Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/298 E. 2019/283 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/298 Esas
KARAR NO : 2019/283

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Maddi/Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Maddi/Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” markasının ve logosunun davalı yanca birebir kullanıldığını, marka haklarını ihlal ettiğini ve tecavüzde bulunduğu iddiası ile, 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve verilecek kararın ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 2.3.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini toplamda 44.333.26 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalı cevap dilekçesinde, kullanmakta oldukları “…” markasının TPE nezdinde … no ile tescilli olduğunu, marka sahibinin … olduğunu ve markayı sahibinden lisans sözleşmesi ile tüm haklarını …’e devrettiğini, markanın kullanım hakkını 28/09/2014 tarihinde 30.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldıklarını, marka ve logolarının hukuka uygun olduğunu, davanın … ve …’ a yöneltilmesi gerektiğini, davacı tarafın tescilli logosunu kullanmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacı yanın tescilli … sayılı …+şekil ibareli markasına davalı yanın “…” ibaresi ve davacının marka şekline benzer şekli logo olarak kullanmak suretiyle markaya tecavüzde bulunduğu iddiasıyla tecavüzün önlenmesi ve HMK 107. maddesi kapsamında 556 sayılı KHK nın 66/c maddesi gereğince şimdilik 1.000,00 TL maddi (Davacı vekili 2.3.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini toplamda 44.333.26 TL olarak talep etmiştir) ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsili taleplidir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
… tescil no.lu “… ” şekil markasının 43. sınıf için 2.12.2013 tarihli marka devir sözleşmesi ile … tarafından davacı …’a devir edildiği anlaşılmıştır.
Savunmalarda geçen … nolu … markasının ise dava dışı … ltd şti adına 37,43.sınıf için tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca toplanması talep edilen deliller celp edilmiş, İTO’dan emsal lisansa ilişkin görüş sorulmuş, davacının verdiği emsal lisans, taraflara ait ciro kayıtları bağlı oldukları vergi dariresinden celp edilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve …’ın 11.12.2017 tarihli raporlarında; … tescil no.lu “… ” şekil ibareli markanın 43. sınıfta (yiyecek ve içecek hizmetleri) davacı adına tescil edilmiş olduğunu, Davacı adına tescilli marka ile davalının yiyecek ve içecek hizmetlerince kullandığı markanın esas unsurlarının benzer olduğunu,markalar bir değerlendirildiğinde ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimallerinin bulunduğunu, davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz yönünde kanaat oluşması durumunda, tazminata hükmedilebilmesi için gerekli şartın gerçekleştiğini, davacı tarafın ibraz edilmiş olan emsal lisans sözleşmelerine göre, 34,333,26 TL + KDV hesap edildiği ve 10.000,00 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun görüldüğünü, dosyaya ibraz edilen yurt içi satış cirosu üzerinden söktör uygulamalarına göre 4.062.50 TL LİSANS BEDİLİ İLE 10.000 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun bulunduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişiler ek raporlarında ise; Davacının … numaralı markasına ait dosya muhteviyatının tetkikinde; Davalı … Şti. ile dava dışı … İşletmeciliği Ltd. Şti, arasında imzalanmış olan tarihsiz Marka Kullanım Sözleşmesinin, TPE nezdinde tescil edildiğine ilişkin belge bulunmadığı, dayalı tarafından da dosyaya ibraz edilmediği, dolayısıyla TPE nezdinde tescil edilmemiş olduğu anlaşıldığından, davalının iş yerlerinde kullanmakta oldukları marka ve logoların hukuka aykırı bir durumunun söz konusu olmadığına, davacı tarafin davada husumetini marka sahibi olan … ve lisans sahibi olan … yöneltmesi gerektiğine dair iddiasının Mahkemenin takdirinde olduğunu, Ticaret Odası’nın yazılı cevabı dikkate alınacak olursa; davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 17.410,71 TL-olacağı, ancak heyette yer alan sektör bilirkişisi tarafından maddi tazminat bedeli olarak, kök raporda davacının sunduğu emsal, lisans sözleşmelerine göre hesap edilmiş olan 34,333,26 TL’nin uygun olduğunun değerlendirildiğini, Davalının 2014 yılında maddi tazminata esas olacak cirosunun kayda değer olmadığını, dolayısıyla kök raporda hesap edilen maddi tazminat miktarında değişikliği gerektiren bir durum bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
… 4.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde davacı tarafından … işletmeciliği aleyhine delil tespiti talep edildiği ve düzenlenen rapor kapsamına göre davacı markası ile davalı kullanımındaki … şekil ibareli markanın karıştırma ihtimali bulunduğu, aynı sektörde hizmet vermeleri nedeniyle tüketicinin karıştıma ihtimalinin bulunduğu hususu tespit edilmiştir.
Davalı her ne kadar savunmalarnıda … markasının … numaralı marka olarak tescilli olup markanın hak sahibinin de … olduğunu, davalının ise Marka sahibi tarafından lisans sözleşmesi ile tüm hakları devredilmiş olan … den bu markanın kullanım hakkını 28.09.2014 tarihinde 30.000,00 TL bedel ödeyerek satın aldıklarını ileri sürmüş, ancak değişik iş dosyası kapsamında alınan ürünün tanıtımına ait materyalde davalı … firmasının adresi olan … adresi diğer 4 işletme ile birlikte … markası adı altında faaliyet gösteren markalar olarak belirtildiğinden davalı yanca ileri sürülen husumet itirazının yerinde olmadığı davacının marka hakkı kapsamında markayı kullananlara karşı dava açabileceği anlaşıldığından ileri sürülen husumet itirazının yerinde olmadığı, davacının da aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Markanın sahibine hukuki olarak kullanım hakkı vermesi ancak marka tescil belgesine uygun kullanım bulunduğu sürece geçerlidir. Değişik iş dosyasında sunulan ürün görselleri incelendiğinde davacının tescilli marka ve logosuna yakınlaşmak suretiyle bir kullanım bulunduğundan bu hususun dahi başlı başına marka ihlali yarattığı anlaşılmıştır Zira işyerinde ve markanın kullanıldığı lisans verilen yerlere ilişkin broşür ve tanıtım evraklarında … ibaresinin kırmızı bir yazı ile el yazısı stilinde beyaz bir zemin üzerinde yazıldığı ve daire şeklinde yine kırmızı ve beyaz logolar ile yuvarlak bir zeminin ortasında … ibaresinin yer aldığı, oysa TPE nezdinde tescilli markanın sarı ve kırmızı renklerle ve büyük harflerle … yazısı üzerinde ahçı şapkası içinde yaprak ve altında … ibarelerinin bulunduğu bir şekil logosu olarak tescil edildiği, dolayısıyla davacının tescilli markası olan … nolu şekil markasınında … ibaresinin kırmızı zemin içinde siyah harflerle yazıldığı ve kırmızı beyaz siyah renklerle yuvarlak daire üzedinde bu yazının bulunduğu …ibareleri ile döner ibarelerinin ise markada tali unsurlar olarak yer aldığı, dolayısıyla davalının markayı tescilli olduğu hali ile kullanmayarak davacının markasına yakınlaşmak suretiyle kullandığı bu durumun tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olduğu hususu incelenen değişik iş dosyasındaki tanıtım vasıtaları, markanın kullanıldığı dış mekan görüntüsü ve materyallere ilişkin görseller ve değişik iş dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Markalar hakkındaki KHK nın 61 md ve KHK nin 9 md. ne yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzün engelleme hakkı bulunmaktadır.
A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması,
B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması,
C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeliyebilcek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajn piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edilceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır.
KHK nin 9/1 – b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için 3 şartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markasını kapsadığını mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtilamalinin bulunması gerekmektedir.
Şekil markaları her türlü çizimleri, resimleri, simgeleri amblemleri, somut çizgi veya renkler ile anlatımları, sözcük, resim, grafik veya renk karışımı ve bileşimi, düzenlemeleri ve kompozisyonları ifade eder.
Görsel benzerlik: karşılaştırmaya konu markalar arasında göze hitap eden bir benzerlik varsa bu benzerlik, “görsel benzertik’tir. Bu benzerlik markaları oluşturan harflerin, sözcüklerin veya resim, logo, grafik veya benzeri şekil unsurlarının aynı ya da büyük ölçüde benzer olması biçiminde de ortaya çıkabilir. Karıştırma ihtimalinin tespitinde en çok kullanılan ve sonuca etkisi olan benzerlik de tüketici zihninde yer eden görsel benzerliktir.
Somut olaya ürünün hitap ettiği tüketici kitlesi döner gıdasından faydalanmak isteyen her yaş grubundan tüketicidir. Dolayısıyla davalı yanca kullanılan ambalaj, tanıtım unsurları yani markanın ticari takdim şekli ile davacının ürününü takdim şekli olan tescilli şekil markasının görsel açıdan çok benzer olduğu üzerinde kullanıldıkları ürünlerin aynı tüketicilere hitap eden 43. sınıfa ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yani davalının lisans ile kullandığını iddia ettiği markanın ticari takdim şekli TPE nezdinde tescilli olan şekli ile bir kullanım olmayıp karıştırma ihtimaline yol açacak şekilde benzerdir ve renk kullanımları ile görsel unsurların yerleşimi, kompozisyonu bakımından davacının ürünleri ile yaratılan iltibas sonucunda davalının eyleminin marka hakkını ihlal teşkil ettiğinden marka hakkına tecavüz oluşturduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı tarafın şekil markasına benzer şekilde davalı tarafın kendi markasının yanında kullanımda bulunduğu, söz konusu bu kullanımın şekil markası dikkate alındığında aynı işletmeye ait benzer nitelikte iltibas yaratan markasal bir kullanım olduğu, davalı tarafın kullanımında davacı şekil markasından ayırt edicilik sağlayacak ve benzerlikten kaçınacak ögelere yer verilmediği, aksine bu iltibası düşündürecek renklerin bir arada kullanımı, … ibaresinin ürün tanıtımlarında yerleştirilme yeri ve kulanımını nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz olduğu, bunun yanında başkasına ait işaretin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespiti ve men’ine karar verilmesi gerektiğinden davacının talep ettiği maddi tazminat isteminin aydınlatılması için deliller toplanmış, mali yönden bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Davacı maddi tazminat istemini lisans seçeneğine göre talep etmiştir.
Bilindiği gibi marka hukukundaki tazminat davalarında davacının uğradığı zarar/karşı tarafın elde ettiği kazanç, yada sunulan emsal lisans sözleşmeleri kapsamına göre davacının talep edilebileleceği emsal lisans yapılan yargılamada tam olarak tespit edimemiyorsa mahkeme tarafından dosyaya sunulu deliller kapsamına göre borçlar kanunu hükümlerine göre de mahkemece res’en değerlendirme yapabilmektedir.
Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1.derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir. Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada sattığı ürün sayısından hareket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirlenmektedir.. Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan bu miktar tazminat hakkaniyete lisans bedeli olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın belirlenmesinde döner sektörünün genelindeki parametreler, davacının markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, yani davacının cirosu, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı (lisansı) tespit edecektir. Bilirkişiler davalının cirosundan hareket ile dosyaya ibraz edilen yurt içi satış cirosu üzerinden sektör uygulamalarına göre 4.062.50 TL LİSANS BEDELİ İLE 10.000 TL giriş bedeli ödenmesinin uygun bulunduğunu bildirdikleri Bu bedelin ise 14.062.50 TL ye tekabül ettiği anlaşılmıştır. Bu bedel ise mahkememizce somut olay yönünden hakkaniyete uygun bir lisans bedeli olarak belirlenmiştir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Davacı markasının belirli bir marka değerinin bulunması, tescilli olduğu sınıfın 43. sınıf olması, davalınında aynı alanda faaliyet göstermesi, uygulamada ticaret odasından sorulan emsal lisans oranlarında cironun %15 i oranında sabit görüş bildirdikleri ancak tarafların incelenen mali kayıt ve belgelerine göre ticari kapasitesi dikkate alındığında somut olayda ancak BK hükümlerine göre emsal bir lisansın belirlenebileceği gözetilerek bilirkişilerce kök raporda belirlenen 4.062.50 TL LİSANS BEDELİ İLE 10.000 TL giriş bedeli toplamda 14.062.50 TL lisans bedeli olarak maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karra verilmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğundan ilan talepleri de yerinde görülmüştür.
Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle 14.062.50 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile talep edilen fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Manevi tazminat isteminin kabulü ile 5.000 -TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5-1.302,14 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 458,68 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
6-Markaya tecavüzün tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.687,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.632 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebinin kabulü yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 102,47 TL peşin harç, 741,00 TL ıslah harcı, 27,70 TL başvuru harcı, 3.150 TL bilirkişi ücreti ve 226,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 4.247,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 120 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı. 13/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır