluşmadığı dolayısıyla tazminat hesabını gerektirir bir eylemde tespit edilmediğinden davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-1-Davanın reddine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazla kalan 980,25 TL fazla harcın davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı yan tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır