Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/283 E. 2020/94 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/283 Esas
KARAR NO : 2020/94

DAVA :MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ-SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 16/09/2015
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan dava-karşı davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin turizm ve seyahat acentalığı sektöründe “…” işletme unvanı ile faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…” işletme unvanını 14/04/2011 tarihinde aldığını ve bu tarihten itibaren aralıksız ve etkin şekilde kullandığını, davalı adına tescilli … kod numaralı “…” markası üzerinde müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu ve … alan adının da sahibi olduğunu, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğunu, davaya konu markanın müvekkilline devrini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde markanın hükümsüzlüğünü, davalı yanın söz konusu markayı kullanmasının önlenmesini “…” ibareli markayı taşıyan her türlü metaryelin toplatılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava konusu … ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliği 39.ve 43. sınıflarında 21/05/2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile müvekkili adına tescilli olduğunu, davacı tarafın marka tescilinden 2 yıl sonra “…” ibaresini acenta unvanı olarak kendi adına tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğunu, tescilli markanın hükümsüzlüğünün; Markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde talep edilmesi gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkillinin “…” ibareli markayı tescil ettirmesinden iki sene sonra “…” unvanını kullanmaya başlayan davacı-karşı davalının “…” ünvanını kendisinin maruf ve bilinir hale getirdiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı-karşı davalının söz konusu kullanımlarının müvekkiline ait marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkili şirket tarafından davacı-karşı davalıya … 17. Noterliğin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tecavüzün durdurulması ihtarının yapıldığını ancak davacı-karşı davalının ilgili ihtara cevap dahi vermediğini, marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi zararların tazminine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, birden fazla rapor alınmıştır.
Mahkememizce 14/12/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
14/12/2018 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; Davacı-karşı davalı tarafından 16/09/2015 tarihinde, … kod numaralı markanın hükümsüzlüğü talepli olarak açılan davanın, ilgili markanın tescil tarihinden sonra 5 yılı aşkın bir sürenin akabinde açıldığı ve davalı-karşı davacı yanın kötüniyetli olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunulmamış olması nedeni ile davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, Mahkemece davacı-karşı davalı tarafından davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilse dahi davacı-karşı davalı yanın … ibaresi üzerinde, davalı-karşı davacıya karşı gerçek hak sahibi olduğu yönündeki iddialarının heyetce yerinde olmadığının değerlendirildiğini, tarafların aynı ilde, yakın ilçelerde, aynı-benzer iş kollarında ticari faaliyet yaptıklarını ve davacı-karşı davalı yanın … İSMİNİ adına tescil ettirdiği tarih olan 14.04.2011 tarihinin üzerinden 3,5 yıl geçmesinin akabininde ortaya çıkan ihtilaf nedeni ile davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya yöneltmiş olduğu … esas unsurunun kullanımının markalarına tecavüz teşkil ettiği yönündeki iddiaları bakımından “uzun süre sessiz kalma nedeni ile hak kaybına uğradıklarının” değerlendirilebileceği, ancak dosya içerisinde davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının kullanımlarını ilk kez öğrendiği tarihin tespit edilemediğini, bu sebeple nihai, doğru ve kati değerlendirmelerin yalnızca Mahkeme tarafından yapılabileceğini, ikame edilmiş olan karşı dava bakımından uzun süre sessiz kalma nedeni ile hak kaybının varlığının Mahkeme tarafından değerlendirilmemesi halinde davacı-karşı davalının acenta unvanı kullanımının dışına çıkarak yapmakta olduğu markasal kullanımların davalı-karşı davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunu, davacı şirketin sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanış (ibraz) tasdikleri yönünden ise gerekli onaya sahip olmadığını, davacının ticari defterlerinin delil olarak takdiri hakkındaki kararın Mahkemeye ait bulunduğunu, davalı şirketin sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanıs (ibraz) tasdikleri yönünden ise gerekli onaya sahip olmadığını, davalının ticari defterlerinin delil olarak takdiri hakkındaki kararın Mahkemeye ait bulunduğunu beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Asıl dava:Davalının, TPMK nezdinde … tescil nolu “…” markasının, davacıya devri ve devrin TPMK siciline işlenmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Karşı dava:Davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacı şirketin … markasına vaki tecavüzün durdurulması, önlenmesi ile maddi-manevi tazminata ilişkindir.
556 sayılı KHK’nin 7. maddesinde markanın tescilinde mutlak ret sebeplerinden tanınmış markalara ilişkin davanın, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekliliği emsal olarak sair markalar bakımından açılacak davalar bakımından da gözetildiği, tanınmış olmayan markalar bakımından mutlak ret nedenleri ile hükümsüzlüğün talep edilebilmesi için tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin gözetilmesi gerektiği, hak düşürücü sürenin istisnası olarak ise husumet yöneltilecek markanın tescilinin kötü niyetli olarak yapıldığı hallerde herhangi bir süreye bağlı olmaksızın dava ikame edilebileceği kabul görmüştür.
Asıl dava bakımından; Dava konusu … tescil nolu “…” markasının davalı adına 31/03/2010 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 5 yıllık süre geçtikten sonra 16/09/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenmesi gereken başka bir husus ise; Dava konusu markayı adına tescil ettirmiş olan davalının markanın tescil edilmesinde kötü niyetli olup olmadığı, davalıya ait olan … sitesine ilişkin domain kaydından davalının “…” ibaresine 2004 tarihinden itibaren kullandığı, 2009 yılında dava konusu markayı adına tescil ettirdiği, davacının ise “…” ibaresini 2011 tarihinde seyahat acente ünvanı olarak tescil ettirmesinin akabininde kullanmaya başladığı, davacının 2004-2009 tarihlerinden öncesine ilişkin “…” ibaresi ile herhangi bir kullanımının olmadığı, sunulan delillerden davalı şirketin, dava konusu marka bakımından tescil müracatını gerçekleştirdiği tarihte kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kanaatine varılmıştır.
Yasal düzenlemeler ile markanın başvuru tarihinden önce tescilsiz bir marka ya da ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret olduğunun tespit edilmesi halinde hükümsüz kılınması gerekmektedir. Hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” ibareli markanın gerçek hak sahipliği iddiası ile hükümsüzlüğünün talep edilebilmesi için benzer nitelikte olan davacı şirkete ait “…” ibaresinin markanın tescil tarihinden önce davacı tarafından ticaret sırasında kullanılmış olması gerektiği, … sitesine ilişkin domain kaydında davalı şirketin “…” ibaresini 2004 yılından beri kullandığı, 2009 yılında markayı adına tescil ettirdiği, 2010 yılından itibaren faturalarında … ibaresinin yer aldığı, davacı şirketin ise “…” ibaresini, 14/04/2011 tarihinde aldığı seyahat acentası ünvanı olarak tescil ettirmesinin akabinde kullanmaya başlandığı, davacı şirketin 2013 yılından sonra düzenlenen faturalarda … ibaresini kullandığı, davacı şirketin, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 21/05/2009 tarihinden önce ve davalı şirketin internet sitesinde “…” ibaresini kullandığı, 2004 tarihinden önce ticaret sırasında kullanıldığına ilişkin delil sunulmadığı, böylece davacının, davalı şirket adına tescilli markanın başvuru tarihinden önce “…” ibaresini tescilsiz olarak ticaret sırasında kullandığı ispatlanamadığından ve 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı görülmekle, davalıya ait … tescil nolu “…” markasının hükümsüzlüğü koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karşı dava bakımından; “…” ibareli markanın mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasına ilişkin tebliğin 39.ve 43.sınıflarında 21/05/2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı-karşı davacı …. adına tescilli olduğu, davacı-karşı davalı … tarafından marka tescilinden iki yıl sonra “…” ibaresine acenta ünvanı olarak adına tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğu ve söz konusu kullanımların marka hakkına tecavüz oluşturduğunun iddia edildiği, “…” ibareli marka ile “…” ibareli acenta ünvanının taraflarca taşımacılık ve turizm alanında kullanılmakta oluptur anlamına gelen “…” sözcüğü ile seyahat anlamına gelen “…” yabancı kelime unsurlarının ilgili sektörde yoğun olarak kullanıldığı bu nedenle karşı davaya konu marka ile davacı-karşı davalının acenta ünvanında yer alan “…” unsurunun esas nitelikte olup bahse konu kelimelerin aynı sektörde yapılacak kullanımların tüketici nezdinde iltibas yaratacak şekilde benzer olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların aynı ilin yakın ilçelerinde aynı/benzer işler ile iştigal ettikleri, … ibaresinin davacı-karşı davalı tarafından acenta işletme adı olarak 14/04/2011 tarihinden itibaren, davalı-karşı davacı şirket tarafından ise 2009 yılında marka, 2004 yılından itibaren ise alan adı olarak kullanıldığı, T.T.K gereğince tarafların tacir oldukları aynı şehrin, yakın ilçelerinde aynı iştigal alanı içerisinde kendilerine ait bir ticari metayı kullanan kişi ya da firmayı bilmeleri gerektiği, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalının … hakim unsurlu kullanımlarını öğrendiği ilk tarihe dair delil sunulmadığı, bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tarafların 2015 yılında hukuki iltilafa giriştikleri akabinde davalı- karşı davacının … 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı-karşı davalıyı … ibaresini kullanmama hususunda ihtar ettiğini, davacı-karşı davalı şirketin … ibaresine acenta işletme adı olarak 14/04/2011 tarihinde kayıt ettirdiği ve davanın 2015 yılında açıldığı görülmekle, tecavüz iddiaları bakımından uzun süre sessiz kalma nedeni ile hak kaybına uğradığı kanaatine varıldığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
-54,40-TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,70- TL harcın davacıdan tahsiline,
-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4,910-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70-TL başvuru harcı 27,70-TL peşin harç, 235-TL tebligat ve müzekkere masrafı, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.190,40-TL nin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
2-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
-54,40-TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 2.678,60-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davalı karşı davacıya iadesine,
-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Reddedilen itibar tazminatı talebi yönünden avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70-TL başvuru harcı 2.733,00-TL peşin harç, 140,00-TL tebligat ve müzekkere masrafı, 5,500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.400,70-TL nin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır