Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/393 E. 2020/202 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/393 Esas
KARAR NO : 2020/202

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 18/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/07/2020

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, kapatılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2016/160 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2017/393 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 1993 yılından bu yana adına tescilli olan “…” ibareli seri markaları, … kod numaralı “…” ve … kod numaralı tanınmış markası ile ulusal ve uluslararası sahada ticari faaliyetlerinde yoğun olarak kullandığını, hal böyle iken davalının … ve … alan adlı internet sitesi üzerinden müvekkili firmalara ait markalara ve unvanlarına yer vermek suretiyle ürünlerin taklitlerini satmakta olduğunu, bunun davalının kullandığı görsellerinin orta kısmında yer alan kullanımları ile de sabit olduğunu, müvekkili firmaya ait … markasının birebir nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde site içerisinde kullanıldığını, … ibaresinin müvekkili firma adına 2007 yılından bu yana tescilli olmasına ve … ibaresinin tanınmış marka statüsünde olmasına karşın davalı tarafın kötü niyetli olarak müvekkilinin tanınmış seri markalarından nemalanmak gayesiyle haksız kazanç elde ettiğini, davalıya ait internet sitesinde satılan ürünlerin kalitesiz ve taklit olduğunu buradan ürün satın alarak gördüklerini, müvekkilinin … şubesiymiş gibi algılanması ve tüketici nezdinde iltibas oluşması için kötü niyetli olarak bu ibarenin tercih edildiğini, tüm bu eylemlerin 556 sayılı KHK’ya göre marka hakkına tecavüz ve 6102 sayılı TTK’ya göre haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının adı geçen markalara ve alan adlarına vaki tecavüzünün tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesini, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesini, davalı tarafından kullanılmakta olan … ve … uzantılı alan adında müvekkilinin markalarının bulunduğu sayfalara erişimin engellenmesine bu yapılamıyorsa sitelere erişimin tümden engellenmesini, şimdilik uğranılan zararın tazmini amacıyla 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında uzun zamandan beri devam eden ticari ilişki ve alışverişin bulunduğunu, davacı şirketten fatura karşılığı ürün aldıklarını bunu da satma hakkına haiz olduklarını, farklı hiçbir ürünü satmadıklarını, aralarındaki ticari ilişkinin sona erdirileceğinin belirtilmesi üzerine davanın açıldığını, davacı taraftan satın alınan ürünlerin, satış sırasında müvekkili şirketin müşterilerinin isteklerine uygun hale getirildiğini ancak kesinlikle marka adının kullanılmadığı ürünler olduğunu, müvekkili şirketin taklit ürün yaratarak haksız rekabet yapmasının söz konusu olmadığını zira davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişkinin boyutunun 1,5-2 milyon-TL civarında olduğunu, dava konusu ürünler yönünden davacının rızasının olduğunun açık olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
28/08/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: … alan adı sahibinin “…” mahremiyet servisleri tarafından gizlenmiş olduğu, alan adının 06/03/2013 tarihinde alınmış olduğu, site içeriklerinde gizlilik ve üyelik sözleşmelerinde yetkili olarak … adının kullanıldığı, … alan adının … adına tescilli olduğu, alan adının 28/03/2012 tarihinde alınmış olduğu, site içeriklerinde kullanılan banka hesap numaralarının … adına açılmış olduğu, yapılan tespitlerde davalının siteden … markalı ürünleri çıkardığı ancak halen arama motorunda bu markayı taşımayan ürünler için dahi … markasını çok aktif bir şekilde kullanmakta olduğu, bu markayı taşımayan ürünlerde ve hatta ana ürün kategorilerinde dahi indekslendiği, bu nedenle her ne kadar davalının daha önce davacı ile ticaret yaptığını iddia etmiş ve buna ilişkin faturaları sunmuşsa da marka hakkı tükendiğinden ve hukuka uygun bir kullanımdan bahsedilemeyeceği, esas unsuru … olan markaların 24. sınıfta dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar, ev tekstil ürünleri dahil olmak üzere davacı adına tescil edildiği, … numaralı … markasının tanınmış marka olarak davacı adına tescil edilmiş olduğu, dosya kapsamında davalı tarafından satılan zebra perde ve stor perde ürünlerin taklit olup olmadığının tespit edilemediği ancak bir an için ürünlerin orjinal olduğu kabul edilse dahi ürünler üzerine desen eklemek suretiyle değişiklik yapılmasının ürünün kötüleştirilmesi kapsamında marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilebileceği, somut olayda kusur şartının gerçekleştiği ancak davacı tarafından talep edilebilecek maddi tazminat miktarını belirlemenin uzmanlık alanları dışında kaldığından maddi tazminat hesabı yapılamadığı, manevi tazminat bedelinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, davalı tarafından satışa sunulan ürünlerde … ibaresi kullanılmasının, davacı adına tescilli olan ve kullanılan marka ile aynı olmakla davacının emeğinden haksız faydalanma olarak haksız rekabet kapsamında değerlendirileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/01/2019 tarihli raporda özetle: Davalı şirketin dava tarihi olan 18/08/2016 tarihinden 2 yıl öncesine ait 2.439.790,02-TL olarak hesap edilen cirosu üzeriden, İTO’nun bildirmiş olduğu %15 oranı uygulanmak suretiyle 556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca maddi tazminat miktarının 365.968,50-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Mali bilirkişi … tarafından hazırlanan 10/05/2019 tarihli ek raporda özetle: Cevap dilekçesinde, gerek davalı firma gerekse de sahibi bulundukları diğer şirket üzerinden yaklaşık 3 yıldır resmi fatura karşılığında davacı şirketten ürün alındığı belirtmiş ise de, raporun inceleme bölümünde açıklandığı şekilde faturalı ürünlere ilişkin alış ve satışların davalı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almaması gerektiği, dolayısıyla davalı şirketin cirosunun dosyaya örnek olarak sunulan faturalı ürünlerden kaynaklanmadığı anlaşıldığından, davaya konu internet sitelerindeki satışların davalı şirkete ait davacının markasal kullanımından kaynaklanan benzer ürünler olduğu kabul edilecek olursa davalının cirosu üzerinden 365.965,58-TL olarak hesap edilen maddi tazminat miktarından markanın kullanıldığı süre, kullanılan alan, tescil tarihi, bilinirlik ölçüsü, tarafların ticari kapasitesi, dosya kapsamından davalının başka firmalar ile ticari alışverişi olup olmadığını tespit etmenin mümkün olmaması ve ayrıca davalının cirosuna ilişkin tüm satışların internet üzerinden yapıldığı belli olmadığı gibi sadece internet üzerinden yapılan satış tutarlarını da tespit etmenin mümkün olmadığı nazara alınarak 2/3 oranında eksiltme yapılmak suretiyle 121.988,52-TL olarak belirlenmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili maddi tazminat talebini ıslah etmiş, 04/07/2019 tarihinde ıslah harcını yatırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacı adına tescilli … esas unsurlu markalara, davalının … ibaresini içeren orjinal ürünlerin yanında başka ürünlerde markasal olarak … ve … adlı internet sitelerinde kullanmak sureti ile markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğunun tespiti, men’i, ref’i her iki sitedeki tecavüzlü sayfalara erişimin engellenmesi olmadığı takdirde sitelere erişimin engellenmesi, 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesi gereğince şimdilik 1000,00-TL maddi (ıslahla 121.988,52 TL talep edilmiştir ) ve 1000,00-TL manevi tazminata ilişkindir.
6769 sayılı SMK ‘nın 29. maddesi “marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak” halini, marka hakkına tecavüz sayılan durumlardan biri olarak belirlemiş olup, SMK ‘nın 7/2-b maddesi ise “…Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması…”nın markaya tecavüz teşkil edeceği hükmünü içermektedir.
Davalı, tüzel kişi tacir olduğundan TTK ‘nun 20/2 maddesi uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğünün bulunduğu, bu yükümlülük gereğince faaliyet gösterdiği sektörde kullanılan markaların aynısını veya benzerini ve hatta farklı olsa bile markalar arasında bağlantı olduğu ihtimaline sebebiyet verecek markasal kullanımlardan ve tescillerden kaçınmalıdır. Bu nedenle davada, davalı açısından kusur şartının gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Davalı eyleminin, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve kusur şartının gerçekleştiği böylece davacı tarafın manevi tazminat talebinin haklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen 28/08/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve mali bilirkişi tarafından düzenlenen 10/05/2019 tarihli ek raporda belirtildiği üzere: … alan adı sahibinin “…” mahremiyet servisleri tarafından gizlenmiş olduğu, alan adının 06/03/2013 tarihinde alındığı, site içeriklerinde gizlilik ve üyelik sözleşmelerinde yetkili olarak … adının kullanıldığı, … alan adının … adına tescilli olduğu, alan adının 28/03/2012 tarihinde alındığı, site içeriklerinde kullanılan banka hesap numaralarının … adına olduğu, internet siteleri üzerinde yapılan incelemede; Davalının, siteden … markalı ürünleri çıkardığı ancak halen arama motorunda bu markayı taşımayan ürünler için dahi … markasını aktif şekilde kullandığı, bu markayı taşımayan ürünlerde ve hatta ana ürün kategorilerinde dahi indekslendiği, her ne kadar davalı tarafça daha önce davacı ile ticaret yaptıkları iddia edilmiş ve buna ilişkin faturalar sunulmuş ise de marka hakkı tükendiğinden hukuka uygun bir kullanımdan bahsedilemeyeceği, esas unsuru … olan markaların 24. sınıfta dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar, ev tekstil ürünleri dahil olmak üzere davacı şirket adına tescil edildiği, … numaralı … markasının tanınmış marka olarak davacı adına tescilli olduğu, davalı tarafından satılan zebra perde ve stor perde ürünlerin taklit olup olmadığının tespit edilemediği ancak bir an için ürünlerin orjinal olduğu kabul edilse dahi ürünler üzerine desen eklemek suretiyle değişiklik yapılmasının ürünün kötüleştirilmesi kapsamında marka hakkına tecavüz olduğu, somut olayda kusur şartının gerçekleştiği, davalı tarafından satışa sunulan ürünlerde … ibaresinin kullanılmasının, davacı adına tescilli olan ve kullanılan marka ile aynı olmakla davacının emeğinden haksız faydalanma olarak haksız rekabet teşkil ettiği, cevap dilekçesinde, gerek davalı firma gerekse de sahibi bulundukları diğer şirket üzerinden yaklaşık 3 yıldır resmi fatura karşılığında davacı şirketten ürün alındığı beyan edilmiş ise de, faturalı ürünlere ilişkin alış ve satışların davalı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığı, dolayısıyla davalı şirketin cirosunun sunulan faturalı ürünlerden kaynaklanmadığı anlaşıldığından, davaya konu internet sitelerindeki satışların davalı şirkete ait davacının markasal kullanımından kaynaklanan benzer ürünler olduğu kabul edilerek davalının cirosu üzerinden 365.965,58-TL olarak hesap edilen maddi tazminat miktarından markanın kullanıldığı süre, kullanılan alan, tescil tarihi, bilinirlik ölçüsü, tarafların ticari kapasitesi ve ayrıca davalının cirosuna ilişkin tüm satışların internet üzerinden yapıldığı belli olmadığı gibi sadece internet üzerinden yapılan satış tutarlarını da tespit etmenin mümkün olmadığı nazara alınarak 2/3 oranında eksiltme yapılmak suretiyle maddi tazminat miktarının 121.988,52-TL olduğu, davalı şirketin eyleminin, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve kusur şartının gerçekleştiği bu nedenle manevi tazminat talebinin haklı olduğu kanaatine varıldığından 1000,00-TL manevi tazminata hükmedilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine,
2-121.988,52-TL maddi tazminat ve 1.000-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Mahkememizce 22/08/2016 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-401,34-TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 6.301,00-TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
5-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i yönünden, Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince 4.190-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden, Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 15.538,91-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Manevi tazminat yönünden, Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince 1000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 36,16-TL peşin harç, 355,00-TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.541,16-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/07/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır