Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/132 E. 2021/14 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/132 Esas
KARAR NO:2021/14

DAVA:Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ:04/07/2017
KARAR TARİHİ:19/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı Vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’ın, müzik eseri sahibi merhum …’in kızı sıfatıyla varisi olduğu, aynı zamanda Müvekkili, …’ye …’in müzik eserlerinin yasal temsilcisi sıfatı ile üyesi olduğu, …’nun icra ettiği … isimli müzik eserinin söz yazarları … ve …, bestecisi ise …olduğu,söz konusu müzik eserinin %25 oranına tekabül eden kısmı, yasal temsilcisi ve hak sahibi olarak addedilen Müvekkiline ait olduğunu, … ve … Gazeteleri’nde yayınlanan haberde; … isimli müzik eserinin, Davalı … tarafından telefon santralinde bekletme müziği olarak kullanılması hasebi ile eserin icracısı … tarafından, davalı yan aleyhine …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı ve ilgili davanın sonucunda Mahkeme tarafından, Davalı yan cihetinin …’ya 12.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 17.000 TL tazminat ödemesine karar verildiği, …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin… Esas, … sayılı Karan’nda belirtildiği üzere, Davalı tarafın, … isimli müzik eserini su borçlarının öğrenildiği, su arızalarının bildirildiği … numaralı telefon santralinde bekletme müziği olarak kullandığı tespit edildiğini İlgili izinsiz kullanım, Davacı Yan tarafından …. Noterliği’nin 11.02.2005 tarih ve … sayılı tespit tutanağı ile saptandığı , Davacı Yan izinsiz kullanım nedeniyle, %16 oranındaki eser sahibi payı için FSEK madde 68 kapsamında 20.000 TL maddi tazminat, 5.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulan dava emsal teşkil ettiğini savunarak müvekkilinin%25 yasal temsilci ve hak sahibi olduğu İddiası ile Müvekkilin mali ve manevi haklarının ihlali nedeniyle, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı tutularak, şimdilik 10.000 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 13.000 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı 8.4.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 20.000 maddi, 5000 TL manevi olmak üzere 25.000 TL ye yükselttiğini bildirmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, bu nedenle reddini, Ayrıca, davacı vekili’nin davasına mesnet olarak göstermiş olduğu ve … tarafından açılan, …. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin… E. Sayılı emsal davanın … tarafından temyiz edildiği, henüz kesinleşmediğini, bu sebeple, söz konusu davanın, mevcut davada emsal olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, Davacı vekili tarafından taleplerine mesnet olarak gösterilen …. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyadan devam eden davada, …’ın … müzik eserinin sahip olduğu, müvekkil şirket …’ın izin almaksızın … adlı müzik eserini … Müdürlüğü telefon santralinde bekleme müziği olarak kullandığı, bu durumun FSEK hükümlerine aykırı olduğu iddiası ile maddi ve manevi tazminat talep edildiği, İcracı sanatçılara münhasır nitelikte manevi ve mali haklar tanındığı, , … ve emsal gösterilen davanın davacısı … eser sahipliğinden doğan mali haklarını 30.09.2012 tarihli yetki belgesi ile … adlı meslek birliğine devrettiğini, Davacı’nın eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarını …’a devretmesi sebebi ile ilgili hakların takibinin de … tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık: davacının mirasçılık yoluyla üzerinde hak sahibi olduğu müzik eserinin (…) davalı …’ın telefon santralında “bekleme müziği” olarak kullanılması nedeniyle 5846 sayılı FSEK hükümlerine göre mali ve manevi haklarının ihlali nedeniyle, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı tutularak, şimdilik 10.000 TL maddi( ıslah ile 20.000 TL) , 3.000 TL manevi tazminat ( ıslah ile 5000 TL) olmak üzere toplam 25.000 TL tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, rayiç bedel yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
… tarafından gönderilen 4.12.2017 tarihli cevabi yazıda; Bestesi …, sözleri … ve …’ a ait “…” İsimli eserin eser bildirim formlarının mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DAVALININ USULİ İTİRAZLARININ İNCELENMESİ
Davalı davacının dava açma hakkının bulunmadığını ileri sürmüş ise de; FSEK’nın 41/11. fıkrasında hak sahiplerinin “hakların kullanımı veya iletimine ilişkin ödemelerin yapılmasını ancak yetki verdikleri meslek birlikleri kanalıyla talep edebilirler” hükmünün Anayasa Mahkemesi’nin 24/03/2010 tarih 2007/33 Esas-2010/48 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle davacının huzurdaki davayı açma hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
… Sulh Hukuk mahkemesinin … esas- … karar ve 24.3.2008 tarihli ilamlarına göre …’in yasal mirasçılarının …) ve … olduğu, …’ın dosyaya sunulan vekalet kapsamına göre eserden kaynaklı dava açmak için davacı …’a yetki vermiş olduğu, dolayısıyla davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı ayrıca zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; davacı ihlali gazetede yayınlanan haber üzerine öğrendiklerini beyan etmiş olup, 29.10.2016 tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edildiğinde davanın süresi içinde açıldığı. 5237 sayılı TCK, 66/1-e 5856 sayılı yasanın 71/1 maddeleri dahi gözetildiğinde (eylem aynı zamanda suç teşkil ediyorsa somut olayda 5846 sayılı kanunun 71/1 maddesine göre muhalefet suçunu da oluşturduğundan) davanın öğrenme tarihinden itibaren 8 yıllık ceza zaman aşımı süresince açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dışı … tarafından açılan davanın Yargıtay 11. HD’nin 2014/17236 esas- 2015/12334 karar ve 19.11.2015 tarihli ilamı bozma ilamı ile …. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04.09.2014 tarih ve…-… sayılı ilamın bozulduğu uyap kayıtlarından anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler 14/01/2019 tarihli heyet raporunda ; Davacının zaman aşımı itirazında bulunduğunu, fakat ilgili emsal davanın zaman aşımı süresi bir yana, FSEK madde 27’de ifade bulduğu üzere, “Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl geçmekle son bulur. Sahibinin ölümünden sonra alenileşen eserlerde koruma süresi Ölüm tarihinden sonra 70 yıldır. 12nci maddenin birinci fıkrasındaki hallerde koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun, İlk eser sahibi tüzelkişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.“ Bu yüzden zaman aşımı oluşmadığı, Fonogram haline gelmiş ve yayınlanmış eserin ister sözlü veya sözsüz, ister kısa bir kısmı veya tamamının kullanılması izinsiz kullanım hakkını doğurmayacağı, bu düzenlemeler dikkate alındığında talep edilebilecek maddi ve manevi tazminatın, raporun FSEK hükümlerine dayandırılarak, uhdesinde barındırdığı gerekçeler çerçevesinde 20.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 25.000 TL olabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
İtiraz üzerine aynı heyetten ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler 04/11/2020 tarihli ek raporunda; Meslek birliklerinden gelen pay albüm satışı (CD/Kaset), Radyo/TVde çalma sayısı, internetten izlenme sayılan gibi rakamlar üzerinden hesaplanmadığını, dolayısıyla dava konusu durumun bu hesaplama dışında olduğu, 20.000 TL nin müzik sektörümüzde son 5 sene içinde Kamu kuruluştan, futbol kulüpleri, şirketler gibi yerlere ünlü şarkıcıların söylediği Hit olmuş şarkıların ortalama satış bedeli üzerinden hesaplandığını bildirmişlerdir.
FSEK’te eser sahibine tanınan manevi haklar; umuma arz hakkı (FSEK m.14), adın belirtilmesi hakkı (FSEK m.15), eserin bütünlüğünü koruma hakkı (FSEK m.16) ve esere ulaşma hakkı (FSEK m.17) olarak düzenlenmiştir.
Buna göre; bir eserin umuma arzedilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını munhasıran eser sahibi tayin eder. Bütünü veya esaslı bir kısmı alenileşmemiş olan, yahut ana hatları her hangi bir suretle henüz umuma tanıtılmayan bir eserin muhtevası hakkında ancak o eserin sahibi malumat verebilir. Eserin umuma arzedilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir. Bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyelerle bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopye veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesi şarttır. (FSEK m. 15)
Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlayan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir. Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür (FSEK m. 16).
FSEK’te eser sahibine tanınan mali haklar; işleme hakkı (FSEK m.21), çoğaltma hakkı (FSEK m.22), yayma hakkı (FSEK m.23), temsil hakkı (FSEK m.24), umuma iletim hakkı (FSEK m.25) ve pay alma hakkı (FSEK m.45) olarak düzenlenmiştir.
Manevi Hakların Eser Sahibinin Ölümünden Sonra Kullanılması ve Yakınların Dava Hakkı yönünden;
FSEK m. 18 hükmü yürürlükten kaldırılmış olmasına karşın öğreti ve yargı kararlarında, manevi hakların eser sahibi tarafından sağlığında kullanımı hususu yorum yoluyla doldurulmuş ve kaldırılan hükümde ifade edilenlerle paralel kabuller benimsenmiştir. Buna göre; eser sahibi yaşadığı sürece manevi hakları kullanabilecektir. Eserini vücuda getirdikten sonra umuma arz edip etmemeye, umuma arz edecekse bunun yayımlanma zamanı ve tarzını belirlemeye sahip olacak; eseri ile ilgili kamuya bilgi verebilecek; eserini umuma arz ederken yahut yayımlarken onu kendi adıyla yahut müstear adıyla yahut adsız olarak kamuya sunabilecek; eserinde kendisi değişiklikler yapabilecek ve başkalarının gerçekleştirdiği hak kapsamındaki bu eylemleri engelleyebilecektir.
Eser sahibinin ölümüyle eserle ilgili olarak tanınan mali haklar miras hükümlerine göre intikal edecektir (FSEK m. 63). Mirasçılar ve sıraları Türk Medeni Kanunu m. 495-501 hükümlerinde gösterilmiştir.
FSEK m.63 sadece mali hakların miras yoluyla intikal edeceğini hükme bağlamıştır. Bu nedenle manevi haklar terekeye dahil olmazlar. Ancak FSEK, eseri başlı başına hayatiyete sahip bir varlık olarak kabul etmiştir. Yasa tarafından eser, sahibinin belirlediği ve adını gösterdiği biçimi ile ayrıca onun kamuya sunduğu bütünlükle varlığını sürdürmekte ve korunmaya devam etmektedir. FSEK’e göre, eser sahibinin mirasçılarının, eserle ilgili üçüncü şahısların ve kamunun, eserin bütünlüğünün korunmasında ve esere yönelik tecavüzlerin kaldırılmasında menfaati vardır. Çünkü bir yandan eserden mali yönden yararlanmaktadırlar; diğer yandan da eserin başkaları tarafından kullanımını manevi yetkilere dayanarak gözetme hakları bulunmaktadır.
FSEK’in 19/I. maddesinde sayılan kişilere sırasıyla, FSEK m. 14/I ve 15/I hükümlerinde düzenlenen manevi hakların kullanım tarzını tespit etme yetkisinin verildiğini, İkinci fıkrada ise yasanın 14/III, 15/III ve 16/III maddelerinde sayılan manevi hakları 70 yıl için kendi namlarına kullanma hakkının verildiğini, Bu suretle manevi hakların koruma altına alındığını, 19/I hükmünde sayılan kişilerin eser sahibinin ölümünden sonra maddede yazılan hakları onun arzusuna uygun olarak belirleyip koruyacaklarını ve yetkileri son arzusuna uygun biçimde yerine getireceklerini, Bunun doğal sonucu olarak bu yetkilere tecavüz eden kişiye karşı tecavüzün ref ve önlenmesi ile tazminat davalarını açabilecekleri anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporlarında eserin Bekleme müziği olarak kullanıldığı hususu tartışmasızdır. Dolayısıyla FSEK m. 14/I ve 16. hükümlerinde düzenlenen manevi hakların kullanım tarzını ( nerede ve ne zaman ne için kullanılacağı) haklarının ihlal edildiği, zira kullanılan eserlerde kullanılan müziğin dinleme/bekleme müziği olması nedeniyle telefonda bulanan kişinin müziği dinlemeden yada kısa bir süre dinleyip kapatacağı gerçeği gözetildiğinde umuma iletim şeklinin eser sahibinden izinsiz olarak belirlendiği ,dolayısıyla ihlalin niteliği gözetilerek manevi tazminata hak kazandıkları anlaşılmış, manevi tazminatın 3000 TL olarak takdirine karar verilmiş, manevi tazminat yönünden davacı ıslah ile 5000 TL talep etmişse de , manevi tazminat bir zenginleşme aracı olamayacağından davanın başında ne kadar zarar gördüğünü kişinin en başta kendisinin öngöreceği gerçeği karşısında 3000 TL nin manevi tazminat olarak kabulüne karar verilmiş olup, ıslah ile artırılan 2000 TL nin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının eylemi sonucunda, davacının ayrıca FSEK.m.24 kapsamındaki mali haklarından “dolaylı temsil hakkı” ve 25.maddelerdeki umuma iletim hakkı ihlal edilmiştir. Davacının mirasçılık hakkı nedeniyle “birlikte eser sahibi” olduğu dava konusu müzik eseri, doğrudan değil, bir “vasıta” ile davalı …’ı arayanlara dinletilmektedir. Davalı yan davacıdan izi aldığını ispat eden her hangi bir delil sunmamıştır.
Hükme dayana alınan bilirkişi raporunda rayiç bedel 20.000 TL olarak belirlenmiş olup, ek raporda da belirtildiği üzere Meslek birliklerinden gelen pay ,albüm satışı (CD/Kaset), Radyo/TVlerde çalma sayısı, internetten izlenme sayıları gibi rakamlar üzerinden hesaplanmadan ziyade 20.000TL nin müzik sektöründe son 5 sene içinde Kamu kuruluşları, futbol kulüpleri, şirketler gibi yerlere ünlü şarkıcıların söylediği Hit olmuş şarkıların ortalama satış bedeli üzerinden hesaplama yaptıklarını bildirmişlerdir. Bilirkişilerin ek raporundaki kriterler denetime uygun olup, merhum …’in ortak söz yazarı olduğu … isimli hit olmuş eser halen günümüzde dahi popülerliğini yitirmemiş olup, söz yazarının popüler kişiliği, adeta eser üretme konusunda bir fabrika gibi çalıştığı hit olmuş binlerce esere imza atması, albüm yapan köklü yorumcuların albümlerinde mutlaka …’in eserlerine yer veriyor olması, davacının usulen taraflar ile bir anlaşma yapmış olması halinde zaten 20.000 TL nin altında bir rayiç belirlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ,davacının maddi tazminat talebine konu ettiği “…” İsimli eserin Türk pop müziğinin mihenk taşı olarak tabir edilen eserler kategorisinde yer aldığı, öte yandan merhum …’in yazdığı şarkıların çoğunda, hayata bakış açısını ince duygularla süslemeyi başarmış nadir söz yazarlarından olduğu, (örneğin hayatında gezdiği yerlerde dinlediği insanların hayat hikayelerini de kendi değer yargılarıyla harmanlayıp kendi uslubu dile getirdiği eserlere imza atan bir kişiliğe sahip olduğu, herkesçe malum olduğu üzere bir … Turnesinde tanıdığı küçük yaşta ailesinin seçtiği bir kaç koyun karşılığında evlendirilen küçük … için de söz yazdığı) ölümünden sonra dahi binlerce eseri bulunan , dizelerinde yoğun duygulara yer veren bu duyguları insanlara yansıtırken derin izler bırakmayı başarabilen, söz yazarı kişiliği ön planda olmakla birlikte şair, oyuncu, yazar kimliği ile de bilenen bir sanatçı olup, iç dünyasındaki duygusal kadın figürünü ise …’nun muhteşem yorumlarıyla dinleyiciler ile buluşturduğu ve dava konusu … isimli eserinde bu kategoride bir eser olduğu, Öte yandan sözleri icra edecek sanatçıların kişiliğine göre de eserlerde üretmiş olup,… filmi “…” filminde rol aldığı, … filminde kızı ile birlikte rol aldığı, … filminde hem oyuncu olarak yer alıp hem de film müziklerini yapan kişi olduğu, Ölümünden sonra dahi … yılında … ödülleri alanında en iyi söz yazarı ödülünü aldığı, dolayısıyla ihlale konu eserin de hit olmuş bir eser olup, arama /bekleme esnasında binlerce abone tarafından dinlendiği gerçeği gözetilerek ihlalin niteliği , eserin kullanıldığı alan, eserin ortak eser niteliğinde olması ve tüm eser sahiplerinin de alanında hit olmuş isimler olması, emsallerine göre … isimli eserin tanınmışlık ve tüm mecralarda kullanım yönünden piyasa rayiçlerine göre daha üst segmentte yer alması, dolayısıyla satış fiatının ve pazarlama fiatının daha yüksek olacağı, eserin bekleme müziği olarak telefon ile arayan abonelerin sıkılmadan hatta kalmasına sağlamaya yönelik olarak hazırlandığı hususu da gözetilerek sektör teamüllerine BK hükümlerine uygun bilirkişi heyetinin belirlediği 20.000 TL mahkememizce makul bir bedel olarak belirlenmiş ve ıslah ile talep edilen 20.000 TL nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu müzik eserinin davalı …’a ait telefon santralında “bekleme müziği” olarak kullanıldığı …. Noterliği’nin 10.02.2005 tarihli tutanağı ile tespit edildiğinden talep ile bağlı kalınarak faiz başlangıç tarihi olarak bu tarih dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1- 20.000 TL maddi ,3000 TL manevi tazminatın 10/02/2005 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline, manevi tazminatta ıslah ile talep edilen fazla miktarın reddine,
2- 1.571,13 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile eksik kalan 849.12 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 222.01 TL peşin harç, 31,40 TL ilam harcı500 TL ıslah harcı,399,5 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.402,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 19/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır