Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/253 E. 2018/296 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/253 Esas
KARAR NO : 2018/296

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2015
KARAR TARİHİ : 17/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde, Davalının … ve …/de yayınlanan ‘…’ İsimli programın yapımcısı olduğunu, bu programlarda 05 Kasım 2012 tarihinde söz ve müziği davacıya ait olan “…’, 12 Kasım 2013 tarihinde söz ve müziği davacıya ait olan ‘…’, 21 Ekim 2013 tarihinde sözleri davacıya, bestesi davacı ve …’na alt olan ‘…’ ile 03 Kasım 2014 tarihinde söz ve müziği davacıya alt olan ‘…’ adlı eserlerinin çeşitli yarışmacılar tarafından icra edildiğini, aynı zamanda davalının internet isitesi olan www…com sitesinde de umuma iletimin mevcut olduğunu, davacıya ait eserlerin orkestra tarafından çalınarak yarışmacaların icrası bakımından davacıdan İzin alınmadığını, FSEK 68. uyarınca şimdilik 6000 TL maddi , 10.000 TL manevi zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı 22.6.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 54.000 TL ye yükselttiğini bildirmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Yayın zamanlarına bağlı olarak zamanaşımı itiraz haklarını saklı tuttuklarını, … İle … TV televizyon yayınlarında kullanılan eserlerin umuma iletimden kaynaklanan telif bedellerinin, yayını yapan kuruluşlara meslek birlikleri arasında yapılan sözleşmelerle meslek birliklerine ödendiğini, eserin işlenmediğini, sadece umuma iletildiğini, talep edilen tazminatın dayanağı bulunmadığını ve fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; Davalının … ve … TV/de yayınlanan ‘…’ İsimli programın yapımcısı olduğu, bu programlarda 05 Kasım 2012 tarihinde söz ve müziği davacıya ait olan ‘…’, 12 Kasım 2013 tarihinde söz ve müziği davacıya ait olan ‘…’, 21 Ekim 2013 tarihinde sözleri davacıya, bestesi davacı ve …’na alt olan ‘… ile 03 Kasım 2014 tarihinde söz ve müziği davacıya alt olan …’ adlı eserlerinin çeşitli yarışmacılar tarafından icra edildi aynı zamanda davalının internet sitesi olan www…. sitesinde de umuma iletildiği ancak davacıdan izin alınmadığı iddidasıyla FSEK 68. uyarınca şimdilik 6000 TL maddi ,( ıslah ile 54.000 TL maddi) 10.000 TL manevi zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Her ne kadar davalı meslek birliklerine mali hak bedeli ödendiğini bu nedenle davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını beyan etmişse de; … adlı televizyon programlarında gerçekleşen dava konusu kullanımların, eser sahiplerince meslek birliklerine mali hak takip yetkisi verilmeyen ve meslek birlikleri tarafından takip edilemeyen “…” hakkı kapsamında olduğu, bu gibi kullanımlar nedeniyle meslek birlikleriyle yapılan lisans sözleşmelerinin, müzik eserlerinin senkronize ederek kullanma yetkisi vermediği ve bu gibi kullanımlar için, her somut olayda meslek birlikleri ile yapılan lisans sözleşmeleri dışında, kullanıcıların eser sahiplerinden izin almaları ve bedel ödemelerinin gerektiği anlaşılmıştır.
FSEK. m. 80 kapsamında bir eserin icrası için eser sahibinin yazılı izni gereklidir Aslen icranın mahiyeti ve dolayısıyla alınması gereken iznin içeriği incelendiğinde, icranın FSEK. m. 24’de düzenlenen “doğrudan temsilin” bir türü olduğu ve iznin de bu mahiyette olması gerektiği tespit edilecektir (ARKAN, Azra; Eser Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar, İstanbul, 2005, s. 56)
Zira FSEK 52. Madde ile her devredilen hakkın ayrı ayrı belirtilmesi zorunluluğu getirilmesinin nedeni bu hakların kullanım alanı ve ticari değerleme koşullarının farklı olması nedeniyledir. Bir müzik eseri için umuma iletim durumu o eserin kayıt edildiği şekliyle salt müzik olarak canlı veya banttan iletilmesini ifade eder. Oysa burada icracı yarışmacıların kendi ses tonları ve yorumları ile bir eseri icra ettikleri dolayısıyla formatın zorunlu unsuru haline gelmiş umumi müzik yayını ile ilgisi olmayan ses yarışmasının yani bir yapımın parçası olarak kullanılmıştır. Bu tür kullanımlarda müzik tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Diğer unsurların birlikteliği ile yani yarışmacının kişisel başarısı,sesinin yorumunun eser ile bütünleşmesi sonucu bir konsept yaratmaktadır.
İlk bilirkişi heyeti …, …, … 22.4.2016 tarihli raporlarında özetle ; Davacı yanın “…” adlı eserinin yayınlanması sırasında eser sahibi ismi … olarak yanlış yazılmış ollduğunu, bu yanlışlık Sosyal Medyadaki tüm yayınlarda halen devam etmekte olduğunu, bu kapsamda davacının manevi haklarının ihlal edildiğini, maddi tazminat yönünden raparda bir değerlendirme yapmadıkları anlaşılmıştır.
İkinci heyet bilirkişiler …,…, … tarafından oluşturulmuş ve heyetin 9.2.2017 tarihli raporlarında özetle, RTÜK tarafından gonderilen CD’nin incelenmesi ve heyetin internette yaptığı arama sonucunda dava konusu edilen 4 adet kullanımdan 3’nün gerçekleştiğini tespit ettiklerini, Dosyada sunulu delillerden dava konusu eserlerin sahipliği bakımından davacının ‘…” adlı eserin söz yazarı sıfatıyla, “…’ adlı eserin ise hem söz yazarı hem de bestecisi sıfatıyla eser sahibi olduğunu, Dava konusu kullanımların hem umuma iletim hakkı, hem de temsil hakkının kullanımı niteliğinde olduğu, kullanımın niteliği itibariyle senkronizasyon hakkı/işleme hakkından söz edilemeyeceği, her ne kadar umuma iletim hakkı konusunda TV kuruluşu ile meslek örgütü arasında bir sözleşme bulunduğu anlaşılsa da, yapılan bu anlaşmanın temsil hakkının ve davalının web sitesindeki kullanımını içermediği, dolayısıyla bu bakımlardan bir mali hak ihlalinin sözkonusu olduğu gibi, eserin…’a aitmiş gibi lanse edilmiş olması nedeniyle davacının manevi haklarının ihlal ettiğini,davacının söz yazan olduğu ve bir kez kullanılan ‘…’ eseri için net 750 TL bir telif talep edebileceği, diğer eseri için ise hem söz yazan hem de besteci olması nedeniyle her bîr kullanım için net 1500 TL, bu eserin üç kere kullanıldığı kabul edildiğinde, net 4500 TL, iki kere kullanıldığı kabul edildiğinde ise net 3000 TL talep edebileceği, FSEK 68/1 md- gereğince iddia olunan kullanımlar için somut olayın özelliklerine göre davacının talep edebileceği rayiç bedelin sırasıyla net 2250 TL ile net 9000 TL veya net 13500 Tl olabileceği sonucuna ulaşıldığını, Eserlerin internet ortamında yayınından kaynaklı olası mali hak İhlali hususunda ise talep edeceği bedelin net 13,500 TL olup, FSEK 68/1 md- gereğince iddia olunan kullanımlar için somut olayın özelliklerine göre davacının talep edebileceği rayiç bedelin net 24.750 tl veya net 29,250TL olabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Rapora itiraz edilmesi üzerine ek rapor alınması için ara karar oluşturulmuş, bilirkişi …’ın yerine … eklenerek önceki heyetten ek rapor alınmış ve bilirkişiler …, … ve …ün 3.4.2018 tarihli ek raporları kapsamına göre özetle; Bilindiği üzere müzik eserlerinin türlü alanlarda kullanımında nasıl fiyatlandırılacağı konusunda herhangi bir somut ölçü ve maktu bir bedel biçme yöntemi bulunmadığını, Herhangi resmi edisyon şirketinin ya da bireysel bir sanatçının her hangi bir proje için Ön anlaşma yapıp fatura kestiği müzik eseri bedeli başka bir senaryo için asla geçerli olamayacağını, Zaten bu nedenle kök raporda ‘”Meslek birliklerinin, sektörün pek çok duayen isminin görüşünü alarak, kendi mesleki tecrübe, bilgi ve sezgilerine ekleyerek vardıkları kanaate göre” cümlesini kullandıklarını bu kapsamda tablo halinde eser adedi kullanımına göre besteci ve söz yazarlarlığı ve internet kullanımları nazara alınarak her eser için ayrı ayrı tablo halinde bir düzenleme yaptıkları anlaşılmıştır.
Davalı vekili farklı mahkemelerde alınan rapor ve ilamları dosyaya sunmuş ise de her eserin popülarite, kullanım alanı,besteci mi söz yazarı mı yoksa her ikisi yönünden mi hak sahibi , eserlerin güncel takip durumu gibi hususlarında nazara alınarak her dosyaya özgü olarak rapor hazırlandığı dolayısıyla farklı uyuşmazlıklar için sunulan rapor ve ilamların mahkememiz için bağlayacılığı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı internet yolu ile kullanım olmadığını beyan etmiş ise de ilk alınan raporun 2.sayfasında davalıya ait …com sitesinden video kaydının bulunduğu, ayrıca startv,vidivodo,youtube ve facebook da değişik adreslerde yayının bulunduğu tespit edilmiş olup, daha sonra bu yayınların kaldırılmasının sonuca etkili bulunmadığı ve davalının internet yolu ile de davacının mali haklarına tecavüz ettiği ve davacının FSEK kapsamında talepde bulunabileceği anlaşılmıştır.
Fsek 66/son maddesinde “tecavüzün şümulü, kusurun olup olmadığı ve ağırlığının takdir edileceği” öngörülmüş, Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiş, Dolayısıyla taraflar arasında davalının kullanımlarına dayanak oluşturacak bir sözleşme yapılmış olsaydı, somut olaydaki kullanımlar karşılığı hangi miktarda bir bedel ödenecekti ise bunun belirlenmesi ve somut olayda, ihlalin niteliği, süresi ve kastın ağırlığına göre, FSEK m 66/4 hükmü koşulları da dikkate alınarak varsayımsal bedelin ne alabileceği yönünde mahkememizce BİLİRKİŞİ incelemeleri yapılmıştır. Bu çerçevede alınan ikinci heyetin kök ve ek raporları denetime uygun bulunmuş,belirlenen rayiçler denetime uygun bulunmuş, sunulu raporlar mahkememizce incelenmiş, raporların Eser İcra yapım ve Yayınların Kullanılması ve Kamuya İletilmesine İlişkin Usül ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te yer verilen düzenlemeler kapsamına göre ayrıntılı olarak düzenlendiği anlaşıldığından rapora yönelik itirazların afaki bulunduğu anlaşılmış ve denetime uygun rapor kapmasına göre rapor kapsamı hükme dayanak yapılmıştır. Somut olaydaki kullanımların farklı tarihlerde ve sosyal medyada halen devam eden niteliği eserlerin popülerliği gözetilerek maddi tazminat takdiren her eser yönünden 3 kat olarak takdir edilmiştir.
Kullanılan eserlerin kullanıldığı mecranın en çok izlenen yarışma proğramlarından biri olan … proğramında ve Kullanımının TV yolu ile ayrıca davalının alınan WHO’s kaydına göre davalı şirkete ait internet sitesi aracılığı ile kullanıldığı, FSEK 68. maddesi kapsamında farazi sözleşmenin kurulmuş olması halinde somut olayda toplanan deliller kapsamına göre; ”… “ isimli eserin tv yolu ile 3 farklı tarihte gerçekleşen izinsiz yayın nedeniyle her bir kullanım için 1500 TL den 3 ihlal nedeniyle 4500 TL nin fsek 68 göre 3 katı 13.500 TL nın, “… “ isimli eserin tv yolu ile 1 kez izinsiz yayın nedeniyle 750 TL nin fsek 68, maddeye göre 3 katı 2.250 TL nin (TV ile yayın için her iki eser yönünden 15.750 TL nın ) ”…“ ve Gidecek yerim mi isimli eserlerin ayrıca internet mecrasındaki kullanımı nedeniyle 13.500 TL olmak üzere ; TÜM KULLANIMLAR İÇİN TOPLAMDA 29.250 TL NIN dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, ihlelin niteliği, davacının “…” adlı eserinin yayınlanması sırasında eser sahibi ismi … olarak yanlış yazılmış olması , bu yanlışlığın halen Sosyal Medyadaki tüm yayınlarda devam etmekte olduğu,bu kapsamda davacının FSEK 15. madde kapsamında manevi haklarının ihlal edildiği sabit olduğundan hak ve nesafet ilkesine göre 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1 -”… “ isimli eserin tv yolu ile 3 farklı tarihte gerçekleşen izinsiz yayın nedeniyle her bir kullanım için 1500 TL den 3 ihlal nedeniyle 4500 TL’nin fsek 68 göre 3 katı 13.500 TL’nin, “… “ isimli eserin tv yolu ile 1 kez izinsiz yayın nedeniyle 750 TL nin fsek 68, maddeye göre 3 katı 2.250 TL nin (TV ile yayın için her iki eser yönünden 15.750 TL nın ) , ”… “ ve … isimli eserlerin ayrıca internet mecrasındaki kullanımı nedeniyle 13.500 TL olmak üzere ; TÜM KULLANIMLAR İÇİN TOPLAMDA 29.250 TL NIN dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline,
3-4.679,23 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 3.586,27 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi madde 13/1 uyarınca 3.510 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi madde 10/1 uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.970 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70 TL başvuru harcı 273,24 TL peşin harç, 819,72 TL ıslah harcı, 375 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.995,66 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 17/07/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır