Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/292 E. 2020/324 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/220 Esas
KARAR NO : 2020/293

DAVA : Endüstriyel tasarım hakkına tecavüz, haksız rekabet ve maddi ve tazminat davası
DAVA TARİHİ : 08/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Taraflar arasında endüstriyel tasarım hakkına tecavüz, haksız rekabet ve maddi ve tazminat davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/206 sırasına kayıtlanmış ve yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ,dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/220 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1986 yılında İstanbul’un tekstil merkezi …’da kurulmuş, kaliteli ve yeni ürün tasarımları ile tekstil dünyasında yer alan köklü bir firma olduğunu, müvekkili adına TPE nezdinde … sayı ile tescilli çoklu endüstriyel tasarımların, davalılar tarafından birebir taklit edilerek, müvekkilinin sattığı fiyattan çok düşük fiyatlara satılmak suretiyle müşterilere arz ettiklerini, davalıların bu eylemlerinin neticesinde müvekkilinin kendisinden daha ucuza aynı üründen satıldığı gerekçesiyle müşterilerinden ürün iadesi aldığını ve stoklarındaki ürünleri diğer firmalar ile rekabet edebilmek için maliyetinin çok altında satmak zorunda kaldığını ve maddi zararlara uğradığını, davalıların bu fiillerinin aynı zamanda müvekkilinin tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, davalılardan …’den 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan …’den 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, davalı … Şirketi’nden 40.000,00 TL maddi tazminatın 25/04/2014 tarihinden ve davalılardan …’den 20.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 07/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava ettiği,
SAVUNMA:
Davalı … firma yetkilisi cevap dilekçesi ile, tasarım yapan bir firma olmadıklarını, piyasada toptancı adıyla tabir edilen firmalardan üretilmiş olan ürünleri toptan alarak perakende olarak sattıklarını, söz konusu elbiselerin de aynı yöntemle …’da faaliyet gösteren firmalardan satın alındığını, ürünlerin firmanın kendi etiketini taşıması nedeniyle ilgili elbise modellerinin tasarım patent tescilinin olup olmadığı hususu ile ilgilenmediklerini, davacı taraf elbisenin astarsız olduğunu, kendilerinin sattığı ürünlerin ise astarlı olduğunu, bu hususun giyim sektöründe önemli bir ayrıntı olduğunu, ayrıca diğer yönlerden de ürünlerin farklılık gösterdiğini ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istediği,
Davalılardan … Tic.Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı yana ait hiçbir elbiseyi taklit etmediğini, müvekkilinin gerek piyasadaki itibarı, gerek, geçmişi, gerekse bünyesinde bulunduğu tasarım elemanları ve moda danışmanları sayısı ve kalitesi itibariyle, davacı firma dahil, hiçbir firmanın ürettiği elbiseleri taklit etmeye ihtiyacının olmadığını, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri sebebiyle ortak müşterilerinin olabileceğini, söz konusu ürünler az sayıda üretildiği gibi, davacının müşterilerine de satılmadığını veya sipariş alınmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istediği,
… vekili 20/10/2015 havale tarihli dilekçesi ile, … Şirketi hakkında açılan dava ile ilgili olarak dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin de söz konusu dilekçeyi sehven aldığını, müvekkilinin bu dosyada taraf olmadığını, şayet söz konusu davada husumet müvekkiline yöneltilecek ise de, usulüne uygun olarak müvekkiline tebligat yapılması durumunda, dava hakkında beyanda bulunacaklarını belirttiği,
… 10/10/2014 havale tarihli dilekçesi ile, davalılardan …Tic.Ltd.Şti’ye gönderilmiş olan dava dilekçesi ve tensip tutanağını içerir tebligatın taraflarınca sehven tebellüğ edildiğinden bahisle, dilekçe ekinde dava dilekçesi ve tensip tutanağını iade ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davada uyuşmazlık konusunun, davacı adına tescilli … sayılı elbise ürünü adlı çoklu tasarım tescil belgesinin 2-3-5 ve 13 nolu tasarımlarına davalıların taklit etmek suretiyle tecavüzde ve haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla bu fiillerin tespiti ile men ve ref’i, 554 Sayılı KHK’nın 52/a maddesi gereğince davalılardan …’den 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan …’den 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, davalı … Şirketi’nden 40.000,00 TL maddi tazminatın 25/04/2014 tarihinden ve davalılardan …’den 20.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 07/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 12.11.2016 tarihli dilekçesiyle … ve … firmaları için sehven dava açtıklarını dava dilekçesinin … ve …’a tebliğ edilmesine karar verilmesini bildirmişlerdir.
Türk patent ve marka kurumundan tasarım tescil belgesi renkli görselleri ile celp edilmiştir. … nolu tasarımın başvuru tarihinin 26.3.2014 tarihi olduğu, bültende 1.6.2014 tarihinde yayınlandığı ve tescilinin de 26.3.2014 tarihinde yapıldığı davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalıların dosyaya sundukları , dava , cevap ve cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı yanın dava dilekçesinde, … 2. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin … ve … D.İş sayılı dosyalan marifeti ile yaptırmış olduğu tespitlere dayandığını, Her iki dosyada da yer alan bilirkişi raporunda da ürünlerin hangi fiyattan, günde kaç adet satıldıklarına ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığını, bu durumda davacı yanın dava dilekçesinde her bir davalı; yönünden ayrı ayrı olmak üzere, satamadığını belirttiği ürün adetleri ile maruz kaldığını iddia ettiği; zarar tutarlarına ilişkin açıklayıcı ve tevsik edici nitelikte herhangi bir belgeyi dava dosyasına sunmadığı müşahede edildiğini, Bu nedenle davacı yanın talep ettiği şekilde 6769 sayılı kanunun: : 151/2-a maddesi gereğince, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelirin tespiti yönünde bir hesaplama yapılamadığını, Kaldı ki davalıların, ; davaya konu ürünleri ne kadar süredir satışa sundukları hususu da önem arz etmekte olduğunu, Tespit; dosyalarında bu yönde de bir değerlendirmenin de yer almadığını, Zira bu yönde bir hesaplama yapılabilmesi için davacı yanın haksız rekabete uğradığını beyan ettiği her bir ürün için, ne kadar üretim yaptığı, üretilen ürünlerin kaç adedini hangi fiyatla sattığı, elinde davaya konu ürünlerden dava tarihi itibarıyla kaç adet mevcut olduğuna ilişkin belgelerin dava dosyasına sunulması gerektiği, bu halde dahi yapılacak inceleme ve buna dayalı hesaplamanın “davalıların rekabet etme başlangıç tarihleri bilinmediğinden- hangi tarih aralığında yapılacağı belli olmadığından, takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Öncelikli olarak herkes dava hakkını kullanırken ileri sürdüğü iddiasını tevsik eden gerekli açıklamaları dilekçesinde göstermek zorundadır. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının … nolu tasarım tesciline dayalı olarak dava açtığı ancak hangi davalının kendisine ait hangi tasarımın kaç nolu modeline ihlal ettiğini, ne kadar zarara uğradığını, haksız fiilin hangi tarihte başladığını delilleri ile bildirmek zorunda olduğu bilinmektedir.
Davacı davasını 2.FSHHM’nin 2 adet değişik iş dosyasına dayalı olarak açmıştır.
2.FSHHM’nin …sayılı delil tespit dosyası incelendiğinde; delil tespiti istenen firmaların …, … ve … firmaları olduğu, delil tespitinin 7.7.2014 tarihinde yapıldığı ve ancak sunulan delil tespit raporunun sağlıklı olmadığı, hangi firmada davacının hangi tasarımının bulunduğu yeterince açık olmadan , … firmasında 2 adet ürün bulunduğu raporda belirlenmiş, davalı ise savunmasında kendisinin üretici olmadığını, davacı elbisesinin astarsız olduğunu, bu hususun giyim sektöründe önemli bir ayrıntı olduğunu bildirmiştir. Davacı dava dilekçesinde hangi firmanın kendisinin hangi ETB nin hangi kısmına tecavüz ettiğini açıklamamıştır. Tasarım tescil belgesi incelendiğinde huzurda davalı olmayan … yönünden 6.sayfasındaki ürünün davacının 2 nolu ETB formuna benzemediği, nitekim davalı tasarımında bilirkişi raporundaki fotoğraflanan görselde ön kısımda 5.sayfada taş detayının bulunduğu, öte yandan tescil belgesi incelendiğinde davacının elbisenin arka bölümünde yakanın hemen altında açık bir dekolte detayı( elips şeklinde) bulunduğu, davalı işyerinde ele geçen elbisede ise arka kısmın tamamen kapalı olarak düzenlendiği, bunun dışında sıradan kalıp özelliğinin davacı tasarımına ayırt edicilik katmadığı gibi, bilirkişi tarafından fotoğraflamanın dahi elbisenin tam boyundan değil, alt kısmı görünmeyecek şekilde fotoğraflanmış olduğu, diğer firmalarda ürün bulunmadığı, huzurdaki davalı … için ise: mağaza tabelası ve leopar desenli bir elbise yönünden inceleme yapıldığı, ihlale konu olduğu iddia edilen ürünün incelendiğinde bilirkişinin rapor kısmında delil tespiti isteyen firmaya ait 3R1 3R2 ürünün (raporun 3.sayfasındaki görsel) delil tespiti istenen firmaya ait … ürünü ile benzerlik teşkil ettiği belirtildiği, oysa bilirkişinin her iki tasarımı boydan resimlemediği, örneğin davacının 5.1 nolu tasarımı incelendiğinde elbisenin alt bölümlerinde belirli aralıklı pile detayları bulunduğu, kıyaslama yönünden elbiseler ortadan fotoğraflandığı için bu detaylarında yeterince denetime elverişli bulunmadığı gibi 7.sayfada elbisenin arka detayının dahi yer almadığı, öte yandan incelenen ürünün kolsuz ürün olup, yakanın oyuk kesimi, göğüs kupunun yerleşterilme biçimi dahi farklı olduğu halde öte yandan işyerinde resimlenen ürün mağaza tabelasında 6.sayfada uzun kollu leopar bir elbise olup, raporda bu elbise … olarak yer almakta olup, bu elbisenin ise davacının hangi tasarımı ile benzer yada farklı olduğu dahi incelenmeden ,ürünlerde leopar kumaş kullanımı, kumaş kalitesi gibi yetersiz şekilde hazırlanan delil tespit raporu üzerinden davanın yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Yine incelenen 2.FSHHM’nin …diş sayılı dosyada delil tespitinin …, .., …, ….. … Tekstil yönünden talep edildiği, … giyim yönünden ürün tespit edilemediği, … yönünden 1 adet ürün bulunduğu, … için 45 adet 2 modelelin birebir, Bürün için 20 adet 1 model aynı olduğunu( ancak detayların farklı olduğunu bildirdiği, bu delil tespitinin … ltd şti firmasının … adresinin tespit adresi olarak gösterildiği, bilirkişinin gittiği hiçbir işyerinde vergi levhası bilgisi almadığı gibi fotoğrafını da çekmediği, delil tespit dosyasına …’nın sunduğu 31.7.2014 tarihli beyan dilekçesinde işyerinde kendilerinin faaliyet göstermediğini, kendi adreslerinin … olduğunu bildirdikleri, nitekim davacının da daha sonra mahkememize sunduğu 12.12.2016 tarihli dilekçesinde … ŞTİ VE … LTD ŞTİ için dava açtıklarını ancak bu firmaların esas dava ile ilgilerinin olmadığını anladıklarını, davanın … ve … şahıs firmalarına yönetilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delil tespit dosyalarında görev alan bilirkişinin son derece yetersiz olan raporları üzerinden bir karar verilmesi mümkün bulunmadığı, tasarımların denetime uygun şekilde kıyaslanmadığı gibi ürünlerinde tamamının boydan yandan ve arkadan fotoğraflamasının yapılmayarak mahkeme denetimine uygun şekilde raporlanmadığı anlaşılmış olup, delil tespitinin farklı işyerinde yapılıp davanın doğru hasma yönelik açılmadığı, daha sonra … ve …’ın davaya dahil edildiği de anlaşılmıştır.
Mahkememizde görev verilen bilirkişilerde sağlıksız olarak yapılan tespit dosyaları üzerinden inceleme yapmışlar ,davacıda davasını somutlaştırmadığından bu nedenle sağlıklı bir rapor sunamamışlardır.
Davacı davasına açarken gerekli araştırmaları yapmak ve davasını doğru hasma yönlendirmek zorundadır. Ticari sicil kayıtları aleni olup, üstelik tespit esnasında da işyerini kimin işlettiği, vergi kaydı vb bilgiler alınacakken bu bilgiler alınmadan dava açıldığı anlaşılmıştır. Zira delil tespiti ayrı bir tüzel kişi olan … şirketinde yapılmış olup, tespitin gerçek kişi olan davalının işyerinde yapılmadığı anlaşılmıştır. Yine delil tespitinde, imza veya vergi levhası vb. tespit yapılan adresin husumet itirazında bulanan davalılara ait olduğuna dair herhangi bir belirtmede delil tespit dosyasında yer almamaktadır.
Davalılar ayrıca davacı adına tescil edilmiş olan tasarımların önceden ve halen üretilmekte olan bir çok modelin belirli bölümlerinin bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulmuş, yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmayan ürünler olduğunu , davacının bir şekilde tescil ettiği tasarımlardan haksız kazanç elde etmek istediğini ileri sürmüşlerdir.
Gerek dava dilekçesinin hazırlanmasında yeterli özenin gösterilmemesi, dava dilekçesinde hangi firmanın davacının kendisine ait hangi tasarımı ihlal ettiğinin açıkça bildirilmemiş olması, delil tespitinin sağlıksız ve ürünlerin yarı fotoğraflanmış şekilde gerçekleştirilmiş olması, delil tespiti yapılan firmaların tabelalarına göre dava açılıp, ticari işletme yada şahıs işletmesi olarak yeterli araştırma yapılmadan dava açılmış olması, ürünlerin değişik iş dosyasında bilirkişi tarafından boydan bütün olarak resimlerinin çekilmemiş olup, mahkeme denetime imkan verecek nitelikte bulunmadığı, zira tasarımın bir bütün olarak hem önden hem yandan hemde arkadan resimlerinin çekilmesi ve davacı tasarımları ile birebir ilgi tutularak farklı ve benzer yönlerinin ortaya konulmamış olması, dava dosyasının mahkememize 3.FSHHM’nni kapatma tasarrufu sonrasında intikal etmiş olması, bilirkişi raporunda da açıkça mevcut davacı beyanlarına ve delillere göre bir inceleme yapılamayacağının açıkça belirtilmiş olması, bunun yanında davalıların davacının her nasılsa tescil aldığı tasarımların anonim olan genel kalıp özelliği içeren piyasada yıllardır var olan tasarımlar olduğunu ileri sürmeleri bu nedenle mahkememizce 30.5.2019 tarihli oturumda 2 nolu ara karar ile davacı vekiline ek rapor alınması için 1200 TL bilirkişi ücretini duruşma zaptının tebliği tarihinden itibaren yatırması için kesin süre verildiği halde yatırmadığı, zabıtta ve tebliğ edilen duruşma zaptında ücret yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanma hakkından vazgeçmiş sayılacakları ve mevcut dosyaya göre bir karar verileceği ihtar edildiği halde ara kararın gerekleri yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili verilen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmadığından ,kesin sürenin tarafları bağladığı gibi Mahkemeyi de bağladığı bilindiğinden mecvut dosyadaki delillere göre inceleme yapılması gerekmiştir.
Anayasamızda da düzenlenmiş bulunan hak arama hürriyetinin somutlaşmış ifadesi olan yargılama; neticeten o çekişmeyi karara bağlamak zorunda olan hakimin ikna edilmesi faaliyetidir. Davanın yanları; sunacakları kanıtlarla kendilerinin haklı, karşı tarafın ise haksız olduğunu ispat etmek durumundadırlar. Çünkü ‘…Hukuki anlamda ispat faaliyetinde amaç, esasen hakimin dışında ve davadan önce gerçekleşen uyuşmazlığa ilişkin vakıaların gerçekliği konusunda o anda hakimde kanaat uyandırmaktır. Yani hakim geçmişte ve bilgisi dışında gerçekleşen bir olayın oluş şekli konusunda bugün bir kanaate sahip olacaktır.İspat faaliyeti ve bunun sonucu gösterilecek delillerle geçmiş, dış alemde ki olay ve olgular hakkında, dava sırasında hakimin iç dünyasında bir kanaat uyandırılır…’ Bilhassa özel hukuk ve bu alandaki yargılamalara ilişkin düzenlemeler uyarınca ‘…hakim, kural olarak taraflarca ileri sürülmeyen vakıaları araştıramaz ve bunların taraflarca ispatını isteyemez…’ Bu yüzden yanların; savlarını ve bunları destekler kanıtlarını sürelerinde ve usulüne uygun şekilde sunmaları esastır. Çünkü; ‘…Davanın temelini oluşturan vakıalar ve bu vakıalara dayanarak talep edilen netice açık olursa hakim, doğru bir karar verebilecektir.. hakimin, müphem ve mütenakız gördüğü iddia ve sebepler hakkında izahat isteyebileceğine ilişkin istisna dışında dosyadaki bilgi ve belgelere göre değerlendirme yapılacaktır. Oysa davacı vekilinin belirlenen kesin süre içinde bilirkişi incelemesine ilişkin gideri yatırmadığı anlaşılmaktadır. .Bilindiği gibi kesin süre davanın taraflarını bağladığı gibi Mahkeme Hakimini de bağlayıcı etkiye sahiptir. Bu açıdan dava dosyasında talep edilen haksız rekabetin tespiti, tasarıma tecavüz ve tazminat istemli davada davalı yanlarca ayrıca tasarımların genel nitelikte oldukları ileri sürülmüş olup, tüm bunların dosyaya sunulacak sağlıklı bir inceleme raporu ile mümkün olduğu, değişik iş dosyalarına sunulan raporların özensiz ve denetime uygun olmadığı, dolayısıyla Kesin süreye uyulmaması nedeniyle davacı bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılmıştır. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur..
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1- Davacının her bir davalı yönünden açmış olduğu davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 5.068,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen haksız rekabetin tespiti, tasarıma tecavüzün tespiti taleplerinin reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulanan 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar …ve … ‘ya ayrı ayrı verilmesine,
4- Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulanan 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … ‘ya verilmesine, (… TİCARET LTD. ŞTİ yönünden manevi tazminat talebinde bulunulmadığından vekiline vekalet ücreti taktirine yer olmadığına)
5-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürülükte bulanan 6000- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …ye verilmesine,
5- Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulanan 4910- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … ya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … ‘in yapmış olduğu 60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karardavalı … VEKİLİ’nin yüzüne karşı davacı vekilinin ve diğer davalıların yokluğunda : gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır