Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/389 E. 2018/483 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/92 Esas
KARAR NO : 2018/487

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde;Türk Patent ve Marka Kurumu nezdîne … Tescil Numarası ile davalı … adına tescilli “…” markasının marka olarak tescil edilemeyceğini, “…” ibaresinin ayırt edici niteliğe sahip olmadığını,…’ ibaresi esas unsur olarak coğrafi kaynak belirtmekte olduğundan,ticaret alanında herkes tarafın dan kullanılmakta olduğunu, tarihi ve kültürel değeri bakımından halka mal olduğunu, kamuyu İlgilendirmekte olduğunu,bir kişi ya da kurumun inhisarına bırakılamayacağını,… markasının daha önceden zaten tescil edilmiş bir marka olduğunu,…’ markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA;Davalı vekili beyan dilekçesinde, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, ileri sürülen tüm gerekçelerin hukuki olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık; … Tescil Numarası ile davalı adına tescilli .”…” markasının hükümsüz kılınması istemine ilişkindir.
HMK.266 maddesi gereğince hakimin genel ve hukuki bilgisi ile çözümünün mümkün olan uyuşmazlıklarda bilirkişi incelemesi yapılamayacağından ve somut davada Dava marka hukuku ilkelerine göre çözümlenecek olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır
6769 sayılı SMK’nm 5/c maddesi kapsamına göre “Ticaret atanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer; coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler, marka alarak tescil edilemez” hükmünü amirdir. ( aynı düzenleme mülga 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesinde ise “Ticari alanda cins çeşit, vasıf, kalite, amaç belirten veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları içeren ibarelerin marka olarak tescil edilmiyeceği olarak öngörülmüştür.)
KHK’nin 7/1-d bendi “Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların tescil edilemeyeceği” hükmünü içerir.
Tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğine dair kuralın istisnası, KHK’nin 7. maddesinin son fıkrasında yer almaktadır. Buna göre, “marka tescil tarihinden önce kullanılmış ve tescile konu mallar veya hizmetlerle ilgili olarak bu kullanım sonucu ayırt edici bir nitelik kazanmış” ise (a), (c ), (d) bendi uyarınca tescil reddedilemez.
Bu tanım dikate alınıdığında hükümsüzlüğü istenen … ibaresinin ülkemizde cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak ya da ürünün özelliğini belirten bir adlandırma olduğundan bahsedilmeyecektir. Zira, … ibaresi doğrudan bir coğrafi kaynak göstermediği gibi her hangi bir ürünün bir özelliğini tanımlamamaktadır. Yine ticaret alanında herkes tarafından kullanılmakta olduğu, tarihi ve kültürel değeri bakımından halka mal olduğu, kamuyu İlgilendirmekte olduğu,bir kişi ya da kurumun inhisarına bırakılamayacağı,… markasının daha önceden zaten tescil edilmiş bir marka olduğu iddialarının da temelinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Zira … ibaresi Yunan dilinde öte, öteki anlamında kullanılmakta olup, Yunan dilindeki bir kelimenin nasıl Türk toplumunda tarihi ve kültürel bir yeri olduğu davacı yanca ispat edilmediği gibi, Osmanlı İmparatorluğu zamanında rum kökenli vatandaşların yoğun ticaret yaptığı bir yer olan Beyoğlu ilçesinin bir bölümünün … ibaresi ile anıldığı da bilinmektedir, bunun gibi yine … ilçesinde … ibaresi ile anılan bir bölgesinin de bulunduğu bilinmektedir. Ancak hiçbir zaman … ibaresi coğrafi kaynak olarak resmi kayıtlarda yer almamıştır. Markanın başkası adına kayıtlı olduğu iddiasının da gelen TPE kayıtları ve devir belgeleri kapsamları dikkate alınıdığında soyut bir iddia olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 5/c hüküm kapsamına giren ibarelerin marka olarak tek işletme adına tescil edilmesini engeller. Hüküm, bent kapsamına giren ibarelerin herkes tarafından serbestçe kullanılmasını sağlamakta ve bu yolla kamu yararına bir amaç gözetmektedir.
Davalının sunduğu deliller mahkememizce res’en incelenmiş, markanın kullanım sonucu ayırd edici nitelik kazandığı yönündeki davalı savunması da haklı görülmüştür. Zira davalın markasının ilk tescil aldığı tarih itibarıyla ticari hayatta bir takım kriterleri yerine getirdiği, vakıf olarak faaliyet gösteridiği, bu eylemlerin uzun bir zaman dilimine yayıldığı anlaşılmaktadır. Markanın tescil aldığı tarih ve davanın açıldığı tarih dahi dikkata alındığında davalı markasının bilinirliği, kullanım sonucu ayrt ediciliği de söz konusudur. Dolayısıyla davalıca sunulu delilere göre markanın tescil olduğu tarihler, markanın kullanım süresi, davanın açıldığı tarih dikkate alındığında markalar hakkındaki KHK hükümleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Yasası hükümleri, yerleşik içhihatlar, dikkate alındığında 556 sayılı KHK’nin 7/a-c , 6769 sayılı SMS 5-c kapsamında markanın hükümsüzlüğüne ilişkin şartların oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gereklidir.
Davaya konu … ibareli marka 2002/35771 no ile davalı adına 43. sınıf için ilk kez 2.4.2002 tarihinde tescil edilmiş 26.2.2004 tarihli resmi marka gazetesinde de ilan edilmiştir
Davacı ise davasını 01.03.2018 tarihinde yaklaşık 16 yıl sonra açmıştır.
Markanın tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 556 sayılı KHK’nin 42. maddesine göre hükümsüzlük davaları 5 yıllık süre içerisinde açılması gerekir.Oysa davacı 5 yıllık sürenin geçtikten sonra dava açmıştır.
Kaldı ki “…Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz..” ibaresi dahi dikkate alandığında … ibaresi otelcilik alanında davalı vakıf ile varlık kazandığından, herkesçe bilindiği üzere de …, 100 yıldan fazla bir süredir mevcudiyetini muhafaza etmekte olduğundan, tescilden 16 yıl sonra davacı tarafın ileri sürülmüş olduğu hükümsüzlük iddialarının hiçbirinin somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın esastan reddine karar verilirek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın reddine,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile tekrar alınmasına yer olmadığına,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/12/2018 11/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır