Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/289 E. 2018/262 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/289 Esas
KARAR NO : 2018/262

DAVA :Maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Maddi ve manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bir moda tasarımcısı ve fotoğraf sanatçısı olduğunu, müvekkilinin kendi tasarladığı kıyafetlerin satışını …’teki mağazasında yürüttüğünü, mağazasının hemen yanında yer alan evinin giriş kapısını, müvekkilinin kendi tasarladığı bir çalışma ile sanat eseri haline getirdiğini, bu sanatsal çalışmanın fotoğrafının davalılardan …nin tüm haklarına sahip olduğu ve diğer davalının hazırlayarak basımını yürüttüğü ve … uçuşlarında … Magazin adı ile dağıtılan derginin Eylül 2015 sayısının kapağında ve 32. sayfasında müvekkilinin izni ve bilgisi olmadan kullanıldığını, aynı resmin www…com isimli internet sitesinde … Magazin başlığı altında halen yayınlanmaya devam ettiğini ve davalıların bu eylemlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda sayılan ve yasal olarak müvekkiline ait olan tüm mali ve manevi haklarını ihlal niteliğinde olduğunu iddia ederek, tecavüzün tespitini, … Magazin dergisinin Eylül 2015sayısının toplatılmasını, şimdilik FSEK 68. madde kapsamında 5.000 TL olmak kaydıyla FSEK hükümleri uyarınca bilirkişi marifetiyle tespit edilecek rayiç bedelin üç katının, haksız fiil tarihi olan 01/09/2015 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilinin manevi haklarına yapılan saldırı nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalılardan …vekili cevap dilekçesinde; davacının şahsi ve ticari haklarını zedeleyen bir husus bulunmamakla birlikte, tazminat talebinin müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğuğunu, davacı tarafından eser olduğu beyan ve iddia olunan kapının davacıya ait olduğu hususu belirli olmadığını ve kapının dileyen herkesin fotoğrafını çekebileceği umumi bir yolda bulunduğunu, müvekkilinin yapımcısı olan … Havayollarında uçuş dergisi olarak yayınlanan derginin hiçbir surette ticari satışı olmadığını, söz konusu kapının FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığını, söz konusu kullanımın bir serbest yararlanma olduğunu ve fotoğrafın dergide kullanılmış olmasıyla davacının gerek şahsi, gerekse ticari haklarını engelleyici yada zarar verici bir işlem olmadığının açıkça ortada olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
Diğer davalı …O vekili cevap dilekçesinde; yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … FSHHM’ye gönderilmesi gerektiğini, ihtilaf konusu fotoğrafın yayınlandığı derginin ve internet sitesinin içeriğinin hazırlanması işinin, müvekkili ortaklık tarafından bir bütün olarak diğer davalıya devredildiğini ve bu nedenle söz konusu yayının tüm içeriğinin diğer davalı şirket tarafından hazırlanmakta olduğunu, dolayısıyla ihtilaf konusu görselin yayınlanmasında müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ve bu sebeple davanın taraf sıfatı yokluğuyla reddi gerektiğini ve davaya konu kapının eser niteliğine haiz olmadığını savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Uyuşmazlık konusunun davacı yanın eser niteliğinde olduğunu iddia ettiği çalışmasından oluşan görsellerin davalı … nın , www….com adlı site de ve … mağazin dergisinin 2015 yılı Eylül ayı kapağı ve içerisinde izinsiz olarak kullanılmak sureti ile eserden kaynaklanan haklarının tecavüzde bulunulduğunun tespiti ile men ve refi, FSEK 68 maddesi kapsamında şimdilik 5.000.00-TL maddi ve ayrıca 5.000.00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen talepli olduğu anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Düzenlenen raporlara itiraz edilmesi üzerine değişik heyetlerden bilirkişi raporu alınmış gerekçeli kararımızda raporların dayanak alınan kısımları gerekçeli alarak açıklanmış ve toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bilirkişiler Doç Dr …, … ve … 10.1.2016 tarihli raporlarında özetle; Davacının ürününün FSEK tarafından korunan eser mahiyetinde bulunmadığını,ancak haksız rekabet hükümleri çerçevesinde davalıların sorumlu olabileceğini, Böyle bir kullanım için ödenecek bedelin, Davalı’nın böyle bir ürün bakımından reklam hizmetlerine ödediği emsal sözleşmeleri sunması durumunda daha isabetli olarak tespit edilebileceği, Bedel tespiti konusunda heyette uzman olmadığı için bir bedel takdirinde bulunulamayacağını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Rapora itiraz edilmesi üzerine yeni bir heyet oluşturulmuştur.
Bilirkişiler …, … 12.6.2017 tarihli müşterek raporlarında özetle;Dava konusu kapının FSEk 4/4 hükmü çerçevesinde güzel sanat eseri olduğunu, Davaya konu edilen kapının dosyaya ibraz edilen görsellerinde kapının kullanıldığı bina üzerinde … tabelasının olması ve bu kapının bulunduğu bölümün davacıya ait olduğunun davacı tarafça sunulacak belgelerle ispatı halinde davacının FSEK 11’deki karine çerçevesinde davaya konu güzel sanat eseri mahiyetindeki kapının eser sahibi sayılacağına ancak ,davacının evinin kapısını eser vasfında tasarlaması ve kapının umumi yol üzerinde bulunması ve kapının temelli kalmak üzere kullanıldığının açık olması karşısısında davaya konu olayda eser vasfını haiz kapının eser sahibinden izin alınmaksızın fotoğrafının çekilmesinin ve fotoğrafın dergide yayınlanmasının FSEK 40 hükmündeki istisna çerçevesinde serbest olduğu ve bu sebeple davacının mali hakkının ihlal edilmediğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Ayrık görüş sunan … 12.6.2017 tarihli ayrık görüşünde özetle ; davacının gerek FSEK 68 gerek madde 15 gereğince tazminat talep etme hakkının bulunduğunu bildirdiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … 11.5.2018 tarihli raporlarında özetle; Dava konusunu teşkil eden çalışmanın, umuma açık ve bir cadde/sokak üzerinde yer aldığı, özel mülkiyeti zedelemeden Vatandaşların yürüyüş ve görüş alanı içerisine dahil olduğu tespit olunduğundan, ilgili çalışmanın mimari bir eser olarak tahayyül edilmesinin, yanlış düşünüşlere yol açacağını, İlgili kapı taşınmaz bir varlık olmadığı gibi, ait olduğu binanın ayrılmaz bir parçası olma özelliğini de taşımamakta olduğundan mimari bütünlük Özelliği taşmıa unsuru ile sanat eseri olma kabulüne uymamakta olduğunu, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumda yer alan ilgili maddesi uyarınca; ”Umumi yollar, caddeler ve meydanlara, temelli kalmak üzere konulan güzel sanal eserlerini: resim, grafik, fotoğraf vesaire ile çoğaltmaf yayma, umumi mahallerde projeksiyonla gösterme, radyo ve benzer: vasıtalarla yayımlama caizdir. Bu salahiyet mimarlık eserlerinde yalnız dış şekle münhasırdır. ” ifade edildiği üzere, ilgili kapının bir sergi, müzayede veya tanıtım maksatlı kısa süreli sergilenmediği düşüncesinden hareket ile binanın bir parçası olduğunun kabulü gereklidir. Bu sebeple, ait olduğu yapıda uzun süreli kullanıldığı açık olan kapının yayınlanmasında bir mahsur görülmediğinin açık olacağını, ilgili kapıya işlenen, süslenen, asılan veya yapıştırılan figürlerin yokluğunda, mevcut kapının sanat eseri olma İddiası da tamamen ortadan kalkacağı gerçeğini destekleyici nitelikte olduğundan, Dava konusu çalışmanın üzerinde veya yakınında, çekiminin men edilmesi yönünde bir uyarı levhasının (yazısının veya talebinin) varlığının tespit edilememiş olduğunu, ilgili çalışmanın, kurum veya kuruluşlar tarafından olabileceği gibi vatandaşlar tarafından da görüntülenmeye maruz kalabileceği kanaatine ulaşıldığını bu sebeple, umuma açık alanlarda mevcut olan varlıkların özel mülkiyeti zedelemeyen görsellerin çekiminin yasal olduğunu, bir ihlal teşkil etmediğini, Umuma açık ve aleni niteliği haiz varlıkların görüntülenmesinin telif hakkı ödenmesine yol açmayacağını, Davalı …nin … kurumunun uçuşlarında … Magazin adı ile ticari satış dışında, hizmet temelli ve ücretsiz olarak yolcularına sunduğu dergiden ticari menfaat elde edilmediğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, ayrıca davacının haksız rekabet yönünden dava dilekçesinde bir talebinin de bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dosyada üç farklı heyetten rapor alınmış,ilgili dergi ve kapının görselinin yer aldığı fotoğraf 5846 sayılı yasa uyarınca raporlardaki görüşler kapsamında ihtisas mahkemesi sıfatıyla mahkememizce incelenmiştir.
İlk raporu düzenleyen üçlü heyet ve son raporu düzenleyen heyetin görüşüne göre dava konusu kapı ve süsleme eser niteliğinde bulunmadığından FSEK kapsamında bir korumadan faydalanamayacağı belirtilmiştir.
İkinci raporda ise çoğunluk görüşüne göre ise ; Davaya konu kapı incelediğinde kapının yöresel motifleri baz alarak geleneksel tarzda ve estetik gayelerle renklerin ve kullanılan objelerin bir araya getirilmesindeki ahenk ve hususiyet nedeniyle FSEK 4/4 anlamında “el işleri ve küçük sanat eseri” mahiyetinde güzel sanat eseri olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İkinci ve son rapordaki ortak görüş ise; kapının umumi yol üzerinde bulunması ve kapının temelli kalmak üzere kullanıldığının açık olması karşısısında davaya konu olayda davaya konu kapının izin alınmaksızın fotoğrafının çekilmesinin ve fotoğrafın dergide yayınlanmasının FSEK 40 hükmündeki istisna çerçevesinde serbest olduğu ve bu sebeple davacının mali hakkının ihlal edilmediği yönündedir.
Somut olayda davacının evine ait kapısı üzerinde yer alan süslemelerin eser niteliğinde olup olmadığı, eser niteliğinde iseler FSEK 40.madde kapsamında bulunup bulunmadığı, davacının tazminat isteminin yerinde olup olmadığı hususları heyetlerce raporlarında tartışılmıştır.
FSEK 14.maddesinde “Bir eserin umuma arzedilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını munhasıran eser sahibi tayin eder”denilmiştir. Davacı tarafından evinin kapısının umuma açılan bölümüne davacı yanca bazı süslemeler yapıldığı keza ilk rapor ve son rapor kapsamına göre bunların eser niteliğinde bulunmadıkları tespit edilmiştir.
Bir an için eser sayılsa dahi sahibinin rızasıyla umuma arz edilen eser alenileşmiş sayılır ve 5846 Sayılı FSEK 14/III.fıkrasında yazılı haller dışında umuma arzın geri alınması mümkün değildir. Davacı esasen kapı üzerindeki süslemeleri 3.kişilerin görmesi için teşhir etmektedir.
5846 Sayılı FSEK 40/II-III.fıkraları uyarınca, üzerine davacı tarafından açıkça men edici bir kayıt konulmadıkça güzel sanat eserleri malikleri veya bunların izniyle başkaları tarafından umumi mahallerde teşhir edilebilir ve açık artırma ile satılacak eserler teşhir olunabilir. Davacı tarafından eser üzerine men edici bir kayıt konulduğu veya eserin bu suretle umuma arzının 5846 Sayılı FSEK 14/III fıkrasına göre eser sahibinin şeref ve itibarını zedelediğide iddia ve ispat edilemediğine göre davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddi gereklidir.
Bilindiği üzere kural olarak eser sahibinden izin alınmaksızın eserin küllanılması FSEK 21-25’te düzenlenen mali hakların ihlali sayılacaktır. Bununla birlikte FSEK’te mali hakların serbestçe kullanımına ilişkin bazı sınırlamalar ve istisnalar öngörülmüştür. Bu istisnalardan biri de FSEK 40’ta düzenlenmiştir. FSEK 40 hükmüne göre; “Umumi yollar, caddeler ve meydanlara, temelli kalmak üzere konulan güzel sanat eserlerini, resim, grafik, fotoğraf vesaire ile çoğaltma, yayma, umumi mahallerde projeksiyonla gösterme, radyo ve benzeri vasıtalarla yayımlama caizdir. Bu salahiyet mimarlık eserlerinde yalnız dış şekle münhasırdır.
Üzerlerine, sahibi tarafından sarahaten men edici bir kayıt konulmuş olmadıkça güzel sanat eserleri, malikleri veya bunların muvafakatıyla başkaları tarafından umumi mahallerde teşhir edilebilir.Açık artırma ile satılacak eserler umuma teşhir olunabilir. Umumi mahallerde teşhir edilen veya açık arttırmaya konulan bir eseri sergi veya arttırmayı tertip eden kimseler tarafından bu maksatlarda çıkarılacak katalog, kılavuz veya bunlara benzer matbualar vasıtasıyla çoğaltma ve yayma caizdir.Bu allerde, aksine yerleşmiş adet yoksa, eser sahibinin adının zikrinden vazgeçilebilir. .Görüldüğü üzere FSEK.m.40 hükmünde, bazı güzel sanat eserleri üzenindeki hakların şahsi menfaat gerekçesiyle sınırlandırılması hususu düzenlenmiştir.Temelli kalmak”tan maksat ise; devamlılıktır. Sırf geçici bir süre için Sergilenmek üzere konulan güzel sanat eserlerinin FSEK.m.40/1 anlamında yararlanma mümkün değildir. Şahsi yararlanmanın kapsadığı yetkiler içerisinde “çoğaltma”dan bahsedilmişse de; güzel sanat eserlerini çoğaltma serbestisi son derece sınırlıdır ve bir çoğaltma sadece aslı ya da yüzey halinde bulunan güzel sanat inde resim, tablo, fotoğraf vb. için mümkündür. Bir resmin mekanik araçlar kollanılarak taklit ve kopya edilmesi, fotoğraf veya fotokopisinin çekilmesi suretiyle aynen iKinci bir nüshası elde edilirse çoğaltma söz konusu iken, umumi yol, cadde veya meydanlara konulmuş bir heykelin, kabartma, oyma vs. eserlerinin resminin yapılması , fotokopisinin çekilmesi gerçek anlamda bir çoğaltma olmayıp işleme niteliğindedir. Zira burada bir güzel sanat eseri bir şekilden başka bir şekle sokulmaktadır.
Umumi yollar, caddeler ve meydanlarda temelli kalmak üzere konulmayıp, üzerlerine sahibi tarafından da men edici bir kayıt konulmayan güzel sanat eserleri; malikleri veya bunların muvafakatıyla başkaları tarafından UMUMİ MAHALLERDE teşhir olunabilir(FSEK.m.40/ll). Bu hüküm, güzel sanat eserlerinin sergilenebilmesi için kültür ve sanat amaçlarıyla konulmuştur. Umumi mahallerden maksat, herkesin serbestçe gelip geçmekte olduğu yerlerdir. Ancak bu yerlerin sürekli açık olması veya mülkiyetinin kamuya ait olması şart değildir. Bu nedenle umumi olmayan sergi salonlarında, sanat galerisinde ve cami ve kilise gibi kapalı mekanlarda sergilenen eserler FSEK.m.40/l’deki şahsi yararlanmanın kapsamına girmez. Buna göre, kamuya teşhir edilecek eserlerin mutlaka güzel sanat eseri olması gerekmez. Eser orijinalleri, müzik ve edebiyat mahsulleri de bu hükme dayanılarak teşhir edilebilir. Teşhirin mutlaka sergilerde olması da gerekmez. Herkesin girip çıktığı banka holü, otel, lokanta gibi yerlere konmak suretiyle de teşhir mümkündür. Teşhir girişi ücrete tabi yerlerde de olabilir. Eser sahibi, eseri devrederken, eserin teşhirini istemiyorsa bunu devir sırasında eserin üzerine koyacağı bir kayıtla men eder ve eser maliki tarafından başka birine satılırsa, bu takdirde de eser üzerinde bulunan teşhir edilmeme kaydı geçerli olup, her müktesip için bağlayıcıdır.
FSEK.m.40. Maddeye göre, “bu hallerde, aksine yerleşmiş adet yoksa, eser sahibinin adının zikrinden vazgeçilebilir. Görüldüğü gibi bu hüküm ile eser sahibinin sadete mali haklan değil, manevi haklarından biri olan adın belirtilmesi hakkına da bir sınırlama getirilmiş olmaktadır.
Somut olayda da toplanan ilk ve son bilirkişi raporu kapsamına göre davacının evinin kapısın eser vasfında bulunmadığı, bir an için bu yönde değerlendirilmesi halinde dahi kapının üzerindeki süslemelerin tasarlaması ve kapının umumi yol üzerinde bulunması ve kapının temelli kalmak üzere kullanıldığının açık olması karşısısında davaya konu olayda davacıdan izin alınmaksızın fotoğrafının çekilmesinin ve fotoğrafın dergide yayınlanmasının FSEK 40 hükmündeki istisna çerçevesinde serbest olduğu ve bu sebeple davacının mali ve manevi haklarının ihlal edilmediği anlaşıldığından subut bulmayan davanın essatan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın reddine,
2-170,880 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 134,88 TL harcın davacıya iadesine,
3-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır