Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/181 E. 2018/72 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/181 Esas
KARAR NO : 2018/72

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :02/02/2012
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya alt markalara ve Ticari Unvana yapılan tecavüzün önlenmesi, gerekli yasal tedbirlerin alınması, maddi ve manevi zararın tespiti, ticari unvanın terkini ile birlikte fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL Maddi, 30.000 TL manevi, tazminata hükmedilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ve maddi-manevi tazminat davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava konusu; davacıya alt markalara ve Ticari Unvana yapılan tecavüzün önlenmesi, unvanın terkini ,10.000 TL Maddi, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli, dosyaya sunulan deliller ile uyumlu olduğu anlaşılıdığından mahkememezce hükme esas alınmıştır.
Bilirkişiler 20.6.2014 tarihli raporlarında; Davalıların, davacı ürünlerinin taklidini sattıkları iddia edilmişse de, bu iddiayı ispat eder bir belge veya bilginin dosyada mevcut olmadığını, Davalı tarafından satılan ürünlerin davacı ürünlerinin taklidi olduğu tespit edilecek olursa marka hakkına tecavüz iddiasının gündeme geleceğini, ancak davacının 556 sayılı KHK çerçevesinde hukuki korunma talep edebilmesi için dava konusu markaların tescil edilmiş olması gerektiğini, taklit olduğu iddia edilen ürünlerde kullanılan markanın davacı markasının aynısı/beıızeri olduğu tespit edilecek olursa marka hakkına tecavüz iddiasının yerinde olacağını, Davacının başvuru aşamasındaki markalarından olan “…”İbaresinin davalılar tarafından ticaret unvanı olarak kullanılması ile marka olarak kullanılmasının farklı hukuki sonuçlar doğuracağını; davalıların “…” ibaresini marka olarak kullandığını gösterir bir belge veya bilginin dosyada mevcut olmadığını, belirtilen İbare davalılarca ticaret siciline tescil edilmemiş olduğundan, sicilden terkin talebinin de yerinde olmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekili rapora itiraz etmiş ancak belirlenen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmamış, müvekkilinin hasta olması nedeniyle ücreti yatıramadığını mevcut dosyaya, toplanan delillere göre bir karar verilmesini talep etmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nrn … no.lu Soruşturma dosyasmda yer alan 07.01.2012 tarihli Arama ve El Koyma Tutanağfnda … adlı şahsa ait depoda yapılan aramada 137 karton koli içinde toplam 3288 adet “…”ibaresi bulunan içecek ve 9 koli içinde 4166 adet “…” ibaresi bulunan ikili kapsül paketindeki, ürünlerin taklit olup olmadığı tespit edilememiştir.Marka hakkına tecavüz olup olmadığının tespiti için, davalılarca satıldığı belirtilen ürünlerin taklit olup olmadığının da tespit edilmesi gerekir. Dosya kapsamında mevcut olan … FSHHM’nin … tarih ve 2011/123 E. 2011/128 K. no.lu karan uyarınca tedbir talep edilmiş olduğu; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nrn … no.lu Soruşturma dosyasında yer alan 07.01.2012 tarihli Arama ve El Koyma Tutanağı’nda … adlı şahsa ait depoda arama yapıldığı; yapılan aramada 137 karton koli içinde toplam 3288 adet “…” ibaresi bulunan içecek ve 9 koli içinde 4166 adet “…” ibaresi bulunan ikili kapsül paketin tespit edildiği belirtilmiştir.Ancak davacı, bu ürünlerin kendisine ait olmadığını davalılarca taklit olarak üretilip satıldığını iddia etmekteyse de davanın açıldığı tarihten itibaren ürürlerin taklit olduğuna dair hiçbir belge /ürün ibraz etmediği , bilirkişi incelemesi için gerekli bilirkişi ücretini de yatırmamıştır.
Öte yandan Davacı 556 sayılı KHK. uyarınca marka hakkına tecavüz edildiğini iddia etmekte ve KHK’nın 66/b maddesi uyarınca maddi tazminat talep etmektedir. Ancak, markalar henüz başvuru aşamasındadır. Bu başvurulardan 2011/18672 no.lu “…” İbaresi için tescil karan verilmiş olduğu, tescil işlemlerinin tamamlanması İçin gerekli tescil ücreti ve diğer evrakların süresi içerisinde giderilmesi halinde tescil belgesinin düzenleneceği bilirkişi raporunda belirtilmektedir. İstanbul Ticaret Sicili Memurluğu’nun … tarih ve … sayılı yazıda “…” unvanlı veya bu ibareyle başlayan bir firma kaydı bulunmadığı bildirilmiştir. Yine bilirkişilerce dosyadaki faturaları incelendiğinde fatura muhatabının “…” olarak belirtildiği “…” veya benzeri bîr unvanın fatura yer almadığını bildirdikleri,Netice itibariyle, davacının başvuru aşamasındaki markalarından olan “…” İbaresinin davalılar tarafından ticaret unvanı olarak kullanılması ile marka olarak kullanılması farklı hukuki sonuçlar doğuracağından davalıların “…” ibaresini marka olarak kullandığını gösterir bir belge veya delilin dosyada mevcut olmadığı; belirtilen ibarenin davalılarca ticaret siciline tescil edilmemiş olduğundan, tticaret sicilden unvan terkin talebinin yasal dayanağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı belirlenen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. Kısaca; ister kanun ister hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.1983 gün ve E:1980/1-1284, K:1983/141; 22.11.1972 gün ve E:8/832, K:935; 13.10.2010 gün ve E:2010/17-510, K:485; 28.04.2010 gün ve E:2010/2-221, K:241; 28.03.2012 gün ve E:2012/19-55, K:2012/249; 13.03.2015 gün ve E:2013/9-1824, K:2015/1030 sayılı kararlarında da bu husus benimsenmiştir.
Toplanan deliller, Türk Patent ve Marka Kurumundan celp edilen belgeler kapsamına göre davacının marka başvuralarından sadece 2011/18672 nolu başvurunun tescil edildiği,itiraz üzerine reddedilen başvurula ait kayıtların gönderildiği, davacının marka hakkının davalılarca ihlal edildiği yada haksız rekabet yarattıklarına dair delil sunmadığı, toplanan deliller , ticari sicil kayıtları, bilirkişi raporu, … C.Başsavcılğının soruşturma dosyası,… 2.FSHHCM’nin … esas sayılı dosyasına ait uyaptan alınan kayıtlar dikkate alındığında; Davacının başvuru aşamasındaki markalarından olan “ADT Pazarlama & Dağıtım”İbaresinin davalılar tarafından ticaret unvanı olarak kullanılmadığı keza marka olarakta kullanılmadığı marka olarak davalıların “…” ibaresini marka olarak kullandığını gösterir bir belge veya bilginin dosyada mevcut olmadığı, belirtilen İbarenin davalılarca ticaret siciline tescil edilmemiş olduğundan, sicilden terkin talebinin reddine, keza davalılarca marka hakkının ihlal edildiğine dair davacı iddiası dışında delil bulunmadığından, dosyada mübrez bilirkişi raporu da dikkate alındığında ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 558,00 TL Fazla harcın hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
5-Tecavüzün önlenmesi, ünvan terkini talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. .06/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır