Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/297 E. 2021/304 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/297
KARAR NO : 2021/304

DAVA : 556 KHK – MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat İile Hükümsüzlük davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … numara ile 43. Sınıfta tescilli “…” markasının sahibi olduğunu, davalının “… “ … ”, “… ” ibareli markalar için tescil başvurusunda bulunduğunu, davalının markasının müvekkilin markası ile karıştırma ihtimali bulunduğundan TPE’ne itirazda bulunduklarını ve davalının 43. Sınıf olan yiyecek içecek sağlanması sınıfında marka başvurularının reddedildiğini, davalının iptale rağmen birçok adreste cafe açtığını ve bayilik vererek markalarını hukuka aykırı olarak kullandığını, tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu, müvekkilinin yasal olarak sahibi olduğu markaya ilişkin birçok lisans sözleşmesi düzenlemiş olduğunu, davalının eylemlerinden dolayı müvekkilinin ticari itibarının zedelenmiş olup maddi olarak kayba uğradığını bu nedenle davalının müvekkilinin markasına tecavüzünün önlenmesini, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtaları ile ürünlerin toplatılması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, verilecek kararın ilanını, şimdilik 10.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının … markasını hangi mal ve ürünleri üzerinde kullandığını ispatlayamadığını, müvekkilinin “…” markasının stand tasarımını yaptığını ve TPE tarafından tasarımlarının tescil edildiğini, davacının tekstil alanında çalıştığını ve … markasını kullanmadığını, davacının tescil ettirdiği markanın tuzak bir marka olduğunu, davacının TPE nezdindeki tescillerine bakıldığında 36 adet marka başvurusunun bulunduğunu ve iştigal alanından farklı faaliyet kullanımlarına yönelik mal ve hizmetleri tescil ettirdiğinin görüldüğünü, müvekkili adına tescil başvurusunda bulundukları “…” markalarının 30, 32, 35. Sınıflarda tescil edildiğini, 43. Sınıf açısından reddedildiğini, bu kararın iptali için açtıkları … 2. FSHHM ‘nin …Esas sayılı davanın derdest olduğunu, müvekkilinin markası ile davacının markasının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin marka kullanımının tescile dayalı olduğunu, 30. Sınıfta tescil edilen markasını kullandığını, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat istemiyle açılan dava … 3.FSHHM’nin … Esas numarasına tevzii edilmiş, yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSHH Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası Mahkememizin 2017/297 Esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/97 ESAS SAYILI DAVASINDA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı adına … numara ile tescilli “…” markasının 43. Sınıf yönünden kullanmama ve mutlak red sebeplerine dayalı olarak hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 1.FSHHM’nin …Esas ( mahkeme devri nedeni ile … Esas ) dosyası ile açılmış olan davanın halen derdest olduğunu, … 2.FSHHM’nin… E. … K. sayılı davası ile de müvekkili lehine hüküm tesis edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA ESNASINDA DAVACI … TARAFINDAN… TESCİL NUMARALI MARKA, …’NA DEVREDİLMİŞ BU NEDENLE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI …’IN UYAP KAYDI SİLİNEREK DAVACI OLARAK … EKLENMİŞTİR.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nun 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
06/11/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle:… tescil no.lu “…” markasının 43.sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri” İçin davacı adına tescil edilmiş olduğu, davalının adına tescilli olduğunu belirttiği … tescil no.lu “… + şekil” markası 30,32,35.sınıfta dava dışı … adına tescilli olduğu, TPMK YİDK Dairesi nin … sayılı kararı ile marka başvurusunun 43.sınıf hizmetler yönünden reddedilmiş olduğunu, red kararının iptali talebiyle … 2 FSHHM nin …E no.lu dosyası ile iptal davası açıldığını, Mahkemenin 08/06/2016 tarih ve 2016/186 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, davacı adına tescilli marka ile davalının yiyecek ve içecek hizmetlerinde kullandığı … markanın esas unsurlarının benzer olduğunu, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortalama tüketici markalara maruz kaldığında karıştırılma ihtimallerinin bulunduğu, Mahkemece davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği yönünde kanaat oluşması durumunda, tazminata hükmedilebilmesi için aranan kusur şartının gerçekleştiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını dosyaya sunmadığı görüldüğünden, 556 sayılı KHK’nın 66/b maddesi; “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre, ” maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde delil olarak sunmuş olduğu lisans sözleşmeleri emsal olarak dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamada, davalı şirketin işe başlama tarihi olan 09.01.2015 tarihinden 18.11.2015 dava tarihine kadar 313 günlük süre için, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat bedelinin 3.173,00 TL olarak hesap edildiği, manevi tazminat bedelini takdirin mahkemeye ait olduğunu kanaatine varıldığı bildirmiştir.
26/06/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: “…” şeklindeki davalı markasal kullanımının “…” mal ve hizmetlerinde yer aldığı, “…” mal ve hizmetlerinde “…” ibareli davacı markasının tanımlayıcı olduğu ve zayıf marka olduğu, “…” mal ve hizmetlerinde “…” ibaresinin de tanımlayıcı olduğu, bu sebeple … şeklindeki davalı markasal kullanımının, “…” mal ve hizmetleri ile sınırlı olmak üzere, davacı ..” ile karıştırılması ihtimalinin bulunmadığı, mahkemenin de uygun görmesi halinde, kök raporda yapılan tazminat hesabına göre maddi tazminata karar verilebileceği, 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesi gereği “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” hesaplama yapılabilmesi için, Mahkemenin davalının ticari defter, kayıt ve belgelerini sunması ya da yerinde inceleme için heyete yetki verilmesi gerektiği, kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı şirket vekilinin 556 sayılı KHK 66/2-b maddesi gereği ” Marka hakkına tecavüz edenin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” maddi tazminat hesaplanması talebinde bulunduğu, davalı … ile ilgili maliye tarafından dava dosyasına gönderilen 2013 ve 2014 yılı Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri incelendiğinde; davalı … in 2013 yılında 10.831,00 TL faaliyet zararı, 2014 yılına ise 10.175,90 TL faaliyet karı elde ettiğinin tespit edildiğini, ancak, davalı …’in 2013 yılı Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi’nde faaliyet konusunun … kodlu (cerrahı, tıbbi ve ortopedik alet ve cihazların toptan ticareti) olduğu, 2014 Yılı Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi’nde ise faaliyet konusunun … kodlu (belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda tıbbi ve ortopedik ürünlerin perakende ticareti (gözlük hariç diğer medikal ürünler dahil) olarak yer aldığı, davalı …’in ortağı olduğu dava dışı … Şti,’ nin 2015 yılında dava tarihine kadar 17.045,98 TL faaliyet karı elde ettiğinin hesap edildiği, ancak, işbu faaliyet karının hangi tür izlemlerde elde edildiğinin beyannameler üzerinden tespit edilemediği, işbu 17.045,98 TL faaliyet karı tutan ile ilgili davalı …’in %34 hissesine düşen payın 5.795,63 TL olarak hesap edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde delil olarak sunmuş olduğu lisans sözleşmeleri emsal alınmak suretiyle yapılan hesaplamada, davalı şirketin işe başlama tarihi olan 09.01.2015 tarihinden 18.11.2015 dava tarihine kadar 313 ğünlük süre için davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat bedelinin 3.173,00 TL olarak hesap edildiği, manevi tazminat bedelinin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
21/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Asıl dava açısından : Davacı adına … markasının … no ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri.”nde tescil edilmiş olduğu, davalının keyif molası … markasının ise 30. Sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” Emtiaları ile 35. Sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içeceklerin bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” hizmetlerinde tescil edilmiş olduğu, davalının markasını tescil ettirdiği şekilde 30. Sınıfta yer alan emtialar için kullandığı ve fakat bununla yetinmeyip bu marka ile piyasaya satışa arz ettiği söz konusu ürünleri, yine keyif molası … markası altında müşterilere bizzat sunduğu yani 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri’ni de verdiği, taraf markalarının sessel, kavramsal olarak benzer olduğu, şekil ve kompozisyon açısından farklar olsa da bu farkların davalının markasını davacı markasından uzaklaştırmaya yetmediği, tarafların … esas unsurlu marka ile 43.sınıftaki hizmetleri orta düzeydeki tüketici kitlerine sundukları, orta düzeydeki tüketici kitlesi nezdine aynı hizmetlerin benzer marka ile verilmesi halinde iltibasa düşme ihtimallerinin olduğu, marka hakkına tecavüz koşullarının olduğu, davalı şirket inceleme için ticari defterlerini dava dosyasına ibraz etmemiştir. (… web sitesindeki ŞUBELERİMİZ listesinde yer alan görsellerde, davalının 15 şubesi olduğu şube adresleri ile birlikte yer almaktadır. İşbu veriler baz alındığında; davalının 15 şube (Şubelerin açılış tarihleri bilinmemektedir.) için davacıya ödemesi gereken Lisans bedelinin 07.10.2019 tarihli kök raporda yer alan Lisans bedeli hesaplamasına göre 3.173,00 TL X 15 (Şube) = 47.595,00 TL olabileceğinin hesap edildiği, manevi tazminatın tayini ve miktarının tespitinin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı,
Birleşen dava yönünden:Birleşen davanın davalısı adına … no ile tescilli … markasının 43. Sınıftaki hizmetler açısından ayırt edici niteliğe haiz olduğu SMK 5/1 ve 25/1 maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, Birleşen davanın davalısı adına … no ile tescilli … markası başvurusunun kötüniyetle yapıldığına ilişkin dosyada somut bir veri olmadığından kötüniyetli olarak değerlendirilemeyeceği, bu husustaki nihai takdirin ve hukuki yorumun Mahkemeye ait olduğu, davacı CEZVE markasının dava tarihinden geriye doğru son beş yılda 43. Sınıfta ciddi şekilde kullanıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 21/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
… 2 FSHHM’nin … E. … K ve 08/06/2016 tarihli kararı istenmiş, incelendiğinde: Davacının …, davalıların TPE ve …davanın Marka Tescil Başvurusunun Reddine dair YİDK Kararının İptali ve Tescil olup, davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı soruşturma dosyası istenmiş, incelendiğinde: Müştekinin ..ŞTİ, şüphelilerin …, …, … ve …, suçun Marka Hakkına Tecavüz olduğu, 30/03/2016 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava: Davacının … sayılı … ibareli markasını davalı yanın …, … vb. ibareleri markasal kullanmak suretiyle davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti, önlenmesi, oluşan maddi durumun giderilmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 25/12/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini ıslah etmiş, 47.595,00-TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Birleşen Mahkememizin 2018/73 E. sayılı dava: Davalı adına … numara ile tescilli “…” markasının 43. Sınıf yönünden kullanmama ve mutlak red sebeplerine dayalı olarak hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalı yana tebliğ olunmuş, davalının cevap dilekçesi ile tarafların karşılıklı olarak sundukları beyanlar ile dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
ASIL DAVADA MARKAYA TECAVÜZ TALEBİNİN İNCELENMESİ:
Asıl davanın açıldığı tarihte 556 sayılı KHK hükümleri yürürlükte olup, daha sonra yürürlükten kalktığı ve 6769 sayılı SMK’nun yürürlüğe girdiği anlaşılmışsa da 556 sayılı KHK hükümlerine göre davanın görülüp sonuçlandırılması gerekmiştir. Bir markanın TPE marka siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın 556 sayılı KHK çerçevesinde tescil edilmesinin, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verir. (9/1-a madde) Tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlali, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir. 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmış olup, buna göre 9/1-a maddesindeki ihlal de tecavüz kapsamında değerlendirilir. (61/a madde) marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek (61/b madde) ve markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak (61/c madde) da marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilir.
556 sayılı KHK hükümleri, mevzuat ve mahkememizce itibar edilen 21/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davacı adına … markasının … numara ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri.”nde tescil edilmiş olduğu, davalının keyif molası … markasının ise 30. Sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.” Emtiaları ile 35. Sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içeceklerin bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” hizmetlerinde tescil edilmiş olduğu, davalının markasını tescil ettirdiği şekilde 30. Sınıfta yer alan emtialar için kullandığı fakat bununla yetinmeyip bu marka ile piyasaya satışa arz ettiği söz konusu ürünleri, yine keyif molası … markası altında müşterilere bizzat sunduğu yani 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri’ni de verdiği, taraf markalarının sessel, kavramsal olarak benzer olduğu, şekil ve kompozisyon açısından farklar olsa da bu farkların davalının markasını davacı markasından uzaklaştırmaya yetmediği, tarafların … esas unsurlu marka ile 43.sınıftaki hizmetleri orta düzeydeki tüketici kitlelerine sundukları, orta düzeydeki tüketici kitlesi nezdine aynı hizmetlerin benzer marka ile verilmesi halinde iltibasa düşme ihtimallerinin olduğu, böylece davalının eyleminin davacının marka tescilinden kaynaklı hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HAKSIZ REKABET TALEBİNİN İNCELENMESİ:
Haksız rekabet hallerinden biri TTK 55/1-a-4 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Madde hükmüne göre karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Maddede sayılan eylemlere bakıldığında; Bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarda bulunması halinin haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir. Davalı fiillerinin haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN İNCELENMESİ:
Davacı taraf, marka hakkına tecavüz oluşturan eylemler nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
556 sayılı KHK’nın 62.maddesi gereğince; Markası tecavüze uğrayan, şartların varlığı hallinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. KHK’ nın, marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklindeki haksız fiillin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinde birinin olmaması gerekir. Ayrıca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiilin neticesinde zararın oluşması ve davalının/mütecavizin kusurunun da bulunması gereklidir. Kusur şartı, mütecavizin marka sahibinin hakkından haberdar olması, markasının kullanmasının tecavüz oluşturduğunu bilmesi ve buna rağmen tecavüz konusu markayı kullanmaya devam etmesi ile gerçekleşir.
TTK ‘da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri “basiretli olma” yükümlülüğüdür. (TTK 18/2 madde) bu hükme göre bir tacir faaliyetinde kullanacağı markayı seçerken aynı sektörde 3. kişiler adına tescilli/kullanılan bir markanın aynı/benzerini kullanmaması beklenir. Bir tacir faaliyet gösterdiği sektörde kullanılan markaları aynısını veya benzerini, hatta farklı olsa bile markalar arasında bağlantı olduğu ihtimaline sebebiyet verecek markasal kullanımlardan ve tescillerden kaçınmalıdır. Davalının eylemi, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği için davalı tüzel kişi tacir olmakla kusur şartının gerçekleştiği anlaşılmış, bu nedenle maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
KHK 62/2-b ve TBK 58. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; Marka hakkı tecavüze uğrayan davacının manevi tazminat isteme hakkına sahip olduğu, KHK’da manevi tazminata hangi koşullarda hükmedileceğine ilişkin bir açıklık bulunmadığından Borçlar Kanunu kapsamında davalı eyleminin, davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve kusur şartının gerçekleştiği kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
SMK hükümleri, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen 21/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtiği üzere:Birleşen davanın davalısı …adına … numara ile tescilli … markasının 43. Sınıftaki hizmetler açısından ayırt edici niteliğe haiz olduğu, SMK 5/1 ve 25/1 maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, davalı adına … numara ile tescilli … markası başvurusunun kötüniyetle yapıldığının kanıtlanamadığı, davalının … markasını dava tarihinden geriye doğru son beş yılda 43. Sınıfta ciddi şekilde kullanıldığı kanaatine varıldığından birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-ASIL DAVANIN KABULÜ İLE davalının eyleminin, davacının tescilli markasından kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine,
2- Maddi tazminat talebinin kabulüne; 47.595,00 TL maddi tazminatın, 10.000 TL’sinin faizsiz (dava dilekçesine faiz talep edilmemiştir) , kalanının ise ıslah tarihi olan 25/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 10.000 TL manevi tazminatın, ıslah tarihi olan 25/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-… alan adına Türkiye’de erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
5-Davalının; Davacının markasıyla iltibas yaratacak şekilde internet ortamında, ambalaj, tabela, eşyalar üzerinde her türlü yazılı ve basılı malzeme üzerinde kullanımlarının engellenmesine, ilanlara ve reklamlara konu yapılmasının veya başka bir surette ticaret mevkiine konulmasının yasaklanmasına, önlenmesine, davacıya ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, toplatılan ürünlerin davacı tarafından belirlenen yeddiemine teslimine ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,
6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7-3.934,31TL ilam harcından 341,55-TL peşin harç ve 643,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 2.949,76-TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Markaya Tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 6.987,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafın yaptığı 27,70 TL başvuru harcı, 341,55 peşin harç, 643,00TL ıslah harcı, 5.086,40-TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 6.098,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE
1-59,30-TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40-TL nin davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafın yaptığı 324,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır