Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/185 E. 2018/209 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/185 Esas
KARAR NO : 2018/209

DAVA : FSEK ( izinsiz kullanım nedeni ile maddi ve manevi tazminat )
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK ( izinsiz kullanım nedeni ile maddi ve manevi tazminat ) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı Dava Dilekçesinde özetle; mali hakları davacıya ait orjinal adı … olan ,bestecisi ve aranjörünün davacılardan … tarafından yaratılmış ve üzerinde eser sahipliği sıfatını haiz olduğu eserinin … isimli filmde izinsiz kullanımı nedeniyle FSEK 68, Maddesi uyarınca şimdilik 500 TL maddi,10.000 TL manevi tazminatın Davalıdan tahsili istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 29.385.42 TL olarak talep ettiğini bildirmiştir.
SAVUNMA;davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icracısı … olan ve “…” olarark bilinen parçanın MESAM ve MSG’den yapılan yazışmalar sonucu koruma altında olmadığını, …” olarak bilenen anonim eserin kullanıldığını, davacının hak sahibi olmadığını, 4.FSHHM’nin 2012/100 esas sayılı dosyasının bekleteci mesele yapılması gerektiğini ve davanın reddi gerektiğini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; Davacıların, eser sahibi ve hak sahibi oldukları idiasıyla … isimli esere ilişkin izinsiz kullanım nedeniyle FSEK 68.maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ancak Düzenlenen raporların denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı hak sahipliğinin yeterince incelenmediği anlaşıldığından keza İstanbul 4.FSHM’nin 2012/100 Esas, 2014/167 karar sayılı dosyası bekleteci mesele yapılıdğından ve ilgili ilam içeriğinde hak sahipliği tartışması yapıldığı kesin hüküm niteliği nedeniyle bağlayıcılığıda dikkate alandığında davanın reddi gerekmiştir.
BEKLETECİ MESELE YAPILAN İSTANBUL 4.FSHM’NİN 2012/100 ESAS, 2014/167 KARAR SAYILI İLAMINA GÖRE Davacı vekili, “… (… ) adlı müzik eserinin müvekkili tarafından 2009 yılında bestelendiğini, müvekkilinin 2010 yılında yurt dışından döndükten sonra müzik eserinin radyolarda ve dijital ortamlarda izinsiz olarak çalındığını farkettiğini, bunun üzerine 13.10.2010 tarihinde MESAM’a kayıt yaptırdığını, daha sonra yapılan araştırmada müvekkiline ait müzik eserinin internet ortamında …-… adıyla satışa sunulduğunu ve MÜYAP’a bildirim yapıldığını, eserin lisanslı kullanıcılar tarafından GSM oparatörlerince ve dizi, sinema gibi pek çok mecrada kullanılarak haksız kazanç elde edildiğini öğrendiklerini, davalının, eser sahibi olarak müvekkilinin adını belirtmeyerek manevi hakları ihlal ettiğini, davalının müvekkilinin mali ve manevi haklarına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 45.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, birleşen davada davacı şirket vekili, “…” (… ) adlı müzik eserini sahipliğinin …’ na ait olduğunu, bu müzik eserinin ses tespitinin müvekkili tarafından yapıldığını, davalının ise başka bir isim altında ve müvekkilinin izni olmaksızın bu eseri ….-…adıyla dijital ortamlarda satışa sunduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin fonogram yapımcılığından doğan mali haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, davalının dava konusu müzik eserini haksız olarak kullandığının ve izinsiz bir şekilde satışa sunduğunun tespitini, tecavüzünün ref’ini, FSEK’nın 68. maddesi gereğince müvekkilin hak edeceği rayiç bedelin tespiti ve bunun 3 katının davalıdan tahsilini, davalının elde ettiği kazancın tespit edilerek FSEK’nın 70. maddesi gereğince davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “… isimli eserin hak sahibini araştırdıklarında bu eserin sanatçı adı … olan … adlı sanatçıya ait olduğunu öğrendiklerini ve 24/09/2010 tarihinde bu esere ilişkin mali hakları kullanma konusunda izin, muvafakat ve devir belgesi aldıklarını, 07/10/2010 tarihinde MÜYAP Meslek Birliği’ne kayıt yaptırdıklarını ve eseri dijital kullanıma sunduklarını, davacının eser sahipliği iddiasının doğru olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, farklı isimlendirmelere rağmen, dava konusu müziğin aynı olduğu, davacı tarafın ibraz ettiği CD’deki kayıtların eserin alt yapısı niteliğinde bulunduğu ancak bu kayıtların ne zaman ve kim tarafından oluşturulduğunun belirlenemediği, bunun tespit edilebilmesi halinde dahi davacının eseri ürettiği tarihlerde eserin internet ortamında olması nedeniyle CD üretim tarihinin kesin bir delil olarak görülemeyeceği ve CD’deki kayıtların eser üzerinde hak sahipliğini ispata yeterli olmadığı, internet sitelerindeki kayıtların da kimler tarafından yüklendiğinin bilirkişilerce tespit edilemediği, internet kayıtları olarak gösterilen linklerin açılamadığı, diğer kayıtların 2009-2010 yıllarına ait olduğu, davacının 13/10/2010 tarihinde MESAM Meslek Birliği’ne sunduğu notalar dışında eser sahibi olduğunu ispata yeterli delil ibraz edemediği, davalı tarafından 07/10/2010 tarihinde MÜYAP Meslek Birliği’ne yapılan başvurunun davacıdan daha eski tarihli olduğu ve davalının FSEK’nın 52. maddesine göre mali hak kullanım yetkisi aldığı … adlı kişinin eser sahibi olduğunun kanaatine varıldığı, asıl davada eser sahipliği iddiasının, birleşen davada bağlantılı hak sahipliği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme ilamının YARGITAY 11. Hukuk Dairesi nin 2014/13582 esas, 2015/10255 karar ve 08/10/2015 tarihininde onanmasına karar verildiği, karar düzeltme isteminin red edildiği ve ilamın kesinleştiği, dolayısıyla kesin delil niteliği taşıdığı anlaşıldığından keza FSEK’nın 52. maddesine göre mali hak kullanım yetkisinin … adlı kişiye ait olduğu davacının ise mali hakları kullanma ehliyetine sahip olmadığı hususu subut bulduğundan, davacıların aktif dava ehliyetleri bulunmadığından davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşğıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM;
1-Davanın reddine,
2-35,90 TL ilam harcının peşin ve ıslah harcından mahsubu ile artan 622,05 TL harcın davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.586,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi 10/3.maddesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/05/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır