Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/244 E. 2021/163 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/244 Esas
KARAR NO : 2021/163

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2015
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Taraflar arasında tasarıma tecavüzden kaynaklı tazminat davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/ 54 sırasına kayıtlanmış ve yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ,dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/244 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, bu çerçevede her sezon için çeşitli tasarımlar yapıp toptan ve perakende satımını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 2014 yılı yaz sezonu ürünleri için 28/02/2014 tarihinde usulüne uygun olarak TPE’ye başvuruda bulunduğunu ve 06/06/2014 tarihinde tasarımların yenilik vasfı taşıdığı gerekçesiyle … sayısı ile tescil edildiğini, ancak hal böyle iken, davalı firmalar tarafından müvekkili adına tescilli olan tasarımların haksız ve mesnetsiz olarak lisans alınmaksızın taklit edildiğini, bu nedenle tecavüzün sonlandırılması için 19/09/2014 tarihinde noter marifetiyle davalılara ihtarname gönderildiğini, ancak buna rağmen davalıların tecavüz teşkil eden eylemlerine devam ettiklerini, tecavüze konu olan ürünler yaz sezonu ürünleri olduğu için ve tecavüz ivedilikle tespit edilmesi gerektiğinden,… 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde …D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti davası açıldığını ve bu dosyadan alınan rapor ile, üç adet farklı renkte ve toplam altı adet ürünün, müvekkili tasarımını ihlal ettiğinin tespit edildiğini, tescilli tasarıma tecavüzden dolayı müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek, tecavüzün önlenmesini, tecavüze konu olan ürünlerin toplatılmasını ve 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatı olmak üzere toplam 11.000,00 TL tazminatın, tecavüz tarihinden itibaren bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranına göre hesaplanmak üzere faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA:Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkillerinin koruma altına alınmış olan markaya herhangi bir tecavüzünün söz konusu olmadığını, ayrıca davacının tazminatı gerektirecek bir zararı da bulunmadığını, müvekkiline çekilen ihtarname dikkate alınarak, bahsedilen ürün hakkında herhangi bir üretim ve pazarlamaya yönelik herhangi bir eylem gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin söz konusu ürünü üretmesi ve pazarlamasının da söz konusu olmadığını, üretimin gerçekleştirilmemesine rağmen, dava dilekçesinde tecavüzün önlenmesinin bahis konulusu yapılmasının haksız ve yersiz olduğunu ve bahsedilen ürünün iddia edildiği gibi müvekkilleri tarafından üretilmediğini savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık: davacının tescilli tasarımını (…) davalıların … markası ile üretmek ve satmak suretiyle ile davacı tasarımına tecavüzde bulunduğunun tespiti ile meni, taklit ürünlerin toplatılması, şimdilik 1000TL maddi, 5000TL itibar ve 5000TL manevi tazminatın faizi ile tahsil talepli bir davadır.
Türk patent ve marka kurumundan tasarım tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, …Mahkememize sunmuş oldukları 04/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf, …ŞİRKETİ adına, … tescil numaralı, 28.02.2014 tarih ile kayıtlı tasarımlardan 8 kod numaralı tasarım, tasarım öğeleri açısından “yenilik” ve “ayırt edicilik özelliklerini taşıdığını, dava konusu tasarım İle davalı tarafın ürünleri karşılaştırıldığında, tasım bütünlüğü yönünden de ayrıntılar açısından da tasarımların bilgilenmiş kullanıcı tarafından karıştırılacak kadar benzer yapıda olması, tespitte bulunan tasarımın taklit edildiği sonucuna varıldığını, davalının ticari defterleri ile ilgili bir araştırma yapılmadığını, Tespit dosyasından alman görseller üzerinden yapılan karşılaştırma sonucunda tasarımların kalıp, stil, model ayrıntıları, uygulama açısından aynıya yakın benzer oldukları kanaatine varıldığı bildirilmiştir..
Bilirkişiler …, …, …, Mahkememize sunmuş oldukları 10/02/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; Tespit dosyasından alman görseller üzerinden yapılan karşılaştırma sonucunda tasarımların kalıp, stil, model ayrıntıları, uygulama açısından aynıya yakın benzer oldukları kanaatine varıldığını, Davalının endüstriyel tasarıma tecavüzünün kabul edilmesi halinde; dosyaya inceleme için sunulan 2013-2014-2015 yıllan ticari defterlerinin maddi tazminatı hesaplamaya uygun verileri vermemesi nedeniyle defterler üzerinden bir tazminat hesabının yapılamadığı; Davacının bu ürünün satılamamasından kaynaklanan zararının tespiti yapmak için davalı mağazasında bulunan 6 adet üzerinden davacı nezdindeki satış fiyatının bilinmesinin gerektiği (Davalılar vekilinin 10 adet üretildiği ikrarı olduğuna göre 10 adet üzerinden zarar tespiti daha uygun olacağını) taklit tasarımın satış fiyatının davacıdan sorulması hususunun Mahkemenin takdirinde olduğunu, Davalıların davacı tasarımının benzerinin yer aldığı ürünleri bulundurmak ve satışa sunmak şeklindeki eylemleri nedeniyle davacı tasarımının itibarını zedeleyeceği gerekçesiyle İtibar tazminatı talep hakkının yerinde olup olmadığı hususunun da Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirilmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … Mahkememize sunmuş oldukları 09/10/20217 tarihli bilirkişi raporunda; Davacıya ait … çoklu 8 sıra nolu pardösü tasarımının, “yenilik” ve ‘‘ayırt edici özellikleri” taşıdığı, … çoklu nolu, 8-1 ve 8.2 numaralı pardösü tasarımın bire bir aynısının, davalılardan, “… ŞTİ. ” Firmasına ait iş yerindeki 6 adet pardösüde kullanıldığı, Davacı tarafın 554 sayıh KHK’nin 52/b maddesi gereğince talep etmiş olduğu maddi tazminat hesabı ile ilgili olarak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Davalıların ticari defter kayıtlarında dava konusu ürünlere ait açıklayıcı bilgi bulunmaması ve satışların ürün kodları üzerinden gösterilmemesi nedeniyle defler kayıtları üzerinden maddi tazminat hesabı yapılamadığının anlaşıldığı, tespiti yapılan toplam 6 adet pardösü satışından 650,77 TL kar elde edilebileceği, şayet davalılar vekilinin 10 adet ürün ile ilgili beyanı kabul edilecek olursa l .084,62 TL kar elde edilebileceği, ancak yapılan bu hesaplamaların, maddi tazminat açısından değerlendirme bölümünde açıklanan nedenlerle gerçeğe uygun olmadığı sonucuna ulaşılmış olduğundan, davacının davalılardan talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde Mahkemenin yasal takdir yetkisini kullanmasının uygun olacağı, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … Mahkememize sunmuş oldukları18/07/2018tarihli EK bilirkişi raporunda; Dava konusu 6 adet pardösü ile ilgili dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında, itibar tazminatı için yeterli şartların oluşmadığı, Bu konuda son değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, Davalı şirketlere ait ticari defter kayıtlarında dava konusu ürünlere ait açıklayıcı bilgi bulunmaması ve satışların ürün kodlan üzerinden gösterilmemiş olması nedeniyle, defter kayıtları üzerinden maddi tazminat hesabı yapılamadığı gibi, taklit ürünün maliyet lıesabının da yapılamayacağı, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … Mahkememize sunmuş oldukları 22/01/2021 tarihli 2. EK bilirkişi raporunda; Mahkemeye sunulan orijinal ve taklit ürün kalite açısından değerlendirildiğinde, her iki ürün arasında önemli farklılıkların bulunmadığı, Davacıya ait tasarımın kullanılması nedeniyle tasarım itibarını zedeleyecek şartların oluşmadığı, İtibar tazminatı yönünden yapılan incelemede; tarafların dava konusu ürünlerin üretim maliyetlerine ait verileri dosyaya sunmamış olmaları nedeniyle, dava konusu ürünlerin üretim maliyetleri ve dolayısıyla itibar tazminatı hesabı yapılamamış olduğundan, davacının talep edebileceği itibar tazminatı takdirinin Mahkemeye ait olduğu,sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
.. 2.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası ve ürünler ile tasarım tescil dosyası taraflara ait vergi kayıtları mahkememizce celp edilmiştir.
Davacının dayanak tasarımı olan … nolu tasarımın 28.2.2014 tarihinde başvurusunun yapıldığı, bültende 1.7.2014 tarihinde yayınlandığı ve tescilinin de 28.2.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Davanın açılış tarihinde 554 sayılı KHK hükümleri yürürlükte bulunduğundan inceleme bu hükümler gözetilerek yapılacaktır.
Tasarım hakkının kapsamı 554 sayılı KHK’nin 17. maddesinde düzenlenmiş olup tescilli tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Tasarım hakkı, tasarım üzerindeki tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış bir mutlak haktır. Tasarım hakkından doğan inhisari mutlak haklar, olumlu ve olumsuz nitelikte yetkiler içerir. 554 sayılı KHK’nin 17 ve 18. maddelerinde bu haklar düzenlenmiştir.
554 sayılı KHK’nin 17. maddesi uyarınca üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. Tasarım hakkı sahibi bu hakkını kusurlu veya iyiniyetli olduklarına bakmaksızın herkese karşı ileri sürebilir.
Tasarım hakkının sınırlandırıldığı ve koruma kapsamı dışında kalan durumlar ise 554 sayılı KHK’nin 21. maddesinin, a ila d bentlerinde, özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, deneme amaçlı fiiller, eğitim ve referans amaçlı çoğaltmalar, tasarımın yabancı taşıtlarda kullanılması, 12. maddesi uyarınca 5 yıllık yenileme süresi sonunda yenilenmeyen tasarımlar, 22. maddesi gereğince onarım amaçlı kullanım ile 23. maddesi uyarınca önceki kullanımdan doğan hak sahipliği, son olarak 24. Maddesinde düzenlenen hakkın tükenmesi ya da ilk satış doktrinidir. Bu hallerin varlığı halinde tasarım hakkının korunması sözkonusu değildir.
Tasarım tescil başvurusundan doğan hakka ya da tescilli tasarım hakkına tecavüz halleri ise 554 sayılı KHK’nin 48. maddesinde düzenlenmiştir. Hukuk ve ceza davalarının açılabilmesi için ya başvuru ya da tasarım hakkına tecavüz olmalıdır. Tasarım hakkına tecavüzden söz edebilmek için 554 sayılı KHK’da belirtilen tecavüz eylemlerinden her hangi birisinin gerçekleşmesi ve hukuka uygunluk sebeplerinin somut olayda mevcut olmaması gerekir.
554 sayılı KHK’nin 48. maddenin 2. fıkrası uyarınca tasarım başvurusu, KHK’nin 34. Maddesine göre yayımlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Yine 48. maddenin 1. fıkrasında yazılı tasarım hakkına tecavüz oluşturan fiiller düzenlenmiş olup madde metni;
“a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak;
b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek,
c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak,
e) Gasp” şeklindedir.
Davacı tazminat seçim yöntemini 52/b maddesi kapsamında talep etmiştir. Konunun incelenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 3 bilirkişi heyetlerinden HMK 266. Madde kapsamında rapor alınmıştır.
6.10.2017 tarihli raporda: 6 adet pardösü satışından 650,77 TL kar elde edilebileceğini, şayet davalılar vekilinin 10 adet ürün ile ilgili beyanı kabul edilecek olursa l .084,62 TL kar elde edilebileceğini,, ancak yapılan bu hesaplamaların, maddi tazminat açısından değerlendirme bölümünde açıklanan nedenlerle gerçeğe uygun olmadığı sonucuna ulaşılmış olduğundan, davacının davalılardan talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde Mahkemenin yasal takdir yetkisini kullanmasının uygun olacağını bildirmişlerdir.
Hükme dayanak alınan 20.1.2021 tarihli son raporda ise; Mahkemeye sunulan orijinal ve taklit ürün kalite açısından değerlendirildiğinde, her iki ürün arasında önemli farklılıkların bulunmadığı, Davacıya ait tasarımın kullanılması nedeniyle tasarım itibarını zedeleyecek şartların oluşmadığı, İtibar tazminatı yönünden yapılan incelemede; tarafların dava konusu ürünlerin üretim maliyetlerine ait verileri dosyaya sunmamış olmaları nedeniyle, dava konusu ürünlerin üretim maliyetleri ve dolayısıyla itibar tazminatı hesabı yapılamamış olduğundan, davacının talep edebileceği itibar tazminatı takdirinin de Mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
Somut olayda mevcut kayıt ve belgelere göre, davacı tarafın talep ettiği karşı tarafın elde ettiği kara göre hesap yapılması mümkün olmamış, Borçlar Kanunu 50 maddesi uyarınca uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Davacı tarafın ürününün niteliği, davalı tarafın piyasaya sürdüğü ürün miktarı ve hakkaniyet gereği zarar 1.000 TL olarak kabul edilmiş, bu miktar maddi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi hakkaniyete uygun bulunmuştur.
Manevi tazminat yönünden tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği davacı tarafın talebi uygun görülerek 5.000 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine , itibar tazminatı yönünden ürünün kalitesiz olduğu yönünde yada davacının itibarının zedelendiği yönünde delil sunulmadığından itibar tazminatı isteminin reddine , Davalının davacıya ait tescilli tasarım hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait tescilli tasarım hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Tasarım hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK hükümlerine göre1000- TL madditazminatın tespit tarihi olan 24.10.2014tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalılardan tahsiline,
3-Manevi tazminat istemininkabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 24.10.2014tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalılardan tahsiline,
4-İtibar tazminatının koşulları oluşmadığından REDDİNE,
5-DEĞİŞİK İŞ DOSYASININ karar kesinleştiğinde mahkemesine iadesine, ürünlerin davacıya yana iadesine,
6-Ticari defter ve belgeleri tutunakladavalı vekiline iadesine,
7-409,86 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 382,16 TL harcın davalılardantahsiline
8-Tasarım hakkına tecavüzün tespitini talebin yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-İtibar tazminatının reddi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
12-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 6.300 TL bilirkişi ücreti, 808 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 7.163,40 TL’nin taktiren 5/4 ünün davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.07/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır