Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/226 E. 2022/224 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/226 Esas
KARAR NO : 2022/224

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Taraflar arasında Esere tecavüzde bulunulduğunun tespiti ile ref’i, ile maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2014/260 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/226 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” isimli müzik eserini yaptığını ve ilgili meslek birlikleri olan … ve …’e kayıt ettirdiğini, davalılardan …’nın müvekkilinin eserinin melodi kısmını alıp üstüne yeniden söz yazarak “…” adlı müzik eseri olarak kendi adına lanse edip piyasaya sürdüğünü, davalılardan …’nin davaya konu eseri icra ettiğini, diğer davalı …AŞ’nin ise söz konusu eseri CD olarak piyasaya sürdüğünü, bu konuda Mesam’a müracaat ettiklerini ve eserin melodi kısmının müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini ayrıca … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yaptıkları müracaat ile yapılan bilirkişi incelemesinde de eserin melodisinin müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait eser üzerinden haksız menfaat elde edildiği iddiasıyla, “…” adlı müzik eserinin müvekkiline ait “…” adlı eserden intihal edilip edilmediğinin ve müziğin melodisinin tamamının müvekkiline ait olduğunun tespitini, tecevüzün ref’ini, davalıların tecavüzde eserle ilgili her türlü bant ve cd’nin toplatılmasını, maddi durumun giderilmesini, belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik FSEK70 maddesi gereğince 100,00 TL lisans bedeli ile davalıların elde ettikleri kazançtan 100,00 TL olmak üzere maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın, müştereken ve müteselsilen tahsili ve verilecek kararın ilanını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalılardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılardan …A.Ş vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın tazminat talepleri için müvekkilinin kusurunun varlığını ispatlaması gerektiğini, dilekçeleri ekinde sundukları …-… ile imzalanan sözleşme incelendiğinde dava konusu edilen müzik eserinin prodüksiyonunun eserle ilgili tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunun düzenlendiğini, sundukları belgeler incelendiğinde davaya konu eserin diğer davalı adına tescil edildiğinin görüleceğini davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalılardan … ve … vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin albümü için söz ve bestesi diğer davalı müzisyen …’ya ait olan … isimli şarkıyı muvafakatname ile müvekkiline verdiğini, diğer davalı müvekkili …’nın ise … isimli eserin söz yazarı ve bestecisi olduğunu, söz konusu eserin müvekkili … tarafından seslendirilmeden önce müvekkili … tarafından seslendirildiğini, davacının amacının müvekkillerinin popülerliğinden yararlanmak olduğunu, davacının eseri ile müvekkillerine ait eserlerin aynı olmadığını, davacının dava dilekçesinde eserin sözleri hakkında bir iddiada bulunmadığını , sözlerin müvekkili … ait olduğunu kabul ettiğini, davacının …’dan aldığı kararın isabetli olmadığını, kendilerinin de …’de teknik inceleme yaptırdıklarını, orada düzenlenen raporda ise melodinin küçük bir kısmında benzerlik olduğunu ancak alıntı olmadığının tespit edildiğini, … Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Akademisyenlerinden aldıkları raporda da küçük bir benzerlik ve fikirsel yakınlık olduğunun belirlendiğini beyanla, eserlerinin hiçbir yerinde davacının eserine ait bir alıntı bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN İST. 4.FSHHM’NİN 2015/65 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… adlı müzik eserinin sözlerinin ve bestesinin müvekkili …’ ya ait olduğunu, bu eserin … isimli ses sanatçısı tarafından albümde seslendirildiğini, davalının ise müvekkiline ait … adlı eseri izinsiz olarak icra ettiğini ve müvekkilini kamuoyu önünde rencide edici hareketlerde bulunduğunu, … adlı eserin, … isimli eserden izinsiz olarak alınıp, kullanıldığını iddia ettiğini, oysa … adlı müzik eserinin sözlerinin ve bestesinin müvekkiline ait olduğunu, … adlı müzik eseri ile … adlı müzik eseri benzerlik gösterse de, bu eserlerin birbirinden ayrı yapılara sahip olduğunu ve farklı eserler olarak değerlendirilmesi gerektiğini” iddia ile müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği … isimli eserinin davalı tarafından radyo televizyon internet gibi ortamlarda icra edilmesinin tedbiren önlenmesini, davalının haksız eylemleri sebebiyle 35.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “… 3 FSHHM’ nin … Esas sayılı dosyası ile bu davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, … 3 FSHHM’ nde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, … Teknik Kurulu tarafından … ve … adlı müzik eserlerinin incelendiğini, eserin melodisinin tamamıyla müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, MSG teknik Bilim Kurulu tarafından hazırlanan raporun hiçbir bilimsel değer taşımayıp şaibeli olduğunu” savunarak iş bu dava dosyasının … 3 FSHHM’ ne ait …Esas sayılı dosya ile birleştirilmesini ve davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Asıl davada,davacıya ait olduğu iddia olunan … isimli eserin, davalılarca işlenmek suretiyle …-… olarak davalılarca izinsiz ve bir bedel ödenmeksizin kullanılmak suretiyle davacı eserine tecavüzde bulunulduğunun tespiti ile ref’i, davalıların tecavüzde eserle ilgili her türlü bant ve cd’nin toplatılması, maddi durumun giderilmesi, belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik FSEK70 maddesi gereğince 100,00 TL lisans bedeli ile davalıların elde ettikleri kazançtan 100,00 TL olmak üzere maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, müştereken ve müteselsilen tahsili ve verilecek kararın ilanı talepli olduğu ,birleşen davada, davalının haksız eylemleri sebebiyle 35.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri kapatılan … 3.FSHHM’nin … esas sayılı dosyası üzerinden karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları bu mahkemece 26.5.2015 tarihli celsede incelenmiş ve ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, … 4.FSHHM’nin … esas sayılı dosyası huzurdaki dava dosyası ile aralarındaki irtibat nedeniyle birleştirilmiş, birleşen dosya üzerinden tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, …09/11/2016 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; her iki eserin kayıtları dinlenip, notaya alınıp, karşılaştırıldığında her iki eserde de ana tema ve melodik yapının, küçük işleme notaları dışında aynı olduğunu, Davacı …’nin eseri daha önce kamuya arz ettiği göz önüne alındığında eserin müziğinin bu kişiye ait olduğu kanaatine varıldığını, Davacı …’nin kazanç devri ve yoksun kalınan karını talep etmiş olup, Heyetin, Davalı Şirket defterlerinin incelenmesi ve … ve …’den bu eser ile ilgili Meslek Birliklerine yapılan ödemelerin bilinmesi ve heyete bir mali müşavirin katılımı durumunda hesaplama yapılabileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …,…, … 9.2.2018 tarihli bilirkişi raporlarında özetle;Heyete nota karşılaştırması yapacak uzman akademisyen bilirkişinin eklenmesini talep etmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, Akademisyen …, … 19/10/2018 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Dosyada mübrez CD,nota ve diğer bilgi ve belgelerden asıl davadaki “… “isimli yaratım ile karşı davada “…” isimli yaratımın gerek güfte gerekse beste açısından birlikte şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede her iki şarkının FSEK 3 anlamında musiki eseri olduğunu, Dosyada mübrez CD, notalar, meslek birliği yazıları birlikte değerlendirildiğinde FSEK 11’deki karine çerçevesinde Asıl davada “…” isimli müzik eserinin eser sahibinin …, karşı davada “… isimli müzik eserinin eser sahibinin … olduğu, Davaya konu “…” isimli eser ile “…” arasındaki benzerliğin yaklaşık %90 oranında olduğu ve vaki kullanımın vaki kullanımın FSEK m.22 ve 23 te düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarının ihlal olabileceği, Davacı maddi tazminat talebini FSEK 70/2 ve 70/son çerçevesinde yoksun kalınan kazanç ve elde edilen karın iadesine dayandırmış olup bu tazminatın belirlenebilmesi için davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının mali bir bilirkişi marifetiyle incelenmesi ile mümkün olabileceği, heyette mali bilirkişi bulunmaması nedeniyle hesaplama yapılamadığını, Davalının davacıya ait musiki eserden davacının ismi ve eseri belirtilmeksizin yararlanması ve büyük kısmını aynen kullanmasının davacının eser sahipliğinden doğan manevi haklarından biri olan FSEK m.15’teki eser sahibi olarak belirtilme ve FSEK 16’daki eserde değişiklik yapılmasını men – hakkının ihlali olması nedeniyle manevi tazminat talep etme hakkının olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, …, … 31/12/2019 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Dava konusu olan eserlerden “…” isimli eserin ana teması, söz kısmında da aynı melodik yapı ile tekrar edilerek eserin tamamı oluşturulduğu, bu ana temanın “…” isimli eserin intro ve B bölümünde yer aldığını “…” isimli eserle “… ” isimli eserlerin ritmik ve melodik açıdan yapılan inceleme sonucunda büyük oranda benzerlik gösterdikleri, “…” isimli eserle “…” isimli eser karşılaştırıldığında ise; ritmik yönden herhangi bir benzerlik olmadığı, buna karşılık ezgisel yönden makamın seyrine bağlı olarak duyumda çok ufak benzerlikler oluşturduğu ancak bu benzerliğin eserin tümünü kapsamadığı ve bu durumun kullanılan makam yapısından kaynaklandığından, “…” ve “…’ isimli eserler arasındaki müzikal ilişkinin alıntı boyutunda olmadığı ancak, “…” ve “…” isimli eserler arasındaki müzikal ilişkinin bu şekilde değerlendirilemeyeceği, Davalı ….’nin kanunen tutulması zorunlu olan defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış kapanışlarının, yasal sürelerinde yapıldığı, defterlerin delil niteliğine haiz olduğu, Davaya konu olan “…” adlı müzik eserinin içinde bulunduğu … albümün piyasaya çıkış tarihinin 14.02.2014 olduğu ve albüm satışlarından 2014 yıl sonu Fiziki Hasılatı olarak 860,778,00 TL ve Dijital Hasılatı olarak 80,902,87 TL olmak üzere toplam: 683.353,79 TL hasılat elde edildiği, toplam: 683.353,79 TL gider yapıldığı sonuç olarak albümün net karının 258.327,08 TL olduğu görüldüğünden ve … albümündeki 12 adet eserden hangisinin albümün satışlarını arttırdığı yönünde herhangi bir istatistiki veri ellerinde bulunmadığından albümde bulunan eserlerin her birinin satış etkisinin eşit olduğu varsayılarak 12 ye bölüp albümdeki eser başına düşen net karın bulunduğu, dolayısı ile “…’nın 31.12.2014 tarihi itibari ile net karının 21.527,26 TL olduğu, bunun söz ve beste için uygulanan %50’şer oran nazara alınarak, 21.527,26 TL / 2 = 10.763,63 TL.sinin davacının FSEK,nun 70/son uyarınca talep ettiği; temin edilen kâr” olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… FSHHM’-since talimat yoluyla rapor alınmış olup, bilirkişiler …ve… tarafından düzenlenen 30.10.2020 tarihli raporda; Aralarında ihtilaf bulunan üç eserden “…” adlı eser ile “…” adlı eser arasındaki benzerlik oranı %34.7, “…” adlı eser ile “…” adlı eser arasındaki benzerlik oranı ise %25.4 seviyelerinde tespit edilmiş olmakla; Müzikoloji, Ses Mühendisliği Jüzik Teknolojisi teknik değerlendirme sonuçlarına göre bu üç müzik eseri arasında ancak “esinlenme”düzeyinde benzerliklerden söz edilebileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/ 13493 esas ve 2017/1474 r sayılı ilamlarında da işaret edildiği gibi, “…esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisi”kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağı yönünde sonuç ve kanaate varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …, … 01/03/2021 tarihli EK bilirkişi raporlarında özetle; … Üniversilesinde yapılan ölçümlerin heyetlerince çok sağlıklı bulunmadığını,zira bir müzik programının yalnızca verilen verileri değerlendirmek üzere yapılandırıldığını, teknik açıklamalar raporda belirtilmiş olmakla “…” adlı eserin … ve … icraları arasında fark olduğunun düşünülmediğini, Bu iki versiyon birbirlerinden farklı eser olarak değerlendirilemediğini, Her iki versiyonun da “…” adlı eserin ana melodisinden kaynaklandığı tespiti yapıldığını, Dava konusu eserler arasında ilk raporda belirttikleri üzere büyük oranda benzerlik tespit edildiğini, bunun esinlenme olarak değerlendirilemeyeceğini,… isimli eserle … isimli cserler incelendiğinde ise; oluşan melodik yapı, kullanılan makam karakterine (seyir özellikleri, perdeler vb.) bağlı olarak kulakta ufak tefek benzerlik oluşturabileceğini, Ancak bu durum eserin bütünü kapsamamakta olduğunu,“… “adlı eserle “…” adlı eser hakkındaki tespitlerinde kök raporda belirtildiğini, mali yönden ise …’dan gelen bilgiye göre “…” isimli eserin … adına kayıtlı olduğunu, …’nın 15.05.2014 tarihinde birliklerine üye olduğunu, 15.05.2014 tarihinde ayrıldığını, … adına kayıtlı eserin icracısı olduğu “…” isimli eserin …’ın icracısı olduğu “…” isimli albümde yer aldığını, bu albüm için … adet cd çoğaltımı yapılmış olduğunu, …’nın üyeliği sırasında 80600 adet cd çoğaltımı için 2.453,-TL mekanik telif ödemesi yapıldığını, ‘…” isimli esere 22,213,63 TL temsili alanda telif tahakkuk ettiğini ilgili tutarın kendisine ödendiği belirtildiği, Kısaca …’ya “…” isimli eser için Toplam 22.213,63 TL 4 2.453,- TL – 24.666,63 TL telif ödemesi yapıldığını, nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
… FSHHM ‘si aracılığıyla alınan son Bilirkişi raporunda telif uzmanı …, …Üniv. Müzik fakültesi öğretim üyesi …, müzik uzmanı … 08/03/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; “…” adlı eserin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davacı/karşı davalı …’nin eser sahibi olduğu, “…” adlı müzik eserinin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davalı/karşı davacı …’nın eser sahibi olduğu, “…” ve “…” adlı şarkıların tamamının birbirine kısmen benzeyen sadece bir adet motifle üretildiği, Davaya konu her iki müzik eserinin de geniş müzik repertuarımızda çok sayıda örneğine rastlanan motiflerden esinlenerek oluşturulduğu; dolayısıyla FSEK’ten kaynaklanan bir hak ihlalinin söz konusu olmadığı, görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, bilirkişi raporları ,uzman görüşleri, intihal ile ilgili Yüksek yargı uygulamaları bir bütün olarak incelendiğinde; Dava dosyasında “…” isimli eser ile ” …” isimli eserin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser olduğu, her iki eserin sözlerinin birbirinden tamamen farklı olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf sadece eserlerin besteleri ile ilgilidir. Dolayısı ile her iki eserin bestelerinin karşılaştırılması ile ihtilaf aydınlığa kavuşacaktır. Ancak bu kıyaslama yapılırken bu eserlerden önce meydana getirilmiş eserler, motifler de dikkate alınacaktır. Zira eser sahipliği hakim tarafından res’en araştırılacak bir olgu olduğu kadar bilirkişiler tarafından da res’en incelenmesi gerekli olan en önemli olgudur. Taraflar pek çok uzman müzisyenden birbirinden farklı görüşler içeren görüşler sunmuşlardır. Bunlar davacı tarafça;… Üniversitesi TMD Konservatuvarı Müzik Biçimleri ve Ses Eğitimi Dersleri Öğretim Elemanı, …’dan uzman görüşü ve davacının Üyesi bulunduğu … Meslek Birliği, Teknik Bilim Kurulu tarafından bir karşı oya rağmen oy çokluğu ile her iki eserin bestesinin bazı noktalarda işleme ayrılıkları dışında benzer olduğuna yönelik teknik bilim kurulu raporu olmak üzere iki adet görüş , …Meslek Birliği, Teknik Bilim Kurulu, tarafından( …, …, …, …., …, … ) hazırlanan bilim teknik kurulu raporunda ile, “her iki eser benzerlik gösterse de, iki eserin birbirinden ayrı yapılara sahip olduğu, dolayısıyla da farklı eserler olarak değerlendirilmesi gereğini işaret eden görüş, … Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi …,, … öğretim görevlisi,Müzik Öğretmeni …,… Üniversitesi, Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi …,,Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi …’den, “her iki eserin ezgilerinde benzerlikler olduğunu, ancak ayrı yapılara sahip oldukları dolayısıyla da farklı eserler olduklarını” belirten dört adet uzman görüşü ile … sahibi yapımcı, müzik koordinatörü ve müzisyen …, Kültür Bakanlığı Klasik Türk Müziği Devlet Korosu Sanatçısı …, …Üniversitesi, … Eğitimi Bölümü, Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi …Tarafından da “Eserler arasında benzerlik gösteren olguların var olduğu ancak bu benzerliklerin makamsal benzerlikten ve dünya müziğinde sıkça rastlanan sekvens yürüyüşünden kaynaklandığı, kesinlikle alıntılama olmadığı” yönünde düzenlenen ve davalı yanca dosyaya sunulu görüş, ayrıca davacı yanca … 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne … (… Sulh Hukuk Mahkemesi kanalıyla talimatla alınan 16.7.2014 tarihli raporda “…” adlı eserin Ana Teması-…(…)sinin “…” adlı eserin …sinden … Yöntemiyle Türetildiği ve devamının sekileme yöntemiyle Tamamlandığına dair tespit raporu, 1.11.2016 tarihli ,19.10.2018 tarihli ,31.12.2019 tarihli ,01.03.2021 tarihli kök ve ek raporlar ile 30.10.2020 tarihli … FSSHM since düzenlenen rapor, 25.02.2022 tarihli … FSHHM’nce düzenlenen son rapor içerikleri hep birlikte mütalaa edildiğinde HMK 266 madde kapsamında bilimsel olarak düzenlendiği ve eserin motiflerinin benzer eserler ile kıyaslanması suretiyle düzenlendiğinden denetime uygun olması nedeniyle son rapor hükme dayanak olarak alınmıştır.
Zira bir musiki ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için, bu üründeki şekillendirmenin yani seslerin birbirini izleyişinin, birbirine bağlanışının ve ritmin hususiyet taşıması gerekir. Nitekim FSEK.’nun 3. maddesine göre, müzik eserleri her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir. Musiki eserlerinde koruma konusu, işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin metodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade edilen musiki eserlerinin içeriğidir. Musiki eserlerinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise, O eserin sıradan bir dinleyici nezdinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır. Ancak, söz konusu izlenimin tespitinde her uyuşmazlığın özelliğine göre bilimsel bir yöntem izlenerek sonuca ulaşılması gereklidir. Musiki eserleri beste ve güfte olarak bütün olarak korunabileceği gibi bestenin musiki eseri olarak güftenin ise eser vasfını haiz olması halinde FSEK 2/1 anlamında “dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olarak da korunması mümkündür. Önceki raporlarda izlenen yöntem bilimsel olmadığından, davacı ve davalı eserinden önce yaratılmış eserler tartışılmadığı gibi, salt iki eserin kıyaslanması ve nota karşılaştıması suretiyle sonuca gidilmeye çalışıldığı, dolayısıyla çekişmeli yargı kurallarına göre konusunda uzman heyetin önceki eser sahiplerine ait yaratılan eserlerin keza …, … , Pop müzik, keza kendi müzik kültürümüze yakın Azerbaycan müziklerinde yer alan eser adı, motifin geçtiği kısım, beste ve yılını şarkıların motiflerinin geçişleri ile birlikte incelenmesi suretiyle hazırlandığından telif uzmanı …, … Üniv. Müzik fakültesi öğretim üyesi …, müzik uzmanı … tarafından düzenlenen 08/03/2022 tarihli bilirkişi raporları hükme dayanak olarak alınmıştır. Diğer raporlarda ise başka eserler ile kıyaslama yapılmadan hazırlandığından hükme dayanak alınmamış, Mahkememizce son rapor HMK 266 madde kapsamında bilimsel olarak düzenlenmesi nedeniyle hükme dayanak olarak alınmıştır.
Zira musiki eserlerindeki hususiyet kavramları çoğu zaman bilirkişilerce karıştırılmakta esinlenme ve intihal hususu mahkeme denetime uygun olmayacak şekilde genel ifadeler kullanılması suretiyle hazırlanmaktadır. Bilindiği üzere bir müzik eserini oluşturan temel unsurların ritim, melodi ve armoniden oluştuğu bilinmektedir. Ritim vurgu, uzunluk ya da seslerin, durakların düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan uyumdur. Melodi notaların belli bir kurala göre yan yana gelmesiyle oluşan, genellikle belli bir duyguyu yansıtan ve genellikle kulağa hoş gelen ses dizisidir. Armoni aynı anda birden fazla sesin kullanılmasıyla ortaya çıkan ses uyumudur. Motif en az iki notadan oluşan en küçük müzik fikri diyebileceğimiz yapıdır. Birden fazla motif bir araya gelerek melodik cümleleri oluştururlar. Motiflerin, cümlelerin, daha büyük melodik ve armonik yapıların nihayetinde bir eserin basitçe giriş, gelişme, sonuç olarak tarif edebileceğimiz bölümlerini oluşturması neticesinde eserlerin analiz edebilen bu yapısı, eserin “formu” olarak adlandırılmaktadır. Bir müzik eserinin özgünlüğü hakkında korunmaya değer noktalar eserin yapısına, genel durumuna göre değişebilir. Çok basit biçimde, sıklıkla kullanılagelen anonim hale gelmiş bir veya iki motif kullanılarak üretilmiş eserlerde özgün bir melodiden bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Elbette tek bir motifin bile geliştirilerek işlenmesiyle ortaya çok büyük sanat eserleri çıkabilir. Müzik eserlerinde koruma konusunun ne olduğu konusunda dikkate alınacak koşullar FSEK’de belirtilmemiştir. Ancak Yargıtay’ın çeşitli kararlarında bu koşulların, unsurların neler olduğuna işaret edilmiştir. Bu bağlamda, musiki eserlerinde benzerlik karşılaştırması yapılırken, bu eserleri oluşturan unsurların “hususiyet” açısından dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/13493 esas ve 2017/1474 karar sayılı ilamlarında da işaret edildiği gibi ” Bir eserden izinsiz iktibas yapılması, eserden esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisiyle karıştırılmamalıdır. İktibas bir eserin oluşturulmasında, bir başka eserin parçalarının alıntı yapılarak eserde aynen ve belirli ölçülerde kullanılmasıdır. Esinlenme ise, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eserin biçimlendirilmesidir. Telif koruması, düşüncenin kendisini değil o düşüncenin ifade ediliş şeklini kapsar. Bir düşüncenin ifade edilmiş şeklinin kısmen dahi alınarak bir başka eserde kullanılması halinde artık esinlenmeden değil, ifadenin kullanılmasından söz edilir. Bir musiki eserinden, hukuka uygun şekilde iktibas suretiyle yararlanılması FSEK m. 35/2 uyarınca, ancak yayınlanmış bir beste yönünden mümkündür. Bir musiki eserinden iktibas ise, o bestenin en fazla, tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınmasıyla mümkündür. Ancak hukuka uygun bir iktibastan söz edebilmek için ise kimin eserinden alıntı yapıldığının, sonraki eserde açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi halde iktibas sınırı içerisinde dahi olsa kullanım eserden doğan haklara tecavüz anlamına gelecektir. Öte yandan, Dairenin 03.04.2006 T, 2005/3742 E ve 2006/3428 K sayılı kararında da açıklandığı üzere, musiki eserlerinde koruma konusu işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade edilen musiki eserinin içeriğidir. Musiki eserinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise o eserin sıradan bir dinleyici üzerinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır. Öte yandan, Dairenin 03.04.2006 T, 2005/3742 E ve 2006/3428 K sayılı kararında da açıklandığı üzere, musiki eserlerinde koruma konusu işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade edilen musiki eserinin içeriğidir. Musiki eserinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise o eserin sıradan bir dinleyici üzerinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır.
Bilindiği üzere üzere; Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel esasları uyarınca bir eserden faydalanılması ancak eser sahibinden alınacak izinle mümkündür. Diğer yandan, bazı hallerde bu kuralın dışına çıkılarak eser sahibinin izni olmadan da eserin kullanılmasına imkan tanınmıştır. Bu haller “istisnalar” olarak tanımlanır ve kullanıcıların bu serbestiden faydalanırken, Kanunun ilgili hükümlerinde çizilen sınırlara riayet etmesi gerekir. İşte bu istisnai durumlardan biri de bîr eser meydana getirilirken başka eserlerden faydalanılmasını mümkün kılan alıntı serbestisidir. Hukukumuzda bu konu, FSEK’in “İktibas serbestisi” başlıklı 35’inci maddesinde düzenlenmiş ve hangi hallerde hukuka uygun bir iktibasın varlığından söz edilebileceği belirlenmiştir.
FSEK m.35’in ikinci bendinde, “…yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musikî eserine alınması…” iktibas yapılması caiz hallerden sayılmıştır. Hükümde ayrıca, iktibasın belli olacak şekilde yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, FSEK m.35 uyarınca bir müzik eserinden hukuka uygun olarak yapılacak bir iktibasın koşulları şunlardır:
-Bir bestenin en çok tema, motif; pasaj ve fikir nevinden parçalarından faydalanılması,
-İktibasın, faydalanılan eser belli olacak şekilde yapılması.
Yukarıda sayılan koşullara uygun davranılmadığında “intihal” olarak adlandırılan olgu gündeme gelir. Bilindiği üzere İntihal, bir eserden, eser sahibinin adı zikredilmeksizin kısmen ya da tamamen, doğrudan ya da dolaylı olarak alıntı yapılarak yararlanılması, bir diğer ifadeyle, eserin sahiplenilmesi şekilde açıklanabilir. İntihalin mevcut olup olmadığının tespiti bakımından belirleyici husus, asıl eserin hususiyetinin diğer esere aynen geçmesidir. Eğer hususiyet taşıyan yeni bir eser meydana getirildi ise intihalden değil esinlenmeden bahsedilir. Diğer bir ifadeyle bu durumda, daha önce yaratılan bir eserden alınan hususiyet taşıyan unsurların, yeni yaratılan eserin hususiyeti karşısında soluklaşması gerekir. Ayrıca, anonimleşmiş, herkesçe bilinir hale gelmiş hususlarda kaynak gösterilmesi gerekmez, dolayısıyla bu halde intihalden söz edilemez. Bu tür bilgi ve unsurların herkesçe kullanılması serbesttir.

… Adlı Eserin Motifi İle Benzerlik Gösteren Huzurdaki Dava Konusu Eserlerden Önce Alenileşmiş Eserler:

ESER ADI MOTİFİN GEÇTİĞİ KISIM BESTECİSİ-YILI
… ” …” Anonim

… ”… ” Kaynak:
… ‘

… ”…” …

… ”….” Kaynak: …

.. ”…” …

… ” … …
…”

… ”…” …

… ”…” …

… ”… …

… ”…” …

… ” …” …

… ‘…” …

… … …

”…” adlı şarkıyı oluşturan motife yüksek oranda benzerlikler içeren eserler, motifin geçtiği kısımın sözleri, Bestecisi ve yılları son raporda 7.sayfada belirtilmiştir.
… adlı eserin motifi ile benzerlik gösteren eserlere örnekler ise raporun 8.sayfasında belirtilmiştir.

ESER ADI MOTİFİN GEÇTİĞİ KISIM BESTECİSİ-YILI
… “…” …
… “….” …
… ”…” …
Davaya Konu Müzik Eserleri Arasındaki Farklılıklar raporda şu şekilde belirtilmiştir.
“…” şarkısını oluşturan motif daha sade, ardışık seslerin kullanıldığı bir melodidir. rapordaki tablolarda da belirtildiği üzere farklı şarkı, türkü vb. eserde benzeyen ezgilere /motiflere rastlanmasından dolayı özgün bir motif olmayıp Şarkının bestecisi …’ye atfedilemez. Dava konusu motif özellikle … makamındaki “Unutamam seni” eserinde (…) yer alan makam dizisinin altıncı, beşinci ve dördüncü perdelerinde motifin icra edildiği yapı olup, “…” adlı şarkıda çok benzer melodik yapı Görülmektedir. “…” adlı şarkıyı oluşturan ana motif ise “…” adlı şarkının motifine göre kısmen daha zengin olmakla birlikte, ezgi başlangıç derecesinde küçük bir farkla, motif bitiş derecesi aynı olan, ancak raporda belirtildiği şekilde, önceki eserlerle de arasında esinlenme derecesinde benzerlikler bulunan bir eserdir.
Dosyada çok sayıda müzik alanında uzman akademisyen, besteci, aranjör bilirkişinin tarafından düzenlenen raporlarda “…” adlı şarkının “…” adlı şarkıya yüksek oranda benzediği hususunda değerlendirmeler bulunmakla birlikte, bu değerlendirmelerde, Müzik repertuarımızda yer alan benzer motiflere değinilmeden, sadece davaya konu iki müzik eserinin motifleri esas alınarak karşılaştırma yapılmıştır. Örneğin, “Beyaz Mendil” adlı şarkı sadece bir adet motif kullanılarak … dizisinin her perdesine kopyalanarak üretilmiş bir parça olup yapı itibariyle “…” adlı şarkıya büyük oranda benzemektedir. “…” adlı parçanın da bir adet motifin inici üç ardışık perdede kullanılması ile üretildiği raporda belirtilmiştir.
Rapor boyunca her iki parçadaki motiflere pek çok yönden benzer motifler barındıran eserlerden örnek verilmiştir. Her iki eser de şan, ara nağme ve nakarat kısımlarının tamamında iki basit motifin tekrarlarından oluşmakta olup, bitiş dereceleri aynıdır ve inici sekvens yapıda bir melodiden ibarettir. Bu genel yapıdan dolayı birbirlerine benzemektedirler. Makamlarının da aynı olmasından ötürü ziyaret edilecek seslerin yarattığı tonal yapı da benzer olduğundan (armonik yönden) yansıttıkları tonal duygu da birbirlerine oldukça yakındır. Ritmik analiz anlamında da her iki parçada da başında sekizlik (yarım vuruş) es (sus işareti) bulunan ve devamında sekizlik notalardan oluşan motif yapıları iki parçanın benzer özellikleridir. Elbette parçaların sözlerinin hecelerine uyum, yahut süsleme amacıyla yapılan nağmelerden kaynaklanan ritmik değişiklikler söz konusudur (örneğin noktalı sekizliktonaltılıktan oluşan ritmik yapı gibi). Ancak … eser sahibinin eser sahipliği için sunduğu, eserin sözlerini ve notalarını gösterir belgede görüleceği üzere yaygın motifteki orijinal ritmik yapı sekizliklerden oluşmaktadır. Bu açıdan ritmik yapılar da benzerlik göstermektedir. Ancak genel yapının haricinde motifler detaylı incelendiğinde her ne kadar benzer yapıda olsalar da bire bir aynı olmadıkları görülmektedir. Motiflerin inici seyri, bitiş dereceleri aynı olmakla birlikte birbirini izleyen seslerin sıralanışında bulunan farklılıktan ötürü melodilerin birebir aynı olduğu söylenemez. Bunun dışında iki eserin de sahiplerinin yaptıkları müzik tarzının da nispeten farklı olduğu söylenebilir. … eserinin sahibinin daha arabesk tarzda bir icranın gerektirdiği nağmeler, süslemeler, enstrümantal yapı kullandığı görülmektedir. … eserinin sahibinin ise daha pop tarzında bir altyapı kullandığı görülmektedir. Bu tarz farkının bir sonucu olarak da görülebilecek bir diğer fark ise iki eserin tempolarındaki farktır. … adlı eserin temposu yaklaşık olarak … (dakika başına vuruş) iken … adlı eserin temposu yaklaşık …’dir. Elbette bir eserin ritmik yapısında, temposunda, motil süslemelerinde hatta armonik yapısında değişiklikler yapılsa dahi orijinal eserin ne olduğunun anlaşılmaktadır. Buna örnek olarak ünlü pop müzik sanatçılarının son dönemde eski şarkılarına yaptıkları jazz altyapıları içeren düzenlemeler örnek verilebilir. Ancak raporda bahsedildiği üzere bu denli basit ve “anonim” motifsel yapıların tekrarlanması suretiyle oluşturulmuş bu iki eserin en büyük benzerlikleri eserlerin şan, ara nağme veya nakarat kısımlarında neredeyse hiç değişiklik göstermeden baştan sona aynı motiflerin tekrarlanması suretiyle oluşmuş olmalarıdır. … adlı eserin B bölümündeki modülasyon, teknik ve motifsel, melodik anlamda tekrarın devamını değiştirmemekle birlikte, armonik değişiklik yaratması sebebiyle iki eserin formu arasında tespit edilebilecek en büyük farkı oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, “…” adlı davaya konu müzik eserinin bestesinin, …’ye ait “…” adlı eserden intihal suretiyle oluşturulduğu sonucuna varılamayacağı; her iki eserin de geniş müzik repertuarımızda çok sayıda örneğine rastlanan motiflerden esinlenerek oluşturulduğu; dolayısıyla FSEK’ten kaynaklanan bir hak ihlalinin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından verilen görev kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmelerde; “…” adlı eserin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davacı/karşı davalı …’nin eser sahibi olduğu, “…” adlı müzik eserinin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davalı/karşı davacı …’nın eser sahibi olduğu, “…” ve “…” adlı şarkıların tamamının birbirine kısmen benzeyen sadece bir adet motifle üretildiği, Davaya konu her iki müzik eserinin de geniş müzik repertuarımızda çok sayıda örneğine rastlanan motiflerden esinlenerek oluşturulduğu; dolayısıyla FSEK’ten kaynaklanan bir hak ihlalinin söz konusu olmadığı, anlaşılmıştır.
Rapor kapsamına göre “…” adlı eseri oluşturan iki adet motif olup … 3 kez 5., 4. ve 3.perdelerde tekrarlanmakta, … ile karara gelinmektedir. Yani parçanın %75 ‘İ A motifi, %25 i B motifidir. Dava konusu, inici sıra sesleri içeren ve dört notadan oluşan motifin birebir benzerine ve yüksek oranda yakın melodilerine çeşitli müzik türlerinde rastlandığı , bunlardan birinin de Doğan Müzik vekili tarafından dava dosyasına eklenen 1976 tarihinde plak olarak piyasaya sürülmüş …’nın “…” adlı şarkısı olduğu ve heyete incelendiği ve …” adlı parçayı oluşturan A motifine yüksek oranda benzer bir adet motifle parçanın tamamının oluşturulduğunun anlaşıldığı, Her ne kadar 19.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda …” adlı parçanın 4 zamanlı (4/4) ve beyaz mendil adlı parçanın ise 3 zamanlı (3/4) olduğu belirtilip “her iki parça arasında çok az oranda benzerlik” olduğu değerlendirilmiş ise de son bilirkişi raporunda motifi belirlerken izlenen yöntem raporda belirlendiği gibi “…” parçasını oluşturan motif (…) …,…, …, … müzik kültüründe var olan …, …, … gibi makamsal ezgilerde çok sık görülen ve bir kişiye aidiyet atfedemeyecek bir melodi olmasından hareket ile …” şarkısını oluşturan motife hareket, makam seslerinin tonal yapısı, sekvens sebebiyle benzeyen çeşitli örneklere rastlamak mümkün olduğundan ve müzik endüstrisinin gelişmesi için bu motiflerden yararlanmanın bir kişinin tekelinde olmayacağı da açık olduğundan keza son raporda motifi belirlerken hangi perdeden (dereceden) başladığı, Başladığı perdenin tizine-pesine gitme durumu, Melodik hareketi, hangi derecede sonlandığı motifin ana hattını oluşturan unsurlar gözetildiğinde bir intihal bulunmadığı anlaşılmıştır. Zira Bir fikri ürün FSEK. kapsamında fikir ve sanat eseri olarak kabul edilebilmesi için sahibinin hususiyetini taşıması, sahibinin hususiyetini yansıtacak düzeyde şekillenmiş olması, FSEK. de öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikri çabanın ürünü olması gerekir. Bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilen işlenmeler veya izinsiz alıntılar ile diğer bir eserden esinlenilerek, ilham alınarak oluşturulan eserleri birbirinden ayırmak gerekir. Esinlenme için eser sahibinin izni gerekmez; burada serbest kullanma hakkı mevcuttur. Zira sanat eserlerinin birbirinden etkilenmeden üretilmesi düşünülemez.
Toplanan delillere göre ; “…” adlı eserin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davacı/karşı davalı …’nin eser sahibi olduğu, “…” adlı müzik eserinin, FSEK m.3 müzik eseri niteliğinde olduğu ve davalı/karşı davacı …’nın eser sahibi olduğu, “…” ve “…” adlı şarkıların tamamının birbirine kısmen benzeyen sadece bir adet motifle üretildiği, Davaya konu her iki müzik eserinin de geniş müzik repertuarımızda çok sayıda örneğine rastlanan motiflerden esinlenerek oluşturulduğu; dolayısıyla davacının FSEK’ten kaynaklanan bir hak ihlalinin söz konusu olmadığı gözetildiğinde HMK 266 madde kapsamında bilimsel verilere göre hazırlanan …, …, … tarafından düzenlenen 08/03/2022 tarihli bilirkişi raporu hükme dayanak olarak alınmış ve davacı davasını ispat edemediğinden sübut bulmayan asıl davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen davada ise davacı dava dilekçesinde her ne kadar…(…)den de söz edilerek, zan altında bırakılan, hakarete uğrayan bu kişilerin derin üzüntü yaşadıkları ifade edilmiş ise de; birleşen dava yalnızca … tarafından açılmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin genel hükümlere göre değil, FSEK.nun 70’nci maddesi ile düzenlenen hükümlere göre karara bağlanması talep edilmiştir. HMK. 26. Maddesi gözetildiğinde davacı … tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden FSEK 70. Madde kapsamında ne şekilde zarar uğradığı hususu davacı yanca ispat edilmediğinden sübut bulmayan birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
I-ASIL DAVANIN REDDİNE,
1-Asıl davada, 80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 776,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 200 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Reddedilen tecavüzün ref’i talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Asıl davada davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada davalı …’nin yapmış olduğu toplam 4.734 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Asıl davada davalı …’nin yapmış olduğu toplam 3.856,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
II-BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
1-Birleşen davada 80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 687,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-Birleşen davada maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ye verilmesine,
3-Birleşen davada manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ye verilmesine,
4- Birleşen davada davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar Davacı vekillerinin, DAVALI …VEKİLİ, DAVALI … VEKİLİ, DAVACI … VEKİLİ yüzlerine karşı , … Yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır