Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/330 E. 2019/362 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/330 Esas
KARAR NO : 2019/362

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2008
KARAR TARİHİ : 01/10/2019

Taraflar arasında markanın hükümsüzlüğü davasının Kapatılan İstanbul …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas-… karar sayılı ilamı ile karara bağlandığı, ilamın temyiz edilmesi üzerine dava dosyası yüksek mahkeme denetimindeyken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve …sayılı kararı uyarınca İstanbul… ve… FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, … FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının … FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyasının temyiz incelenmesinin yapıldığı Yargıtay …HD’nin … esas- … karar ve 9.12.2015 tarihli bozma ilamı üzerine bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmiş olup, uyap tevzii bürosunca mahkememizin … esas numarasına kayıtlanarak ve bozma ilamına uyularak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; eşarp ve bayan giyimi dışında herhangi bir mal ve hizmet üretimi bulunmayan davalının”…” ibaresini, müvekkilinin “…” asıl unsurlu çok sayıda markasının tescilli olduğu 3 ve 25. sınıflarda tescil ettirmek istediğini, müvekkilince davalı başvurusuna karşı yapılan itirazların TPE tarafından kısmen reddedildiğini ve söz konusu ibarenin davalı adına tescil edildiğini, oysa “…” ibaresi üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, ayrıca müvekkili adına tescilli markaların tanınmış olduklarını, 556 sayılı KHK’nun 7/1-b,7/1-i ve 8/1-b maddelerinin davalı tesciline engel teşkil ettiğini, davalı adına hemen hemen tüm sınıflarda tescil gören marka ile davalı lehine haksız surette marka tekeli yaratıldığını ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın, müvekkilinin “…” ana unsurlu markaları ile aynı ve benzer sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “…” ibareli markayı on yılı aşkın süredir tescilsiz olarak kullandığını, dolayısıyla öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, davacının dayanak yaptığı markalardan yalnızca birinin 25. sınıftaki bir kısım mallar için tescilli bulunduğunu, davacı markalarının tanınmış olduğu iddiasının doğru olmadığını, ayrıca taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava, davalıya ait “ARMİNEİPEK” markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Kapatılan İstanbul 3.FSHHM’ce Yargıtay 11.HD’nin 1. bozma ilamına uyulması sonrasında verilen ilam içeriğine göre; davacının… ibareli markası temizlik, kozmetik, kişisel bakım sektöründe tanınmış niteliğe haiz ise de, zayıf nitelikli marka ibaresi olduğu, davacı yanca 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde belirtilen koşulların oluştuğuna ve davalı yanın markayı kullanmak suretiyle ayırt ediciliğine ya da itibarına zarar verdiği hususlarında kanaat getirici delil sunmaması nedeniyle tescilli diğer sınıflar yönünden hükümsüzlük talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli …sayılı … markasının 3. sınıf emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer taleplerin reddine karar verildiği, Kararı, taraf vekillerinin temyiz ettiği ve Yargıtay …HD’nin … esas-… karar ve 9.12.2015 tarihli bozma ilamı gerekçesine göre ” 1- Dava, davalıya ait … markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yeniden bilirkişi raporu alınmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dairemiz bozma ilamında, davacının çok sayıda … ana unsurlu markası bulunduğundan her marka için ayrı ayrı tanınmışlık incelemesinin yapılması, tanınmışlık koşullarını taşıyan markaların kapsadığı malların tespit edilerek davalıya ait dava konusu markanın tescil başvurusu itibariyle tanınmışlığın mevcut olup olmadığının ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde düzenlenen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiği ve ayrıca davacının … unsurlu markalarıyla ilgili tanınmışlığın tespitine ilişkin davalarda verilen kararların kesinleşip kesinleşmediğinin resen araştırılması gerektiği hususlarına işaret edilmiştir. Mahkemece, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda da önceki raporda olduğu gibi soyut gerekçelerle ve davacıya ait… unsurlu markaların hangisine yönelik olduğu belirtilmeksizin, genel olarak, … markasının tanınmış marka olduğu ifade edildikten sonra 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi anlamında değerlendirme yapılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre; bozma gereğinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekirken, bozmaya uygun inceleme ve tartışma içermeyen, eksik değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi”.şeklinde bozma gerekçesi üzerine mahkememimizin … esas numarasına kayıtlanan davada bozma ilamına uyularak bozma sonrasında bilirkişi raporu alınmıştır.
Bozma sonrasında alınan 25.8.2017 tarihli ek raporda bilirkişiler …ve … ve… bilirkişi raporunda; kök rapordaki görüşlerini muhafaza ettiklerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi … tarafından sunulan “Ayrık Ek Bilirkişi Görüş” raporunda ise özetle; Kök raporun onuncu sayfasında da açıkça belirtildiği üzere davacı tarafa ait …ibaresinin tanınmış marka vasfında olduğunu, davacıya ait “…” ifadesi ile birlikte başka kelimelerden/şekillerden oluşan diğer tüm markalar da yalnızca 3. sınıftaki kozmetik/temizlik emtialarında “seri marka” vasfında olduğunu,bu alandaki tanınmışlığın sadece yüksek bilinirlik düzeyi ile “…” kelimesinde olup; … kelimesi ile birlikte başka unsurları içerir diğer seri markaların anılan ek unsurları kendi başlarına tanınmışlık korumasından yararlanamayacağını, Dolayısıyla tescil numaraları itibarıyla anılan seri markaların sadece “…” kelimesinin tanınmış olup, bütünüyle tüm unsurları ile birlikte tanınmışlığın söz konusu olmadığını, Davacı tarafa ait “…” esas unsurlu markaların;
… sayılı 03, 05 ve 21. sınıflarda tescilli “…”,
… sayılı 03 ve 21. sınıflarda tescilli “…”,
…sayılı 03,05 ve28.sınıflarda tescilli “…”,
… sayılı 10,21 ve25.sınıflarda tescilli “…”,
… sayılı 03 ve 21. sınıflarda tescilli “…”,
…sayılı 03,05 ve 21. sınıflarda tescilli “…”,
…sayılı 03. sınıfta tescilli “…”,
… sayılı 03 ve 05. sınıflarda tescilli “…”,
…sayılı 03,05 ve21.sınıflarda tescilli “…”,
… sayılı 03.05 ve16.sınıflarda tescilli “…” olduğunu,
Kök raporun 9. sayfasında da belirtildiği üzere; davacı tarafa ait markalar “…” ibaresinden oluşan ya da “…” asli unsurunu taşıyan seri marka nitelğinde bulunduğunu, Bu nedenle değerlendirmede davacıya ait tüm “…” asli unsurlu markaların esas alındığını, Mahkemeninde 09.12.2015 tarihli bozma kararında; davacı tarafa ait tüm “…” asli unsurlu markaların tanınmışlık değerlendirmesinin yapılması gerektiğini bildirdiğini, Tanınmış markanın, bir kişi ya da teşebbüse sıkı şekilde bağlı; garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren; müşteri ve diğer sübjektif ilgi ve ilişkiler ayrımı yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks hâlinde ortaya çıkan bir yüksek çağrışım olduğunu, haber küpürleri, reklam ve satış faaliyetlerini gösterir deliller, araştırma raporları ve satış ciroları başta olmak üzere dosyada yer alan bilgi ve belgelerin ‘‘…” markalı ürünlerin kozmetik/temizlik emtialarında uzun dönemde yaygın olarak kullanıldığınnın ve bilindiğinin görüldüğünü, ayrıca davacının…tarafından …Kozmetik’in satın alınmasına ilişkin haberde dahi bir bütün olarak “… Aldı” başlığının bulunmasının, yalnızca “…” ibaresine yer verilmesi açısından dikkat çekici olduğunu, kök raporun 10. sayfasında da açıkça belirtildiği üzere davacı tarafa ait “… ” ibaresinin “tanınmış marka” vasfında olup, davacıya ait “…” ifadesi ile birlikte başka kelimelerden/şekillerden oluşan diğer tüm markalar da yalnızca 3. sınıftaki kozmetik/temizlik emtialarında “seri marka” vasfında olduğunu, bu alandaki tanınmıştık sadece yüksek bilinirlik düzeyi ile “…” kelimesinde olup; … kelimesi ile birlikte başka unsurları içerir diğer seri markaların anılan ek unsurlarının kendi başlarına tanınmışlık korumasından yararlanamayacağını, Dolayısıyla tescil numaraları itibarıyla anılan seri markaların sadece “…” kelimesinin tanınmış nitelikte olduğunu, bütünüyle tüm unsurları ile birlikte tanınmışlığın söz konusu olmadığını, ek raporda yer alan tanınmışlığa ilişkin sonuçların kök rapordaki tanınmışlık değerlendirmeleri ile tutarlı olduğunu, MarkKHK m. 8/4 kapsamındaki kök rapor değerlendirmesinin ek rapor için de geçerli olduğunu beyan etmiştir.
Alınan son heyet raporunda bilirkişiler …, … ve … 24.12.2018 tarihli raporlarında; Davacı adına T/02903 dosya numarasıyla başvurusu yapılan tanınmış marka müracaatının kurum tarafından reddedildiğini,Davacı adına tescilli… dosya numaralı “…” ibareli markanın (Kolonya, saç spreyi, oda spreyi, deodorant, el ve cilt losyonu, şampuan, saç kremi, traş losyonu, mizampli losyonu, mizampti jölesi, allık, fondöten, perma ilave makyaj temizleyicisi, yüz losyonu ve sütleri, cilt botum müstahzarlan, tırnak cilası, ruj, maskara ve yedeği, saç façası, saç boyası, kepek gidericileri, güneş yağı ve sütü, kıl dökücü emtialarında ayırt edici gücü yüksek tanınmış marka vasfında bulunduğunu,davacıya ait diğer markalarla ilgili tanınmışlık şerhi bulunmadığını, heyette de tanınmışlık açısından herhangi bir kanaat oluşmadığını, davalı tarafa ait ve dava dışı …ANONİM ŞİRKETİ firmasıyla birleşme yapılan davaya konu …dosya numaralı “armineipek” markasının 03. Sınıf “Deterjanlar ( sanayi ve tıbbi amaçlı olanlar hariç), çivit, araf) sabunu, yumuşatıcılar, granül sabun, sabunlar: Tıbbi amaçlı ve koku giderici olanlar da dahil kişisel kullanım için sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, terlemeye karşı sabunlar.. ” emtialarında, davacı markasıyla iltibas yarattığını, Hükümsüzlük/Kısmi Hükümsüzlük konusundaki hukuki takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bozma öncesinde alınan rapor içerikleri, bozma sonrasında alınan raporlar, tanınmışlık ile ilgili Yüksek mahkeme ilamları, sunulan deliller, birlikte incelendiğinde;
Bozma öncesinde dosyaya gelen Türk Patent ve Marka Kurumu’nca gönderilen marka tescil belgelerine göre;…ibareli …sayılı markanın 3,25,35. Sınıflarda 12/04/2006 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı şirket adına tescil edildiği, … sayılı… bebe ibareli markanın 3,5,28.sınıflarda 11/08/2004 tarihinden itibaren, 2004/33820 sayılı … ibareli markanın 10,21,25.sınıflarda,14/10/2004 tarihinden itibaren,…sayılı … ibareli markanın 3,5,21.sınıflarda 25/08/2004 tarihinden itibaren,… sayılı …ibareli markanın 3,5,21.sınıflarda 11/06/2004 tarihinden itibaren, …sayılı …+şekil ibareli markanın 3.ve 5.sınıflarda 16/09/2003 tarihinden itibaren,… sayılı … ibareli markanın 3.sınıfta 16/09/996 tarihinden itibaren, … sayılı …ibareli markanın 3,21.sınıflarda 14/09/993 tarihinden itibaren,… sayılı İpek ibareli markanın 3.ve 21.sınıflarda 14/09/993 tarihinden itibaren, …sayılı … ibareli markanın 3,5,21.sınıflarda 13/10/993 tarihinden itibaren 10 ar yıl müddetle davacı adına tescil edildiği, … sayılı …+logo ibareli 3,5,16. sınıflarda marka başvurusunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’ nun 7/1-I bendinde belirtilen Paris sözleşmesinin 1. Mükerrer 6. Maddesine göre tanınmış marka sayılabilme koşulları ile … kriterleri ve Trips hükümleri ile Yüksek Mahkeme ilamları ile bilirkişilerin tüm raporları keza davacının tanınmışık ile ilgili sunduğu ilamlar uyap sisteminden de mahkememezce res’en incelenmiş keza esasen tüm bilirkişilerin raporlarında 1990’lı yıllardan bu yana davalının…asli unsurunu taşıyan markalarının özellikle 03. sınıf yönünden yani temizlik ürünleri sektöründe tanınmışlık kazandığı, sektöründe bu sınıf yönünden tanınmış olduğu, … kelimesinin 3.sınıf emtilar yönünden markalar arasında iltabasa yol açabileceği gibi aynı işletmeden geldiği yönünde tüketicinin aldanma ihtimalinin bulunduğu dolayısıyla 3.sınıf yönünden kısmı hükümsüzlük şartlarının oluştuğu yönünde hiçbir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla davalının markasının 3. Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden davacı markası ile iltibasa neden olacağı subut bulduğundan kısmı olarak hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Somut olayda tartışılması gereken davacının markasının, 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesindeki genişletilmiş korumadan yararlanmasını gerektirecek ölçüde tanınmış marka olup olmadığı ve davalının tescilinin kapsadığı mal ve hizmet sınıflarından hangilerinin, davacının 1993 tarihli marka tescilinin kapsadığı sınıflarla aynı ya da benzer olduğu hususlarıdır.
556 sayılı KHK’nın 7/1-i maddesi ile TRIPS sözleşmesinin 16/2 maddesi anlamında tanınmışlığın belirlenmesinde Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından belirlenen ve Yargıtay tarafından da kabul edilen bir takım kriterlerden yararlanılmalıdır. Bunlar markanın toplumun ilgili kesimindeki tanınma derecesi, markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve kullanım derecesi, markanın tanınmışlığını ya da kullanım derecesini yansıtacak derecedeki tescillerin ya da tescil başvurularının kapsadığı Coğrafi Alan, markanın yetkili makamlar tarafından tanınmış marka olarak kabulüne dair başarılı uygulama örnekleri ve markaya atfedilen değer kriteridir.
Somut olayın özelliklerine göre bu kriterlerden bir ya da birkaçı tanınmışlığı tespiti için yeterli olabileceği gibi hiçbirisi de yeterli olmayabilir. .Örneğin; bir markanın yurtdışında çok sayıda ülkede tescilli olması ya da OHIM nezdinde topluluk markası tescili elde etmiş olması bu tescillerin tarihlerine, sayılarına ve orjin ülkedeki tescil tarihi ile mağaza sayısı, satış rakamları gibi kriterlerle birlikte bu markanın tanınmış marka olarak kabulü için yeterli olabileceği gibi somut davanın özelliklerinin göre yeterli olarak kabul edilmemesi de olasıdır.
Ya da bir marka dünyanın başka hiçbir ülkesinde tescilli olmayıp sadece Türkiye’de tescilli olsa ve bu tescil yeni olsa bile çok kısa süre için de yoğun medya ,ssoyal medya , kitle iletişim araçları, gazete reklamları sayesinde yüksek tanınmışlık oranına erişebilir ve dolayısıyla tanınmış marka olarak kabul edilebilir. Dolayısıyla tanınmışlığın tespitinde WIPO kriterleri,somut olayın özellikleri, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ışığında tanınmışlık keza koruma kapsamı belirlenmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi anlamında tanınmış markayı, “belirli bir kesim veya ilgili çevrede tanınmışlık” olarak algılamakta ve bu kavramı “bir sahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite,reklam, yaygın bir sistemine sahip müşteri, akraba,dost, düşman ayrımı yapılmadan coğrafi sınır,kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım” biçiminde tanımlanmaktadır.
556 sayılı KHK’ nın 7/1 (ı) maddesinde Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesine göre tanınmış markalar tescil için mutlak red nedeni olarak gösterilmiş ve böyle bir tescilin hükümsüzlüğünün talep edilebileceği ise 42. maddede hükme bağlanmıştır.
Davacının …ibareli markasının, …, …, …, vb. Ibareler içeren markalarla genellikle temizlik ürünleri ve kozmetik ile ilgili olan 3. Sınıftaki mal ve hizmetlerde ilk kez 1993 yılında tescil ettirmek suretiyle kullandığı ve İpek esas unsurlu ibarenin bu mal ve hizmetler yönünden gerek fiilen kullanan sıfatıyla, gerekse tescilli hak sahibi olduğu ve yine bu ibareli markaları tespit edilen bu ürünlerde Türkiye’ de sektöründe maruf ve tanınmış marka düzeyine ulaştırıldığı da sektörel incelemeler ve davacı yancı sunulan deliller ile de anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nun 7/1-ı maddesinde tanınmış markadan bahsedildiği gibi, 8/4 maddesinde de, markanın, tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mal veya hizmetlerde kullanılabileceği, ancak tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi ile haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın ayırtedici karakterini zedeleyici sonuçlar doğuracabileceği durumda, tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine farklı mal ve hizmetlerde kullanılacak olsa bile sonraki markanın tescil başvurusunun reddedilebileceği belirtilmektedir. Bozma ilamında da bu hususun yeterince bilirkişi heyetince açıklığa kavuşturulmadığı yönünde bir bozma gerekçesi mevcuttur.
Davacının tescilli bir çok markasındaki ibaredeki esaslı unsur niteliğindeki kelime ipek ibaresi olup, her ne kadar davalı adına tescilli olan markaların birçoğunda …ibaresi var ve sadece…ibaresi taşıyan marka 3,14,18,35,43. Sınıflarda 30/04/2004 tarihinden itibaren tescilli ve ayrıca davaya konu hükümsüzlüğü istenen …markası da davalı adına tescilli ise de, davacı adına 3. Sınıf emtialar yönünden tescilli olan özellikle…Bebe ve sadece… ibareli markaların ortak 3. sınıftaki ürünlerin tüketicisi olan halk nezdinde … ibareli marka ürünleri ile …ibareli marka ve…Bebe ibareli marka ürünleri arasında bağlantı olduğunun düşünülebileceği ve dolayısıyla bu sınıftaki mal ve hizmetlerle ilgili karıştırma ihtimalinin yüksek olduğu, 3.sınıf ürünler yönünden davalı markasındaki … ibaresinin sanki davacı markasının başka bir seri markası ve uzantısı gibi yeni bir ürünü gibi algılanacak oluşu gözetildiğinde 3. Sınıftaki mal ve hizmetlerle ilgili olarak davalının tescilinin hükümsüz kılınması gerektiği, davalının markalarının ağırlıklı olarak tekstil ürünleri için tescilli ve kullanılır olduğu, davaya konu markanın 25. ve 35. sınıf emtialar yönünden ise davacı markası ile iltibas yaratmadığı anlaşılmıştır.
Zira Somut olayda, davacının markasının tescilli olduğu süre, tescilinyer aldığı coğrafi alan, reklam ve tanıtımlar, ciro, markanın kalite sembolü olup olmaması, marka değeri, yurt dışı tescil durumu, davalının…markasını kullanma biçimi ve kullanma amacı,tanınmışlığın 3.sınıf ile sınırlı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının markasının , 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesi anlamında sıkı /güçlendirilmiş korumayı hak etmediği, sulandırma ve haksız yararlanmanın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller bir bütün olarak incelendiğinde; 556 sayılı KHK’nın 8/4. fıkrasının ikinci cümlesinde hüküm altına alınan koşulların gerçekleşmediği, yani davalı tarafın 35. Sınıf açısından bu yolla bir menfaat temin ettiği, davacının markasının itibarına zarar verdiği veya markanın ayırt ediciliğine zarar verildiği hususlarından hiç birinin sabit olmaması sebebiyle 25 ve 35. Sınıflar açısından hükümsüzlük isteminin reddi gerekmiştir. Zira davacının…ibareli markasının 3.sınıf açısından tanınmışlığının davacıya genişletilmiş koruma sağlamayacağı, dolayısıyla 3.sınıf dışında hükümsüzlüğünün söz konusu olmayacağı anlaşıldığından davanın kismen kabülüne, , davalı adına tescilli …sayılı …markasının 3. sınıf emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davaya konu markanın 25. ve 35. sınıf emtialar yönünden hükümsüzlük talebinin reddine, karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşğgıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli… sayılı “…” ibareli markanın 03. sınıf emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar kesinleştiğinde Türk Patent ve marka kurumuna sicilden terkin işlemi için gönderilmesine, diğer taleplerin reddine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 30,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Kabul edilen talepler yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen talepler yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 14 TL başvuru harcı 14 TL peşin harç 501 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.450 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.979 TL yargılama giderinin taktiren 1/2 inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 1.500 TL bilirkişi ücreti 80 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.230 TL’nin taktiren 1/2 inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır