Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/16 E. 2019/420 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/16 Esas
KARAR NO : 2019/420

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 24/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye muhalefet halinde davalı şirket ürünlerinin orijinal ürünlere benzer, iltibas yaratan ve taklit ürün olduğunun tespitine; müvekkillerinin marka hakkına tecavüz eden taklit ürünlerin haksız rekabetinin önlenmesine; davaya konu taklit ürünlerin ithalatının durdurulması ve bulunduğu yerde zapt edilmesi yönünde verilen … 4. Fikri ve Sınaî Haklar Mahkemesi’nin …D .İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının devamına, taklit ürünlerin imhasına, 50.000 TL. manevi tazminatın tahsiline, şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın tahsiline, ürünlerin imhasına,masrafı davalıya ait olmak üzere mahkeme kararının tirajı en yüksek üç gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13.5.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 519.985.44 TL ye yükseltmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; davacının hiçbir zararı bulunmadığını, davalının davaya konu olan ürünleri faturada bilgileri yer alan firmadan ithal ettiğini, dava dışı diğer firmadan prezervatif siparişinde bulunduğunu, sipariş usulü malın bedelini ödemek sureti ile malı görmeksizin satın aldığını, … Gümrük Müdürlüğü’nün, davacı firmaya müzekkere yazdığını, davacıya 10 gün süre verdiğini, bu kararın üzerinden 20 günden fazlaca bir süre geçmiş olmasına rağmen davacının koruma kararını yerine getirememiş olması karşısında dahi müvekkilinin tazminata konu edilen malları almak için bir girişimde bulunmadığını, asıl maddi anlamda zarara uğrayan tarafın davacı değil, davalı olduğunu, ücretini ödediği ürünlerin satışını yapamadığını, davacının uğradığı hiç bir zarar vuku bulmadığından tazminat talebinin haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; davacının marka hakkından kaynaklanan marka hakkının ihlali, haksız rekabetin önlenmesi, 4.FSHH Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında verilen tedbirin devamı, taklit ürünlerin imhası, 50.000 TL manevi tazminat, maddi zararın tanzimi için şimdilik 10.000 TL(ıslah ile 519.985.44 TL) maddi tazminat, imha ve hükmün ilanı taleplerine yönelik olarak açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi raporu alınmasını müteakip, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen rapor marka hukuku ilkelerine göre denetime elverişli bulunmuş ancak maddi tazminat yönünden Yargıtay 11.HD’nin yerleşik içtihatlarına göre sunulu deliller ve tarafların mali kayıt ve kapasitelerine göre tazminat miktarı BK hükümlerine göre mahkememizce takdir olunmuştur.
… 4.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası celp olunmuş, … Gümrük Müdürlüğü’nün 2016/1 Sayılı Durdurma Kararı ve ilgili evrakları celp edilmiştir.
Davacı maddi tazminat hesaplama yöntemini 6769 sayılı SMK’nun 151/a maddesi kapsamında tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edeceği muhtemel gelire göre talep etmiştir
Davacı ve davalının mali kayıtları bağlı oldukları vergi dairesinden celp edilmiştir.
El konulan ürünler ve marka tescil belgeleri celp edilmiş üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince Bilirkişi … tarafından hazırlanmış 18.01.2017 tarihli raporun sonuç kısmında; numune olarak gönderilen üç adet ürün ile tespit isteyen tarafından dosyaya ibraz edilen ürünlerdeki markaların birebir aynı olduğu sadece orijinal olarak belirtilen ürün ile gümrükçe gönderilen ürün ambalajlarında renk, ambalaj kalitesi, ambalaj kalınlığı gibi küçük detaylarda farklılıklar bulunduğu, gümrükte el konulan ürünler ile ilgili aleyhine tespit istenenin bu ürünlerin orijinalliği konusunda bir belge ibraz edilmediği, davacının tescilli markalardan kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini bildirmiştir.
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller 6769 sayılı SMK’nun 29. maddesinde düzenlenmiştir. Yasal düzenlemelerin temelinde “tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterine zarar verecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılmasını” önleme düşüncesi yatmaktadır.“Marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet esas itibariyle bir haksız fiil olup, ticaret ile uğraşan davalının basiretli bir tacir gibi davranması gereklidir.
Tecavüzün gerçekleştirilmesi için, ithal Ya da ihraç eden kişinin ithale Ya da ihraca konu malların “taklit” markalı mallar olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması aranmıştır. Basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı yönünden ithal etmek istediği malların taklit markalı mallar olduğunu bilebilecek durumda oldukları da sabittir.. Bu durumda tecavüz şartı gerçekleştiği için eylem marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edilmiştir.
Bilirkişiler … ve … 28.11.2017 tarihli raporlarında; raporda resimli görsellerini sundukları ürünlerin incelendiğinde;; davalı yana ait … markalı ürünler ile davacı yana ait … markalı prezervatif ürünlerin; aynı marka ve ibareler ile üretilmiş aynı görünümlü ürünler olmasına karşın, aralarında bulunan ufak farklılıklardan dolayı davalı yana ait ürünlerin original ürün özelliği göstermediği, taklit / sahte) ürün özelliklerinin bulunduğunu bu nedenle, davacının marka hakkına tecavüz edildiğini, antrepo beyannamesinde yer alan davalıya ait 42.552 Kutu … ibareli prezervatif ürünlere ilişkin davacı şirketin maddi zarara uğrayıp uğramadığının takdiri Mahkemeye ait olduğunu, Davacılar vekili tarafından dava dosyasına sunulan davacılardan …Tie. A.Ş. 2016 yılı mali verilerine göre, davalıya ait gümrükte işlemleri durdurulan taklit (sahte) 42.552 Kutu … ibareli prezervatif ürünlerinin orjinalleri davacılardan …Tic. A.Ş. ta rafından satılmış olsaydı, davacılardan … A.Ş. nin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 151.maddesi (a) bendine göre elde edebileceği muhtemel gelirin 519.985,44 TL olabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … ise; 17.9.2018 tarihli raporlarında özetle; … Gümrük Müdürlüğü’nce tescil edilen … sayılı 30.11.2016 tarihli Antrepo beyanname muhteviyatı prezervatiflere ilişkin davacı şirketin maddi zarara uğrayıp uğramadığının takdirinin ancak mahkemeye ait olduğunu, hak sahibinin marka hakkına tecavüz niteliğinde görülen davalı şirketin gümrük işlemlerinin durdurulmasına yönelik alınan önlemlerin gümrük mevzuatına uygun olduğunu, davalının Gümrük Mevzuatına göre sorumlu olduğunu, davalı tarafça yurt dışından ithal edilen ve bilirkişi incelemesi neticesinde dava konusu markanın bulunduğu ve davacının ürününün taklit/sahtesinin olduğu tespit edilen ürünleri davacı tarafın kendisi tarafından satılması halinde elde edebileceği muhtemel kazancın 519,985,44 TL olarak hesap edildiğini, ancak raporun içerik kısmında Yargıtay içtihatları ile BK hükülerine göre yaptıkları değerlendirmeler kapsamında; piyasaya satışı yapılmayan ve … tarihli ve … fatura da marka atfı bulunmayan ürünler nedeniyle uygun bir maddi tazminata karar verilmesinin mahkemenin takdirinde kaldığını bildirmişlerdir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6769 sayılı SMK’nun 29, 149,163. maddeleri gereğince davacı talepleri yani tecavüzün tespiti ,men’i, durdurulması, tedbir, imha ve ilan talepleri yerinde görülmüştür.
– 6769 sayılı SMK’da da taklit eşyanın ihracı ve ithali de markaya tecavüz halleri arasında gösterilmiştir. Dolayısıyla davacının marka hakkkından kaynaklanan haklarına tecavüz olduğu da ürünlerin taklit olması nedeniyle alınan raporlar kapsamı ile sabittir. Öte yandan davalının basiretli bir tacir gibi davranması ve ithal ettiği ürünün taklit olup olmadığını basiretli tacir olarak bilmesi gerekir. Yine taklit markayı ithal eden kimse hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı gidermekle yükümlüdür.
Davacı markası ticari etki yaratacak şekilde isinsiz olarak taklit ürünler üzerinde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu tüm dosya kapsamı , alınan bilirkişi raporu ilede subuta erdiğniden tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davacı maddi tazminat istemini dava dilekçesinde 10.000 TL olarak belirsiz alacak hükümlerine göre talep etmiş daha sonra ise 519.985.44 TL olarak ıslah etmiştir. Oysa bilirkişi raporlarında davacının talep ettiği 151/1-a maddesi kapsamında belirlenmiş bir tazminat bulunmamaktadır.Aksine rapor içerikleri dikkatli okunduğunda; piyasada satışı yapılmayan ürün yönünden uygun bir maddi tazminata ancak mahkemenin karar verebileceği belirtilmektedir.
Bilirkişiler ele geçen kutu miktarı ile ürünün satış fiatı üzerinden bir hesaplama yapmış isede; bu ancak ürünün iç piyasaya sürülmüş olması ihtimaline munhasır ve farazi bir hesaplama şeklidir.
Oysa mahkememizin ihtisas mahkemesi olması sıfatıyla gümrük idaresince iç piyasada sürülmeden yakalanmış ürünler için yapılan diğer dosyalarda yapılan hesaplamalarda: yani “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, ” uyarınca, satışından mahrum kaldığı ürün miktarından elde edebileceği yoksun kalınan kazanç yönünden, davalı adına tescilli gümrük beyannamesindeki ithalat verilerine ve gümrük muayene memurlarının sayımına göre iki türlü hesaplama yapılmakta olduğu, örneğin ithalat verilerine göre başka bir dava dosyasında davacının taraf olduğu (mahkememizin davacısının huzurdaki davacı olduğu davalının farkli bir firma olduğu ancak yine gümrük sahasında ele geçen ürünler yönünden yapılan yargılamada mahkememizin 2015/171 esas sayılı dosyasında= 120.900 adet ürün gele geçmiş ve ürünlerin net satış tutarı olarak hesap edilen 1.190.865,00 TL üzerinden, gelir tablosu verilerinden elde edilen %0,50 karlılık oranı uygulanmak suretiyle, davacı şirketin dava dışı davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktannın 5.954,32 TL olduğunu bildirdikleri bilinmektedir. Öte yandan sektördeki karlılık oranı dikkate alındığında net satış tutarı üzerinden, toptan satış asgari net karlılık oranında %3 uygulandığı hususları da bilinmektedir. Huzurdaki olayda ise yine prezervatif ürünü ele geçmiş ve 42.550 adet ele geçtiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacı farazi ihtimale göre ıslah dilekçesi sunmuş ise de; maddi tazminat asla sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağından ele geçen ürün miktarı, yıllık karlılık oranları, her ne kadar 151/a kapsamında talep de bulunulmuş olsa dahi davacı kadar davalının da yıllık ciro ve karlılık oranlarının göz önünde bulundurulması gerektiği, farazi ihtimallere göre bir tazminat ödenmesinin Yargıtay 11.HD’nin emsal karararına da aykırı olacağı, öte yandan davalının celp ediler ciro kaydında 2017 yılında 14.946 TL kar elde ettiği, 2015 yılında 1492.05 TL kar elde ettiği anlaşılmıştır. Davacının cirosunun ise salt prezervatif satışı ile ilgili olmadığı, holding olması nedeniyle birçok gelir kaleminden gelir elde ettiği, bu durumda ıslah ile talep edilen maddi tazminatın dosya gerçekleri ve maddi tazminata esas olan temel kurallar ile örtüşmediği, fahiş bir bedel olduğu, mecvut dosyada ürünlerin iç piyasada satışa sunulmamış olması gözetilerek ancak BK hükümlerine göre bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, BK hükümlerine göre hükmedilecek tazminatta ise tarafların ekonomik olarak mahfına neden olmayacak bir tazminata hükmedilmesi gerektiği bilinmektedir.
Davalının yurt dışından ithal etmeye çalıştığı dava konusu ürünlerden dolayı davacının maddi bir zararının da meydana geleceğinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 12.12.2009 tarih, 2009/9730 Esas, 2009/13107 Karar, 08.06.2009 tarih, 2008/2924 Esas, 2009/6937 Karar sayılı yerleşik içtihatları karşısında kabul edilmesi gerektiği, ürünlere el konulduğu için davalının bu ürünleri iç piyasada satamadığı dolasıyla davalının bir kar elde edemediğinin anlaşıldığı ancak ele geçen ürün miktarına ve davalının bu eylemi nedeniyle davacının 6769 sayılı SM’K’nun 151/1-a maddesi kapsamında talep ettiği tazminat istemi BK hükümlerine göre incelendiğinde;
Mahkememizin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle; ürünlerin gümrüklenmiş bilinen değeri, alış fiyatları ortalaması ile alış bedelleri, ürünlerin davacının bu ürünleri kendi ithal etseydi davacı şirket tarafından gümrük masrafları ödemek zorunda olması, keza ürünlerin maliyet bedelleri ile birlikte değerlendiridiğinde ürün başına ortalama bir maliyetin ortaya çıkması gerektiği, ürünler iç piyasaya girmiş olsaydı, lojistik, sevk, kalite kontrolü gibi gider kalemlerinin de hesaplanmasının gerekli olduğu, dolayısıyla satıştan indirimlerin net satışlara oranı ile satıştan indirimler düşüldükten sonra ürün başına ortalama satış fiyatının her zaman bilirkişilerce tespitinin mumkün bulunmadığı, dolayısıla davacı şirketin gelir tablosunda da salt prezervatif satışından elde edilen kazanç kalemlerinin yer almadığı, keza davalının vergi kaydına göre mali kapasite verilerine göre, davacının satışı yapılan tüm ürünleri içerisinde dava konusu ürünlerin karlılık oranı da ayırt edilemediğinden genel karlılık oranı : faaliyet karı / net satışlar ortalamasına, ürünlerin iç piyasada satılmamış olmasına göre somut olayda hakkaniyete uygun hesaplamanın maddi tazminat yönünden günün ekonomik koşullarına göre 10.000 TL olarak takdiri gerektiğinden bu miktar yönünden davanın kabulüne, ıslah ile talep edilen fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmiş olduğundan ve davalı tarafından yapılan bu eylemden dolayı davacıya ait marka imajı ve davacı tüzel kişi bundan zarar göreceğinden tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları ihlal eyleminin gerçekleşme biçimi dikkate alınarak ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 05.02.2007 tarih, 2005/14416 Esas, 2007/1363 Karar sayılı, 12.02.2008 tarih, 2006/14555Esas, 2008/1498 Karar, 11.10.2011 tarih, 2010/2162 Esas, 2011/12561 Karar sayılı içtihatları gözetilerek takdiren 10.000 TL manevi tazminata hükmolunması gerekmiştir.
Toplanan delillere göre; mali veriler, gümrük yazıları, marka tescil belgeleri,bilirkişi raporları bir bütün olarak incelendiğinde; Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ürünlerin taklit olduğunun tespitine, davalı eyleminin durdurulmasına ve önlenmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK göre 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile talep edilen fazla istemin reddine, Manevi tazminat isteminin kabulü ile 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline, 4.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası kapsamınde verilen tedbirin devamına, karar kesinleştiğinde teminatın davacı yana iadesine,gümrükte el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alanarak imhasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ürünlerin taklit olduğunun tespitine, davalı eyleminin durdurulmasına ve önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK göre 10.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah ile talep edilen fazla istemin reddine,
3-Manevi tazminat isteminin kabulü ile 10.000 -TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4- Kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-4.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası kapsamınde verilen tedbirin devamına, karar kesinleştiğinde teminatın davacı yana iadesine,
6-Gümrükte el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alanarak imhasına,
7-1.366,20 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 8.458,46 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
8-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 34.349 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
11-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
12-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.200 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 1.024,65 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 1.250 TL bilirkişi ücreti, 6,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.312,050 TL’nin 3/2’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
13-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 2.250 TL bilirkişi ücreti ve 42 TL tebligat masrafı olmak üzere 2.292 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
14-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.24/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır