Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/260 E. 2023/244 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/125 Esas
KARAR NO : 2023/249

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 05/03/2013
KARAR TARİHİ : 20/12/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş. Adına kayıtlı markaların kullanmama nedeniyle … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan hükümsüzlük davasını kabul edildiğini ve markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini ancak davalıların davaya konu markayı kendi adına kötü niyetli tescil ettirdiğini ileri sürerek … nolu markanın hükümsüzlüğünü, yargılama gideri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı … A.ş.’ nin kurucu sahibi Kamil …’nun mirasçı torunu …, …’nun ise torununun oğlu olduğunu, dava dışı … Şirketinin 1925 yılında kurulduğunu, şirketin tasfiyesi nedeniyle müvekkilleri tarafından tescil edildiğini, davacının ise söz konusu firmanın tanınmışlığından faydalanmak için markayı kendi adına tescil ettiğini, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkillerinin mühlisinin sahibi olduğu şirkete ait olduğunu, ancak şirketin tasfiyesi nedeniyle tescilin müvekkilleri adına yapıldığını savunarak davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen önceki karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2225 Esas ve 2021/1056 Karar sayılı ilamıyla 21/09/2021 tarihinde bozulmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; Davalıların markasının davacının tasarımlarının ve ticaret unvanının esas unsuruyla aynı olduğu, KHK 8/5 uyarınca hükümsüzlük şartının gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler 10/04/2023 tarihli bilirkişi raporlarında; Yargıtay 11. HD ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun muristen gelen gerçek hak sahipliğini kabul etmediği, davalılar tarafından … sayılı markanın tescilinden önce “…” ibaresiyle kendileri adına bağımsız kullanıma dayanan bir öncelik ve üstün hak iddiasının da kanıtlanamadığı, kök raporda değişiklik yapılmasına gerek olmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmalık; davalıların … nolu markayı kötü niyetle tescil ettirdiği iddiasıyla markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkememizce bozma ilamı öncesi yapılan yargılama neticesinde;
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ismin ticari yaşamda kullanılması nedeniyle ayırt edicilik ve ekonomik bir değer kazandığı, bu suretle davalıların murisinin ismi de olan “…” ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip oldukları, davacının sabun emtiasını da içermeyen kötü niyetle tescil ettiği marka üzerindeki haklarına dayanarak gerçek hak sahibi davalıların markasının hükümsüzlüğünü istemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan temyiz incelemesi neticesinde;
“Dava konusu “…” ibaresinin sabun emtiası için ilk kez davalıların dip miras bırakanı Kamil … tarafından 1936 yılından itibaren … Tecim Ve Endüstri Odasına tescil suretiyle kullanıldığı, daha sonra komandit şirket ve anonim şirket olarak bu kullanımın devam ettirildiği sırada dava dışı Tasfiye Halinde … Şirketi adına …, …, …, …, … ve …. sayı ile tescil ettirildiği dosya kapsamından belirlenmiştir. Ancak, davacı şirket tarafından dava dışı Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan dava sonucunda … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/11/2008 tarihli … E, … K. sayılı kesinleşen kararıyla söz konusu dip muristen itibaren sabun emtiası için kullanılan “…” unsurlu bir kısım markaların 556 Sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verildiği, diğer “…” unsurlu markaların ise koruma süresi sonunda sahibi tarafından yenilenmeyerek hükümden düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, dip muris Kamil …’nun ilk kez ihdas ve kullandığı, daha sonra murisin kurucusu olduğu şirketlerce de onun izniyle kullanılan marka üzerindeki öncelik ve üstün hakkın açıklanan sebeplere dayalı olarak ortadan kalktığının kabulü gerekir…. muris … mirasçıları olan davalılarca yukarıda açıklanan murislerinden kaynaklanan kullanım dışında, ayrıca dava konusu … sayılı markanın tescilinden önce “…” ibaresiyle kendileri adına da bağımsız kullanıma dayanan bir öncelik ve üstün hak iddiası ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, mahkemenin davalıların söz konusu “…” ibaresi üzerinde dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunduğu gerekçesine itibar edilemez. Bu bakımdan, dava konusu “…” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı şirketin ticaret ünvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine ilişkin … sayılı tasarım tescilinin de bulunduğu göz önüne alınarak, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesinin uygulama yerinin olup olmadığı tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiş, mahkememizin önceki kararında direnmesi üzerine Yargıtay HGK kararı ile Yargıtay bozma ilamı ışığında değerlendirilmesi gerekliliği yönünde karar verilmek suretiyle karar bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı ve HGK kararı ışığında gerekli araştırma yapılarak, bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
“Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca 21.09.2021 tarihinde verilen bozma ilamı doğrultusunda, “…Davalılara ait “…+Şekil” ibareli markanın davacının ticaret unvanıyla ve davacıya ait tescilli tasarımla olan benzerliği ile, davalılara ait markanın kapsamındaki emtia ile davacı şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasındaki benzerlik nazara alınarak, uyuşmazlık konusu markanın davacıya ait tescilli tasarım ve tescilli ticaret unvanı şeklinde vücut bulan sınaî mülkiyet hakkını kapsayacak düzeyde olup olmadığı, davacının marka hükümsüzlük istemi hakkında 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığı; davalılara ait marka ile davacıya ait tescilli tasarımla olan benzerliği ve davacının ticaret unvanı ve ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları ile davalılara ait markanın kapsamındaki emtia konuları arasındaki benzerlik kıyaslanarak yapılan değerlendirme sonucunda, davalılara ait … numaralı “…+Şekil” marka kullanımı ile davacı tasarımlarında yer alan unvan ve şekil esas unsuruyla aynı, ikincil marka unsuru olan elips içindeki çapa öğesi ile iltibas bırakacak derecede benzer olarak değerlendirildiği, bu doğrultuda son kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin itibari ile aynı olduğu kanaatine varıldığı, bunun yanı sıra davacıya ait tasarım görseli incelendiğinde, sabun ibaresinin yer aldığı görüldüğü ve tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 10.04.2007 itibari ile davaya konu sabun emtia sınıfı için faaliyet yapmakta olduğu kanaatine varıldığı, davacının “… Tic. Ltd. Şti.” olan ticaret unvanı 2007 yılında tescil ettirdiği, davacının kuruluşta tescil ve ilan edilen esas sözleşmesinin, şirketin amaç ve konusunu düzenleyen 3. maddesinin “i” bendinde şirketin faaliyet alanları içerisinde sabun emtiasının üretimi, alım-satımı, ithalatı, ihracatı, pazarlama ve dağıtımının yer aldığı, davalıların markasının da 3. sınıfta sabunlar için tescil edildiği, buna göre, davalıların markasının kapsadığı mal, davacının işletme konusu içerisinde yer aldığı, açıklanan nedenlerle, KHK 8/5 uyarınca hükümsüzlük şartlarının gerçekleştiği sonucuna varıldığı, neticeten davalıların markasının davacının tasarımlarının ve ticaret unvanının esas unsuruyla aynı olduğu, KHK 8/5 uyarınca hükümsüzlük şartının gerçekleştiği , Yargıtay bozma ilamı ve Hgk kararı ile de davalıların dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunmadığı, dava konusu “…” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı firmanın ticaret unvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine iliskin … sayılı tasarım tescilinin de bulundugu göz önüne alındığıda neticeten … sayılı “…+şekil” ibareli markanın 556 sayılı KHK 8/5 maddesi kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu değerlendirilmekle, Açılan davanın kabulü ile; … sayılı …+ şekil markasının davalılar adına ilk tescil anına kadar geçmişe etkili olacak şekilde (davalılar adina ilk tescil edildiği ana kadar) hükümsüzlüğüne ve terkinine, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Açılan davanın kabulü ile; … sayılı …+ şekil markasının davalılar adına ilk tescil anına kadar geçmişe etkili olacak şekilde (davalılar adina ilk tescil edildiği ana kadar) hükümsüzlüğüne ve terkinine, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
2-Dava konusu markanın 3. Kişilere devrinin önlenmesi amacıyla verilen tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına,
3-Alınması lazım gelen 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 245,55 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE irat kaydına,
4-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı, peşin harç, posta, tebligat giderleri ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 6.887,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarifeye göre belirlenen 25.500 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır