Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/148 E. 2020/317 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/148 Esas
KARAR NO : 2020/317

DAVA : Rucuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Rucuen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile …’ın varisi davalı … arasında 06.08.1999 tarihli Üretim, Yayım, Dağıtım ve Telif Hakları Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin ( a) maddesine göre, …’ın bütün eserlerinin derleme, işleme, yayım, dağıtım ve her türlü satışı dahil telif haklarını …’ye devrettiğini, aynı zamanda ( c ) maddesine göre, eser sahibi, yayıncıya devir ve teslim ettiği eser üzerinde hiçbir üçüncü kişi yada kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, iş bu sözleşme ile yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi yada bir bölümü üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi durumunda bundan doğabilecek tazminat ve diğer yasal sorumlulukların kendisine ait olacağını, yayıncının bu durumda uğrayabileceği her türlü zararı da derhal ve nakden tazmin edeceğini kabul ettiğini, ancak, …’nin 28.07.1978 tarihinden beri yapılan çeşitli sözleşmeler gereği söz konusu eserlerin mali haklarının kendilerinde olduğu iddiasıyla tecavüzün men’i davası açıldığını, … 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin E. … ve K. … sayılı dosyasında da kabul edildiği ve Davacının muris ile yaptığı sözleşmelerin henüz sona ermediğini, cayma şartlarının oluşmadığını belirtilerek davalı şirket tarafından yayınlanan …’a ait “Şiirler ve Huzur ” adlı eserlerin izinsiz olarak davalı şirket (… ) tarafından basılıp yayınlanmasının davacının FSEK’ten doğan mali haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini ve davalı şirketin bu eyleminin önlemesini, söz konusu eserlerin dağıtılarak piyasaya sürülmüş olanların toplatılmasını, basımda kullanılan disket ve kalıpların imhasını, …’ın diğer eserlerinin basım ve yayınlanmasının önlenmesine…” karar verildiğini, daha sonra da … tarafından mali hakların zarar gördüğü iddiasıyla … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı tazminat davasını açtıklarını, söz konusu davada verilen kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi E. 2014/4607, K. 2015/2609 sayılı 26.2.2015 tarihli kararıyla FSEK 68 uyarınca üç katı tazminata hükmedilmesi gerekirken iki katına hükmedildiği gerekçesiyle bozulması üzerine aynı Mahkemenin 2016/150 E sayılı dosyasından 7.9.2016 tarihinde verilen karar gereğince müvekkilinin(… 9. Noterliğinin … tarihli, … sayılı ihtarnamesinde belirttiği ihtirazı kayıtlarla) …’ne ödemiş olduğu toplam 998.470,87 TL’nin ödeme tarihi olan 27/10/2016 tarihinden itibaren faize faiz işletilmeyecek şekilde uygulanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yükletilecek bir kusur bulunmayıp, kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, davacının ödediği tazminattan çok fazla gelir elde ettiğini üstelik zararın büyümesine de kendisinin sebep olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasının Dergah tarafından öğrenilmesini müteakiben davacının davacıya ihtarname çektiklerini, buna rağmen davacının eylemlerini devam ettirdiğini, müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, davacının herhangi bir zarara uğramadığını aksine kazanç elde ettiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: 06.03.1975 tarihli, 30.07.1975 tarihli, 28.07. tarihli, 02.10.1982 tarihli, 25.01.1993 tarihli, 06.08.1999 tarihli, 06.06.2004 tarihli Telif Devir Sözleşmeleri, … 3. Noterliğinin … tarihli, 34, Noterliği’nin … tarihli,3. Noterliği’nin … , … 7. Noterlğinin … tarihli, … 25. Noterliğinin … tarihli ihtarname içerikleri, … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10.04.2003 tarihli, …E. Ve …K. sayılı ilamı, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporları, … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … (Bozma sonrası …) Esas sayılı dosyası ve bu dosya kapsamındaki beyan , delil ve ilam içeriği, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve hükme dayanak yapılan denetim ve hüküm kurmaya elverişli …, … ve … tarafından düzenlenen 07/05/2019 tarihli bilirkişi heyet raporu.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; … 2.FSHH Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 07/09/2016 tarihinde verilen karar gereği davacının 998.470.87 TL ödeme zorunda kalması nedeniyle davacı ve davalı arasında imzalanan sözleşmenin c maddesi gereğince davalının zarardan sorumlu olması nedeniyle ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili, (ödeme tarihi olan 27/10/2016 tarihinden itibaren 998.470.87 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan rücuen tazminat kapsamında tahsili) istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … 24/07/2018 tarihli raporlarında; taraflar arasında 06.08.1999 tarihinde Telif Hakları Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeden haberdar olan dava dışı … yayınları A.Ş.’nin taraflara 16.12.1999 tarihinde ihtarname keşide ederek sözleşme konusu eserlerin mali haklarının kendilerine ait olduğunu bildirdiklerini, söz konusu ihtara ve … yayınları tarafından açılan tazminat ve tespit davasına rağmen davacının 2004 yılına kadar sözleşme konusu eserleri basıp satmaya devam ettiği ve bu satışlar sebebiyle … 2 FSHHM’nin … E. Sayılı dosyasından verilen karar uyarınca … yayınlarına toplam 998.470,87-TL tutarında tazminatı ihtirazı kayıtla ödediğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının davalıya 2004 yılına kadar toplam 60.426,22-TL telif ücreti ödemesi yaptığının dosyaya sunulan 15.06.2012 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu bağlamda davacıya esasen olmayan bir hakkı devreden davalının alacağın (mali hakkın) varlığını tekeffül ile yükümlü olduğu, zira taraflar arasındaki devir sözleşmesinin ivazlı bir sözleşme olduğunu, bu noktada hakkın mevcut olmaması sebebiyle davalının kendisine ödenen anapara (telif ücretleri) ve bu bedellerin faizlerinden sorumlu olacağını, söz konusu alacağa ödeme dönemleri itibariyle faiz yürütülebileceğini, zira davalı eyleminin aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğu (FSEKm.53/2), haksız fiillerden kaynaklı tazminat alacaklarına haksız fiil tarihinden itibaren (avans) faiz işletilebileceği, söz konusu faiz miktarının ise dava tarihi itibariyle 217.924,82-TL olduğunu, böylece (60-426,22 + 217.924,82-TL olmak üzere) toplam 278.351,04-TL’nin davalıdan talep edilebileceğini, bunun dışında kalan ve davacının menfi zararını kapsayan (kendisine yapılan ihtara rağmen 2000-2004 yılları arasında basıp sattığı kitaplar sebebiyle) ödemiş olduğu tazminatın davalıdan talep edip edemeyeceği hususunun BK.44. maddesi uyarınca mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmişlerdir.
İkinci bilirkişi heyeti …, … ve … 07/05/2019 tarihli raporlarında; davacının … 2. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davasında verilen karar gereği davacı tarafından … yayınlan AŞ’ye ödenmek durumunda kalınan 998.470,87 TL nin davalıdan rücuen tahsili talebinin Takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla haklı olabileceğini bildirmişlerdir.
Üçüncü Bilirkişi heyeti … ve Doç DR. … 08/07/2020 tarihli çoğunluk raporunda; Mali açıdan yapılan değerlendirmede davacının taraflar arasında imza altına alınan eser sözleşmeleri kapsamında 3.kişilerin telif haklan talepleri karşısında ödemiş olduğu tazminatı taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalıdan talep etme yetkisinin bulunduğunu, geçmiş dava dosyalarında alınan ve dosyaya sunulan mali incelmelerin yer aldığı bilirkişi raporları ve dosyaya sunulan kar/zarar raporları neticesinde davacı … Yayınları A.Ş firmasının tespit edilen gerçek zararın 992.503,12 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi … raporunda; özetle ; 1999 yılında ilk sözleşmeyi 2000 yılında ek sözleşmeyi, kendisine … Yayınları’ndan gelen ihtarlara rağmen imzalayıp, kitapları basmaya/satmaya devam eden, üstelik de elindeki tüm kitapları satarak paraya çeviren, %2 kar elde eden, gerçek zararı olmayan Davacı’nın Davalıya rücu edemeyeceğini takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
TOPLANAN TÜM DELİLLER İNCELENDİĞİNDE:
Davaya konu uyuşmazlık davacının daha önce dava dışı … Yayınları AŞ tarafından davacı ve davalı aleyhine açılan ancak dava sonuçlanmadan önce davalı ile … Yayınları AŞ arasında imzalanan 01.06.2010 tarihli protokol ile davalı yönünden davayı geri çekmesi ve sonrasında davacı aleyhine sonuçlanan … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davasında verilen karar gereği davacı tarafından … yayınları A.Ş.’ye ödenmek durumunda kalınan 998.470,87 TL’nin davalıdan rücuen tahsili talebinin haklı olup olmadığı, haklı ise bu miktarın davacıya ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce rücu davasına konu edilen … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … (Bozma sonrası …) Esas sayılı davası celp edilip incelenmiş, dava dışı … yayınları AŞ tarafından davacı ile davalıya … 1.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayısı ile müdahalenin men’i davası açıldığı, davaya konu ihtilafın; davalının miras bırakanı …’ın eserleri için hem davacı hem de dava dışı … Yayınları AŞ ile sözleşmeler yapması ve bu sözleşmeler çerçevesinde …’ın eserleri üzerindeki mali hakların devrine ilişkin sözleşmelerden hangisinin geçerli olduğu tartışılmış ve 29.11.2004 yılında kesinleşen bu dava ile dava dışı … yayınlarının davalı ile daha önce yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve mali hak sahibinin … Yayınları AŞ olması nedeniyle davacı ile davalının yaptıkları sözleşmeden kaynaklanan müdahalenin menine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalı ile imzaladığı sözleşmeye konu olan kitapları henüz yayımlamadan önce dava dışı … AŞ., davacı ve davalıya ihtar gönderip mali hak sahibinin kendisi olduğunu bildirmiş olmasına rağmen ve davacı ve davalı aleyhine … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayısı ile müdahalenin men’i davası açılmasına rağmen davacı …’nın 2000-2004 arasında …’a ait kitapları bastığı,bunun üzerine … Yayınları AŞ davacı ve davalı aleyhine rücu davasına konu edilen … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin …(Bozma sonrası …) esas sayısı ile 2000-2004 yılları arasındaki kitap yayınları nedeniyle tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.
Bu arada davalı, 25.2.2005 tarihli ihtar ile süresiz yapılmış mali hak devir sözleşmelerinin sözleşme özgürlüğünü kısıtladığı, ekonomik özgürlüğü kısıtladığı iddiasıyla sözleşmeyi feshetmiş ve akabinde … Yayınları A.Ş. aleyhine … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayısı ile sözleşme feshine rağmen basım ve dağıtıma devam edilmesi nedeniyle men ve ref talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu dosyaya sunulan 18.3.2010 tarihli bilirkişi raporunda … A.Ş. ile davalı arasındaki mali hak devir sözleşmesinin davacı tarafından feshinin haklı olabileceği kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bu rapordan sonra dava devam ederken davalı ile … Yayıncılık AŞ 01.06.2010 tarihinde bir protokol imzalamışlardır. Bu protokol ile … AŞ, işbu davaya konu rücu alacağının dayanağı olan … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … (Bozma sonrası…) esas sayılı davasında davacı ile olan davası devam etmek koşulu ile davalı ile olan davasını geri çekmiş, davalı da … Yayıncılık AŞ aleyhine açtığı … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı davasından feragat etmiş ve … eserleri ile ilgili olarak yeni bir sözleşme imzalayıp durumu ihtarname ile davacıya bildirmişlerdir. … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … (Bozma sonrası …) esas sayılı davada 07.09.2016 tarihinde karar verilmesi üzerine davacı tarafça … Yayıncılık AŞ’ye 998.470,87 TL ödemiş ve Mahkememizde de davacı yanca ödediği bu bedelin davalıdan rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Rücu davasına konu edilen … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesinde davacının ödemek durumunda kaldığı tazminat 2000-2004 yılları arasında yaptığı kitap basımlarına ilişkin olup davacı bu kitap basımlarını davalı ile yaptığı 06.09.1999 tarihli sözleşme ile bu sözleşmeye ek 18.2.2000 tarihli ek sözleşmeye dayalı olarak basmıştır. Davacı ile davalı arasındaki işbu sözleşmenin 1a maddesine göre; davalı …’ın bütün eserlerinin derleme, işleme, yayım, dağıtım ve her türlü satışı dâhil telif haklarını …’ye devretmiştir. Yine sözleşmenin 1c maddesine göre; eser sahibi, yayıncıya devri ve teslim ettiği eser üzerinde hiçbir üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, işbu sözleşme ile yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, işbu sözleşmeyle yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi ya da kuruluşların eserin tümü ya da bir bölümü üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi durumunda bundan doğabilecek tazminat ve diğer yasal sorumluluklarının kendisine ait olacağını, yayıncının bu durumda uğrayabileceği her türlü zararı da derhal ve nakden tazmin edeceğini… kabul ve beyan etmiştir.
Davacı Yapı Kredi ile davalı ile imzaladığı sözleşmedeki ‘‘Eser sahibi, yayıncıya devir ve teslim ettiği eser üzerinde hiçbir üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, işbu sözleşme ile yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisinin olduğunu; üçüncü kişi ya da kuruluşların eserin tümü ya da bir bölümü üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi durumunda BUNDAN DOĞABİLECEK TAZMİNAT VE DİĞER YASAL SORUMLULUKLARIN KENDİSİNE AİT OLACAĞINI; YAYINCININ BU DURUMDA UĞRAYABİLECEĞİ HER TÜRLÜ ZARARI DA DERHAL VE NAKDEN TAZMİN EDECEĞİNİ ve yayıncının bu nedenle işbu sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetme yetkisinin de bulunduğunu kabul ve beyan etmiştir. Davacı da bir yayıncı olarak tabidir ki eserlerinin haklarını aldığı inancıyla reklam ,pazarlama, basım, yayım dağıtım faaliyetlerinde bulunduğu yani yaptığı tüm yayıncılık faaliyetlerini sözleşmeye güvenerek gerçekleştirmiştir. Öte yandan eserleri üzerindeki hakları devr eden kişi muris sıfatıyla eser sahibi yazarın sıradan bir yazar olmadığını öngörerek normal vatandaşlara göre daha dikkatli davranması da gereklidir.Zira davalı, sözleşmede eserin haklarının kendisinde olduğunu ve aksi bir halde davacının uğrayacağı zararın tamamını karşılamayı açıkça kabul etmiştir. Taraflar arasında, hukuken geçerli olan bir sözleşme imzalanmış; davacının sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirdiğide sunulu delillerden anlaşılmaktadır.
Davacı taraf henüz kitapları basmaya başlamadan önce kendisine … AŞ tarafından 01.10.1999 ve 16.11.1999 tarihinde ihtarname gönderilmiş olmasına rağmen davalı ile yaptığı sözleşmeye güvenerek …’ın eserlerini 2000-2004 yılları arasında yayımlamıştır. Zira yayıncının üzerine düşen yükümlülük eseri süresinde basıp dağıtmaktır. Davacının … AŞ tarafından davacıya ihtarname gönderilip mali hak sahibinin … AŞ olduğunun bildirilmesine rağmen kitap basımlarını durdurmaması hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi raporunda da isabetle belirtildiği üzere davacının kötü niyetli veya kusurlu bir hareket içinde olduğu şeklinde değerlendirilemez. Zira davalı davacı ile imzaladığı sözleşmenin 1 c maddesi ile üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, işbu sözleşmeyle yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi ya da kuruluşların eserin tümü ya da bir bölümü üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi durumunda bundan doğabilecek tazminat ve diğer yasal sorumluluklarının kendisine ait olacağını, yayıncının bu durumda uğrayabileceği her türlü zararı da derhal ve nakden tazmin edeceğini sözleşme hükmünde açıkça kabul ve beyan ederek davacıda bu güveni yaratmış olup daha sonra … AŞ’nin … 1.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı davayı açması da tek başına … AŞ’nin mali hak sahibi olduğunu ortaya koymamaktadır. Mali hak sahipliği ancak dava sonunda karara bağlanacak bir husus olup dava sonuna kadar davacının davalı ile yaptığı sözleşme kapsamında eserlerin yayımını gerçekleştirmesinin makul, olağan ve sözleşme çerçevesinde verilen hakka dayalı olduğu sabittir, öte yandan davalı da bu davada … AŞ ile yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu savunmuş davadan önce de … AŞ’ye sözleşmelerden caydığını bildirmiştir. Her ne kadar davalı, davacının … yayınlarının yayın hakkı devam ederken müvekkiline geldiğini sözleşmenin geçersiz olduğunu bunu kendilerinin halledeceğini bildirdiklerini ve müvekkili ile sözleşme imzaladıklarını iddia etmiş ise de bu hususun ispatı zımnında dosyada herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır.
Yasal mevzuat incelendiğinde; FSEK 53 hükmüne göre; “Mali bir hakkı başkasına devreden veya kullanma ruhsatını veren kimse iktisab edene karşı hakkın mevcudiyetini Borçlar Kanununun 169 ve 171 inci maddeleri hükmünce zamindir. Haksız fiillerden ve sebepsiz mal iktisabından doğan talepler mahfuzdur”. Bu hüküm çerçevesinde mali bir hakkı veya kullanma ruhsatını devreden kişinin tekeffülünün kapsamı aşağıdaki esaslara göre belirlenecektir .
i. Mali hakkı veya kullanma ruhsatını başkasına devreden kimse, iktisap edene karşı o hakkın varlığını “temlik zamanında” tekeffül etmiştir (FSEK.m.53/1 atfı ile BK.m.169/l(TBK 191).
ii. Hakkın varlığını “temlik zamanında” tekeffül, ancak devrin ivazlı olması halinde geçerlidir. İvazsız devirde mali hakkı devreden, devir sırasında hakkın var olduğunu garanti etmiş olmaz (FSEK.m.53/l atfı ile BK.m.169/lll(TBK 191)).
iii. Mali hakkı veya kullanma ruhsatını devreden kimse, tekeffülle yükümlü olduğu hallerde devralana karşı sadece, devir bedeli, faiz ve ayrıca takip için yapılan masraflardan sorumludur (FSEK.m.53/l atfı ile BK.m.171/l(TBK 193)). Birinci fıkra ile birlikte değerlendirildiğinde kusurlu fesih durumunda, diğer tarafın, tazminat talebine hakkı bulunduğu sonucuna da varılmalıdır . Örneğin eseri tamamlamak üzere olan eser sahibinin, bir yayınevi ile yapmış bulunduğu bir sözleşmeyi feshederek bir yıl sonra aynı eser için başkası ile sözleşme imzalaması ya da çoğaltma hakkını devretmesi hukuken kabul edilemez . Yargıtay’ın bu uygulamaları da aynı yöndedir.
Toplanan tüm deliller, hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi heyetinin 07/05/2019 tarihli raporları, … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davasında verilen karar içeriği, davacı ve davalı arasında imzalanan telif sözleşmenin 1c maddesinde açıkça; eser sahibi, yayıncıya devri ve teslim ettiği eser üzerinde hiçbir üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, iş bu sözleşme ile yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi ya da kuruluşun herhangi bir hakkının mevcut olmadığını, işbu sözleşmeyle yayıncıya devrettiği eserin sahibinin kendisi olduğunu, üçüncü kişi ya da kuruluşların eserin tümü ya da bir bölümü üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi durumunda bundan doğabilecek tazminat ve diğer yasal sorumluluklarının kendisine ait olacağını, yayıncının bu durumda uğrayabileceği her türlü zararı da derhal ve nakden tazmin edeceğini… kabul ve beyan ettiğinden, davacı tarafından … AŞ’ye ödenmek durumunda kalınan 998.470,87 TL nin davalıdan rücuen tahsiline karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davacı tarafından ödenen 998.470.87 TL’nin 27.10.2016 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 68,202 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile 51,150,96 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 66.973,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 17.051,39 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4.500 TL bilirkişi ücreti, 436,80 TL tebligat müzekkere masrafı olmak üzere toplam 22.019,59 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu 3.000 TL bilirkişi ücreti ve 42 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.042 TL’nin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davacı vekilinin ve davalı vekilininyüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır