Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/439 E. 2019/99 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/439 Esas
KARAR NO : 2019/99

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 05/03/2019

Taraflar arasında HMK 398. madde kapsamında ihtiyati tedbire muhaleftten disiplin hapsi ile cezalandırma istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2016/237 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/439 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/11 esas sayılı dosyasından verilen 28.12.2016 tarihli ihtiyati tedbire muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalı SANIK sıfatıyla alınan savumasında” suçlamayı kabul etmediğini, ihtiyati tedbir kararının tarafına tebliğ edilmediğini, tebilgatta adı geçen …’nın yeğeni olduğunu, aynı adreste ikamet etmediklerini, tebligatta okunan adresin abisinin işyeri olduğunu, iş yeri adresinin … olduğunu, ikamet adresini de savunma esnasında bildirdiği adres olduğunu, google Adwords aracılığı ile reklam vermediğini, hakkında ceza uygulamasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık Davalının İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/11 esas sayılı dosyasından verilen 28.12.2016 tarihli ihtiyati tedbire muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılması talebine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu anlaşılmıştır.
Anayasa’nın l53. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta; ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Yayınlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının; yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 33.maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü ile ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 153/5. maddesi gereğince ileriye etkili olmasının anlamı, bir yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ile iptal edildiği tarih arasındaki şahsi kazanılmış hakların iptal kararından etkilenmemesidir.
Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden bu davaya uygulanabilecek olan Kanun metni Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.
Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının eldeki davaya uygulanarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bu iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak inceleme yapılması ve buna göre sonuca varılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davalının cezalandırılmasının talep edildiği ihtiyati tedbire muhalefet iddiasına konu 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu hususunda bir tartışma yoktur.
Usul hukukumuza geçerli olan hüküm her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanması yönündedir. Ancak yargılama devam ederken iptal edilen bir yasa hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mahkemelerden beklenemez, bu husus adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelecektir.
Bu durumda yeni bir yasal düzenlemenin yapılmamış olması da gözetilerek; Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalı hakkında ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-1-Anayasa mahkemesinin 2018/1 Esas 2018/83 Karar ve 20/02/2019 tarihli 30692 Resmi Gazete no ile yayınlanan mahkememizin bir başka dosyasında HMK 398.maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiasının Anayasa Mahkemesince oy birliğiyle kabul edildiği, bu kapsamda HMK 398.maddesinin 1 numaralı fıkrasının 1.cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, yeni bir yasal düzenlemenin de henüz yapılmamış olduğu anlaşılmakla sanık davalı hakkında esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile; 15,20 TL eskik harcın davacıdan tahsiline,
3-Davanın dayanağı olan yasa maddesi Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile iptal edildiğinden HMK 331.maddesi de dikkate alınarak Davanın Anayasa Mahkemesi’nin dayanak kanun hükmünü iptal etmesi nedeniyle konusuz kaldığı için esas ile ilgili bir karar verilemediğinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,( Aynı yönde Ankara BAM 20. HD nin 2017/1280 esas, 2018/155 karar , 16.2.2018 tarihli ilamları )
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.05/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır