Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/243 E. 2018/547 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/243 Esas
KARAR NO : 2018/547

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/03/2015
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Taraflar arasında Asıl davada marka hakkına tecavüz ve tazminat ile karşı davada hükümsüzlük ve haksız rekabatin tespiti hakkında açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin … esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin … esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
İDDİA;
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPE nezdinde … sayı ile 30. sınıfta tescilli “…” markası ile … sayı ile 30. sınıfta “…”, … sayılı “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin markalarını özgün bir şekilde kombine ederek … markasını oluşturduğunu, yaptıkları araştırmalarda davalının … markalı ürününden haberdar olduklarını, davalının …, …, …, …, …, … sayılı marka başvurularının iptali için TPE ye yaptıkları itirazların hepsinin kabul edildiğini, davalının yan kırmızı renkli Nutymax ambalajı dışında ki Antep Fıstıklı ve fındıklı Nutymax ürün ambalajlarının birebir aynıları için marka başvurularında bulunduğunu, TPE kararıyla davalının ürün ambalajlarının müvekkilinin ki ile benzerliğinin kabul edildiğini, davalı yanın çikolatalar üzerinde kullanıdığı marka ambalajının ve bunların içerisinde yer alan ürünlerin müvekkilinin özgün markalarından taklit edilerek oluşturulduğunu, davalının müvekkilinin markasına tecavüz ettiğini, iltibas yarattığını, haksız rekabette bulunduğunu iddia ile, davalının … markalı ürünlerinin ve ürün ambalajlarının, müvekkili aleyhine yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tecavüze ilişkin ürünlerin, her türlü tanıtım malzemesinin imhasını, 1.000.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tecavüzün ve haksız rekabetin işlenmeye başladığı tarihten itibaren Merkez Bankasının Türk Lirasına uygulamış olduğu senelik en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek kararın ilanını talep ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA;
Davalı- Karşı davacı dava dilekçesinde, davalı tarafın marka tesciline konu …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, numaralı “…” markalarının ayırt edici nitelik taşımamaları ve kötü niyetli tescil edilmiş olmaları ve 5 yıllık süre içinde kullanılmamaları nedeniyle hükümsüzlüğünü, iptalini sicilden terkinini ve karşı davalının tekrarlama markaları nedeniyle yarattığı haksız rekabetin tespitini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı- karşı davacı vekili cevap dilekçesinde, davacının 1.000.000,00 TL MÖHUK gereği teminat göstermesi gerektiğini, davaya dayanak markaların kötü niyetli tescil edildiğini, müvekkilinin marka tesciline dayalı kullanımının mevcut olduğunu, davacı tarafından müvekkilinin … markalı ürünlerine hem şekil hem de ambalaj bakımından tecavüz edildiğini, Yargıtay Yüksek İçtihatlarına göre, tescile dayalı kullanım nedeniyle haksız rekabetin oluşmayacağının açık olduğunu, davacının markalarını hiçbir zaman ayırt edici nitelikte kullanmadığını, davaya dayanak markaların tekrarlama markaları niteliğinde olup, davacının Kinder Bueno kelime markasını kullanmadan ambalaj markasının ayırt edici özelliğinin bulunmadığını, ve karşı yanca Kinder Bueno markasının tescilsiz olarak kullanılması sebebiyle tecavüz iddiasını ileri süremeyeceğini, müvekkilinin … ve … ibareli iki adet markasının tescilli olması nedeniyle kullanım hakkına sahip olduğunu, davacının tescil süresinden 5 yıl sonra haksız rekabet davasını açtığını, hakkın kötüye kullanlıması nedeniyle taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davacının ürün şekli üzerinde temel hakkı bulunmadığını, davacı tarafından üretilen ürünlerin birçok firma tarafından da üretildiğini, beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu; Asıl Davada, davacının … ibare + şekilli markasına davalı yanın … ibareli marka ile kullandığı ürün ambalajları suretiyle tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref’i ile 556 sayılı KHK nın 66/b maddesi gereğince şimdilik 1.000.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsili, oluşan maddi durumun giderilmesi, tecavüzlü materyallerin imhası ve verilecek kararın ilanı talepli olduğu, karşı davada ki uyuşmazlık konusunun, davacı karşı davalı adına tescilli …, …, …, …, …, …-… ve … sayılı markaların kötü niyetli tescil edilmeleri sebebiyle hükümszüğlü ile ayrıca 556 sayılı KHK nın 14. maddesi kapsamında kullanılmamaları sebebiyle iptali, yine karşı davalı yanın söz konusu markaları kötü niyetli tescil ettirmeleri sebebiyle karşı davacının ticari faaliyet alanını daraltarak haksız rekabet yarattığının tespitine, karar verilmesi talepli olduğu 10.12.1015 tarihli ön inceleme oturumunda tespit edilmiştir.
Kapatılan 3 FSHHM nin 2015/48 esas) sayılı dosyasının 25/02/2016 tarihli duruşma ara kararı ile; asıl davaya dayanak olmayan karşı davada ileri sürülen davalı adına tescilli … – … – … – … – .. sayılı markaların hükümsüzlüğü ve iptaline yönelik talepler yönünden dava tefrik edilerek yeni esasa kayıtlanması hususunda kararın oluşturulduğu ve Kapatılan 3 FSHHM nin … esas sayılı numarasına kayıtlandığı ve İstanbul 3 FSHHM nin kapatma tasarrufu sonrası dosyanın mahkememize intikal ederek 2017/354 esas numarasına kayıtlandığı anlaşılmış ise de; Mahkememizin 31/05/2018 tarihli oturumunda; her ne kadar bir önceki müstemir yetkili hakim tarafından huzurdaki dosyada mahkememizin … sayılı (eski kapatma öncesi esas no …) dosyasında tefrik edilmiş ise de, karşı davada davacı kullanılmama yanında kötü niyetli tescil ve markaların ayırt edici olmadığı iddialarına dayandığından, davaların tefrikinde hiçbir hukuki yarar bulunmadığı halde tefrik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan delillerin bir bütün halinde incelenmesi gerektiğinden,mahkememizin …4 Esas sayılı dava dosyasının esasının kapatılarak, yargılamaya birleşme kararı verilen İstanbul 1 nolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporların denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle raporlar mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan tescil belgeleri celp edilmiştir.
İlk bilirkişi raporunda özetle; Taraf marka kullanımlarının benzer olmadığı, heyette sektör bilirkişinin bulunmadığı ve halk nezdinde iltibas ve bağlantı kurma ihtimalinin değerlendirilemediği, bununla birlikte davalı(karşı davacı) kullanımının tescilli markaları kapsamında olduğu, Yargıtay İçtihatları gereğince tescilli hakkın tescil edildiği şekilde kullanımının markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı, Davalı(karşı davacı) tarafından davacı(karşı davalı) adına tescilli markaların tescil edildikleri şekilde kullanılıp kullanılmadıklarına ilişkin herhangi bir belgenin dosyada bulunamadığı, defter incelemesinin yapılmadığı, Anayasa Mahkemesi tarafından MarkKHK 14, Maddenin İptal edildiği, ancak mahkeme tarafından verilen görev neticesinde talebin incelendiği, iptali istenen şekil markalarının ve davacı(karşı davalı) tarafından dilekçelerde belirtilen ürün görsellerinin incelendiği, şekil markasının ürünün üzerinde tek başına yer almasının zorunlu olmadığı, markaların farklı markalarla aynı ürün üzerinde yer almasının mümkün olduğu, kullanılan markalardan birinin daha güçlü bir marka olmasının, diğer markanın kullanılmadığı sonucuna yol açmayacağı, diğer huşuların mahkemenin takdirinde olduğu, Karşı davada kullanmamaya dayalı iptal talebi ile ilgili olarak, davacının iş yerinde ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılması gereken incelemenin, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle, Mahkeme Hakimi’nin talimatları doğrultusunda yapılmadığı, Yine davalı(karşı davacı) tarafından hükümsüzlüğü istenen markaların ayırt edici karaktere sahip olmamasına rağmen tescil edildiğinin iddia edildiği, ancak markaların tescilli oldukları emtialar ve tescil edildikleri tarih dikkate alındığında markaların ayırt edici niteliğe sahip olduğu, ayrıca marka benzerlerinin tekrar tekrar tescil edilmesinin tek başına tescilde kötüniyet oluşturmadığı, benzer markaların tekrar tescil edilmesini yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, hükümsüzlük talebinin reddinin gerektiği, Davalının elde ettiği net kazanca göre, davacının yoksun kaldığı kazancın 380,260,07 TL olarak hesap edildiği, ancak, zorunlu olarak tüm ürünleri kapsayan net kar üzerinden hesaplama yapıldığı göz önünde bulundurularak, yanılma payının takdirinin Mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır.
İkinci bilirkişi raporunda özetle, Asıl Davada Davacı/ Karşı Davada Davalı Taraf …, firmasına ait markalarla Asıl Davada Davalı/ Karşı Davada Davacı Taraf … firmasına ait markaların, ambalajların ve tasarımların farklı olduğunu,Asıl Davada Davacı/ Karşı Davada Davalı Taraf …. firmasına ait markalarla Asıl Davada Davalı/ Karşı Davada Davacı Taraf … firmasına ait markaların, ambalajların ve tasarımların farklı olması sebebi ile marka hakkına tecavüz fiilinin oluşmadığına ve ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açmayacağına bu sebeple tazminata yer olmadığına,Asıl Davada Davalı/ Karşı Davada Davacı Taraf …TİC, A.Ş. firmasının hükümsüzlüğünü talep ettiği markaların, Asıl Davada Davacı/ Karşı Davada Davalı Taraf …. firmasının ürünlerinde bir bütünün parçası olarak kullandığına,Asıl Davada Davacı/ Karşı Davada Davalı Taraf …. firmasının kötü niyetle hareket ettiğine dair dosyada somut bir delilin bulunmadığına, Asıl Davada Davacı/ Karşı Davada Davalı Taraf …, firmasının, hükümsüzlüğü istenen markaları, hali hazırda ürünleri üzerinde bir bütünün parçası olarak kullanması sebebi ile markaların hükümsüzlüğüne yer olmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı asıl davada dilekçelerinde belirtilen markalarına davalı tarafın ambalaj kullanımı ile tecavüz gerçekleştirildiğini iddia etmektedir, davalı ise savunmasında ambalajın davacı markaları ile benzer olmadığını ve tescilli hakkın kullanımının yasal olduğunu savunmaktadır.
Somut olayda markaya tecavüz oluşması İçin; markaların aynı veya benzer olması, aynı veya benzer sınıflarda kullanılması ve ayniyet veya benzerlik nedeniyle halk tarafından karıştırılması gereklidir, Karıştırma tehlikesi bulunan hedef kitle çok önemlidir. Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü alınacak kesimin, kural olarak ortalama tüketici kesimi olduğu bilinmektedir.
Gerek ilk bilirkişi raporunda gerekse ikinci bilirkişi raporunda; tablolar halinde davacı ve davalı ürünleri karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve davalı(karşı davacı) kullanımı ile davacı(karşı davalı) markaları arasında benzerlik olmadığı, her iki markada da ayırt edici unsurların (marka, ambalaj, genel görünüm, tasarım) baskın olduğu bu sebeple davalı markasının davacı markasına tecavüz etmediği ve ortalama tüketici nezdinde iltibas oluşturmadığı hususu tespit edilmiştir.
Gerek ilk bilirkişi raporu gerekse ikinci bilirkişi raporundaki tespitler ve karşılaştırma tabloları dosyaya sunulan tüm deliller ile birlikte incelendiğinde; davacının … ibare + şekilli markasına davalı yanın … ibareli marka ile kullandığı ürün ambalajları suretiyle tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğu iddialarına dayalı talepler ile tazminat taleplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine, keza karşı davada ve birleşen davada davacı karşı davalı adına tescilli …, …, …-…, …, …, …-… ve … sayılı markaların kötü niyetli tescil edilmeleri sebebiyle hükümsüzlüğü ile ayrıca 556 sayılı KHK nın 14. maddesi kapsamında kullanılmamaları sebebiyle iptali, yine karşı davalı yanın söz konusu markaları kötü niyetli tescil ettirmeleri sebebiyle karşı davacının ticari faaliyet alanını daraltarak haksız rekabet yarattığının tespiti yönündeki tüm taleplerin subut bulmadığından reddire karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
2- KARŞI DAVANIN REDDİNE,
(BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE)
3-Asıl davada, 35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 17.041,60 TL fazla harcın davacıya iadesine,
4-Asıl davada, markaya tecavüzün önlenmesi ve haksız rekabetin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Asıl davada, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 53.950 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl davada, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karşı dava yönünden, 35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8,20 TL’nin davalıdan tahsiline,
8-Karşı davada hükümsüzlük talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karşı davada haksız rekabetin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların yapmış oldukları giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı. 20/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır