Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/248 E. 2018/84 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/248 Esas
KARAR NO : 2018/84

DAVA : Marka Hakkını İhlal, Hükümsüzlük Ve Tazminat İstemli
ASIL DAVA TARİHİ : 23/03/2015
KARAR TARİHİ : 13/03/2018

Taraflar arasında marka hakkını ihlal, hükümsüzlük ve tazminat istemli asıl / Birleşen ve karşı dava 3.FSHHM’nin 2015/62 esas numarasına kayıtlarak bu mahkemece yargılamaya devam edilirken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/248 esas numarısına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
ASIL DAVADA;
İDDİA; Davacı … DERNEĞİ tarafından açılan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Derneğinin 2012 Haziran ayından bu yana … isimli gazeteyi yayınladığını, 28.08.2012 tarihinde 3321 sayılı mevkute beyannamesini ibraz ettiğini, marka tescil başvurusunun kabul edilerek … başvuru tarihi itibariyle 234 sayılı Resmi Marka bülteninde marka tescilinin ilan edildiğini, … semti hakkında haberler yayınlandığı ve reklamlar alındığını, davalı …’un davacıdan sonra aynı isimli davacının … İsimli mevkutesinin birebir aynısının, aynı isimle, hiçbir yasal izne dayanmaksızın yayınladığı ve reklam almak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, davacı demeğin bu yolla zarara uğradığını, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını,şimdilik 5,000.-TL maddi tazminat İle 5.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, taklit … isimli yayının basım yayın ve dağıtımının ihtiyati tedbîr yoluyla durdurulması,hükmün ilanını talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı … A.Ş. cevap dilekçesinde, davalının … isimli yayınının basıldığı matbaa olarak hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davalının 07.08.2014 tarihli mevkute beyannamesini ibraz etmesi üzerine sipariş doğrultusunda 1.000 adet bastığını ve fatura ettiğini, basiretli tacir gibi davrandığını, davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı … Organizasyon San, Tic. Lld, Şti cevap dilekçesinde; müvekkili İmtiyaz Sahibi …’in… no’lu marka tescil başvurusu ile dava konusu markayı 16. Sınıfta tescil ettirdiğini, 07.08.2014 tarihinde ise Cumhuriyet Başsavcılığından 4252 no’lu mevkute beyannamesi ibrazı ile izin aldığını, marka hakkına dayalı kullanımı olduğunu, davacının ise … başvuru no ile 41 sınıfta … isimli markayı tescil ettirdiğini, davacının zarara uğramadığını, aksine davalıya ait marka ibaresinin kullanımı nedeniyle davalının haksız kazanç elde ettiği ve manevi zarara uğradığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiişlerdir.
Diğer davalı vekilleri cevap dilekçelerinde; davanın reddire karar verilmesini talep etmişlerdir.
KARŞI DAVADA
İDDİA; Davacı … Organizasyon San. Tic. Ltd. Şti vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … nolu … isimli markanın kötü niyetle tescil edildiğini ve davalıdan sonra tescil edilmesi nedeni ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve haksız ve kötü niyetli olarak davalı ile aynı ibareli markayı tescil ettirmesi ve haksız dava açması sebebiyle 5.000 TL manevi tazminatın karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davacı-karşı davalı … DERNEĞİ vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
İDDİA: Davacı … DERNEĞİ vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı … Organizasyon San, Tic. Lld, Ştî ve … cevap dilekçesinde; davanın marka sahibi …’e karşı açılması gerektiği gerekçesiyle husumet yönünden davanın reddini ayrıca, davacının … isimli markaya ayırt edicilik kazandırdığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının bu hususta hiçbir delil ibraz edemediği, müvekkili …’in her ay düzenli olarak … isimli gazeteyi çıkardığı ve markaya ayırt edicilik kazandırdığını, hükümsüzlük davasının reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık asıl davada; davalı …’un davacıdan sonra aynı isimli davacının … İsimli mevkutesinin birebir aynısının, aynı isimle, hiçbir yasal izne dayanmaksızın yayınlandığı ve reklam almak suretiyle haksız kazanç elde ettiği, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, ,şimdilik 5,000.-TL maddi 5.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsili iddiları kapsamında açıldığı, birleşen davanın Davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak açıldığı, karşı davanın ise davacıya ait … nolu … isimli markanın kötü niyetle tescil edildiği iddiasıyla markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumundan marka tescil belgeleri celp edilmiştir. Ticaret sicil gazeteleri, taraflarca çıkarılan gazete nüshaları ve tüm deliller mahkememizce incelenmiştir.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen birinci heyet raporu ile ikinci heyet raporunun tamamen aynı görüşte ve marka hukuku ikelerine göre düzenmiş olması gözetildiğinde raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli, dosyaya sunulan deliller ile uyumlu ve marka hukukunun genel ilkelerine göre hazırlandığından raporlar mahkememizce hükme esas alınmış ancak hukuki yönden son nihai karar mahkememizce takdir edilmiştir.
Davacı karşı Davalı … Derneği adına “…” markasının … no ile … tarihinde başvurusunun yapıldığı, tescilin 22.1.2015 tarihinde ilan edildiği ve 15.9.2015 tarihinde markanın tescil edildiği, marka başvurusunun 41. Sınıf mal ve hizmetler arasında Eğitim ve öğretim hizmetleri, Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılatmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete web. gibi yayımların basıma kazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağlan vasıtasıyla andan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri Fotoğrafçıltk hizmetleri. Tercüme hizmetleri’’ nin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davalı Karşı Davacı …; adına “ …” markasının ise … no ile 14.07.2011 tarihinde marka başvurusu yapıldığı, 24.12.2013 tarihinde sicile kayıt edilen markanın 31.1.2014 tarihli gazetede ilan edildiği ,ticaret markası olarak tescil edildiği ve emtia sınıfının ise 16. sınıfta “Kağıt, karton (mukavva) vc bunlardan yapılmış ürünler ( Kırtasiye amaçlı ürünler hariç). Plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı evraklar; basılı yayınlar, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, (pullar). Kırtasiye, büro, eğitim ve öğretim malzemeleri (mobilyalar ve cihazlar hariç). Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar” emtialarını kapsadığı anlaşılmıştır
Davacı davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını ileri sürmektedir.
Somut olayda markaya tecavüz oluşması için; markaların aynı veya benzer olması, aynı veya benzer sınıflarda kullanılması ve ayniyet veya benzerlik nedeniyle halk tarafından karıştırılması gereklidir.
Hükümsüzlük talebi değerlendirilirken, taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin olup olmadığının incelenmesi gerekir. 556 Sayılı MarkKHK, markanın koruma kapsamını belirlerken 9. maddesinin I. fıkrasının b bendinde, marka sahibinin “tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılmasını” da yasaklayabileceğinden söz etmiştir. Bu hükme göre, markaların karıştırılması tehlikesi, markalar arasında bağlantı bulunması ihtimaline değinilmek suretiyle düzenlenmiştir.
Karıştırılma ihtimalinde ölçüt “halk” olarak belirlenmiştir. Bir markanın diğer bir marka ile karıştırılma ihtimali bu malın uzman veya pazarlayıcıları nezdinde değil halk nezdinde araştırılacaktır. Halk terimini belirlerken, malın veya hizmetin niteliği ve hedef aldığı halk kitlesini nazara almak gerekmektedir. Bazı mal ve hizmetler tüm halk kitlesine hitap edebileceği gibi bazıları sadece belli kesimler tarafından ilgi görür.
Davanın taraflarına ait markaları karşılaştırabilmek için esas unsurlarının belirlenmesi gerekir. Markaların esas unsurları gerek birleşen gerekse karşı davada hükümsüzlüğü istenen markalar yönünden birebir anı ibareyi içeren … ibaresidir.
Bilirkişiler raporlarında; Davalı taraf markasının … keza davacı taraf markasınında … ibarelerini içerdiğini ve markaların aynı ibareler olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraf markalarının tescilli olduğu emtia sınıfı, marka üserindeki hak sahipliğinin ve sınıflar arasında hitap edilen tüketici gurubu itibarıyla iltibas bulunup bulunmadığı hususları incelenmelidir.
Davacı 41 ve 16.sınıfların farklı olduğunu kıyas yoluyla 16.sınıf için tescilin gazetecilik faaliyetlerini kapsamadığını ileri sürmüştür.
Yüksek Yargı ilamlarında da işaret edildiği üzere: Tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin birbirlerine benzer olup olmadıkları değerlendirilirken Türk Patent ve Marka Kurumu’nun hazırlamış olduğu Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına Dair Tebliğ hükümleri ile ekindeki mal ve hizmetler listesine uyulması gerekir. Ancak söz konusu Tebliğ’in 3. maddesinde de ifade edildiği üzere aynı tür mal ve hizmetin tespitinde tek başına bu listeyle yetinilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda önceden tescilli marka kapsamındaki
mallar ile sonraki marka kapsamındaki hizmetlerin veya önceden tescilli hizmetler ile sonradan tescil edilmek istenen malların dahi aynı tür mal ve hizmetler sayılabilme olasılığı bulunmaktadır. Bu noktada önemli olan ortalama tüketici kitlesinin bütüncül değerlendirmesidir. (Söz gelimi, temizlik maddesi ile temizlik hizmetleri, yedek parça ile yedek parça hizmetleri, kitap, dergi v.s. eğitim materyali ile eğitim ve öğretim hizmetleri aynı tür mal ve hizmetler sayılacaktır.)
Emtia sınıfları yönünden yapılan değerlendirmede ise; 16. sınıfta kayıtlı davalı markasının basılı yayınları kapsadığı gerek ilk bilirkişi raporunda gerekse ikinci bilirkişi raporunda belirlenmiştir.Her iki heyete de sektör bilirkişi bulunduğundan sunulu rapor mahkememizce kabul edilmiştir. 16. Sınıfta tescil Davalı’nın “…” marka adı altında basılı yayın gazete yayınlama hakkını korumaktadır. Bir başka deyişle, davalı kullanımı tescilli marka hakkına dayanmaktadır. Davacı’nında 41. Sınıfta “…” marka ibaresini Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma kazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasını ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil)hizmetlerini kapsamakladır.
Nitekim 2014 yılında yayınlanan NİCE sınıflandırma tebliğinde 16. Sınıftaki basılı yayınlar ibaresine gazete ve dergi açıklaması eklenmiştir. (marka tescil başvurularına ait mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasınailişkin tebliğ “ TPE:2014/2” RG. 8.12.2014 VE 29199 NOLU SAYI)
Davalının kullanımı tescilli marka hakkına dayanması nedeniyle markaya tecavüz oluşmayacakır.
Davalı … markasını ilk kez marka tescil belgesi aldıktan sonra kullanmıştır. Tescil öncesi fiilen … gazete adını kullanmadığından haksız rekabet hükümlerinin uygulanması da söz konusu olamayacaktır.
Davalı taraf, karşı dava ile davacının 41. Sınıfla kayıtlı … isimli markasının hükümsüzlüğünü, davacı taraf ise birleşen dava ile davalının 16. Sınıfta kayıtlı … isimli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmektedir.
Bilirkişi raporu kapsamına göre;davalı marka tescillerinin İle davacı marka tescillerinin aynı olduğu, markalar arasında halk nezdinde iltibas bulunduğu ,16. Sınıftaki tescilin gazete adını kullanma hakkı tanıdığı, 41. Sınıftaki tescilin ise bu isimle gazeteyi yayına hazırlama ve okuyucuya ulaştırma – dağıtma hakkı tanıdığı belirtilmiştir.
Piyasada gazetecilik ve haber-reklam ajansı hizmeti veren şirketlerin ajans isimlerini marka olarak tescil ettirdikleri ve gazete İsimlerinin de bağımsız markalar olduğu bilinmektedir. Gazete adının 16. Sınıftaki tescili “basılı yayın” emtiası ile korumakta iken, gazetecilik ve dağıtım faaliyetleri 41. Sınıfta yayınların basıma hazır hale getirilmesi ve okuyucuya dağıtılması hizmetine dair yapılan tescil korumaktadır. Bu nedenle basılı yayın markalarının yoğunlukla 16 ve 41, Sınıflarda tescil ettirildiği görülmektedir. Somut olayda uyuşmazlığın kaynağı, aynı markanın halk nezdinde karışıklık yaratacak şekilde farklı kişilerce ilişkili sınıflarda tescil ettirilmesinden kaynaklanmaktadır. Aynı marka ibaresinin farklı sınıflarda tesciline kanuni bir engel bulunmamaktadır. Bunun istisnası tanınmış markadır. Ancak taraf markalarının tanınmış olduğu yönünde bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Bilirkişi raporlarında da bu hususa vurgu yapılmış ve taraf markalarının tanınmış marka olmadıkları hususuna göre sunulu deliller incelenmiştir.
Davalı taraf Türk Patent ve Marka kurumuna 14.7.2011 yılında tescil başvurusunda bulunmuş ve tescil basılı yayınları da kapsamaktadır, davacı ise 2012 tarihinde mevkute beyannamesi vererek ilk kez … ismiyle gazete çıkartmak için İmtiyaz almış ve İlk sayısını Haziran 2012’de yayınlamıştır.
Davalı ise 2014 yılında imtiyaz, almış ve ilk sayısı 2014 yılında yayınlamıştır,ancak … markası 2012 yılından itibaren davacı tarafça fiilen kullanılmış ve … semti ve çevresinde tanıtılmıştır.Fakat anılan hususlar davalının 556 Sayılı K.HK kahsamında 2011 yılından itibaren verdiği korumadan yararlanmasını engellemez, zira 10 yıllık koruma süresi başvuru tarihi itibariyle başlamıştır. Ayrıca sunulu delillere göre davalı markayı kullanmış olduğunu da İspatlamıştır.
Davacı önceki tarihli yayınları nedeniyle markanın tanındığını ve davalının hu yolla haksız kazanç elde elliğini ileri sürmekteyse de davalının kullanımı önceki tarihle tescile dayanmakta olup 5 yıl İçerisinde fiilen … adıyla basılı yayın (gazete) yayınlamıştır.Bu nedenle kötü niyetli tescilden söz edilemeyeceği gibi marka üzerinde gerçek hak sahibinin davacı olduğu da ileri sürülemeyecektir.
Somut olayda davalının 14.07.2011 yılında tescil başvurusunda bulunduğu, başvurusunun 12.12.2012 196 no’lu bültende ilan edildiği, 02.03.2012 tarihinde markaya … A.Ş.’ye ait … gazetesine benzerlik nedeniyle İtiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı İse ilk kez aynı marka adı ile Haziran 2012 de ilk sayıyı yayınlamış ancak 19.08.2014 yılında marka tescili için TPE’ye başvurmuştur.Dolayısıyla Davacı’nın başvurusu ve yayın tarihi davalının marka başvurusundan sonradır. … markasının davalı adına kayıtlı olduğunu bilmesi gereklidir. Bilirkişilerce bu yönden yapılan değerlendirmede … Derneğinin iyi niyetinden söz edilemeyeceği de raporda belirtilmiştir.
Toplanan deliller Bilirkişiler …, …, … ‘nın 7.9.2016 tarihli raporları, Bilirkişiler …, … ve …’nun 9.10.2017 tarihli raporları, taraflarca sunulan gazete örnekleri, marka tescil belgeleri, … Derneğine ait belgeler, mevkute beyannameleri, taraflarca hazırlama ilkesine göre sunulan deliler ve beyanlar ışığında incelendiğinde sunulu her iki raporunda özünde aynı nitelikte bulunduğu anlaşılmış, mahkememizce de rapor kapsamları denetime uygun olduğundan hükme esas alınmış ve netice olara toplanan delillere göre;
Davalı karşı davacı adına kayıtlı … sayılı … markası 16. sınıfda “basılı yayınlar”‘ da kullanılmak üzere tescilli bulunduğundan, davacının marka hakkına tecavüzün bulunmadığı, davalı … markasını ilk kez marka tescilinden sonra kullandığından somut olayda haksız rekabet hükümlerinin uygulanamayacağı,Matbaacılık hizmeti veren Davalı … A,Ş. mevkute beyannamesi ibrazı üzerine siparişi bastığından ve … markası tescilli kullanıma dayandığından Davalı … A.Ş. tarafından gerçekleştirilen ticari faaliyetin davacının marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda açılan asıl davanın esastan reddine karar verilmi, Karşı dava yönünden davacı karşı davalı … Demeği”nin 41. Sınıfta kayıtlı … sayılı … isimli markasının davalı karşı davacının 16. Sınıfta kayıtlı … sayılı markası ile birebir aynı marka olması ve sınıflar arası iltibas bulunması, davalının 14.07.2011 yılında tescil başvurusunda bulunduğu, 12.12.2011’de 196 nolu bültende ilan edildiği, davacının da aynı sektörde kayıtlı davalı markasını bilmesi gerektiğinden hareketle hükümsüzlük sebeplerinin karşı davada oluştuğu subut bulduğundan Davalı … Derneği adına 2014/67322 no ile tescilli “ …” isimli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, somut olayda manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine keza birleşen dava yönünden ise, davalının 2011 yılındaki marka tescil başvurusunun, davacı derneğin 2012 yılında imtiyaz belgesi alması ve Haziran 2012’de ilk sayısı yayınlamasından önceki tarihte gerçekleşmesi nedeniyle davalının kötü niyetinden söz edilemeyeceği, bu nedenle … sayılı markanın hükümsüzlüğünü gerektirir sebeplerin somut olayda gerçekleşmediği sabit olduğundan birleşen davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşğıdaki şekiyde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 134,88 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Haksız rekabet ve markaya tecavüzün önlenmesine ilişkin talebin reddi nedeniyle; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-KARŞI DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
2-Davalı adına … no ile tescilli “ …” isimli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
3-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
4-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 49,50 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
5-Markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talep yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.145 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.145 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1-BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 8,2 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.13/03/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır