Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/241 E. 2019/287 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/241 Esas
KARAR NO : 2019/287

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklar Kapsamında Eski Hale İade
DAVA TARİHİ : 14/11/2011
KARAR TARİHİ : 18/06/2019

Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/07/2013 gün ve 2011/214-2013/167 sayılı kararının tamyiz edilmesi üzerine hükmü onayan Yargıtay 11.HD’nin 2.03.2014 gün ve 2013/16297-2014/4741 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme incelemesinde hükmün bozulması üzerine dava dosyası mahkemize gönderilmiş ve bozma ilamına uyularak yargılamaya mahkememizde devam olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili, davalı İdare tarafından 1993 yılında müvekkiline yaptırılan heykelin 2009 yılında davalı İdare tarafından izinsiz olarak yıkıldığını, bu durumun müvekkilinin eserden doğan manevi hakkına zarar verdiğini, bu nedenle açtıkları davayı kazandıklarını, davalı tarafından yıkılan eserin yerine kopyasının yapıldığını ve bu kopyanın orijinalinden farklı olduğunu ileri sürerek, eserin biçimi ve bütünlüğünü bozan ve eser sahibinin özelliklerini zedeleyerek yok eden tüm değişikliklerin ortadan kaldırılarak eserin eski hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/07/2013 gün ve 2011/214-2013/167 sayılı ilam ile davalının davacıya ait eseri izinsiz olarak yıkmasının davacının eserden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğu, davalının yıktıktan sonra yeniden yaptığı anıtın orijinalinden farklı olduğu, eser sahibinin aslı bozulan eserini eski hale getirme talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın dairenin 12.03.2014 günlü ilamıyla onandığı, Davalı vekilinin bu kez karar düzeltme isteminde bulunduğu ve Yargıtay … … esas, … karar sayılı karar düzetmeye konu ilamında; “.1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Eser sahibi davacı tarafından açılan işbu davada, davalı Belediye tarafından açılan yarışma kapsamında meydana getirilen “İstanbul” konulu anıt-heykel çalışmasının davalının aldığı karar doğrultusunda İstanbul-… Limanı Kavşağı’nda uygulandığı, ancak söz konusu eserin davalı tarafından 13.12.2009 tarihinde davacı-sanatçının rızası hilafına yıkıldığı, davacı tarafından gönderilen ihtarnameler sonucu davaya konu eserin, davalı tarafından önceden alenileştiği mahale değil de davalı tarafından belirlenen başka bir mahale ve davaya konu eserin ölçü, oran ve malzemelerinde değişiklik yapılarak dikildiği, davalının tek taraflı iradesiyle saptanan yere dikilen eserin, orijinal eserin ucuz ve basit malzemelerle acemice kopyalanmış bir benzeri olduğu iddia edilerek eserde yapılan tüm değişikliklerin ortadan kaldırılması ile eserin eski haline getirilmesi istenmiştir. Eser sahibi davacı tarafından aynı konuya ilişkin olarak açılmış olan manevi tazminat davasında mahkemece, davacıya ait eserin izinsiz şekilde yıkılarak, davalı tarafından daha sonra kopyası yapılmak suretiyle başka bir yere konulmasının davacının eserden doğan manevi hakkına zarar verdiği gerekçesiyle 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, söz konusu karar temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, bu davada kesinleşen söz konusu karardaki belirlemelere dayalı olarak davacının eserden kaynaklanan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 5846 sayılı Kanun’un 67/son maddesi uyarınca eserin eski hale iadesine karar verilmiştir.Anılan maddenin son fıkrasında, “güzel sanat eserlerinde eser sahibi asıldaki değişikliği kendisi tarafından yapılmadığını veya eserdeki adının kaldırılmasını yahut değiştirilmesini talep edebilir, eski halin iadesi mümkün ise değişikliğin izalesi ammenin veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar etmiyorsa eser sahibinin eseri eski hale getirebileceği” düzenlenmiştir. Davalı Belediyece, mahkemece anılan 67. maddedeki koşulların dikkate alınmadığını, eski halin iadesi mümkün olmadığı gibi değişikliğin izalesinin ammenin veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar edeceğini, davaya konu anıtın sergilendiği bölgede zorunlu olarak yapılan kavşak çalışmaları nedeniyle eserin eski yerinden kaldırılarak, eski yerine yakın başka bir yere yerleştirildiğini, bir anıtın sergilendiği yerin korunması uğruna kamunun ortak menfaatlerinin zarara uğratılamayacağını savunulmuştur.
Bu durumda, somut uyuşmazlıkta … Kavşağına dikilen “…” adlı anıt-heykelin dikildikten 16 yıl sonra ilk kez alenileştiği mahalden kavşak ve bağlantı yollarının düzenlenmesi inşaatı nedeniyle yıkılarak kaldırılması sonrasında, davalı tarafından belirlenen başka bir yere davacıya ait asıl esere benzetilmek suretiyle kopyasının dikilmiş olduğu da dikkate alınarak yukarıda anılan madde uyarınca eserin eski haline iadesinin mümkün olup olmadığı ve bunun için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla, kavşak çalışmaları sırasında yıkıldığı anlaşılan anıt-heykelin yine eser sahibi tarafından eski hale getirilmesi imkanı bulunup bulunmadığı ve özellikle de eserin sonradan yapılan ve orjinal yerinden başka bir mahale dikilen kopyasının da bulunması nedeniyle 5846 sayılı FSEK 67/son maddesindeki tercih hakları hususunda davacı beyanı alınmadan, eski hale getirmenin ne şekilde yapılacağı, yöntemi ve kapsamı açıkça tespit edilmeksizin karar yerinde sadece “davacı eserinin davalı yanca eski hale getirilmesine” denilmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi de doğru görülmediğinden davalı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemiz onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerektiğinden ;Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 12.03.2014 günlü, 2013/16297 Esas-2014/4741 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildiği ve dosya mahkememize gönderilmekle mahkememizin 2017/241 esas numarasına kayıtlanmış, bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ilk sundukları bilirkişi raporunda; Davalı idarenin önceden resmi bir sebep açıklamadan ve davacı sanatçının yazılı muvafakatini almadan davaya konu olan eylemi gerçekleştirmesi sonucunda, davacının 5846 Sayılı Yasa’ nm 14,16 ve 17. maddelerinde güvence altına alınan manevi haklarına haksız olarak tecavüzde bulunulduğunu, dosya kapsamında bulunan 17.03.2011 tarihli mukayeseli, fotoğraflarla desteklenen bilirkişi raporuna eklenen fotoğraflarla da tevsik edilen değişiklikler sonucunda ; davalı tarafından oluşturulan “ kopya – imitasyon yapıtın ortadan kaldırılması ve orijinal yapının yeniden umuma arz edilmesi İçin ‘yapılması gereken harcamaların toplamda 855.000 TL olduğunu, işbu meblağların, eserin yeniden oluşturulması surecindeki ekonomik koşullarına göre yeniden gözden geçirilmesi ve hesaplanması gerektiğini, 5846 sayılı Yasanın 67. Maddesinde belirtilen, “ eski halin iadesini”öngören tüm koşulların oluştuğunu, Davalı tarafından dava konusu yapıtın “ orijinalinin halen mezkur yapıtın kopyasının bulunduğu mahalde “ yeniden “ alenileşmesi için, yapılması gereken gider ve harcamalardan kaçınılmasının hakkın suiistimali “ niteliğinde olup, 5846 sayılı Yasa’ya tamamen aykırı bulunduğunu bildirmiştir.
İkinci bilirkişi raporunda; “..dava konusu ürün FSEK anlamında bir sanat eseri olduğu ve hukuki korumadan yararlanacağı bildirilmiştir.
Üçüncü bilirkişi raporunda; -Davacı sanatçı ile davalı idare arasındaki hukuki ilişkinin 1992 yılında başladığı ve davacının davalı idare tarafından davet edildiği, yanşmayı kazanarak ödüilendirildiği ve işbu Ödüllendirme sonucunda davaya konu …l adlı anıt heykelinin …/ …kavşağında alenileştiği, orijinal yapıtın umuma arz edildikten 16 yıl sonra ilk kez alenileştiği mahalden davalı …Başkanlığı tarafından sanatçının izni ve bilgisi olmadan kaldırıldığı ve akabinde de kurum tarafından belirlenen yeni bir yere, yüklenici …A.Ş.’ye (imitasyonunun) taklidinin’yaptırıldığını, 26.12.2017 tarihli bilirkişi raporu ile anıt heykelde, 5846 sayılı yasanın 16. Mad, değiştiren 4630 sayılı Yasanın 16/3. mad. tamamen aykırı şekildeki yapılan değişiklikler raporda belirtilmiş olup, bu tespitlere bilirkişi heyeti olarak katıldıklarını,  Avrupa ve Asya’yı simgeleyen çıplak beton bloklanndaki derz sayısı, orijinal eserde 7 iken, yok edildikten sonra benzetilmek suretiyle yeniden dikilen kopyasında ise 4 adet derz bulunmakta olduğu, sanatçı tarafından iki kıta arasında eski uygarlıklara günderme yapılan çelikten inşa edilmiş formda oynama yapıldığı, yine kopya eserde orijinalinden farklı olarak eski uygarlıklara gönderme yapılan ve çelikten inşa edilen form orijinalinden hem uzun hem de daha sivri tutulmuş olduğu, orijinal eserde çelikten İmal edilen işbu formun üzerindeki bronz plakalar paslanmaz vidalarla birleştiği halde, davalının ihale ettiği yüklenici firma (… A.Ş.) tarafından, kopyalanan yeni eserde demir plakaların kaynaklanmasıyla bağlantı kurulmuş olduğu, kötü ve elverişsiz malzeme kullanılarak ucuza imal edilen ve adeta kotarılan kopyanın üzeri şimdiden paslanmış ve yok olmaya yüz tuttuğunu. Keza kopya yapıtta üç ana formu birbirine bağlayan bağlantı elemanının …Fuarcılık tarafına bakan ön plandakinin üzerinde bulunan demir plaka, henüz kısa sayılabilecek bir süre geçmiş olmasına karşın tamamen bozulduğu,Orijinal eser ve kopyası arasında bağlantı elemanının yüksekliğinde de fark bulunmakta, sanatsal anlamda orantısızlık yaratan işbu görsel farklılık ilk bakışta göze çarpmakta, ayrıca orijinal eserde, 5. derz hizasında ve eserin üst kısmında bağlantı yapılmasına karşın sonradan türetilen kopya yapıtta 2. derz hizasında ve yapıtın tam ortasında bağlantı yapıldığını,İki kıtayı simgeleyen beton blokların yatay taşıyıcıları üzerinde, orijinal eserde sadece dikey derzler bulunduğu halde, davalıma sorumluluğunda kopyalanarak türetilen yapıtta hem yatay ve hem de dikey derzler mevcut olduğu hususları dosya kapsamındaki inceleme ve değerlendirilmesi neticesi anıt eserde herhangi bir değişiklik ve eski hale getirilme hususunda mahallinde bîr değişiklik bulunmaması nedeniyle yukarıda eser ile ilgili belirtilen tüm tespitlere bilirkişi heyeti olarak katıldıklarını, ‘…’ davalı tarafından gerçekleştirilen taşıma aşaması ve yeni seçilen mahal’e … A.Ş. tarafından yapımı gerçekleştirilmiş ve günümüzde de mevcudiyetini koruduğu görülen imitasyon/taklit eser ile İlgili olarak 5846 Sayılı Yasa’nm 16. maddesinin 1. Fıkrasında, (‘….eser sahihinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz… ‘) belirtilen maddede kısaltmalar, eklemeler denildikten sonra başka değiştirmeler ibaresine yer verilmekle, her türlü değişikliğin eser sahibinin izni olmadıkça yapılamayacağı ve eserin bütünlüğünün korunacağı öngörülmekte olup, dolayısıyla anıt eser gerek biçimi ve gerekse kapsamındaki tüm özellikleriyle bir bütün oluşturur ve sahibinin özelliği eserin sadece bütününde değil, her bölümünde ve hatta tüm ayrıntılarında kendini gösterdiği sanat ile olan ilişki nedeniyle de heyetçe tespit edildiğini, 16 yıl önce umuma arz edilen davaya konu sanat yapıtının yaratıcı konumunda olan davacı (…) sanatçının oluru alınmaksızın önce yıkılıp yok edilmesi ve bilahare sadece davalı İdare tarafından belirlenen yeni bir mahalde kopyası/ taklidinin …A,Ş, tarafından yapılarak umuma arz edilmesi sonucu davalının benimsediği işbu yöntem sonucunda, davalı İdare tarafından tüm hukuki sorumluluk üstlenilerek gerçekleştirilmiş davaya konu (anıt heykelden oluşan sanat eserinin biçim ve bütünlüğü bozularak taklidinin gerçekleştirmesi,) izinsiz olarak gerçekleştirilmiş eylemin ihlal teşkil ettiğini, 26.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda tespit yapılmış olduğunu ve davalı tarafından oluşturulan ‘kopya/ imitasyon yapıtın ortadan kaldırılması ve ‘orijinal yapıtın yeniden umuma arz edilmesi için fikir vermek amacıyla 2017 yılı içerisinde yapılması gereken harcamaların toplamdaki değerinin yaklaşık 855.000,00TL (Sekizyüzellibeşbinlira) olabileceğini, belirtilen davada, anıt eserin yenilenmesi amaçlı ilgili Mahkemesinin ‘eski hale getirme hususunda vereceği karar doğrultusunda yapım tarihinin yaklaşık belirlenmesi halinde, belediyenin sağlayacağı imkânlar ve eser sahibinin yapacağı fiyat araştırması neticesinde güncel olarak çıkartılacak bütçe ile belirlenebilecek olup, dava konusu ‘‘Anıl Heykelin eski haline getirilebileceğini bildirmişlerdir.
FSEK m. 16 f. 1 ‘e göre, eser sahibinin izni olmadığı sürece eserde veya eser sahibinin adında değişiklik yapılamaz. Bu kural, genel(nisbi) bir değiştirme yasağını ifade etmekte olup, eser sahibi dışında ki herkes için öngörülmüştür. Yasak, genel anlamda kişilik hakkını ifade etmemektedir Değişiklik, genellikle eserin kullanılması bağlamında gündeme gelen bir olgudur. Kullanım hakkı her ne kadar mali haklara ilişkin olsa da, bu hakka sahip olan üçüncü kişi fiilen hem eser, hem de eser ile eser sahibinin adı üzerinde değişildik yapabilme potansiyelindedir Ancak, eser sahibi, üçüncü kişiye, kullanma hakları konusunda olduğu gibi değişiklikler konusunda da izin verebilir. Bunun dışında, üçüncü kişilerin eserde değişiklik yapma yetkisi yoktur. Eser üzerinde her hangi bir mali hak veya kullanım hakkı bulunmayan kimseler ile sahip oldukları hakların kapsamı değişikliklere hiç veya gerektiği (FSEK m. 16 f.2) ölçüde izin vermeyenler üçüncü kişi konumundadır. Eser sahibinin verdiği izin, değişiklikler konusundaki yetkisinden tamamen vazgeçtiği anlamına gelmez. Bu, özellikle FSEK m. 16 f.3 kapsamında yer alan değişiklikler bakımından söz konusudur. Eser sahibi, FSEK m. 16 f.3 kapsamında yer almayan değişiklikler konusunda verdiği izinlerle bağlıdır Değişiklik yasağının devreye girebilmesi bakımından, yapılan değişildiklerin, eserin korunabilirliğini bütünüyle ortadan kaldırması gerekmemektedir. Doktrinde ve çeşitli yargı kararlarında, eser sahibinin değişikliklere ilişkin yetkisinin “eser sahibinin şeref ve itiban ile eserin mahiyet ve hususiyetini bozan değişikliklere” (FSEK m. 16/3) ilişkin olduğu “malikin yapıyı tadil ve tevsi ederken keyfi tasarruflardan kaçınması ve mümkün mertebe eserin aslına sadık kalması gerektiği, aslına sadık kalmanın aşın bir maliyetinin olması halinde ise yapı malikinin böyle bir yükümlünün olmayacağı” görüşleri dile getirilmektedir. Eser sahibi, FSEK m. 1 6’daki yetkilerinden genel anlamda vazgeçmiş olsa bile “şeref ve itibarı ile eserin mahiyet ve hususiyetini” bozan değişiklikleri (FSEK m. 16 f.3) men etme yetkisine sahiptir. Bu nedenle değişiklik yetkesinin sınırı sadece FSEK m. 16 f.3’ de belirtilen haller değildir.
Değişiklikleri menetme yetkisi, çoğu zaman eserin ekleme, çıkarma veya başka şekilde (FSEK m. 16 f.l), örneğin eserin doğrudan değiştirilmesi halinde söz konusu olmaktadır. Bu halde değişiklik, hususiyeti ve eserin korunmasını ilgilendirmeyen tali noktalarla değil, doğrudan eser sahibinin hususiyeti ile ilgili olduğundan bir manevi hak ihlalidir. Değişikliklerin mimari eserin bir kısmına ilişkin olması halinde ise manevi hak ihlali bu kısım için söz konusu olacaktır.
Alınan bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde; Davacıya ait eserin 5648 sayılı yasanın 67.maddesi gözetilerek eski hale getirilmesine,(eserin ilk alenileştiği yerden kaldırılması zorunlu olduğu anlaşılmakla birlikte davacıdan izin alınmadığından kopyasının bulunduğu mahalde orjinalinin yeniden umuma arz edilmesi için gereken tüm gider ve harcamaların davalı tarafından karşılanması suretiyle eserin eski hale getirilmesine) karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM; YUKARDA AÇIKLANAN GEREKÇE KAPSAMINA GÖRE;
1-Davacıya ait eserin 5648 sayılı yasanın 67.maddesi gözetilerek eski hale getirilmesine,(eserin ilk alenileştiği yerden kaldırılması zorunlu olduğu anlaşılmakla birlikte davacıdan izin alınmadığından kopyasının bulunduğu mahalde orjinalinin yeniden umuma arz edilmesi için gereken tüm gider ve harcamaların davalı tarafından karşılanması suretiyle eserin eski hale getirilmesine)
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 26 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 89,70 TL bozma öncesi , bozma sonrası 750 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 839,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı, davalı ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU açı olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 18/06/2019

Katip 151095
¸e-imzalıdır

Hakim 35181
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır