Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/199 E. 2018/263 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/199 Esas
KARAR NO : 2018/263

DAVA : Sözleşmeden Kaynaklı Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/03/2015
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Sözleşmeden Kaynaklı Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; …, …’da kurulmuş olan ve kendi geliştirdiği tekniğiyle ve eğitim malzemeleri ile öğrencilere İngilizce eğitim vere dünya çapında birçok şubesi bulunan bir eğitim kurumu olduğunu, davalılardan …’nin, söz konusu İngilizce kurslarının sahibi olup, …’nin Türkiye’deki haklarını davalılardan … Eğitim Kurumları’na verdiğini, davalılardan … Eğitim Kurumları’nın …’da kurulu olan WSI’nın …’deki franchise haklarını üçüncü şahıslara verme hakkına sahip kişi olduğunu, müvekkillerinden …’in, …’nın …’daki franchise haklarını almak için davalılardan … Eğitim Kurumları ile görüşmelere başladığını, bu doğrultuda müvekkili ile söz konusu davalı arasında 14/11/2007 tarihinde konuya ilişkin olarak Gizlilik Sözleşmesi imzalandığını ve müvekkilinin aynı gün davalıya 10.000 USD ödeme yaptığını, ödeme protokolü uyarınca toplam franchise ücretinin 80.000 USD olduğunu ve bu ücretin 10.000 USD’sinin Gizlilik Sözleşmesi imzalandığında, 35.000 USD’sinin Franchise Sözleşmesi imzalandığında USD karşılığı 41.000,00 TL olarak ödendiğini ve geriye kalan 35.000 USD’nin de WSI Adana açılışını takip eden hafta içerisinde ödeneceğini, ancak franchise sözleşmesinde ve ödeme protokolünde, 80.000 USD tutarındaki franchise bedeline KDV dahil olmasına rağmen, davalıların bir kez daha KDV tahakkuk ederek 109.963,00 TL tutarında E220563 sıra nolu 31/12/2007 tarihli makbuzu düzenlediğini ve davalıların müvekkillerinin itiraz ettikleri her hususta, işi askıya almalarından ve işin bırakılması ve sözleşmenin feshi halinde, ödenen bedelleri iade etmeyeceklerine dair korkutmalarından ötürü, müvekkillerinin mükerrer olarak tahakkuk ettirilen KDV’yi ödemek zorunda kaldıklarını, müvekkili …’in diğer müvekkili …ni kurduğunu ve hali hazırda söz konusu yabancı dil kursunun %99 payına sahip ortağı olduğunu, franchise sözleşmesi imzalanmadan önce, davalılar tarafından 17/11/2007 tarihli e-mail ile kurulum ücreti ve franchise bedeli için toplam 240.00,00 TL olarak gönderilen bütçeye davalılar tarafından riayet edilmediğini ve anılan tutarın çok üzerinde bir tutara müvekkillerine kurulum yaptıklarını, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkillerinin kar kaybına uğramalarına sebep olduklarını, davalıların 161.024,00 TL kurulum bedeli ile franchise kurulum yapılabildiğini bildirerek, kişilerin bu bedellere itibar ederek sözleşmeler imzalamalarına ve yükümlülükler altına girmelerine sebep olduklarını, ancak sözleşmenin 7.1 maddesi gereği işin işleyişini finanse etmek için sermaye ve kaynak sunmadıklarını, söz konusu kurulum ücreti ile kurulumu gerçekleştirecek kişileri veya adresleri dahi bildirmediklerini ve hiçbir destekte bulunmadıklarını iddia ederek, taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesinin davalılar tarafından haksız feshedildiğinin tespitini, franchise sözleşmesinin haksız feshedilmesi ve davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle, müvekkillerinin uğradıkları maddi zararlar için 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın, haksız fesih tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bu itibarla maddi tazminat tutarı belirleninceye kadar, bu tutarın 95.000,00 TL olarak gösterilmesini ve tazminini, 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesine göre belirlenecek manevi tazminatın, zarar tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bu itibarla manevi tazminat tutarı belirleninceye kadar bu tutarın 5.000,00 TL olarak gösterilmesini ve tazminini, işbu dava konusu somut olay göze alınmak suretiyle, davalıların müvekkillerinin iradesini sakatlamak suretiyle, elde ettikleri senet ve protokollerin iptalini, bu suretle davalıların müvekkilleri aleyhine başlattıkları her türlü takibin iptalini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacılar ile müvekkili arasındaki ihtilafın, TTK hükümlerine tabi olduğunu ve davacıların bu konuda derdest edeceği davalara bakmakta görevli mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, öncelikle görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacıların sözleşmesel edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacıların sözleşmesel edimlerini yerine getirmediği gibi, 2008 yılının son ayında kayıt ettiği öğrencilere eğitim hizmeti vermeyi sonlandırdığını, davacıların bu şekilde müvekkilinin eğitim markası olan “…” markasına çok ciddi maddi ve manevi zarar verdiğini, davacılardan …’in haksız eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkiline karşı dava açılmasına sebebiyet verdiğini ve davacıların tüm iddialarının gerçek dışı, haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Uyuşmazlık konusu; yurtdışında bulunan davalı … isimli şirketin sahip olduğu … ibareli markasının Türkiye’de münhasıran lisansörü olan (esas imtiyaz sahibi olan) davalı … Eğitim Kurumları ile davacılardan … ile düzenlediği franchise sözleşmesinden doğmaktadır. Dolayısıyla markanın bizatihi kendisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi Uyuşmazlık konusu İddia ve talep, bu sözleşmenin davalı tarafça haksız surette feshedildiği gerekçesiyle davacının 95.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi, hukuki uyuşmazlık sebebiyle taraflar arasında düzenlendiği belirtilen ve İrade sakatlığı gerekçesiyle protokoller ve senetlerin hükümden düşürülmesi istemleridir.
Her ne kadar dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2013/169 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam edilmiş ve davalının yaptığı görev itirazının reddine karar verilmiş ise de; HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/199 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiş, bir önceki kapatılan mahkemenin müstemir yetkili hakimince mahkeme görevli kabul edilerek bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ve yargılamaya devam edilmiş ise de; alınan bilirkişi raporları ve uzman görüşüne göre uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği mahkememizin görevsiz olduğu ve görev hususunun yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece res’en gözetilmesinin gerekli olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan MÜ Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi doç dr …’in 14.10.2014 tarihli uzman görüşü kapsamına göre, çekişmenin borçlar hukuku kapsamında bir ihtilaf olması nedeniyle fikri haklar alanını ilgilendiren bir çekişme bulunmadığından mahkemenin görevli olmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık ile ilgili en önemli belgelerden biri, taraflar arasında 22 Ocak 2009 tarihinde akdedilen ek sözleşmedir. Bu sözleşme uyarınca davacı tarafın edimlerini gereği gibi ifa edip etmediği, ek sözleşmenin irade sakatlığı nedeniyle İptali kabil olduğu iddiasının incelenmesi, İradesinin sakatlandığını ileri süren davacı tarafın bu konuda o tarihte yürürlükte bulunan BK m. 31’de yer alan bir yıllık hak düşürücü süresi içeresinde iptal beyanında bulunmaması dolayısıyla, bu sürenin geçmiş olması karşısında ek sözleşmenin kendisini bağladıyıp bağlamadığı, TBK m. 27’de düzenlenen hükümlerin ihlal edilmiş olup olmadığı, İfa imkansızlığı bulunup bulunmadığı ve bu sebeple sözleşmenin sona erdiği iddiasının incelenmesi, Davacı yanın ifa imkansızlığı iddiasının, davalı tarafın edim yükümlülüklerini yerine getirmemesine dayandırdığından bu hususun incelenmesi, yani tamamen borçlar hukuku hükümlerinin somut olayda irdelenmesinin gerekli olduğu, markanın kendisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı, taleplerinin tamamının sözleşmesel ilişki kapsamında incelenmesinin gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin akdi 22.01.2009 olup, ihtarnamenin gönderildiği tarih ise 2.02.2009 tarihi olup, fesih iradesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığının , Alt İmtiyaz Sözleşmesinde, “… ” öğretim amaçlı, ticari ve idari metodoljileri içeren, telif hakları ve eğitim materyalleri kullanan ve halihazırda mevcut benzersiz bir sistem olup, kılavuzlar ve yazılı metinler yoluyla imtiyaz veren tarafından zaman zaman değiştirilebilir denilerek franchise sözleşmesinin konusunu oluşturan İmtiyazın kapsamıdır. Bu kapsamın davacı tarafça ihlal edildiği iddiası davalı tarafın iddiası olduğundan sözleşme içeresînde yer alacak edim yükümlülüklerinden hangisinin ya da hangilerinin sözleşeme konu olduğu ve bunların ne surette ihlal edildiği , İradesinin sakatlandığını ileri süren davacının bu iddiasının sözleşmenin kurulması ve dolayısıyla borçlar hukuku kapsamında incelenecek oluşu, yine franchise bedeline İlişkin KDV tutarının davalının baskısı sebebiyle davacı tarafça ödenmek zorunda kalındığı, bu bedelin ödenmesinin aslında davalınınyükümlülüğünde olduğu İddiasının taraflar arasındaki Alt imtiyaz Sözleşmesinin 5.4 maddesinde KDV ve diğer vergilerin davacı tarafından karşılanacağının öngörülmesi, ödeme protokolünde de aksi yönde bir ifadeye yer verilmediği dolayısıyla davacının tüm taleplerinin sözleşmesel ilişki kapsamında olup, bizatihi markanın kendisinden kaynaklanan talepler kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.
BAM 16.HD’nin 2017/1173 Esas, 2017/3520 Karar ve 22/11/2017 tarihli ilamlarında işaret edildiği üzere;..” dava konusu uyuşmazlığın salt Franchising sözleşmesinden kaynaklandığı, franchising sözleşmelerinin karma nitelikli sözleşmelerden olduğu, bu tür sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda eğer sözleşme kapsamında Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevine giren bir sınai hak tescili yok ise ve uyuşmazlığın çözümünde Fikri ve Sınai Haklar Mevzuatı uygulanmayacak ise, görevli mahkemenin, dar yetkili ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi değil, ticaret mahkemeleri olduğu.” yönündeki ilamları da dikkate alındığında bu türden bir davanın ihtisas mahkemesinde değil, ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği içtihat edilmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir. İşbu davada FSEK’ten,556 sayılı markalar KHK’sından yada 6769 sayılı sıraı mülkiyet yasasından doğan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından fikrî sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir. Bu durumda, davaya Ticaret Mahkemeleri’nce bakılması gerektiğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gereklidir.Bu nedenle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususu gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, Dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
HMK 20. madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden ,kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli istanbul NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET Mahkemesine gönderilmesine,
Dair karar davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 21/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır