Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/164 E. 2022/22 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/164 Esas
KARAR NO : 2022/22

DAVA : Markanın devri
DAVA TARİHİ : 08/01/2007
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Taraflar arasında gerçek hak sahipliğinden kaynaklanan markanın devri davası Kapatılan İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2007/01 sırasına kayıtlanmış ve bu mahkemece bekletici mesele yapılan dosyalar nedeniyle yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ,dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2017/164 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; … ibareli markanın 16.10.2001 tarihinde … kod numarası ile …,…, ve …sınıflarda davacı şirket adına tescil edildiğini, ancak davacı şirketin %50 ortağı ve temsile yetkilisi davalı şirketin de %99 hissesine sahip kurucu ortağı olan … tarafından kötü niyetle verilen dilekçe ile 9..12.2004 tarihinde iptal edildiğini, davalı yetkilisi olduğu şirket adına … tarih ve … sayılı … markasının tescili için kuruma müracaat ettiğini, … 3.FSHHM’nin … E, … E.,… E. Sayılı dava dosyaları ile davalar açılmış olduğunu, bekletici mesele yapılmasını, davacı firmanın uğradığı zararın markanın mülkiyetinin davacıya devri suretiyle aynen tazminine, (… sayılı … markasının davacıya devr edilmesine,) davacının üstün hak sahibi olduğunun tespitine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mahkeme tarafından sonucu beklenen … 3. FSHHM’nin … E.,… K. sayılı ve kesinleşen kararı incelendiğinde; davalı şirkete ait … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğinin görüleceğini, dolayısıyla huzurdaki dava ve dava konusu taleplerin konusuz kaldığını, …E.sayılı dava dilekçesi incelendiğinde ; huzurdaki davada bahsedilen aynı olaylar ve ayni kişilerden bahsedildiğini, yani huzurdaki davanın ve sonucu beklenen davanın aynı olaylara ve kişilere dayandığının anlaşıldığını, 15.03.2005 tarihinde zaman aşımı süresinin de işlemeye başladığını, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca sonucu beklenen … Esas sayılı dosyasındaki asıl davanın konusu “marka terkini işleminin iptali ile maddi ve manevi tazminat”, ve birleştirilen … 1. FSHHM’nin … E. sayılı dosyasının konusu ise TPE YİDK’nın marka kararının iptali ve hükümsüzlük olduğunu, dosyaların konuları ile huzurdaki davanın konusu bir arada değerlendirildiğinde ; farklı netice-i talepler içeriyormuş gibi görünse de aslında birbirine bağlı talepler olduğunu, … E. sayılı dosyasındaki asıl davada 8.283,73-TL. Maddi tazminata hükmedildiğini, dolayısıyla huzurdaki davadaki davacının bir maddi tazminat istemi varsa bu talebinin mükerrer olduğunu ve haksız olduğunu, Davacı tarafça müvekkili şirket aleyhinde açılmış haksız rekabetin tespiti, meni ve maddi manevi tazminat davası ile markaya tecavüzün meni ve tazminat davalarının reddedilmiş olup; kararların kesinleştiğini, taraflar arasında aynı konulara ve taleplere dayalı davalar sözkonusu olup; davacı tarafça müvekkili davalı aleyhinde … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin…E. sayılı dosyası ile haksız rekabetin tespiti meni ve maddi-manevi tazminat, … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile markaya tecavüzün meni ve tazminat davalarının açılıp reddedildiğini, Kesinleşen mahkeme kararlarındaki gerekçeler incelendiğinde ; huzurdaki davanın konusu olay ve taleplerle birebir aynı olduğu ve bu hususlarda karar verildiği hususu da dikkate alındığında huzurdaki davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; … sayılı … markasının aynen tazmin kapsamında davacıya devr edilmesi, davacının marka üzerinde üstün hak sahibi olduğunun tespiti, hükmün ilanına ilişkin olarak açılmıştır.
HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve …’in 12/01/2022 tarihli bilirkişi raporlarında: Davacı dava dilekçesinde davalı firma adına … nolu … markasının müvekkiline aynen tazmin anlamında devredilmesini talep ettiğini,ancak davacı tarafça açılan … 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararının Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/3607 Esas 2013/17884 sayılı karar ilamı ile onanan ve kesinleşen kısımlarına göre; davacının aynen tazmin anlamında müvekkiline devrini talep ettiği ….nolu tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş olmakla davacının aynen tazmin taleplerinin takdiri mahkemeye ait olmak kaydıyla konusu kalmadığını, Davacı ise bunun üzerine 25.3.2021 tarihli dilekçesinde; davalının yasaya aykırı olarak adına tescil ettirdiği … kod numaralı … ibareli markayı kararın kesinleşme tarihi olan 09.09.2020 tarihine kadar haksız olarak kullandığından müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın davalının 2004 yılından itibaren elde ettiği net kazancın müvekkili şirket zararı olarak hesaplanmasının talep ettiğini, Mahkemece davacının aynen tazmin talebinin nakden tazmine dönüştüğünün kabulü ihtimalinde halinde mali bilirkişisinin de inceleme yaptığını ve buna göre Davalı …Tic. AŞ ‘nin 2004 yılında 41.147,57-TL dönem net kârı, 2005 yılında 87.781,64-TL dönem net kârı, 2006 yılında 49.330,37-TL dönem net kârı, 2007 yılında ise 515.780,31-TL dönem Zararı elde ettiğini, belirtilen bu karların tüm faaliyet karları olup markanın kullanılmasının kara etkisinin net olarak ortaya koyulmasının da mümkün bulunmadığını, TBK 50 ve 51 çerçevesinde davaya konu markanın kullanılmasının kara etkisinin İstanbul Ticaret Odası’ından Mahkemelere gönderilen cevap yazılarında genel olarak %15 olarak yer alması nedeniyle davacının davalıdan 2004 yılı için 6.172,14 TL, 2005 yılı için 13.167,25 TL, 2006 yılı için 7.399,56 TL olmak üzere toplam olarak 26.738,95 TL olarak Mahkemece değerlendirilebileceği kanaati hasıl olduğunu, Davacı ayrıca … markasının üstün hak sahibi olduğunun tespitini talep etmiş olup … 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas …karar sayılı kararının Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/3607 Esas 2013/17884 sayılı karar ilamı ile onanan ve kesinleşen kısımları ile zaten bu markadan feragat edilmesi işlemi iptal edilmiş olmakla ve davacı … nolu … markasının ilk sahibi olmakla davacının markanın üstün hak sahibi olduğunu, Davacının aynen tazmin anlamında müvekkiline devrini talep ettiği …nolu tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş olmakla davacının aynen tazmin taleplerinin takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla konusunun kalmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller bir bütün olarak incelendiğinde;
Mahkememizce bekletici mesele yapılan … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas-… karar ve 6.7.2020 tarihli ilamının 9.9.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kesinleşen dosyaya sunulan talep dilekçesi incelendiğinde; … ile davalı …’nin … Ltd.Şti.’nin %50’şer ortağı olduğunu, şirketin … sayılı ve “…” ibareli markanın sahibi olduğunu , davalı …’nin şirket adına tescilli bulunan markayı 03.11.2004 tarihinde TPE’ne başvurarak iptali talebinde bulunduğunu ve kendi adına tescil girişiminde bulunduğunu; markanın 09.12.2004 tarihinde iptal edilerek davalı şirketin “…” ibareli yeni bir başvuruda bulunduğunu, oysa, marka iptali işleminin olağanüstü bir durum olduğunu ve ortaklar kurulu kararı gerektiğini, böyle bir karar olmadan yapılan başvurunun ve TPE’nin markayı iptal etmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla ; … sayılı markanın iptali işleminin iptal edilmesine 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL yoksun kalınan kar tazminatı ile 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, yine davacının birleşen … 1.FSHHM’nin … esas sayılı dosyasında ise talep konusunun; … sayılı “…” ibareli markanın davacı şirket adına tescilli iken … tarafından yapılan başvuru üzerine TPE tarafından sicilden terkin edildiğini, bunun üzerine davalı şirketin 03.11.2004 tarih ve … sayılı “…” ibareli aynı marka için aynı mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğunu; başvurunun ilanına yaptıkları itirazların önce Markalar Dairesince reddedildiğini ancak yeniden inceleme sonrası ve nihai olarak reddedildiğini, oysa “…” ibaresinin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu bu ibarenin ayrıca müvekkili şirketin ticaret ünvanının ayırt edici ilavesi niteliğinde bulunduğunu; öncelikle… sayılı markanın iptali işleminin iptali talebiyle dava açtıklarını; gerçek hak sahibinin davacı olması sebebine binaen … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Bozma ilamı öncesinde Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; (… 3.FSHHM’nin … esas- … karar ve 8.10.2013 tarihli ilamı gerekçesine göre;) … sayılı marka ile davacı… Ltd.Şti’nin fiili kullanımlarının bire bir aynı yani “…” ibaresinden oluştuğu; başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin dahi kötü niyetli olarak iptal edilen marka ile aynı bulunduğu; dolayısıyla … sayılı başvurunun asıl dava ile ilgili gerekçe de tespit edildiği üzere açıkça kötü niyetli bir başvuru olduğu; esasen bu tespitin dahi YİDK kararının iptali ve tescil edilen markanın tümüyle hükümsüzlüğü için yeterli bir neden oluşturduğu; 8.11.1993- 04.05.2005 tarihleri arasındaki çok sayıda fatura ile bu faturaların sol üst köşesindeki markasal kullanım niteliğindeki “…” ibareli çekişme konusu marka ile bire bir aynı kullanımların, davacının 1993 tarihindeki kuruluşundan itibaren çekişme konusu … sayılı marka başvurusunun yapıldığı 03.11.2004 tarihine kadar aktif olarak kullandığı ticaret ünvanındaki “…” ayırt edici ilavesinin şirket faaliyet konuları da dikkate alındığında YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük nedeni olduğunun kabulü gerektiği; davalı şirket ticaret ünvanının daha eski olmasının, davacının KHK 8/5 hükmüne dayalı olarak davalı marka başvurusuna itiraz hakkına bertaraf etmeyeceğini;Şu halde; KHK’nın 8/3 ve 8/5 hükümleri çerçevesinde davacı şirketin bu başvuruya itiraz ve hükümsüzlük isteminde bulunma hakkı mevcut olduğu gibi, MK 2 uyarınca açıkça hakkın kötüye kullanılması ve kötüniyetli bir başvuru olduğunun TPE tarafından da gözetilmesi gerektiği; dolayısıyla TPE YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescil edilen … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi koşullarının oluştuğu; YİDK kararlarının iptali ve hükümsüzlüğe dair verilen kararların ilanına dair bir yasal düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişen fazlaya dair işlemlerin ise reddi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığını,… esas sayılı asıl davada davanın kısmen kabulüne, … sayılı markanın TPE tarafından yapılan terkin işleminin iptaline, davacı şirket için talep edilen maddi tazminatın kısmen kabulü ile 8283,73 TL tazminatın davalılardan, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, birleşen 2005/933 esas sayılı davada, davanın kısmen kabulüne, TPE YİDK’nun 19.09.2005 tarih ve … sayılı karının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verildiği, Yargıtay 11.HD’nin 2012/3607 esas, 2013/17884 karar ve 8.10.2013 tarihli BOZMA ilamına göre;”..asıl davada davalı TPE’nin maddi tazminat sorumluluğu bulunmadığı halde takdir edilen tazminat miktarı bakımından bu davalının da sorumlu olması sonucu doğuracak şekilde “maddi tazminatın davalılardan tahsiline” şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu bakımdan davalı TPE yararına bozulması gerektiğini, davalılar vekillerinin birleşen dosyaya yönelik tüm, davalılardan … vekilinin asıl davaya yönelik olarak tüm temyiz itirazlarının reddine, , davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı TPE yararına BOZULMASINA karar verildiği ve … 3.FSHHM’nin … esas-…karar ve 16.7.2020 tarihli ilam ile, asıl davada TPE aleyhine açılan davanın reddine, diğer konularda verilen hükümler kesinleştiğinden yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu ilamında 9.9.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dolayısıyla gerek Yargıtay bozma ilamı gerekçesi, gerekse bekleteci mesele yapılan ilk derece mahkemesindeki deliller ve ilam içeriğindeki gerekçeler, gerekse davacının dava dosyalarına sunduğu dava dilekçelerinin içerikleri incelendiğinde;
… 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E.sayılı davasında davanın açılma tarihi 3.10.2005, birleşen dava tarihi 21.12.2005, mahkememizde ise dava açılma tarihi 08.01.2007 tarihidir.
Davacı tarafça 8.1.2007 tarihli harç tahsil müzzekere ekinde huzurdaki davaya konu sunulu dava dilekçesinde ; maddi yönden bir tazminat isteminde bulunmadığı, zararın tazmininin hukuki niteliğini uzun uzun dilekçesine yazdığı ve 5.sayfasında ise markanın hükümsüz kılınmaması halinde marka üzerindeki mülkiyetin aynen tazmin suretiyle davacı firmaya devrini talep etmiş olup, harçlandırma formunda da zaten nispi harç yatırmamış, maktu harç yatırmış ve huzurdaki davada ayni yönden bir tazminat isteminde bulunmamış, zararın aynen tazmini kapsamında davalı firma adına … sayılı tescilli … markasının davacı firmaya devredilmesine, davalı firma adına müracaat edilen 03.11.2004 tarih, … kod numaralı … ibareli marka ile davacı firmaya ait ve 1993 yılından itibaren düzenli olarak kullanılan ticaret ünvanı/markanın aynı olduğunun ve sözkonusu ibare üzerinde davacı firmanın /gerçek hak sahibi olduğunun tespitine,karar verilmesini talep etmiştir.
Bekleteci mesele yapılan dosyaya sunulan dilekçeler ve mahkeme ilamları mahkememizce incelenmiş olup, davacının gerçek hak sahipliği iddiası kesinleşen önceki ilam içeriklerinde tartışılmıştır.
Zira davacının ilk açtığı davada yani … E. sayılı dosyasındaki asıl davanın konusu “marka terkini işleminin iptali ile maddi ve manevi tazminat”, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile birleştirilen … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin… E. sayılı dosyasının konusu ise TPE YİDK’nın marka kararının iptali ve hükümsüzlük olup, bu dava dosyalarında da gerçek hak sahibi olduğu iddiasını ileri sürmüş olup, kesinleşen dosya kapsamında zaten gerçek hak sahipliği iddiaları tartışılarak markanın gerçek hak sahibinin davacı olduğu hususu da gerekçeli kararda tartışılarak marka hükümsüz kılındığından davacının huzurdaki davada da aynı talebi farklı şekilde ifade ederek marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunun tespiti yönündeki isteminin usul ekonomisi ile bağdaşmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili bekletici mesele yapılan dosya olması nedeniyle aradan geçen zaman sürecinde ilk sunduğu dava dilekçesini ıslah etmeden bu kez 23.3.2021 tarihli dilekçe sunmuş olup, ilk dava dilekçesinde talep etmediği ayni tazminat konusunda taleplerde bulunmuştur. Nitekim; 25.3.2021 tarihli beyan dilekçesinde “..markaya tecavüz eden davalının tecavüz ettiği 2004 yılından itibaren elde ettiği net kazancın davacı şirket zararı olarak hesaplanması yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davalının 2004 yılından kararın kesinleştiği 09.09.2020 tarihine kadar elde ettiği net kazancın hesaplanmasını talep ettiği görülmektedir. Davacının bu talebinin dinlenebilmesi ancak davasını tamamen ıslah ile mümkün iken bu yönde bir beyanda bulunmadığı ancak bilirkişilerin bu yönde inceleme yaptıkları anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere davacı, iddiasının dayanağı olan bütün olayların ve olguların sıra numarası altında açık özetlerini dava dilekçesinde yazmalıdır. Bunlar, dava dilekçesindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye elverişli bulunan vakıalardır.. Kanun, buna vakıaları somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Davacı yan asıl dava dilekçesinde ileri sürmediği bir hususu daha sonra ancak ıslah ileri sürebilir. Somut olayda ise davacı ilk dava dilekçesinde açıkça davalının hile ile davacının üzerinde hak sahibi olduğu markayı iptal ettirmesi nedeniyle aynen tazmin olarak değerlendirdiği markanın davacı adına devrini talep etmişken, ıslah dilekçesi sunulmadan netice-i talebini değiştirerek 2004 yılından kararın kesinleştiği 09.09.2020 tarihine kadar davalının elde ettiği net karın hesaplanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının YİDK kararının iptalini başka bir dava içinde istemesi keza sonradan markanın hükümsüzlüğünü talep etmesine engel bir durum bulunmadığı gibi, markanın kendi adına devrini talep etmesi de mümkün olduğundan, daha önce açılan dava mahkememizce bekletici mesele yapılmıştır.
Toplanan deliller, … 3. FSHHM’nin … esas-…karar ve 16.7.2020 tarihli ilamları, Yargıtay 11.HD’nin 2012/3607 esas- 2013/17884 karar ve 8.10.2013 tarihli ilamları gözetildiğinde; davacının aynen tazmin kapsamında davacının kendisine devrini talep ettiği …nolu markanın kesinleşen mahkeme ilamı kapsamına göre hükümsüzlüğüne karar verildiğinden , davacının talebinin konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu yönünde tespit kararı verilmesini de talep etmişse de fiilen marka üzerinde hak sahibi olduğunda ancak markanın davacıya devri söz konusu olacağından ancak marka hükümsüz kılındığı için davacının bu taleplerinin konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Zira dosyaya sunulan kesinleşen karar içerikleri,Yargıtay ilam içerikleri incelendiğinde davacının tüm davalarını marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu iddiasıyla açtığı anlaşılmıştır.Nitekim … 3.FSHHM’nin …esas,…. karar ve 2.11.2011 tarihli ilamında gerekçe bölümünde aynen”.. KHK’nın 8/3 ve 8/5 hükümleri çerçevesinde davacı şirketin bu başvuruya itiraz ve hükümsüzlük isteminde bulunma hakkı mevcut olduğu gibi, MK 2 uyarınca açıkça hakkın kötüye kullanılması ve kötüniyetli bir başvuru olduğunun TPE tarafından da gözetilmesi gerektiği; dolayısıyla TPE YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescil edilen …sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi koşullarının oluştuğu; YİDK kararlarının iptali ve hükümsüzlüğe dair verilen kararların ilanına dair bir yasal düzenleme bulunmadığından bu yöne ilişen fazlaya dair işlemlerin ise reddi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığı”… belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkeme ilamlarında tartışılan gerçek hak sahipliği konusunda tekrardan yani kesin hüküm bulunan bir konuda mahkemenin bu yönün doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme yapmasına hukuken olanak bulunmadığı, davacının gerçek hak sahibi olduğu yönündeki tespitin aleyhine bir tespit yapılamayacağı gibi zaten kesinleşen dava dosyalarında davacının bu iddia ile dava açmış olması nedeniyle bu hususun tekrar tekrar her gerekçeli kararda işlenmesi sonuca etkili olmadığından kesinleşen mahkeme ilamlarında da bu yönde tartışma yapılarak zaten YİDK kararı iptal edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller, Yargıtay 11.HD’nin 8.10.2013 tarih ve 2012/3607 esas-2013/17884 sayılı ilamı, İstanbul (Kapatılan) 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/11/2015 tarih ve … sayılı ilamı, Yargıtay 11.HD’nin 2017/1830 esas, 2019/1206 karar 14.2.2019 tarihli ilamı, … 3.FSHHM’nin …esas,… karar ve 2.11.2011 tarihli ilamının gerekçesi, … 3.FSHHM’nin … esas-… karar ve 16.7.2020 tarihli ilamı, bilirkişi raporları, TPE YİDK’nun 19.09.2005 tarih ve … sayılı kararı, … nolu marka başvurusu, …sayılı “…” ibareli marka evrakları birlikte mütalaaa edildiğinde; aynen tazmin kapsamında davacının kendisine devrini talep ettiği … nolu markanın kesinleşen mahkeme ilamı kapsamına göre hükümsüzlüğüne karar verildiğinden konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,davacının marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu yönünde tespit kararı verilmesi istemi yönünden ise kesinleşen karar içeriğinde bu yönde de değerlendirme yapılmış olması gözetilerek yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına,İlan isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-… 3. FSHHM’nin… esas- … karar ve 16.7.2020 tarihli ilamları, Yargıtay 11.HD’nin 2012/3607 esas- 2013/17884 karar ve 8.10.2013 tarihli ilamları gözetildiğinde; aynen tazmin kapsamında davacının kendisine devrini talep ettiği … nolu markanın kesinleşen mahkeme ilamı kapsamına göre hükümsüzlüğüne karar verildiğinden konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu yönünde tespit kararı verilmesi istemi yönünden ;kesinleşen karar içeriğinde bu yönde de değerlendirme yapılmış olması gözetilerek yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-İlan isteminin reddine,
4-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 68,50 TL’nin davalıdan tahsiline,
5- 6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesi gereğince hakim, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder hükmü gözetilerek davanın konusuz kalması halinde mahkemenin dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip o taraf aleyhine vekalat ücreti takdir etmesi gerektiği belirtildiğinden ve davacının markanın gerçek hak sahibi olması ve markanın kendisine devrini talep etmekte haklı olduğu marka hükümsüz kılındığından davası konusuz kaldığından markanın devrinin davacı adına gerçekleştirilemeyecek oluşu gözetilerek AAÜTE 6. Maddesi uyarınca 7375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 12,20 TL başvuru harcı 12,20 TL peşin harç 158,90 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.183,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAFYASA yolu açık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 09/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır