Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/201 E. 2021/129 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/201
KARAR NO : 2021/129

DAVA : FSEK- Tecavüzün Ref’i, Maddi – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2013
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, kapatılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/227 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2017/201 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK- Tecavüzün Ref’i, Maddi – Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava vekili dava dilekçesinde özetle: Tanınmış bir yazar olan müvekkili …’ın davalı şirket ile güven ilişkisine dayalı olarak ve sözleşme yapılmaksızın kitaplarının basımını ve dağıtımını yaptırdığını ancak tutuklandıktan sonra davalı yetkililerinin teliflerini ödememeye, kitaplarını basım ve satış adetlerini gizlemeye başladıklarını, davalı şirket yetkililerinden …’ün kendisi hakkındaki yargılamalar aşamasında vekilliğini yaptığını ancak bu süreçteki güven sarsıcı davranış, tutumları nedeniyle hem davalı şirkete hem de yetkililerine 29/11/2012 tarihinde cezaevi vasıtasıyla kitaplarının basım ve dağıtımının durdurulmasını, alacaklarının ödenmesini ve bandrol adetlerinin bildirilmesi için ihtarname gönderdiğini, ihtara cevap verilmediğini ancak bu aşamada davalı tarafın müvekkilinin tanınmışlığından istifade etmek amacıyla muhtemelen sahte isimli … imzasıyla “…” isminde bir kitabı basarak piyasaya sürdüğünü, bu kitap içinde hemen ihtarname çektiklerini ancak sonuç alamadıklarını öncelikle tedbir kararı verilmesini, 50.000 TL manevi tazminat, şimdilik eksik ödenen telif ücretinden dolayı FSEK 68. madde gereğince 3 katı olarak şimdilik 5.000 TL ve hiç ödenmeyen ve izinsiz basılıp dağıtılan eserlerin telif ücretinin 3 katı olmak üzere 5.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Husumet ve yetki itirazında bulunduğunu, davacının muhatabının kitaplarını basan …Şti. olduğunu, 10 ay önce bu şirketteki ortaklığından ayrıldığını bu nedenle davanın tarafı olmadığını, yetki yönünden ise davanın esas muhatabı olan yayınevi adresi nedeniyle … Adliyesi yetki alanında olduğunu, esasen ise davacının beyanlarının doğru olmadığını, iddiasının aksine hiçbir zaman yazılı telif sözleşmesine yanaşmadığını, ilk yıllarda bandrol için zorunlu olmayan telif sözleşmesinin sonraki yıllarda resmi olarak zorunlu hale getirilmesini müteakip sözleşme imzalaması nedeniyle kitaplarının basımının durduğunu, başka davalarında avukatlığını yaptığı davacının aşırı şüpheli ve güven sorunu olan biri olduğunu, vekilliğini yaptığı 5 yıl boyunca ücret alamadığını, bu nedenle avukatlığını bıraktığını, cezaevindeyken davacının Başbakan hakkında “…” ismiyle yazdığı kitabın ismini değiştirmesi ve telif sözleşmesi imzalaması istendiği ve davacının kabul etmemesi üzerine basılmadığını, bu kitabı başka bir yayınevinin bastığını, … eşi … hakkında yazdığı “…” isimli kitabı ise içeriği nedeniyle yayın ilkelerine uymadığından basmadıklarını ve bu kitabı başka hiçbir yayınevinin de basmadığını, anlaşmazlıklar nedeniyle davacının cezaevinden faks yoluyla yazılar gönderdiğini bunlara cevap verme gereği duymadıklarını, … iddiasının ise doğru olmadığını, … adı ile kitap yazan kişinin yayınevinden aldığı bilgiye göre müstear isim kullanan bir gazeteci olduğunu ve kitap içeriğinin ise davacının da dava dilekçesinde yazdığı üzere tarz ve düşünce olarak farklı olduğunu, davacıya telif ücretlerinin fazlasıyla ödendiğini, davacının yayınevinden aldığı toplam ücretin 403.241,00 TL olduğunu, davacının hak ettiğinden fazla telif ücreti aldığını ayrıca davacının cezaevinde olduğu dönemde sağlık sorunları yaşadığını, sağlık güvencesi bulunmadığını söyleyerek ısrarla şirkette sigortalı yapılmasını talep ettiği, davacının ısrarı üzerine uzunca bir müddet şirkette sigortalı olarak bildirildiği ve sigorta primleri ile stopaj vergilerinin yayıncı şirket tarafından yatırıldığını, davacı için ödenen sigorta primleri ile stopaj vergilerinin telif ücretinden düşülmesi gerektiği, zira davacı için sağlık güvencesinin önemli bir husus olduğunu, ayrıca davacının yazdığı “…” ve “…” adlı kitaplardan dolayı açılan tazminat davaları sebebi ile davalı yayınevinin toplamda 32.000 TL tazminat ödediğini, bu husustaki teamüllere göre davacı ile varılan sözlü mutabakat uyarınca bu tazminatların yarısını davacının ödemesi gerektiğini, bu sebeple ödenen 32.000 TL nin yarısı olan 16.000 TL nin de davacının telif ücretinden mahsup edildiğini, öncelikle davanın yetki ve husumet yönlerinden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … yetkilisi …, şirketi temsilen ve kendi adına cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle husumet ve yetki itirazında bulunduğunu, davacının muhatabının kitaplarını basan … Matb. Tur. Ltd. Şti. olduğunu, kendisinin şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, şirketin ortağı ve müdürü olmasından dolayı davacı ile davalı yayıncı şirket arasındaki yasal ilişki – uyuşmazlığın muhatabı olmadığını, davalı yayın şirketinin merkezinin … olduğunu bu nedenle yetkili mahkemenin … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, dava dilekçesindeki beyanların gerçek dışı ve iftira niteliğinde olduğu, davacının davalı şirket ile yaptığı yazılı bir telif sözleşmesinin bulunmadığını, kitaplarının basıldığı dönemde Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünün telif sözleşmesinin ibrazını istemediğini daha sonraki yıllarda bandrol alımı ihtiyaçlarında telif sözleşmelerinin talep edilmeye başlandığını, durumun yayıncı şirket tarafından davacıya bildirildiği ve telif sözleşmesi yapılmasını talep ettiği, davacının bu sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiğinden kitaplarının basımının durdurulduğu, davacının aşırı şüpheli ve güven sorunu olan biri olduğunu, ilişkileri bitmeden önce iki kitap yazdığını ve bu kitapları basmalarını istediği, kitaplardan birisinin Başbakan ile ilgili ve isminin “…” olduğu, bu kitabı editör ve hukuk danışmalarına incelettiklerini, davacıdan bu kitabın ismini değiştirmesi ve telif sözleşmesi imzalaması istendiği ve davacının kabul etmemesi üzerine basılmadığını, bu kitabı başka bir yayınevinin bastığını, davacının diğer kitabının ise Başbakanın eşi … ile ilgili olup, kitabın isminin “…” olduğunu, bu kitabın adı ve içeriğinin yayınevlerinin yayın politikalarına aykırı bulunduğundan yayınlanmadığı ve durumun davacıya bildirildiğini, bu kitabın yayınını hiçbir yayınevinin kabullenmediğini, davacının bu iki kitabın basımı talebinin taraflarınca kabul edilmemesinden sonra davacının cezaevinden faks çekerek kendilerine gayri ciddi yazılar göndermeye başladığını, davacının bu yazılarını cezaevi psikolojisi olarak değerlendirip cevaplamadıklarını, … iddiasının ise doğru olmadığını, ….’ın davacıyla hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davacının üçüncü kişinin yazdığı kitaba hem itiraz ettiği, hem de kitabın muhteviyasının tarzına uymadığını beyan etmesinden dolayı kendisi ile çelişkiye düştüğünü, davacının “sahte sözleşmeler ile baskı yapıldığı” iddiasının gerçeğe aykırı ve iftira olduğu, davacının basılan kitabının tamamının satılamadığını, dağıtım şirketlerinin satamadıkları kitapları iade ettiklerini, hatalı baskılar, hatalı ciltlemeler olduğu, dağıtım şirketlerinin bunları iade ettiğini, davacıya gerçek satış rakamları üzerinden telif hakkının fazlası ile ödendiğini davanın reddini beyan etmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünden gerekli belgeler istenmiş, HMK 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak lup, …., … document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde; İnceeleme konusu belgelerdeki …’a atfen atılmış imzaların, …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
06/11/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı tarafın Kültür Bakanlığından 372.500,00 adet bandrol aldığı, davalı tarafın resmi defter kayıtlarında yer alan net satışlarının 7.312.037,04 TL olduğu, yapılan araştırmada telif hakkı oranlarının %7 ile %15 arasında değiştiği, tanınmışlık katkısının hesaplamaya etkisi ile Telif hakkı biriminin %10 olarak alındığı, net satışların 7.312.037,04 TL %10 Telif hakkının 731.203,70 TL olarak hesaplandığı, davalı tarafa ödenen 359.000 TL tutarın, bu tutardan çıkarıldıktan sonra 372.203,70 TL daha telif hakkı ödenmesi gerektiği, manevi tazminatın mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
19/10/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının bakiye telif alacağının 233.504,50 TL olabileceği, her ne kadar davacının FSEK 68 çerçevesinde maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması nedeniyle dava konusu olayda FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tazminatın uygulanmasının mahkemeye ait olmak kaydıyla uygun olamayacağı, davacının manevi tazminat talebinin mahkemeye ait olmak kaydıyla yerinde olmadığı bildirilmiştir.
02/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacının bakiye telif alacağının 228.504,50 TL olabileceği, her ne kadar davacının FSEK 68 çerçevesinde maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması nedeniyle dava konusu olayda FSEK 68 çerçevesinde 3 katı tazminatın uygulanmasının mahkemeye ait olmak kaydıyla uygun olamayacağı, davacının manevi tazminat talebinin mahkemeye ait olmak kaydıyla yerinde olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 02/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Eser sahibinin davacı olduğu iddia olunan “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” adlı kitaplarının davalı yayınevi tarafından izinsiz ve bedel ödenmeksizin basıldığı iddiasıyla FSEK 68. madde gereğince 3 katı olarak şimdilik 5.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat ile sözleşme bedeli olarak eksik ödenen telif bedelinden şimdilik 5.000 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili 09/02/2021 tarihli dilekçesi ile: Maddi tazminat taleplerini 230.000 TL olarak ıslah etmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözlü “yayım sözleşmesi” ilişkisi çerçevesinde davaya konu kitaplar için davacının telif alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yayım Sözleşmesinden kaynaklanmakta olan yayım sözleşmesine ilişkin hükümler Borçlar Kanunu ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda düzenlenmektedir.
Borçlar Kanununun 487. maddesi gereğince yayım sözleşmesi, bir fikir ve sanat eseri sahibinin veya halefinin, o eseri yayımlanmak üzere yayımcıya bırakmayı, yayımcının da onu çoğaltarak yayımlamayı üstlendiği sözleşmedir. Türk İsviçre Hukukunda yayım sözleşmesi rızai bir sözleşme olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin kurulması için taraf iradelerinin birleşmesi yeterli olup, çoğaltılıp yayınlanacak eserin bir nüshasının yayıncıya bırakılması şart değildir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Borçlar Kanunun 496. addeye göre sözleşmede aksi kararlaştırılmış olmadıkça yayımlatan, bedel ödenmesini isteyebilir.
Davalı yayınevinin ticari defter, fatura, bilgi ve belgeleri üzerinde mali bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen 02/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda da belirtildiği üzere: Davacının telif alacağının 228.504,50 TL olduğu, FSEK 68. maddesi çerçevesinde maddi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması nedeniyle dava konusu olayda FSEK 68. maddesi çerçevesinde 3 kat tazminat talep edilemeyeceği bilinmekle maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı tarafça kendi ismine benzeyen …’ın kitabının davalı yayınevi tarafından basılması nedeni ile manevi tazminat talep edilmiş ise de, davacının ismine benzeyen bir kişi adına kitap basılmasının davacının manevi hakkının ihlali anlamına gelemeyeceği, Borçlar Kanunu ve FSEK’nun 15. ve 70. maddelerinde düzenlenen manevi tazminat koşulları bulunmadığından, manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’nin ticari kayıtlarından; Davalı …’nın şirket ortağı olduğu, davalı …’ün ise şirketteki hisselerini 2013 yılında devrettiği, devir işleminin 14/06/2013 tarihli ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edildiği ancak mali bilirkişi tarafından yapılan tespitte davacı … adına ilk bandrol talep tarihinin 02/11/2006, son bandrol talep tarihinin ise 03/11/2010 tarihi olduğu görülmekle davalı …’ün bu tarihlerde şirket ortağı olduğu anlaşıldığından, davacının telif alacağından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1- 228.504,50-TL maddi tazminatın (telif alacağının) dava tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Diğer taleplerin reddine,
3-15.609,14 TL ilam harcından peşin ve ıslah harcın mahsubu ile eksik 10.384,49 TL harcın davalılardan tahsiline,
4- Maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 24.445,32 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7- Davacı tarafın yapmış olduğu 24,30 TL başvuru harcı, 1.024,65 TL peşin harç, 4.200,00 TL ıslah harcı, 104,00 TL tebligat masrafı, 4.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.552,95 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak taktiren 3.184,35 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı …’ün yapmış olduğu 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 60 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 960,00 TL yargılama giderinden, takdiren 320,00 TL ‘nın davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9- Davalı …’nın yapmış olduğu 60 TL tebligat masrafından takdiren 20 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davalı … ile vekilinin yüzüne karşı, davacı vekili ve diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır