Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/246 E. 2018/441 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/246 Esas
KARAR NO : 2018/441

DAVA : Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, tazminat ve cezai şart
DAVA TARİHİ : 13/03/2018
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Taraflar arasında marka hakkına tecavüz&haksız rekabet&tazminat istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2015/58 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/246 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04/05/2010 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle “…” markasını tescil ettirdiğini, taraflar arasındaki 01/04/2012 tarihli franchise sözleşmesi uyarınca, franchise alan davalı … tarafından … AVM İstanbul Şubesinin “…” markası adı altında işletildiğini, sözleşmenin 2.2 maddesine göre diğer davalıların garantör sıfatı ile 50.000 USD tutarı ile sorumlu konumda bulunduklarını, taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesi hükümlerinin, davalı tarafça birçok defa ihlal edildiğini, bu sebeple müvekkili tarafından davalı tarafa ihtarnameler keşide edildiğini, ancak gönderilen ihtarnameler ile herhangi bir sonuca varılamaması sebebiyle tek taraflı ve haklı olarak müvekkili tarafından franchise sözleşmesinin feshedildiğini, ancak hal böyle iken davalı yanın, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği 18/11/2014 tarihinden itibaren, müvekkili şirkete ait olan … markasını ve üzerinde markanın yer aldığı tüm ürünleri kullanmaya devam ettiğini, taraflar arasındaki franschise sözleşmesinin feshi sebebiyle müvekkilince lisans bedeli dahi alınmaksızın tamamıyla müvekkilinden ayrı bir biçimde davalı yanın “…” markası altında restoranını işletmeyi sürdürdüğünü ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz ederek ve müvekkilinin tabelasını kullanarak 3. kişileri yanıltarak müvekkiline karşı haksız rekabete giriştiğini, bu durumun … 4. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini iddia ederek, tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, tecavüz teşkil eden ürünlere el konulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ve davalılardan … ve …’dan 50.000,00 USD ile sınırlı olmak kaydıyla, 01/04/2012 tarihli Franchise Anlaşmasının 15.9. maddesinden doğan 500.000,00 TL cezai şart tazminat tutarının, davalılardan müşreken ve müteseslisen, franchise sözleşmesinin fesih tarihi olan 18/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 12.6.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat istemlerini 66/c kapsamında talep ettiklerini, bilirkişi raporu da dikkate alınarak toplamda 28.591.82 TL maddi tazminat ile diğer manevi ve cezai şart taleplerinin de hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
SAVUNMA; Dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ön inceleme duruşma gün ve saati ile sözlü yargılama oturum davetiyesi davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak dava ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının tescilli … ibareli markaya dayalı davalı ile düzenlenen franchise sözleşmesi fesh edildikten sonra davalının aynı markayı kullanmak sureti ile markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğu iddiası ile davalı fiillerinin men ve refi, 556 sayılı KHK 66/c maddesi gereğince ıslah ile 28.591.82 TL maddi tazminat ve 100.000TL manevi tazminat ile şahıs davalıların 50000 USD ile sınırlı tutularak sözleşmenin 15/9 maddesine dayalı olarak toplam 500.000TL cezai şartın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
… 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin delil olarak gösterilen … D. İş sayılı tespit dosyası celp edilmiştir.
Türk Patent Kurumunun 20.03.2015 tarihli yazılarında ve ekindeki Marka Tescil Belgesi’ne göre, davacı … Ticaret A.Ş. adına kayıtlı … tescil sayılı ve “…+şekil” ibareli marka 29. ve 43. Sınıflarda 04.05.2010 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği, Marka tescil başvurusu 04.05.2010 tarihinde yapılmış olup, 01.06.2011 tarihinde markanın tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Tespit dosyasında düzenlenen 11.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; … markasının, lokantanın dış cephesinde tabela olarak, giriş ve iç kısımlarında pano ve ilanlar olarak, broşür menü, kolonyalı mendil, kağıt peçete, masa servis kağıdı ve benzer yazılı restoran materyalleri ile şeker, pipet, yazar kasa fişleri ile çalışanların iş elbiseleri üzerinde kullanıldığının tespit edilmiş olduğunu, bunların yanı sıra aynı restoranın bir kısmının ise, “…” markası adı altında faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.
Bilirkişiler Doç. Dr. …,… ve … raporlarında; … no’lu “…+şekil” markasının davacı adına tescil edilmiş olduğunu,Davacı ile davalı şirket arasında imzalanmış olan 01.04.2012 tarihli franchise sözleşmesine dayalı olarak davalı şirketin davacının “…+şekil” markasını kullanmakta iken, sözleşmenin feshinden sonra da bu kullanımına devam ettiğini,Davalı şirketin, franchise sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacıya ait markayı haklı bir hukuki dayanağı olmadan kullanıma devam etmesinin marka hakkına tecavüz kapsamında olduğunu, Somut olayda marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi açısından “kusur” şartının gerçekleşmiş olduğunu,, Davalı şirket tarafından 2014-2015 yılı ticari defter ve kayıtların dosyaya sunulmamış olması nedeniyle, davacı şirketin maddi tazminat talebi İle ilgili olarak tercih etmiş olduğu MarkKHK m. 66/2-b hükmünde belirtilen, mütecavizin markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre hesap yapılmasının mümkün olmadığını,Davacı ve davalı şirket arasında İmzalanan 01.04.2012 tarihli sözleşmenin 13 ve 14. maddesinde düzenlenmiş olan hükümlerin ihlal edildiği kanaatiyle, 500.000,00 TL cezai şart alacağının (diğer davalılar … ve …’ın 50.000,00 $ İle sınırlı olmak üzere) muaccel olduğunun tespit edildiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler ek raporlarında; Davacı vekilinin davada talep ettiği tazminatı ıslah ile dönüştürdüğü 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesine göre, “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre davacının yoksun kaldığı kazancının gerçeğe uygun olarak hesap edilebilmesi için, davalı şirketin 18.11.2014 sözleşmenin fesih tarihi ile 13,03.2015 dava tarihi arasındaki brüt satışlarının (cirosunun) bilinmesi gerektiğini, davalılar dosyaya beyanda bulunmadıkları gibi, ticari defterlerini de ibraz etmemiş olduklarından, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre lisans hakkı (royalty) bedelini hesap etme imkanı bulunmadığı, nispeten belirleyici olması bakımından, davacı tarafın da sözleşmenin fesih tarihine kadar olan dönemde davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturaları dosyaya sunmamış olduğu,buna rağmen dosyadaki mevcut deliller {emsal sözleşmeler ve satış faturaları) göz önünde bulundurularak, davacı şirketin davalılardan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 28.591,82 TL olarak hesap edilebileceğini beyan etmişlerdir.
Bilirkişilein kök ve ek raporları ile tespit dosyası, celp edilen ciro belgeleri birlikte incelenidiğinde; Taraflar arasında akdedilen 01.04.2012 tarihli “Franchise Anlaşmasında, Franchise Veren’in işbu Anlaşma kapsamında bulunan tüm yükümlülüklerini yerine getireceğine dair, … ve …’ın 50.000,00 $ İle sınırlı olmak üzere koşulsuz, müşterek ve bireysel olarak kefalet imzalan alındığı, Franchise Alan, özellikle 13 ve 14 no’lu maddelerde yer alan yükümlülükleri ile işbu anlaşmada yer alan diğer yükümlülüklerini ihlal ettiği takdirde, Franchise Veren’e 500.000,00 TL tutarında cezai şart ödeyeceğini, bu cezai şartın tenkisi için herhangi bir başvuruda bulunmayacağını, bu tutarın ifaya eklenen nitelikte bîr cezai şart olduğunu, Franchise Veren’in fesih hakkını kullansa dahi cezai şartı talep etme hakkı bulunduğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiklerine dair cezai şert düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin anlaşma şartlarını ihlal etmiş olması nedeniyle, ihlallerin ve yanlış uygulamaların düzeltilmesi amacıyla davacı şirket tarafından 30.06.2014 – 18.09.2014 tarihleri arasında keşide edilen ihtarnamelerden netice alınamaması üzerine, … 21. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, davalının taraflar arasındaki ticari ilişki ve sözleşmeye aykırı davranışları (Müvekkili şirket tarafından temin edilen ürünler haricinde menüde bulunmayan ürünlerin müşterilere sunulması,Müvekkili şirketin işletme standartlarına ve tarafınıza temin edilen el kitapçığına uymaksızın işletmelerin işletilmesi, müvekkili şirketçe işletmeye temin edilen ürünlere ait bedelleri vadesinde ödememeleri ve DBS sistemine dahil olmaktan imtina etmeleri Müvekkili şirket harici işletmelerden ürün temin etmeleri, müvekkili şirketçe tasvip edilmeyen değişik markalı ürünlerin mutfakta kullanılması, Franchise Sözleşmesi uyarınca aylık brüt satış miktarlarının müvekkili şirkete bildirilmesi gerekir iken, işbu miktarların bildirilmemesi sebebiyle müvekkili şirketin sözleşmenin 5.2. maddesinde düzenlenen lisans hakkını kullanamaması sebeplerine istinaden) taraflar arasında 01.04.2012 tarihinde imzalanan Franchise Sözleşmesinin tek taraflı olarak davacı yanca feshedildiği , davalının davacıya ait markayı sözleşmenin feshinden sonra da bu kullanımına devam ettiği ( bu durumun … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile ) bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etttiği,dolayısıyla davalı şirketin, franchise sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacıya ait markayı haklı bir hukuki dayanağı olmadan kullanıma devam etmesi marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nm 62. maddesi gereğince, markası tecavüze uğrayan kişi, şartlann varlığı hâlinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. MarkKHK’nın marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi, tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklinde bir haksız fiilin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinden birinin olmaması gerekir. Aynca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiili neticesinde zarann oluşması ve davalının kusurunun da bulunması gereklidir.
Davalı şirket, bir ticaret şirketi (TTK m. 127) olması nedeniyle TTK m. 16 uyarınca tacirdir. TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de “basiretli olma” yükümlülüğüdür (TTK m. 18/2). Bu hükme göre, bir tacir faaliyetinde kullanacağı markayı seçerken aynı sektörde üçüncü kişiler adına tescilli/kullanılan bir markanın aynı/benzerini kullanmaması beklenir. Bu yükümlülük gereğince, bir tacir faaliyet gösterdiği sektörde kullanılan markalan aynısını veya benzerini ve hatta farklı olsa bile markalar arasında bağlantı olduğu ihtimaline sebebiyet verecek markasal kullanımlardan ve tescillerden kaçınmalıdır.
556 sayılı KHK’nın 62. maddesinde marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin diğer istemlerinin yanı sıra manevi tazminat da talep edebileceği düzenlenmiştir. Ancak, anılan KHK’de manevi tazminata hangi koşullarda hükmedileceğ hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bu istemin, genel hükümler arasında yer alan BK’nın 49 ve TTK’nın 58/1 maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı, tacir olup basiretli şekilde hareket etmek zorundadır. Ticari işlerinde daha dikkatli ve özenli davranmak durumundadır, öte yandan, BK’nın 49. maddesinde 3444 sayılı Yasa ile yapılan değişikle manevi tazminata karar verilmesi için artık kusurlu olma hali yeterli görülmüştür. Bu nedenle somut olayın özelliği, tarafların ekonomik ve sosyal konumları , tacir olmaları da dikkta alınarak 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun görülmüştür.
Davacı 04.01.2012 tarihli Franchise Sözleşmesinin 13 ve 14. maddelerine aykırılık iddiasıyla sözleşmenin 15.9 maddesi uyarınca cezai şart talep etmektedir. Sözleşmenin 14. maddesinde haksız rekabet hâli için cezai şart düzenlenmiştir. Sözleşmenin 13 ve 14. maddelerinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek kullanımlar yasaklanmış ve cezai şart müeyyidesine bağlanmıştır. Cezai şart, sözleşmeden doğan bir borçtur. Borçlu, borcu hiç ya da gereği gibi İfa etmemek suretiyle borca aykırı davrandığı takdirde, sözleşmede öngörülen cezai şartı ödemek zorundadır. Cezai şart, asıl borca bağlı fer’i bir borç niteliğindedir. Asıl borç hukuka veya ahlaka aykın ise ya da asıl borcun ifası borçlunun kusuru olmaksızın imkânsızlaşmış ise, asıl borç söz konusu olmayacağından, buna bağlı olan cezai şartın ödenmesi talep edilemez. Asıl borç mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sözleşmeye uygun olarak ifa edilmiş ise veya zamanaşımı vb. sebeplerle son bulmuşsa, cezai şart talep hakkı da ortadan kalkar. Cezai şartın fer’i niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder; cezai şart -borca aykırılık nedeniyle- muaccel hâle geldiğinde asli borç hâline gelir. Sözleşmeden doğan borçlarda, borca aykırı davranılmış olması borçlunun kusurlu kabul edilmesi için yeterlidir. Aksini iddia eden borçlunun kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir. Cezai şartın talep edilebilmesi için borca aykırı davranılmış olması yeterlidir. Borçlunun kusurlu olması veya alacaklının zarara uğramış olması aranmaksızın cezai şart muaccel olur. Alacaklı, cezai şartı aşan bir zarar iddiasında ise, o vakit borçlunun kusurlu olduğunu ve cezai şartı aşan zararım ispat ile mükelleftir.
Davalı şirket eylemi 01.04.2012 tarihi Franchise Sözleşmesi uyarınca sözleşmeye aykınlık teşkil etmektedir. Zira sözleşmede, sözleşmenin sona ermesinden sonra markalann kullanılmayacağı taahhüt edilmektedir. Davacı ve davalı şirket arasında imzalanmış olan 01.04.2012 tarihli sözleşmenin 13 ve 14. maddesinde düzenlenmiş olan hükümlerin ihlal ettiğinden cezai şart alacağının muaccel olduğu anlaşılmıştır. Yine sözleşmede, ifa/tazminatın yanı sıra ayrıca cezai şartın da talep edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Bu itibarla davacı yan, tazminat kalemi yanında ayrıca cezai şartın da ödenmesini talep hakına sahiptir.
Somut olayda davalı eylemi hem marka hakkına tecavüz hemde haksız rekabet teşkil ettiğinden ihlal teşkil eden tüm eylemlerinden sorumludur.
Toplanan deliller, di.iş dosyası, hükme dayanak yapılan kök ve ek raporlar, mali kayıtlar dikkate alınarak; Davalı eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,556 sayılı KHK 66/c kapsamında 28.591.82 TL maddi tazminatın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsiline,15.000 TL manevi tazminatın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine,sözleşme hükümlerinin ihlal edilmiş olması nedeniyle sözleşmenin 15.9. maddesinden doğan 500.000 TL cezai şartın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren (davalılardan … ve …’dan 50.000 usd ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1- Davalı eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,
2-556 sayılı KHK 66/c kapsamında 28.591.82 TL maddi tazminatın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsiline,
3-15.000 TL manevi tazminatın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Sözleşme hükümlerinin ihlal edilmiş olması nedeniyle sözleşmenin 15.9. maddesinden doğan 500.000 TL cezai şartın sözleşme fesih tarihi olan 18.11.2014 tarihinden itibaren (davalılardan … ve …’dan 50.000 usd ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-3.713,27 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 6.703,73 TL fazla harcın davacıya iadesine,
6-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.431 TL vekalet ücretinin davalı şirket …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalı şirket …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen marka hakkının ihlali ve haksız rekabetin tespiti yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalı şirket …’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen cezai şart talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 33.950 TL vekalet ücretinin davalı şirket ile davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70 TL başvuru harcı, 10.417,00 peşin harç, 100 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.862,20-TL yargılama giderinin davalılardan müşteren ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı , davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı. 20/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır