Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/127 E. 2020/330 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/127
KARAR NO : 2020/330

DAVA : E.T.B’nin HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde taraflar arasında görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1973 yılında …’da kurulduğunu, sektörün öncü firmalarından olan müvekkilinin Türkiye genelinde büyük alışveriş merkezlerinde satılan … markalı kolonyalar, … markalı kozmetik ürünler ve diğer tasarımları ile toplum genelinde yüksek bilinirliğe sahip olduğunu, müşterilerine sınırsız hizmet vermeyi hedefleyen müvekkili şirketin, … belgesi ile sektöre değer katan ve kozmetik sektöründe tüketicilere dünya standartlarında ürünler ve hizmetler sunmayı ilke edinmiş bir firma olduğunu, davalı adına tescil edilmiş olan tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını, bu tasarımların daha önceden kamuya sunulmuş ve tescilli koruma altına alınmış tasarım ve ürünler ile birebir aynı özellikleri taşımakla kanunen taşımaları zorunlu olan yenilik ve ayırt edicilik özellikleri olmadığını, davalı adına tescilli olan tasarımların dava dışı … firmasına ait … tarih ve … tescil numaralı şişe tasarımı karşısında hükümsüz kılınması gerektiğini, belirtilen tescilli tasarım ile davalı adına tescilli tasarımların benzer olduğunu, davalı adına … tarihinde tescil edilmiş olan … tescil numaralı tasarım ile davalı adına 2016 yılında tescil edilmiş olan 8 tasarımın birebir aynı olduğunu, 09.05.2014 başvuru tarihli şişe tasarımının varlığında 12, 13 ve 15 Nisan 2016 tarihinde başvuru edilerek tescil edilmiş şişe tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadıklarının açık olduğunu, yeni olduğu iddia edilecek bir tasarımın ancak bir kez tescil edilebileceği gerçeği karşısında, davalı tarafından birebir aynı tasarımın … nolu dosyada iki kez olmak üzere farklı renkler gerekçe kılınarak diğer 2016 tarihli tasarımla ile birlikte 9 ayrı kez tescil edildiğinin ortada olduğunu, mevcut şişe modeli tescillerinde renklerin şişe tasarımına bir farklılık katmadığını, davalının TPMK’nın tasarım başvurularında re’sen yenilik ve ayırt edicilik incelemesi yapmamasından faydalanarak kamuya daha önce başka firmalar tarafından sunulan tasarımları kendi adına tescil ettirip rakiplerine karşı kullanmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu, davalı adına tescilli olan… tescil numaralı 2 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 ve 2 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil numaralı 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiş, haksız ve mesnetsiz karşı davanın reddini talep etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 94 yıldır geleneksel olarak kolonya üretimi yapan, kolonya ve kozmetik sektöründe faaliyet gösteren, 650’yi aşkın ürünün yurtiçi ve yurtdışı pazarına arzını gerçekleştiren, sektörün öncü ve en eski üreticilerinden biri olduğunu, müvekkilinin marka ve tasarım tescili konusunda büyük hassasiyet ve titizlik göstermekte olup, 260’dan fazla marka ve tasarımını TPMK nezdinde tescil ettirmiş olduğunu, müvekkili şirketin sadece yerelde değil aynı zamanda uluslararası marka tescil süreçlerine de önem verdiğini, WIPO çatısı altında 60’dan fazla ülkede çeşitli markalarını uluslararası tescil sistemiyle de koruma altına aldığını, müvekkili adına tescilli olup asıl davaya konu edilen şişe tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğunu, dava dışı … firmasına ait …tarih ve … nolu tasarım ile müvekkili adına tescilli tasarımlar arasında genel izlenim ve detaylarda belirgin farklılıklar bulunduğunu, müvekkili adına tescilli tasarımların kendi aralarında da yeni ve ayırt edici olmadıkları iddia edilmişse de, tasarımlar incelendiğinde farklı renk, koku, ambalaj, etiket cinse ilişkin kolonyalar için tescil edilmiş farklı renk görünümünde şişeler ve renkli ambalajlar için üretilmiş olduklarını, tasarımların adım adım geliştirilmiş tasarımlar olduğunu, davacı – karşı davalı adına tescilli olan … no.lu tasarımın müvekkili adına tescilli tasarımın-sınırsız seçenek özgürlüğü olmasına karşın taklidi niteliğinde olduğunu, karşı yan tasarımının müvekkilinin tasarımından ayırt edilmesinin bilgilenmiş tüketici nezdinde dahi çok zor olduğunu, müvekkili adına tescilli olan tasarımların ayırt edilmeyecek şekilde benzerlerinin, renkleri dokuları dahil olmak üzere birebir aynı görsel ve içerikte davacı – karşı davalı tarafından üretildiğini, yurt çapında faaliyet gösteren marketlerde ve birçok satış noktasında satışa arz etmiş olduğunu, bunun üzerine ürünlerin satışının yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla mahkemeye (… 2. FSHHM’nin … D.İş) müracaat edildiğini ve tecavüz teşkil eden ürünleri sattığı tespit edilen marketlere ihtarname gönderildiğini, Türkiye’nin en büyük kozmetik firmalarından biri olan müvekkili şirketin uzun emek, uğraş ve maliyetler sonucunda ortaya çıkardığı tasarımı taklit eden davacı – karşı davalı şirketin, başka bir ülkede başka bir sektörde faaliyet gösteren bir şişe tasarımını esas davaya konu ederek gerçeğin önünü kapatmak istediğini, haksız ve mesnetsiz asıl davanın reddini, karşı davada davalı adına tescilli olan 2017/01695 tescil numaralı kolonya şişesi tasarımının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, tecavüzün durdurulması, önlenmesi, 20.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir
TPMK kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Kimya Y. Mühendisi … ve Eczacı … tarafından düzenlenen 13/09/2018 tarihli çoğunluk raporda özetle: Her iki markanın ambalaj ve etiketlerinin teknik açıdan ve fiziksel olarak incelendiğinde, her iki markanın da şişe tasarımlarının birbirlerinden farklı olduğu, ” … ” markalı kolonyaların dış karton ambalajlarının da bulunduğu, “…” markalı kolonyalarında bulunmadığı, incelenen her iki markanın da silindir şeklindeki şişelerin ambalajları değerlendirildiğinde; Her iki marka arasında ayırt edici çok fazla sayıda özellik bulunduğu, bu haliyle her iki markanın şişe tasarımlarının farklı olduğu, şişeler üzerinde bulunan çizilerin ve şişelerin silindir şekillerinin evrensel olduğu, her iki markanın ambalaj şişelerinin silindirik olması ve üzerlerinde kısmen paralel dik çizgilerin olmasının aynı tasarım/marka taklidi olarak değerlendirilemeyeceği, ülkemizde ve dünyada pek çok şişenin silindirik yapıda olduğu ve üzerlerinde paralel çizgilerin bulunduğu, şişelerin silindir şeklinde olmasının ve boyuna çizgilerinin bulunmasının tasarım özelliği sayılamayacağı, teknik açıdan ve fiziksel olarak çok fazla ayırt edici özelliklerinin bulunduğu, “…” ve “…” markalarına ait kolonya şişe tasarımlarının birbirlerinden teknik olarak farklı olduğu ayırt edici pek çok özelliğinin bulunduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi Endüstri Ürünleri Tasarımı uzmanı … tarafından düzenlenen 18/09/2018 havale tarihli ayrık raporda özetle: Asıl davada; Hükümsüzlüğü talep edilen …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı tasarım tescillerinin başvuru yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarına sahip olmadığı, karşı davada; Davalı – karşı davacı adına tescilli … numaralı tasarımın kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde davacı – karşı davalı adına tescilli …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı tasarımlar ile yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı bu sebeple benzer olarak algılandıkları kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından düzenlenen 22/01/2019 tarihli raporda özetle: …, …, …, …,…, …, …, … ve … tescil numaralı tasarımların davalı/karşı davacı adına tescil edilmiş olduğu, …tescil numaralı tasarımın davacı/karşı davalı adına tescil edilmiş olduğu, asıl davada; Davalı – karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 09.05.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, davalı – karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen …, …, …, …ve … numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihleri olan 12.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, davalı – karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … ve … numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihleri olan 13.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, davalı – karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 15.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, karşı davada; Davacı/karşı davalı tarafa ait …tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 10.03.2017 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava: Davalı adına … tescil nolu 2 sıra numaralı, … tescil nolu 1 ve 2 sıra numaralı , … tescil nolu 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı,… tescil nolu 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı, … tescil nolu 1 sıra numaralı tasarımların, yeni ve ayrıt edici olmadığından hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Karşı dava: Davalı adına tescilli … numaralı kolonya şişesi tasarımının hükümsüzlüğü, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve maddi-manevi tazminata ilişkindir.
Tasarım kavramı, insan zihninde biçimlendirme, kurma, tasavvur etme faaliyetleri ile, nesnel gerçekliğe estetik bir yapı kazandırmayı ifade eder. Tasarım hakkı ise, herkese karşı ileri sürülebilen, maddi olmayan bir mutlak haktır. Bir ürünün ayırt ediciliğini estetik olarak vurgulayan yaratımlar hukuk düzenince korunur. Türk Hukukunda tasarımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunmaktadır. Kanunda tanımlandığı üzere tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür (SMK m.55/1).
Tescil edilmiş bir tasarımın, tescil sonrasında hükümsüz kılınması mümkündür. Hükümsüzlük şartları SMK 77. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötünîyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse,
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere alt olduğu ispat edilmişse,
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir. Hükümsüzlük kararı, geriye etkili bir karardır. Hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımdan doğan hak hiç doğmamış kabul edilir (SMK m. 79/1)
Bir tasarım tescil belgesine birden fazla tasarım konu olabilir. Hükümsüzlük nedenleri tasarım tesciline konu tasarımların tamamına ilişkin olabileceği gibi, sadece bir kısmına ilişkin de olabilir. Bu durumda, sadece ilgili tasarım bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebilir (SMK m. 77/2). Kısmen hükümsüzlük kararı verilen tasarım dışında kalan tasarımlar, “yeni” ve “ayırt edici olma” niteliklerine sahip ise, bu tasarımlar açısından tasarım tescili geçerli olmaya devam eder.
Tasarımların, hükümsüzlüğü değerlendirilirken, Yargıtay 11 H.D.’nin bir kararında da belirttiği üzere: “…Tasarımlara ilişkin tarifnameler ve tescil belgeleri ile taraflara ait ürünler birebir karşılaştırılmalı olarak incelenip ayırtedicilik ve yenilik unsurlarının bulunup bulunmadığı belirlenip, sonuca göre karar vermek…” denilmek suretiyle, değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.
Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller 81. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak,
b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek,
c) Tasarım hakkını gasp etmek, fiilleri tasarım hakkına tecavüz sayılır.
Tasarım tescil sistemi içerisinde bir tasarımın yeni ve ayırt edici olması gerekli ve yeterlidir (SMK m.56/1).
Bir tasarımın aynısı (a) tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, {b} tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir (SMK m.56/4). Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar.
Hangi tasarımların yeni olarak kabul olunacağı zaman ve mekana göre değişmektedir. Ancak genel olarak “yeni” kelimesi önceden bilinmeyen, hiç kullanılmamış veya az kullanılmış anlamlarına gelmektedir. Bir tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olması yenilik unsurunu ortadan kaldırır.
Tasarımın ayırt edici olması ise, yeni olmasından farklı bir kavramdır. Tasarımın yeni olması, SMK 56/4. maddedeki “Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere yüzeysel bir incelemeyi gerektirir. Oysa ayırt edici olmayı belirlemede ölçü “bilgilenmiş kullanıcıdır (SMK m.56/5). Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim (a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, (b) Tescilsiz tasarım İçin tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir (SMK m.56/5).
Bilgilenmiş kullanıcı, daha önceden kamuya sunulmuş tasarımların kendisinde bıraktığı genel izlenimden belirgin derecede farklı İzlenim bırakan tasarımlar ayırt edici kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbiri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 149.maddesi; “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması.
e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması.
f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası.
g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir.
(3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer.
(4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
ASIL DAVADA: Dava konusu benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımlar “şişe” tasarımıdır. Tasarım kapak ve gövde olmak üzere iki ana öğeden oluşmakta olup bu öğelerin biçimleri, yüzey özellikleri, oranları ile farklılaşmakta ve ayırt edici nitelik kazanmaktadır.
Tasarımların yüzeyleri dikey olarak konumlanmış eşit aralıklı dışbükey bombeli dilimlerden oluşmuştur. Davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen tasarımlarda gövde ile aynı yüzey özelliklerine sahip üst yüzeyi küresel bir kapak yer almakta iken, hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan tasarımda yoktur. Tasarımların üst gövdeleri ağız kısmından aşağı doğru eğrisel bir biçimde açılarak ilerlemektedir. Tasarımın gövdesinin orta bölgesinde bombeli dilimler bitmekte ve dairesel düz bir yüzey yer almaktadır. Düz yüzeyin altından tabana kadar bombeli yüzey devam etmekte, tabanda içe doğru küçük bir radyus ile bitmektedir.
Karşılaştırılan tasarımları oluşturan bütün öğelerin benzer biçimi oran, yerleşim ve yüzey özelliklerinde olduğu görülmektedir. Tasarımlar arasında bulunan fark, gövdenin oranlarında olup bu fark tasarımın bütüncül algısı içinde küçük ayrıntı olarak algılanmakta tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmamaktadır.
Tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda Davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen …,…, …, …, …, …, …, …, … numaralı tasarım tescilleri ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan 09.05.2013 tarihli … numaralı … tescili görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları anlaşılmıştır.
KARŞI DAVADA: Dava konusu benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımlar “şişe” tasarımıdır. Tasarım kapak ve gövde olmak üzere iki ana öğeden oluşmakta olup bu öğelerin biçimleri, yüzey özellikleri, oranlan İle farklılaşmakta ve ayırt edici nitelik kazanmaktadır. Tasarımların yüzeyleri dikey olarak konumlanmış eşit aralıklı dışbükey bombeli dilimlerden oluşmuştur. Davacı tarafa ait hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan tasarımlarda gövde ile aynı yüzey özelliklerine sahip üst yüzeyi küresel bir kapak yer almakta iken, hükümsüzlüğü talep edilen tasarımda yer alan kapak yüzeyi düzdür . Davacı tarafa ait hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan tasarımların üst gövdeleri ağız kısmından aşağı doğru eğrisel bir biçimde açılarak ilerlemekte iken, hükümsüzlüğü talep edilen tasarımda bu yüzey pah kırılmış gibi açılı bir biçimde ilerleyerek genişlemektedir. Tasarımın gövdesinin orta bölgesinde bombeli dilimler bitmekte ve dairesel düz bir yüzey yer almaktadır. Düz yüzeyin altından tabana kadar bombeli yüzey devam etmekte, tabanda içe doğru küçük bir radyus/pah ile bitmektedir. Karşılaştırılan tasarımları oluşturan bütün öğelerin benzer biçimi oran, yerleşim ve yüzey özelliklerinde olduğu görülmektedir. Tasarımlar arasında bulunan fark, gövdenin ağız altında yer alan genişleme biçiminde olup bu fark tasarımın bütüncül algısı içinde küçük ayrıntı olarak algılanmakta tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmamaktadır.
Tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan tasarımlar arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen 22/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere; …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı tasarımlar, davalı/karşı davacı adına ve … numaralı tasarım, davacı/karşı davalı adına tescil edilmiştir.
Asıl davada: Davalı-karşı davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 09.05.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, …, …, …, … ve …numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihleri olan 12.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, … ve … numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihleri olan 13.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 15.04.2016 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı kanaatine varıldığından asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Karşı davada: Davacı-karşı davalı tarafa ait … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 10.03.2017 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı kanaatine varıldığından … numaralı E.T.B nin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, asıl davaya konu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verildiğinden tecavüz ve tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVADANIN KABULÜNE
1-Davalı adına tescilli
… tescil nolu 2 sıra numaralı ,
… tescil nolu 1 ve 2 sıra numaralı ,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı,
… tescil nolu 1 sıra numaralı, ETB’lerinin ayrı ayrı HÜKÜMSÜZLÜKLERİNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
2-HÜKÜMSÜZLÜK kararı kesinleştiğinde, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
3-54,40 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı 31,40 peşin harç, 32 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.594,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
KARŞI DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı adına tescilli … nolu ETB ‘nin HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Tecavüz ve tazminat istemlerinin REDDİNE,
3-HÜKÜMSÜZLÜK kararı kesinleştiğinde, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
4-683,00 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile artan 628,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Kabul edilen hükümsüzlük talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı 683,00 peşin harç 195 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.709,40 TL yargılama giderinden, taktiren 903,13-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır