Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/282 E. 2020/336 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/282 Esas
KARAR NO : 2020/336

DAVA : Faydalı Model Belgesinin İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2002
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Taraflar arasında Faydalı Model Belgesinin İptali davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 27/02/2014 tarih ve … sayılı ilamı ile karara bağlandığı, dava dosyası yüksek mahkeme denetimindeyken HSK’nun02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verildiği ve Yargıtay11. Hukuk Dairesinin 2014/18159 esas, 2015/5688 karar nolu bozma ilamı üzerine dava dosyasıuyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/282 esas numarasına kayıtlanarak , bozma ilamına uyularak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olan diğer davalı … ile yaptıkları 29/03/2004 tarihli protokolde, müvekkiline ait faydalı model belgesi bulunan … adı verilen sıvı ambalaj torbası şeklindeki ürünün üretimi ve bu üretimle ilgili … A.Ş’nin kuruluşu ile ilgili hususlarda anlaştıklarını, müvekkilinin davalılar tarafından protokol hükümlerinin yerine getirileceğine güvenerek, faydalı model belgesini davalı şirkete bedelsiz olarak devrettiğini, davalıların teknik konularda müvekkilinin ve diğer uzmanların insiyatif kullanmalarına müsaade etmeyerek hatalı ürünler üretilmesine ve büyük zararlar doğmasına yol açtıklarını, davalıların protokolde belirtilmediği halde şirketi ve faydalı model belgesini satmak için girişimlerde bulunduklarını, müvekkilinin davalılara noter ihtarnamesi ile protokol ve faydalı model belgesi devir sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini ileri sürerek, 29/03/2004 tarihli protokolün feshinin tespitini ve iptalini, Faydalı Model Belgesi Devir Sözleşmesi’nin iptalini ve faydalı model belgesinin müvekkilinin ismine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, …’un protokolün gereği olan sermayeyi koyarak edimini yerine getirdiğini, davacının da kendi rızası ile faydalı model belgesini 500,00 TL karşılığında müvekkili şirkete devrettiğini, davacının … ürünlerinin, pazarlanması, satışı ve piyasa araştırmasından sorumlu olduğunu, davacının yüklendiği görevleri yerine getirmediğini, bu sebeple müvekkillerinin büyük zararlara uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davaya konu uyuşmazlık taraflar arasında … 26. Noterliği’nde … tarihinde … yevmiye numarası ile düzenlenen faydalı model belgesi devir sözleşmesinin iptaline ilişkindir.
Bozma öncesinde Mahkemece, faydalı model belgesinin devrinin 29/03/2004 protokole istinaden gerçekleştirilen bir devir olduğu, davalı yanın protokolde belirtilen edimlerini tam olarak yerine getirmediği, bu durumda davacının faydalı model belgesini devretmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, 29/03/2004 tarihli protokol ile 14/04/2004 tarihli … sayılı “Faydalı Model Belgesi Devir Sözleşmesi”nin iptaline karar verilmiştir. Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir. Yüksek Yargıtay11. Hukuk Dairesinin 2014/18159 esas, 2015/5688 karar nolu bozma ilamı üzerine dava dosyası mahkememize intikal etmiş, bozma ilamı usul ve yasaya uygun görüldüğünden bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay11. Hukuk Dairesinin 2014/18159 esas, 2015/5688 karar nolu bozma gerekçesinde”.. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararında protokol hükümlerinin gerçekleşmemesinde hangi tarafın kusurlu olduğu tartışılmadığı gibi, faydalı model belgesinin devrine ilişkin sözleşme içeriğinin de irdelenmemesi doğru görülmemiş,eksik inceleme neticesi verilen hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA 22/04/2015 tarihinde karar verilmiştir”
BOZMA SONRASINDA DELİLLLERİN TARTIŞILMASI:
Bilirkişiler …, …, … 29/06/2016 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Tarafların Protokol’de kararlaştırmış oldukları şartın, “geciktirici şart” olduğu, her ne kadar Faydalı Model Belgesi’nin devrinin, Protokolde belirtilen şartların yerine getirilmesinden sonra, gerçekleştirilmesi gereken bir olgu olarak kararlaştırılmış olsa da, tarafların, Faydalı Model devrine ilişkin tasarruf işlemini, geciktirici şarta bağladıkları Protokoldeki şartlar yerine getirilmeden gerçekleştirmiş oldukları, dolayısıyla şartın gerçekleştiği andan itibaren büküm ve sonuçlarını doğuracak devrin, (geciktirici) şartın gerçekleşmeyeceğinin de kesinleşmesi sebebiyle, Protokol’e bağlanan Faydalı Modelin Devri işleminin de kesin olarak hükümsüz hale geldiği, Gerek MK. m. 6, gerekse HMK. m. 190 hükümlerince, iddia ve savunmaların ispatlanması gerektiği, buna karşılık dosya içindeki belge ve bilgilerin, sadece iddia ve karşı iddiaya (savunmaya) yönelik olduğu, anılan Kanun maddeleri çerçevesinde bu iddia ve savunmaların ispata muhtaç olduğu, Kuruluşu düşünülen dava dışı … A.Ş/nin, Protokol şartlan tatbik edilmesine rağmen, zararda olduğu ve 24 aylık faaliyet dönemindeki mali verilerinin, Protokol şartlarından 1 nci maddedeki şartın yerine getirilmesi için yeterli olmadığı, dolayısıyla dava dışı … A.Ş.’nin belirtilen sürede kar elde etmesinin ve kuruluşunun düşünülemeyeceğinin tespit edildiği, Protokol yapılırken 1 nci maddede belirtilen şartın mali boyutunun, gerçekleşme hedef, zaman ve süresinin belirlenmemiş olmasının, Protokol şartlarını başlangıçta imkansız hale getirdiği, bu durumda 24 aylık sürede kar elde edilmesi, belirsiz borç miktarının bitirilmesi ve … A.Ş/nin kurulması mümkün olmadığından, 29/03/2004 tarihli Protokolün taraflar açısından çekilmez hale geldiği ve bu hale gelmesinde her iki tarafın da kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …, … 17/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı ve davalı yönünden gerek MK. m, 6, gerekse HMK. m. 190 hükümlerince, İddia ve savunmaların ispatlanması gerektiği, Söz konusu ispatın davacı tarafça kısmen sunulan belge ve deliller ile sağlandığı davalı yönünden İse anılan Kanun maddeleri çerçevesini ise bu iddia ve savunmaların ispata muhtaç olduğunun tespit edildiği, Daha ayrıntılı bir kusur değerlendirmesinin uzmanlık alanları dışında yer alması sebebiyle, özellikle kusurun derecesi ve ağırlığı konusunda bildirilmesinin fiilen mümkün bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …, … 18/10/2018 havale tarihli 2. EK bilirkişi raporlarında; aynı beyanlarda bulunmuş, kusurun derecesinin tespitinin Mahkemenin görev alanında yer alması dolayısıyla yapılamayacağı nı belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …, … 29/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporlarında; davacı ve davalı arasında akdedilen protokolün yerine getirilmemesinden davacı …’ın sorumlu bulunduğu, Noterlikçe düzenlenen Faydalı Model Belgesi devir sözleşmesinde devir bedeli mevcut olduğundan, mezkur faydalı modelin davalı …’a devrinin gerçekleşmiş olduğu kabulünün Mahkemenin taktirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … 11/05/2020 havale tarihli bilirkişi raporlarında; Davacı tarafın da süreç içerisinde hatalı ürünlerin üretilmesi, şirketin zarar etmesi ve faydalı model üzerindeki hakkını devir noktalarında kusurlu davrandığı dikkate alındığında, protokolde tespit edilen şartların gerçekleşmemesinden sorumlu olduğu ve bu sebeple faydalı model devir sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürümeyeceği, 14.04.2004 tarihinde imzalanan dava konusu … sayılı faydalı model belgesinin devrine ilişkin sözleşmede davacı tarafın devir bedelini nakden ve tamamen almış olduğunu açık şekilde beyan ettiğini, bu beyanına rağmen bedelin alınmadığı iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerektiği, dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmaması sebebiyle davacının devir bedelini aldığı ve işbu sözleşmeden kaynaklı bir alacak hakkının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bozma sonrasında alınan raporlar, dosyadaki tüm deliller birlikte mütalaa edildiğinde …, …, …, …tarafından düzenlenen 29/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporu ile Bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen 11/05/2020 havale tarihli bilirkişi raporları HMK 266. Madde kapsamında denetime uygun dosyadaki deliller ile uyumlu olduğundan hükme esas alınmıştır.
Türk Patent Enstitüsü Patent Dairesi Başkanlığı’ndan gelen kayıtlardan … sayılı ve “geliştirilmiş sıvı ambalaj torbası” buluş başlıklı faydalı model belgesinin 04/02/2003 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı … adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan davacı ile davalıların …’un imzası bulunan 29/03/2004 tarihli protokol incelendiğinde 7 maddeden ibaret olduğu, … AŞ bünyesinde sıvı ambalaj torbalarının imalatının yapılması ve ortaklık yapısı ile hisse oranlarının belirlenmesine ilişkin olarak düzenlenen protokole göre sermayenin %100’nü …’un taahhüt ettiği, davacının … %10 hissedarı olacağı , borçlar bittikten sonra … AŞ’nin %90 hissesinin …’a, %10 hissesinin …’ya ait olacağı ve sıvı ambalaj torbalarının imali ile ilgili olan davacı faydalı model belgesinin bu protokolde belirtilen şartlar karşılığında … tarafından …’a devir edileceğinin kararlaştırıldığı, … 26. Noterliğinde … tarihinde düzenlenen faydalı model belgesi devir sözleşmesi’nde ise 500,00 TL bedelle davacının …AŞ’ye TPE nezdinde kayıtlı olan … sayılı faydalı model belgesini devrettiği, devir bedelinin nakden ve tamamen ödendiği yolunda beyan bulunulduğu görülmektedir.
Protokolün 1. maddesine göre borçlar bittikten sonra kurulacak … şirketinin %90 hissesi …’ a, %10 hissesi ise …’ya ait olacaktır. Maddede ifade edilen borçlardan tam olarak neyin kastedildiği anlaşılamamaktadır. Ancak 27.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda elde edilen mali tespitler, … şirketinin … markalı sıvı ambalaj torbası ürünlerin satışından kar elde edemediği bu sebeple davacının %10 payının ödenemediğini ortaya koymaktadır. Kar elde edilememesi sebebiyle … şirketinin kurulması da mümkün olmamıştır. Bu sebeple protokolün 1. Maddesi kapsamında davalı tarafın kusurlu şekilde hareket ettiği sonucu çıkarılamaz.
Protokolün geri kalan maddelerinde düzenlenen şartlar incelendiğinde, bazı maddelerde ifade edilen … şirketinin kurulamaması sebebiyle öngörülen bu şartların yerine getirilemediği anlaşılmaktadır, örneğin protokolün 6. Maddesinde öngörülen devir işlemleri bu sebeple gerçekleştirilememiştir.
Protokoldeki şartlar ile uyumlu olmayan diğer bir konu ise; ilgili faydalı modelin 14.04.2004 tarihinde protokolün imzalanmasından 15 gün sonra devrinin yapılmasıdır. Böylece protokolün 3. Maddesinden getirilen, şartlar gerçekleştikten sonra devir yapılacak düzenlemesi işlevsiz hale getirilmiştir.
Davacı taraf, davalı tarafın kusurlu davranışlarına ilişkin olarak özellikle protokolün 4 ve 7. Maddelerine aykırılıkları vurgulamaktadır. 1. Maddenin gerçekleşememesinden dolayı davalı tarafın kusurlu olduğunu iddia etmesine karşın, davacı tarafın bu durumu somutlaştırmadığı, hangi sebeplere ve delillere dayalı olarak davalının 1. Maddedeki yükümlülüklerini yerine getirmediği izah ve ispat edememiştir.
Protokolün 4. Maddesinde ilişkin olarak davalı tarafın sıvı torba imalat işini ayrı bir hesapta takip etmediği ve bu durumun protokole aykırılık teşkil ettiği iddiası bulunmaktadır. Ancak kayıtlarda yapılan mali incelemede … markalı ambalajlara ilişki tespit ve değerlendirme yapma imkanı olmuş bu sebeple sadece şekli anlamda ayrı bir kayıt olmamasının tek başına sözleşmeye aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Protokolün 7. Maddesinde ilişkin olarak protokolde maaşların şirketin durumu göz önünde bulundurularak tespit edileceği belirtilmiştir. Davacı taraf, … 4. İş Mahkemesinin verdiği kararın kendi haklılığını ortaya koyduğunu ifade etmektedir. Ancak söz konusu mahkeme kararının doğrudan bu madde kapsamında davacının haklılığını ispat etmediği açıktır. Protokol hükmüne göre maaşlar şirketin durumu dikkate alınarak belirlenecektir, işten çıkarma durumu için bir düzenleme getirmemektedir.
Davacı taraf 14.09.2005 ve 06.11.2005 tarihlerinde davalıya üretilen torbalardaki hatalar konusunda bilgi vermiş, … şirketinin hala kurulmadığını, hesapların protokolün 4. Maddesine güre ayrı tutulmadığını bildirmiştir.
Buna karşın davalı tarafından aynı yılın 8. Ve 9. Aylarında ürünlerin hatalı üretildiği bilgisi de davacı tarafa bildirilmiştir, 25.01.2005 tarihli su torbası alım sözleşmesi, ürün kalitesinde yaşanan bu olumsuzluklar sonucu … tarafından 15.11.2005 tarihinde feshedilmiştir.
Dolayısıyla toplanan delilleri göre; protokol şartlan ve tarafların yürütülen ticari faaliyet içerisindeki rolleri dikkate alındığında, protokol hükümlerinin gerçekleşmemesinde davalı yanın kusurlu olduğunu söyleme imkânı bulunmamaktadır. Sürecin içerisinde yer alan davacının, şirketin kar elde edememesinden ve … şirketinin kurulamamasından dolayı sorumlu olduğu bilirkişilerce tespit edilmiştir.
Protokolün 3. Maddesinde açık şekilde şartlar gerçekleştikten sonra devir yapılacaktır denilmesine rağmen, davacı tarafından 15 gün sonra devir yapılmıştır. Diğer yandan şartların gerçekleşmemesinden tarafların kusurlarının ötesinde ticari hayatın risklerinin de rol oynadığı görülmektedir. Bu sebeple zaten belirsiz bir zemine oturtulan bu ticari ilişkide davalı tarafın kusuru ile protokolde öngörülen şartların gerçekleşmediği ve buna bağlı olarak faydalı model devir sözleşmesinin geçersiz olduğu ileri sürülemez.
Bu anlamda davacı tarafın da süreç içerisinde hatalı ürünlerin üretilmesi, şirketin zarar etmesi ve faydalı model üzerindeki hakkını devir noktalarında kusurlu davrandığı dikkate alındığında protokol hükümlerinin gerçekleşmemesinden dolayı sorumlu olduğu ve faydalı model devir sözleşmesinin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği anlaşılmıştır.
Dava konusu … sayılı faydalı model belgesinin devrine ilişkin sözleşme taraflar arasında 14.04.2004 tarihinde imzalanmıştır. Davacı taraf devir bedelini nakden ve tamamen almış olduğunu söz konusu sözleşmede açık şekilde beyan etmiştir. Bu beyanına rağmen bedelin alınmadığı iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmaması sebebiyle davacının devir bedelini aldığı ve işbu sözleşmeden kaynaklı bir alacak hakkının bulunmadığı kanaatine varılarak toplanan deliller , hükme dayanak alınan denetime uygun 11/05/2020 tarihli rapor da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 42,20 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 5.800 TL bilirkişi ücreti 49,90 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 5.849,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı. 10/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır