Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/268 E. 2020/40 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/268 Esas
KARAR NO : 2020/40

DAVA : Markanın hüküsüzlüğü,unvan terkini,haksız rekabetin men ve refi
DAVA TARİHİ: 02/07/2015
KARAR TARİHİ: 28/01/2020

Taraflar arasında Markanın hükümsüzlüğü, unvan terkini, haksız rekabetin men ve refi davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin2015/158 sırasına kayıtlanmış ve yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ,dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/268 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1973 senesinden bu yana hasat sonrası hububat, bakliyat, tohum ve yağlı tohum gıda işleme teknoloji sanayisi için makineler ürettiğini ve tescilli ticaret unvanı altında faaliyetlerini sürdürdüğünü, tescilli ticaret unvanının ilk kelimesi … olan sektörünün öncü isimlerinden biri haline geldiğini, müvekkilinin “…” ve türevlerini barındıran TPE nezdinde tescilli birçok markasının bulunduğunu, müvekkilinin ayrıca … ibareli alan adı üzerinden de 24/09/2004 tarihinden bu yana ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalı şirketin müvekkilinin eski hissedarı ve çalışanı olan baba-oğul tarafından kurulduğunu, davalı yanın evvelce müvekkili firmanın ortaklığında bulunmuş olan … ile oğlu ve müvekkili firmanın eski çalışanı olan … isimli şahıslar tarafından kurulduğunu, …’in müvekkili şirkette bulunan hisselerini devir ettiğini ve şirket bünyesinden ayrıldığını, davalı firmanın kurulmasını sağlayan Sabahattin …’in müvekkili şirketteki hisselerini devretmesine rağmen, müvekkilinin tanınmışlığından haksız bir şekilde yararlanmak sureti ile oğlu … ile birlikte … Ltd.Şti’ni kurduğunu ve bu durumun müvekkilinin tescilli ticaret unvanına, tescilli alan adınave tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı yanın … sayılı “…” ibareli marka ve … sayılı “…” ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, men’ini ve durdurulmasını, önlenmesini ve ayrıca davalının ticaret unvanının sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı yanın ve müvekkilinin aynı faaliyet alanında çalıştıklarını, tümüyle aynı faaliyet alanında ve aynı ürünleri üreten iki firmanın birbirilerini gayet iyi bildiklerini, bu halde de aksini iddia eden davacı tarafın kötü niyetle hareket ettiğinin açık olduğunu, davacı yan kötü niyetli olarak müvekkilinin ticari faaliyetlerine engel olduğunu, davacının iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA;
İDDİA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … kod numaralı ”…” ibareli markası ile, … kod numaralı ”…” ibareli markların hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, men’ini, durdurulmasını, önlenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait sitede kullanılan markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, ancak sitenin müvekkili tarafından değil, müvekkilinin ortağı olduğu … Teknoloji tarafından kullanıldığını, ayrıca davacı yan her ne kadar siteyi eskiden bu yana kullandığını iddia etmekte ise de, müvekkilin babası …’in 1975 yılında faaliyetlere başlandığını, 1981 yılında ticaret siciline Sebahattin … olarak kayıt yaptırıldığını, 1987 yılında diğer kardeşlerle birlikte …İsimli şirketi kurduklarını, 1996 yılında ticaret unvanını değiştirilerek … unvanını aldığını, 2013 yılında …’in şirketten ayrıldığını, …’in 1 Mayıs 2014 yılında şirketten ayrılarak … firmasını kurduğunu, tarafların aynı aileden geldiğini, Sebahattin …’in şirketten ayrılırken centilmenlik sözleşmesi adı altında bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede davalının babasının ve mirasçılarının şirketin faaliyet konusuyla ilgili faaliyetleri ve aynı makineleri üretip satışına muvafakat edildiğini ve … markasının da davalı adına kayıtlı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu asıl davada; Davalı adına tescilli … sayılı “….” ve … sayılı … ibareli markanın hükümsüzlüğü, ticaret unvanının terkini ve … ibareli siteye erişimin engellenmesi talepleri ile Davalının kataloglardaki kullanımlarının haksız rekabete neden olduğu iddiasıla kataloglarındaki kullanım dolayısıyla fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eyleminin meni ve ref’ine ilişkin olup, birleşen dava konusu ise; Davalı … adına tescilli … sayılı ”…” ve … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile Davalının eyleminin fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eyleminin meni ve ref’ine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Doç.Dr…., Dr…. ve … 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporlarında; esas davada hükümsüzlüğü talep edilen … nolu …+Şekil markasının 7, 9 ve 35.sınıflarda ve … nolu “…” markasının 16.sınıfta davalı adına tescil edilmiş olduğunu, davalı adına tescilli … nolu …+Şekil markası ile davacı adına tescilli olan ve esas unsuru “…” ibaresi olan … nolu … …,… nolu …, … nolu “… “, markaları bir bütün olarak incelendiğinde, markaların benzer olmadığı ve karışıklığa sebebiyet vermeyeceği; esas davada davalı markasının hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olmadığı; davalı adına tescilli olan … nolu… markası ile davacı adına tescilli … nolu … markası bir bütün olarak incelendiğinde markaların benzer olmadığı ve karışıklığa sebebiyet vermeyeceği; esas davada davalı markasının hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olmadığı,
Birleşen davada hükümsüzlüğü talep edilen … nolu … markasının 7 ve 9.sınıflarda ve … nolu … markasının 7, 9 ve 35.sınıflarda davalı adına tescilli olduğu, davalı adına tescilli … nolu … markası ile davacı adına tescilli olan ve esas unsuru “…” ibaresi olan … nolu … , … nolu …,…nolu …, …. nolu … markaları bir bütün olarak incelendiğinde markaların esas unsurlarında yer alan “…” ibaresinin benzer olduğu, birleşen davada davalı markasının hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olduğu, davalı adına tescilli olan … nolu … markası ile davacı adına tescilli olan … nolu … markasında ayırt edici unsurlarından birinin “…” ibaresi olduğu; davacı markasının davalı markasından daha sonraki bir tarihte tescil edilmiş olduğu, ancak dosyaya ibraz edilen ürün kataloglarından tespit edildiği üzere davacı “…” ibaresini ürün markası olarak kullanmakta olduğu, markaların esas unsurlarında yer alan “…” ibaresi nedeniyle markalar benzer olduğundan davalı markasının hükümsüzlüğü şartlarının mevcut olduğu,
Esas ve birleşen dava yönünden davalılar adına tescilli olan … nolu …+Şekil markasının kullanımının …+şekil şeklinde olduğu ve … nolu “…” markasının kullanımının “… +Şekil” şeklinde olduğu, markaların tescil edildiğinden farklı kullanıldığı, davacının marka tescili ve kullanımının … Şekil ve … şeklinde olduğu, somut olayda davalı markalarına eklenen “…” ibaresi de bu kapsamda olup, davalının tescilli markalarının ayırt edici karekterini değiştirmediğinden, davalının marka kullanımları tescile uygun olup, hukuka uygunluk karinesi kapsamında olduğundan davacının markalarına tecavüz eder nitelikte olmadığını, esas dava yönünden de taraflara ait katalogların görsel unsurlar, tasarım unsurları ve açıklama metinleri itibarıyla aynı/benzer olduğu, davalı şirketin … internet sayfasında yer alan e-katalog 2.sayfasında “…”, “… ibarelerine yer verilmiş olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 04/06/2018 tarihli raporlarında; Davalı yana ait … numaralı …+Şekil ibareli markanın 07/ 09/35/ numaralı sınıflarda TPMK nezdinde tescilli olduğunu, davacı yana ait … numaralı … , … numaralı … ve … numaralı … … şekil markalar ile genel izlenim olarak benzer olmadıklarını, her iki tarafın hitap ettikleri tüketici kitlesi nazara alındığında markaların karıştırılma ihtimalinin olmadığını ve markalar bir bütün değerlendirildiğinde ise … numaralı …+Şekil markasının hükümsüzlüğü için yeterli şartların olmuşmadığını, davalı yana ait … numaralı “…” ibareli markanın 16 numaralı sınıfta TPMK nezdinde tescilli olduğunu, davacı yana ait … numaralı “…” ibareli marka ile genel izlenim olarak benzer olmadıklarını, ancak davalı yanın markayı tescil edildiği hali ile kullanmadığını, davacı yanın markasına yakınlaşarak kullandığı tespit edildiğinden ve her iki tarafın hitap ettikleri tüketici kitlesi nazara alındığında markaların karıştırılma ihtimalinin olduğu anlaşıldığından … numaralı … ibareli markanın hükümsüzlüğü için yeterli şartların oluştuğunu, … numaralı “…” ibareli markanın 07 / 09 numaralı sınıflarda TPMK nezdinde tescilli olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacı yana ait … numaralı …, … numaralı … ve … numaralı … markalar ile genel izlenim olarak benzer olduklarının anlaşılmış olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin olması ve her iki tarafa ait markada esas unsurun “…” ibaresi olması nedeniyle … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü için yeterli şartların oluştuğunu, … numaralı “…” ibareli markanın 07/09/35 numaralı sınıfların bazı emtialarında TPMK nezdinde tescilli olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacı yana ait … numaralı “…” ibareli marka ile genel izlenim olarak benzer olmadıklarını, davalı yana ait marka başvuru tarihinin, davacı yana ait marka başvurusu tarihinden önce olması ve markların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı tespit edildiğinden … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü için yeterli şartların mevcut olmadığını, taraflara ait dosya ekinde sunulan katalogların, görsel, tasarımsal, şekilsel ve içerik bakımından ayniyet derecesinde benzer olduğunun tespit edildiğini, ancak her iki tarafın ticari hayat geçmişleri nazara alındığında, davalı yanın kataloglarının, davacı yanın kataloglarına benzetme ihtimali olduğuna dair çıkarım yapılabilmesine karşın, incelenen konunun haksız rekabet kapsamında katalogların üzerinde tarih yer almadığından kesin bir yargıya varılmasının güç olduğunu, davalı tüzel kişinin ticaret unvanının “… TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” şeklinde olduğunu ve davacı yana ait … ibareli marka ile … ibareli markanın benzer olmaması nedeniyle, ticaret unvanının terkini şartının mevcut olmadığını,davalı …’e ait olduğu tespit edilen … internet sitesinin ana unsurunun … ve yan unsurunun … olduğu ve …. ibaresinin ise davacı yana ait … ibareli markalar ile benzerlik teşkil etmemesi nedeniyle, alan adına erişimin engellenmesi için gerekli şartların oluşmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 08/01/2019 tarihli raporlarında; … nolu “…” ibareli marka tescili için hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığını, … nolu “…” ibareli marka tescili için hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu ve … nolu “…” ibareli marka tescilinin hükümsüz kılınması gerektiğini, … nolu “…” ibareli marka tescili için hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu ve … nolu “…” ibareli marka tescilinin hükümsüz kılınması gerektiğini,… nolu “… ” ibareli marka tescili için hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığını, Davalı … Tic. Ltd. Şti.’ nin ticaret unvanının ayırt edici kısmının … ibaresinden oluştuğu, davacının tescilli “…” markası ile davalının tescilli “…” markasının iltibas yaratmadığını, davalının ticaret unvanın terkin şartlarının oluşmadığını, taraflara ait Katalog tasarımlarının Sayfa düzeni, kompozisyon, içerik, markalar, görseller, logolardan oluşan kriterler baz alınarak incelenmesi sonucu, ayırt edilemeyecek kadar benzer tasarımlara sahip olduğunu, Davalı Tarafın … nolu “…” ibareli marka ve … nolu “…” ibareli marka kullanımının mevcut olduğu Katalog Tasarımında, yüksek oranda Davacının Katalogundan esinlenildiği sonuçta iltibas yaratarak haksız rekabet koşullarının oluştuğunu, www.akytechnology.com alan adının engellenmesi için gerekli şartların oluşmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve …. 19/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporlarında; Bilirkişi heyeti olarak ek rapor değerlendirmesinde kök raporda varılan teknik değerlendirmenin sonucunu değiştirecek bir husus tespit edilmediğini bildirmişlerdir.
Toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları, marka tescil belgeleri , alan adları, ticari sicil kayıtları, yüksek yargı içtihatları ışığında bir bütün olarak incelendiğinde;
HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMLERİNİN İNCELENMESİ;
1- DAVALI ADINA TESCİLLİ … SAYILI “…” İBARELİ MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ; Bilirkişiler …, … ve … ve …, … ve ….’dan oluşan her iki heyette Davalı adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu yönünde rapor sunmuşlar, bilirkişiler Doç.Dr…., Dr…. ve …’den oluşan heyet ise bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının oluşmadığına yönelik rapor sunmuşlardır. Mahkememizce …, … ve … ve …, … ve …’dan oluşan her iki heyetin raporları üstün tutularak bu raporlara itibar edilerek bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının oluştuğuna karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı adına “…” ibaresinin TPE nezdinde … no ile 16 ve 41.sınıflar tescilli olduğunu, hükümsüzlüğü istenen “…” ibareli markanın da 16 ve 41. sınıf için tescilli olduğu, davalı yanın markayı tescil edildiği hali ile kullanmadığı, davacı yanın markasına yakınlaşarak kullandığı tespit edildiğinden ve her iki tarafın hitap ettikleri tüketici kitlesi nazara alındığında markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğu hususu da her iki bilirkişi heyet raporlarında ve çelişkiyi gideren 08.01.2019 tarihli bilirkişilerin raporlarının 11.sayfasında ayrıntılı olarak incelendiğinden ve … ibaresinin her iki tarafın markasında esas unsur olarak yer alması, rekolte ibaresinin hasat anlamına gelmesi,…” ibaresinin fransızca da dünyanın hasadı olarak bilindiği, öte yandan bu markanın başına yada sonuna yapılacak eklerin seri marka imajı yaratarak tüketicinin aldanmasına yol açacağı kaldi ki davalının da markasının tescilli olduğu hali ile değil davacı markasına yaklaşmak suretiyle kullandığı da anlaşıldığından markanın hükümsüzlük şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
2- … SAYILI … ibareli MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ;
Her üç bilirkişi heyeti de bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının gerçekleşmediğini bildirmişlerdir. Bilirkişilerin görüşleri marka hukukuna yönelik olarak hazırlandığından hükme dayanak yapılmıştır.
Davalı yana ait … numaralı … ibareli markanın 07/ 09/35/ numaralı sınıflarda TPMK nezdinde tescilli olduğu anlaşılmış olup davacı yana ait … numaralı … şekil, … numaralı … ve … numaralı … şekil markaları ile genel izlenim olarak hükümsüzlüğü istenen … markasının benzer olmadığı, her iki tarafın hitap ettikleri tüketici kitlesi nazara alındığında markaların karıştırılma ihtimalinin olmadığını ve markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde … numaralı … markasının hükümsüzlüğü için yeterli şartların olmuşmadığı anlaşıldığından bu marka yönünden hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3- DAVALI … ADINA TESCİLLİ … SAYILI “…”İBARELİ MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ;
Her üç bilirkişi heyeti de bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının gerçekleştiğini bildirmişlerdir. Bilirkişilerin görüşleri marka hukukuna yönelik olarak hazırlandığından hükme dayanak yapılmıştır.
… numaralı “…” ibareli markanın 07 / 09 numaralı sınıflarda TPMK nezdinde tescilli olduğu, davacı yana ait … numaralı, … numaralı ve … numaralı markalar ile genel izlenim olarak benzer oldukları anlaşıldığından , markaların karıştırılma ihtimalinin olması ve her iki tarafa ait markada esas unsurun “…” ibaresi olması nedeniyle … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü için şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Markaların karıştırılma ihtimali değerlendirilirken asıl dikkate alınması gerekli unsur o markaların diğer işletmelerden ayırt edilmesini sağlayan unsurlarıdır. Bir markada yer alan tanımlayıcı şekil ve ibarelerin marka koruması kapsamında dikkate alınması mümkün değildir. Bir markanın ayırt edici unsuru ne ölçüde orijinal ise koruma düzeyi de o ölçüde yüksek olacaktır. Somut olayda da davacı markasının ve davalı markasının faaliyet alanları ile markalardaki esas hatırda kalan unsurunun … ibaresi olması, bu markanın önüne yada sonuna şahıs adı eklenmesinin seri marka imaji yaratacağı hususu gözetilerek … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlük için şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
4- DAVALI … ADINA TESCİLLİ … SAYILI”…” İBARELİ MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ;
Bilirkişiler …, … ve … ve …, … ve …’dan oluşan her iki heyette Davalı … adına tescilli … sayılı”…” ibareli markanın hükümsüzlük isteminin oluşmadığı yönünde rapor sunmuşlar, bilirkişiler Doç.Dr…., Dr…. ve … den oluşan heyet ise bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının oluştuğuna yönelik rapor sunmuşlardır. Mahkememizce …, … ve … ve …, … ve …’dan oluşan her iki heyetin raporları üstün tutularak bu raporlara itibar edilerek bu marka yönünden hükümsüzlük şartlarının oluşmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
… numaralı “…” ibareli markanın 07/09/35 numaralı sınıfların bazı emtialarında TPMK nezdinde tescilli olduğu, davacı yana ait … numaralı “…” ibareli marka ile genel izlenim olarak benzer olmadıkları, davalı yana ait marka başvuru tarihinin, davacı yana ait marka başvurusu tarihinden önce olması ve markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, her iki markanın bariz şekilde ayırt edicilik unsuruna haiz olduğu anlaşılıdığından … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HAKSIZ REKABET&UNVAN TERKİNİ&ALAN ADININ TERKİNİ TALEPLERİNİN İNCELENMESİ
Haksız rekabet hükümlerin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 vd maddelerinde haksız rekabet yaratan eylemler düzenlenmiştir. TTK m. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacı “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanlann menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeleri belirlemiştir. 2. Fıkrada ise Kanun Koyucu haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar İle ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır.
Somut dava dosyayasında taraflara ait katalogların görsel unsurlar, tasarım unsurları ve açıklama metinleri itibarıyla aynı/benzer olduğu, davalı şirketin … internet sayfasında yer alan e-katalog 2.sayfasında “…”, “… ibarelerine yer verilmiş olduğu, davacı delillerinden hareket ile davalının Katalog Tasarımında, yüksek oranda Davacının Katalogundan esinlenildiği sonuçta iltibas yaratarak haksız rekabet koşullarının oluştuğu anlaşıldığından haksız rekabetin tespitini, durdurulmasına ve önlenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yan davalı adına oluşturulmuş … alan adının engellenmesine de talep etmişse de için gerekli şartların oluşmadığı anlaşılmıştır. Who’s kaydında sitenin davalı …’e ait olduğu tespit edilmiş ve … internet sitesinin ana unsurunun … ve yan unsurunun … olduğu ve … ibaresinin ise davacı yana ait … ibareli markalar ile benzerlik teşkil etmemesi nedeniyle, öte yandan yeni TTK’ da tacirlerin aynı zamanda alan adı oluşturmalarının da bir zorunluluk olarak tacirlere yüklendiği ve davalının da ticaret unvanındaki ibare ile alan adı oluşturduğu anlaşıldığından alan adına erişimin engellenmesi için gerekli şartların oluşmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı yan davalının ticaret unvanının terkinine karar verilmesini de talep etmiştir. TTK m.52 vd. maddelerinde “Ticaret unvanı’ ve “İşletme adı’nın korunması sistemi getirilmiştir. Davacı, davalı şirket ticaret unvanında yer alan ibarenin terkinini talep etmiştir. Haksız kullanılan bir ticaret unvanı tescil edilmişse, ilgili kişi tarafından, haksız kullanıma son verilmesi talep edilebilir.
Ticaret hukukunda tacirin ve şirket ortağının ad/soyadı kullanımı, sınırsız sorumlu gerçek kişi tacirler ve ikinci dereceden sınırsız sorumlu şahıs şirketleri için getirilmiş bir zorunluluktur ve ad/soyadın birlikte kullanılması gerekir (TTK m41, 42). Şahıs şirketlerinde unvan ve ortakların (en azından birinin) ad/soyadı ile birlikte kullanılır. İsimlerde herhangi bir kısaltma yapılmaz.
Davalı ve davacı Şirket niteliği itibariyle bir LİMİTED şirkettir. Dolayısıyla tüzel kişi tacirdir. 6102 sayılı TTK’nda tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirket bir tüzel kişi tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket elme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketler genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı da bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret unvanı … ibaresi olup, davacının ise … ibaresi ile başladığı dolayısıyla tacirlerin karıştırılmasının mümkün bulunmadığı, davacı ve davalı ticari unvanlarının gerekli ayırt ediciliği sağladığı anlaşılmış bu yöndeki davacı isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları, marka tescil belgeleri, alan adları, ticari sicil kayıtları, yüksek yargı içtihatları ışığında bir bütün olarak incelendiğinde; ASIL DAVADA;Davalı adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne, … sayılı … ibareli markanın hükümsüzlük isteminin reddine,Ticaret unvanının terkini ve … ibareli siteye erişimin engellenmesi taleplerinin reddine, Davalının kataloglardaki kullanımlarının haksız rekabete neden olduğu anlaşıldığından kataloglarındaki kullanım dolayısıyla fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eyleminin men’i ve ref’ine, BİRLEŞEN DAVADA; Davalı … adına tescilli …sayılı ”…” ibareli markanın hükümsüzlük isteminin reddine,-Davalı … adına tescilli … sayılı “…”ibareli markanın hükümsüzlüğüne, Davalının eyleminin fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eyleminin meni ve ref’ine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
I-ASIL DAVADA;
1-Davalı adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne,
2- … sayılı … ibareli markanın hükümsüzlük isteminin reddine,
3-Ticaret unvanının terkini ve … ibareli siteye erişimin engellenmesi taleplerinin reddine,
4-Davalının kataloglardaki kullanımlarının haksız rekabete neden olduğu anlaşıldığındankataloglarındaki kullanım dolayısıyla fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eylemininmeni ve ref’ine,
5-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 29,20 TL eksik harcın davalılardan tahsiline,
6- Kabul edilen markanın hükümsüzlüğü telebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Red edilen markanın hükümsüzlüğü telebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8- kabul edilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Ticaret unvanın terkini isteminin reddi nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10 Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 25,20 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 448,00 TL tebligat-müzekkere masrafı, 7.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.748,40 TL’nin ½ sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalıların tarafın yapmış olduğu 1.500 TL giderin üzerinde bırakılmasına,
12-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
II-BİRLEŞEN DAVADA; (İstanbul 1 FSHHM 2015/140 esas sayılı birleşen dosyasında)
1-Davalı … adına tescilli … sayılı”…” ibareli markanın hükümsüzlük isteminin reddine,
2-Davalı … adına tescilli … sayılı “…”ibareli markanın hükümsüzlüğüne,
3-Davalının eyleminin fiilin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabet eyleminin meni ve ref’ine,
4-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 26,70 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
6- Kabul edilen markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Red edilen markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kabul edilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.28/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır