Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/360 E. 2018/77 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/360 Esas
KARAR NO : 2018/77

DAVA : Marka (Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, tazminat istemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi, davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu tespit edilen http://trendyolda.com alan adlı internet sitesinde, davacının tescilli markasının izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanılması, davacının ve markaların tanınmışlığından haksız bir şekilde fayda sağlanılması ve davacının itibarının zedeleniyor olması ile tüketicilerin aldatılması nedenleriyle, davacının, MARKA HAKLARINA TECAVÜZÜN ve davacı aleyhine yaratılan HAKSIZ REKABETİN TESPİTİNE, MEN VE REF’İNE ve masrafı davalıdan alınarak Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve hükmün kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA;Davalı … beyan dilekçesinde; üniversite öğrencisi olduğunu, … internet sitesin dahili davalılar adına aldığını ,siteyi diğer davalılarını istediği üzerine kurduğunu kendisinin sorumlu olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Dahili davalılar …, …, … vekili beyan dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, manevi tazminatın yasal şartlarının bulunmadığını, Müvekkillerin adına kayıtlı “…” adlı web sitesine ek olarak, … web sitesinin hazırlanması amacıyla davalı ile anlaşılmış olduklarını, Müvekkilinin ilk sahibi olduğu web sitesinden ayrı olarak yeni bir site kurmak istediğini,ancak dava konusu web sitesinin hiçbir suretle faal hale getirilmeksizin kapatılmış ve hiçbir e-ticarete konu edilmemiş olduğunu, davaya konu web sitesinden bir işlem yapılamadığı gibi hiçbir gelir de elde edilememiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konususu; Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle 10.000 -TL manevi tazminatın tahsiline yönelik olarak açılmıştır.
HMK.nın 226 maddesine göre mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Dava haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzün tespiti istemlerine ilişkin olduğundan hakimin hukuku bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunması nedeniyle bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş, … 1.FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında bilirkişi Tolgahan süngü’nün düzenlediği teknik rapor kapsamı marka hukuku ilkelerine göre mahkememizce değerlendirilmiştir.
Dosyada toplanan tüm deliller incelendiğinde; … internet sitesini kuran kişi isim tescil kayıtlarında … olarak gözükmektedir. … beyan dilekçesinde siteyi diğer davalıların talebi üzerine kurduğunu beyan ettiğinden diğer dahili davalılar davaya dahil edilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur. Davalı ile dahili davalıların birlikte hareket ettikleri sabit olduğundan eylemlerden tamamı sorumludur.
Değişik İş dosyasında İsim Tescil’e müzekkere yazılmış ve söz konusu müzekkereyle … internet sitesinin sahibinin … olduğu belirtilmiştir.
… 1.FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında bilirkişi …’nün düzenlediği raporda ihlal teşkil eden internet sitesine ait görüntüler bilirkişi raporunda renkli görselleri ile sunulduğu, davalaların savunmasının aksine ürün satışı yapıldığı ve davacı ile aynı alanda faaliyet gösterdiği ve davalıların eyleminin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet yarattığı anlaşılmıştır.
556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname nin 21.01.2009 tarihli ve 5833 sayılı Kanunla değişik 9/1-e maddesi ise, “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasını yasaklamaktadır.
556 sayılı KHK’nin 9/1-e maddesinde yer alan bu hüküm, 5833 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonucunda madde metnine girmiş bulunmaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere bu düzenleme markanın internet ortamında kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturması için ön köşul, “markayı internette kullanan kişinin, markayı içeren işareti kullanma konusunda meşru bir bağlantısı olmaması”dır. Bu ön koşul yerine gelmiş ise, markayı oluşturan işaretin aynısının ya da benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı olarak kullanılması yönlendirici kod olarak kullanılması veya yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimde kullanılması halleri marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmektedir.
Bu haller sırasıyla;
Markayı internette kullanan kişinin meşru bir bağlantısı olmaması
Kullanımının, ticari etki yaratacak biçimde olması,
Markayı oluşturan işaretin aynısının ya da benzerinin internet ortamında “Alan adı olarak” kullanılması
Marka ile internet sayfasının içeriğinin aynı veya benzer mal ve/veya hizmetleri içermesi Halleridir.
Tecavüzün varlığına hükmedebilmek için; davacı markalarıyla davalının tescilsiz kullandığı işaretin ve bunların emtia ve hizmetlerinin aynı veya benzer bulunması ve bunun iltibasa yol açması zorunludur.
Bir eylemin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabet sayılabilmesi için gerekli şartları 54. maddede yapılan tanımdan çıkartmak mümkündür. Buna göre haksız rekabet eyleminin varlığı için üç unsurun kümülatif olarak bulunması gerekmektedir: İktisadî rekabet, iyi niyet kurallarına aykırılık ve kötüye kullanım. Haksız rekabetin varlığı için ilk şart, iktisadi hayatta gerçeklesen bir rekabet ortamının varlığıdır. Haksız rekabetin varlığına ilişkin ikinci şart objektif iyi niyet (dürüstlük) kurallarına aykırı bir davranıştır ki, bu kriter, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır. 54. maddede açıkça “dürüstlük kuralları ve diğer şekillerdeki davranışlar” ifadesi kullanıldığından, aldatıcı hareketi iyiniyet kurallarına aykırı davranışların bir görünüm biçimi olarak nitelendirmek gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır. Nitekim TTK’ nun 55. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; ” Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek” iyiniyet kurallarına aykırı bir hareket tarzı olarak düzenlenmiştir.
Davacının … adlı e-ticaret sitesinin sahibi olduğu, internet üzerinden kıyafetten takıya ev eşyalarından ayakkabılara kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli ürünleri internet üzerinden kullanıcılarının beğenisine sunarak e ticaret yaptığı, “…” ibaresinin davacı adına , TPMK nezdinde bir çok emtia sınıfında tescilli olduğu, ayrıca davacının kendi adına tescilli … alan adına adında kullandığı who’s kayıtlarından anlaşılmıştır.
Davacının 03/09/14/18/20/21/24/25/26/27/28/35/41 sınıflarda, 18.10.2010 tarihli, … sayı ile tescilli … , 03/09/14/18/20/21/24/25/26/27/28/35/41 sınıflarda, 18.10.2010 tarihli, … sayı ile tescilli … markasının sahibi olduğu, … markasının Türk Patent ve Marka Kurumunun T/02568 no.lu kararı uyarınca tanınmış marka olarak korunduğu, davacının 35. sınıfta “…” markasının … tescil numarası ile , 35 ve 38. sınıfta “… alışverişin yeni yolu” markasının … tescil numarası , 25. sınıfta “…” markasının … nol ile, 35. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 35 ve 41. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 03/09/14/16/18/20/21/22/24/25/26/27/28/35/38/41. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 35. sınıfta “…” markasının … tescil numarası ile tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere e ticarie ile internet üzerinden faaliyet gösteren şirketler için bir markanın tanınmışığı ön plandadır. Özellikle, internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda tanınmış markanın itibarından ve tanımışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmesi tanımış markanın itibarına zarar vermektedir. Dolayısıyla davacının tanınmış markası ile davalı kendi faaliyetleri arasında hukuka aykırı bir bağ kurmak suretiyle haksız rekabette bulunmaktadır. Bu durum tüketiciler nezdinde iltibas yaratmakta, alan adı kullanımı suretiyle davalı eylemenin TTK md. 57/5 anlamında haksız rekabete neden olduğu, davacının marka hakkının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
Marka hakkı bakımından karıştırılma / iltibas /tecavüz markanın kendisinin ve/veya esaslı unsurunun üçüncü kişinin web sitesinde alan adı olarak kullanılması ile de ortaya çıkabilmektedir. “Markanın tescil edilmesiyle marka sahibi, bunu mal ve hizmetinin tanıtılmasında kullanmak konusunda mutlak ve tekelci bir hakka sahip olur. Marka sahibi, üçüncü kişilerin bu hakkı kullanmasını yasaklayabilir.” 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nin 9. maddesinde “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı” sayılmıştır. Bu çerçevede;“Bir işletmeye ait markanın aynısının üçüncü kişi tarafından internette alan adı olarak kullanılması, markanın reklamlarda kullanılması olarak değerlendirilebilecektir. Zira burada reklam kavramına yer verilmiş, ancak md. f. 2’deki reklamın vasıtaları (şekli, mahiyeti) konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle bir alan adı altındaki web sitesi aynı zamanda reklam yollarından birisini oluşturduğu için, alan adı yoluyla marka hakkına yönelik eylemler md. 9 f. 2 (d) bendi kapsamında değerlendirilecek, böylece markanın bir başkasınca kötü niyetli olarak alan adı olarak tescili önlenebilecektir.” Alan adı kullanımı nedeniyle web sayfasında iltibasın varlığı açısından aynı/benzer mal ve hizmetlere yer verilmesi yani web sayfası içeriğinin markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlere karşılık gelmesi gibi bir zorunluluk olmadığı belirtilmektedir.“Alman LG Dusseldorf Mahkemesi … “ karıştırılmaya uygun mal veya hizmet alan adı ile ulaşılan sitenin kendisi olup, onun içeriği değildir.” Mahkeme, bu sonuca varırken karşı karşıya bulunulan durumu, adları aynı olan iki ayrı derginin karıştırılmasına benzetmiştir. Nitekim, aynı ada sahip dergiler arasında karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde, onları içerikleri rol oynamaz.”. Somut olayda davacıya ait tescilli marka davalı …’in açtığı ve diğer davalıların kullandığı … web sayfasında tüketicileri yanıltacak şekilde kullanılmıştır. Davalıların bu eylemi tüketicileri yanıltmakta ve tüketiciler nezdinde karışıklığa da yol açmaktadır. Davalı şirketin bu eylemleri nedeniyle davacının tüketiciler nezdinde itibarı ve güvenilirliği zedelenmekte, markası sulandırılmakta ve davalının geçerli bir tescili bulunmadığından davalı eylemi gerek marka hakkını ihlal gerekse haksız rekabet teşkil etmektedir.
Bu durum ayrıca davacının markasının etkisini de zayıflatmakta ve bu da davacının markasına ve itibarına kaçınılmaz olarak zarar vermektedir. Haksız olarak davalının yarattığı bu benzerlik, tüketiciler ve internet kullanıcıları tarafından bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ve bu malları üreten işletmeler arasında farklı emtialarda tescilli olsalar dahi idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalarına da neden olacaktır. Zira davacının alan adı …, davalının alan adı ise … ibareli alan adıdır. Alan adına “da” ibaresi eklenmesi benzerliği artırmakta, tüketiciler nezdinde karıştırmanın kaçınılmaz olmasını sağlamaktadır.Davacının markasının esas unsuru yani … ibaresi aynen davalı web sitesinde kullanılmıştır. Davalının alan adı alındıktan sonra kullanılmadığı ve davanın zamanışımı geçtikten sonra açıldığına dair savunmalarının hukuki temelinin bulunmadığı , davanın süresi içinde açıldığı, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davalı sitesinin e ticaret alınında ticari etki yaratıcak şekilde kullanıldığı değişik iş dosyası kapsamından anlaşılmıştır.
Dosyada toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde; Davalıların herhangi bir tescili bulunmayan … ibaresini kendisi adına tescilli markalarmış gibi göstermeye çalışması, anılan ibareleri ile hem davacının tescilli “…” markası ile aralarında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunacak şekilde kullandığı … 1.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası, who’s kayıtları, marka tescil belgeleri kapsamından anlaşıldığından Zamanaşımı itirazının reddine,Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve meteselsilen tahsiline, Davalı … adına kayıtlı olup, diğer davalıların fiilen dava tarihi öncesinde kullandıkları … alan adı yönünden verilen erişim engellenmesine ve sitenin 3.şahıslara devrinin önlenmesi kapsamında verilen her iki tedbir kararın mahkeme hükmü kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde davacı yanca yatırılan teminatın davacıya iadesine, karar kesinleştiğinde davacı markası ile iltibas yaratan sitenin kalıcı olarak erişime kapatılmasına,Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan alınmasına karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN KABULÜNE
2-Zamanaşımı itirazının reddine,
Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-Marka hakkını ihlal nedeniyle 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve meteselsilen tahsiline,
4-Davalı … adına kayıtlı olup, diğer davalıların fiilen dava tarihi öncesinde kullandıkları … alan adı yönünden verilen erişim engellenmesine ve sitenin 3.şahıslara devrinin önlenmesi kapsamında verilen her iki tedbir kararın mahkeme hükmü kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde davacı yanca yatırılan teminatın davacıya iadesine, karar kesinleştiğinde davacı markası ile iltibas yaratan sitenin kalıcı olarak erişime kapatılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan alınmasına,
6-683,10 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 512,32 TL harcın davalılardan tahsiline,.
7-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 29,20 TL başvuru harcı 170,78 peşin harç 240 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 439,98 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzene karşı davalı …’in ve dahili davalılar …, … ,… vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 08/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır